• (bkz: bluesefendi)
  • "istanbul beyefendisi" tabiri günümüzde bi iltifat olarak kullanılmaktadır. istanbul beyefendisi dendiği vakit, sadece kalıplaşmış görünüşüyle "3 liraya simit alırdık, 5 liraya da çikolata alırdık çocukken, hüthüt kuşları uçardı tepemizden, çamlıcada oturur fruko gazoz içerdik" diye geveleyen insandan çok, istanbullu olma bilincine(istanbullu olma bilinci semboliktir, ankara beyefendisinin de istanbul beyefendisinden farkı yoktur, maksat şehirde yaşarken şehirli olabilmektir) sahip, belirli bi kültür düzeyinde ve adab-ı muaşeretten nasibini almış kimsedir.

    evet, istanbul da hayat ta çok değişti o zamanlardan beri, kafalar da değişti. çok güzel şeyler oldu, insanların kafasındaki çoğu tabu yıkıldı (kerimem hava kararmadan dön, diskotek'e gitmek de neymiş, köpüren aspirin atarlar uyuturlar seni), bi ferahladı sanki, nefes aldı. ama bi yandan da etraf şehir magandası doldu. adım başı balgam atan, arabasından semtine göre mahzun kırmızıgül ya da "dumtısdumtıs" muziğini köküne kadar açan kırolarla doldu. zannediyorum ki, "istanbul beyefendisi" özlemi de, bu tip insanların bölünerek çoğalmasına paralel olarak arttı.

    ben şahsen pek seviyorum eski zamana ait şeyleri, siyah beyaz filmlerde görünen istanbul çok hoş geliyo gözüme, rumba cha cha ve de tango yapan nostaljik kişileri gördükçe kanım kaynıyo. ha belki cafcafa aldanıyorum, olabilir, gene de etek giyene laf atan, uzun saçlıya sataşan, toplumda sadece kendisi yaşıyo zannedip düşüncesizce denyoluk eden kişileri gördükçe "istanbul beyefendisi" arıyo gözüm.
  • istanbul'da yaşamak zorunda değildir. önemli olan o farkı taşımak ve bunu hissettirebilmektir. herkes olamaz. bilgisine ve tecrübesine güvendiğimiz bir hocamız bunun için öncelikle ''aklıselim, kalbiselim, zevkiselim olmalıdır insan'' der. kendini bilsin, kalbi doğru olsun, zevk sahibi olsun ki istanbul' un tadını çııkarsın. zaten günümüzde bu sıfatı atfedebileceğimiz insanların azlığı değil mi şikayet ettiğimiz onca davranışa maruz kalmamızın nedeni?
    tabi, şikayet ettiğimiz davranışlarda bulunan erkekleri de kadınlar yetiştiriyor. o ayrı.
  • nesilleri tukenmis ya da neredeyse tukenmeye yaklasmis istanbul ahalisidir. gunumuzde altimda ne marka araba-yat-kat-pantolon var o kadar degerliyim dusuncesiyle kurutulmus bir tabirdir. yozlasmis zamanimizda bir daha da ortaya cikabilir mi zannetmiyorum. ancak bunu yasatan son ornekler hala vardir. halk arasinda bunlar ne kadar saftirik ya da kendileri gibi cikarci olmadiklari, uc kurusa tamah etmedikleri, degerli olanin disaridan gorunen degil insanin icinde sakli olan oldugunu bildikleri icin hor gorenler olsa da bu hor gorenlerin kendi denyoluklarindan haberleri var midir ilk olarak kendilerine bunu sormalari gerektiginden haberdar bile olmadiklari icin soylediklerini de pek bir kaile almanin geregi yoktur.

    ilk akla gelen beyogluna takim elbisesiz cikmayan ya da bastonsuz, fotr sapkasiz dolasmayan insan modelleri degil de her yonden centilmen ve ici iyilikle ve erdemle kipir kipir olan en azindan tepeye cikmak icin onundekini alasagi etmek gerektiginden baska yol oldugunu bilen, insanin kendisini icindekilerinin yansittigina inanan herkes bir istanbul beyefendisi olarak tabir edilebilir.
  • dogru kullanimi icin:

    (bkz: istanbul efendisi)
  • (bkz: kenan gürsoy)
  • mendili olur kumaş ama sümüklüdür, boyalıdır ayakkabıları ama sorsan rengini bilmez ve adını sorsan; bilmemnezadelerden bilmemkim diyebilir, racon bozulabilir, boyu devrilebilir.
hesabın var mı? giriş yap