insomni4c

• onuncu nesil sabirtasi yazar.
  (bkz: hoşgelmiş)
• sozluge canakkale den katilan suser, guzel insan.
• reyis.
• cuma namazı badimdir.
• "başkası olma kendin ol, böyle çok daha güzelsin" ve "gel bana sahici sahici" diyendir utanmadan.
• bir gece ansızın gelmiş, beni mutlu etmiştir. hatta o kadar mutlu etmiş ki, gece kendisine romantik mesajlar atmışım eve gidince. kendisi de -reyis olmasına rağmen- bana romantik cevaplar atmış ama. ertesi sabah okuyup bayağı gülmüştüm.
  
  ankara'ya bi daha geldiğinde bi stadyum adam toplayıp, meksika dalgasıyla karşılamayı istiyorum kendisini.
• şimdi sabahın köründe deli sikmedi beni, öncelikle ona açıklık getireyim. ama öyle bi burnumda tüttü ki kendisi, odunluğumdan genelde pek de ifade edemediğim duygulayımı şeyapmak istedim.
  
  hani böyle biriyle tanışırsınız, garip bi şekilde inanılmaz rahat hissedersiniz o insanın yanında. birden. acaip seversiniz. bunlar olabilir. ama o insanın durup dururken size garip bi güven hissi vermesi -evet- oldukça gariptir. hayır nooluyorsa yani birden öyle. sanki yıllardır tanıyormuşçasına, sanki yediğiniz boklarda hep yanınızda olmuş, düşerken sizi tutup iki tokat atmışçasına. sonra da oturup gülmüşsünüzcesine.
  
  nedense hep hayatımda olacakmış hissi veriyor kendisi bana. hayır olmayacaksa da yanlış sinyaller yollamasın lütfen, biz de ona göre şeyapalım kendimizi di mi? bence gayet makul bi istek. evettabi.
  
  bu entarimi, kendinden 1. çoğul şahıs olarak bahseden tüm gerizekalılara gönderiyorum; hepinizin amına korum. akıllı olun.
• oysa yoğurtlu sosun içimi ferahlatması gerekiyordu bakınızının ilk forveti. aynı şekilde benim de dikkatimi çeken bu cümlede benden atik davranarak bitiş çizgisini birinci geçmiştir kendisi.
• oysa yoğurtlu sosun içimi ferahlatması gerekiyordu efsanesinin yaratıcısı...
  saygım sonsuz...
• ben bu insanları gerçekten anlayamıyorum.
  
  bu yazar arkadaş dün, hitler almanyası türkiye ile neden savaşmadı başlığına, ciddi hatalar içeren şu entry'i giriyor (bkz: #60534156).
  
  peşinden yanlışlarını kısaca izah ettiğim bir mesaj atıyorum, buna ise kibirli bir şekilde cevap veriyor, cevap verirken kullandığı argümanların bir kısmı gene yanlış.
  
  o yanlışlarını da son kez gösterip (tamamen hayrına) muhabbeti sonlandırmak üzere bir mesaj daha yazıyorum ki o da ne? hazretleri mesaj alımlarını kapatmış.
  
  hayır efendim..öyle işkembe-i kübradan, bol "bence"li "sanmıyorum"lu, "düşünmüyorum" lu öznel sallamalar yapıp insanların aklını bulandırdıktan sonra kaçmak yok.
  
  yazışmamızı nick altına ekliyorum ki herkes görsün:
  
  1) http://i.hizliresim.com/zdndla.png
  2)http://i.hizliresim.com/jnjnoj.png
  3)http://i.hizliresim.com/o7q71k.png
  
  bu da benim yazdığım ancak paşazademize ulaşamayan 2. mesaj;
  
  "anladım ben cevabınızı aldım zaten cümlelerin içindeki sözde kinayeler yoluyla. ben de daha fazla uzatmak niyetinde değilim, yalnız huyum kurusun ki gene bu mesajınızda da gözüme çarpan bazı genel geçer yanlışları belirtmeden geçemeyeceğim.
  
  ilk olarak, "gerçek görevi askerlik olmayan sivil halkı savaşta çöp olarak görebilirsiniz" cümlesi yine "asıl işi tarih yazmak" olan birine yakışmayan cinsten. çöp olarak nitelendirdiğiniz o insan gücü kurtuluş harbinde urfa ve maraşı tek başına kurtarmış, antepte tam teşkilat fransızlar karşısında ise direkten dönmüştür.
  2. dünya savaşından örnek vermek gerekirse, 50 bin civarı bir sivil gönüllünün, 1.5 milyondan kalabalık ve çok ciddi envarter avantajları olan kızıl ordu karşısında berlin işgalini günlerce geciktirdiği bilinen bir gerçek.
  ayrıca almanların yunanistan işgali sırasında gerçekleştirilen yerel direnişin boyutları çok ciddi dereceye ulaşmış, alman orduları gerilla taktiği ile saldırı ve savunma yapan yunan sivil direnişçileri bile tamamen zaptedememiş ve nihayetinde çok ciddi kayıplarla toprakları terk etmek zorunda kalmıştır.
  bakın 1923 sonrası çok ciddi bir bunalım yaşayan yunanistan'dan bahsediyoruz üstelik.
  örnekler çoğaltılabilir. günümüzün bağımsız halklarının büyük kısmını, işgallerden ve mandater yönetimlerden sivil direnişler ve mücadeleler kurtarmıştır.
  
  bir ikincisi, "fakat coğrafi şartların o dönemde o teknolojideki bir orduyu durdurabileceğini düşünmek gerçekten gülünç ve yersiz." demişsiniz.
  
  ne yalan söyleyeyim burada baya sesli güldüm.
  almanların moskovanın ötesine gidememesinin en temel sebebi coğrafya koşulları, ardından tamamen dağılmalarının müsebbi olan şey ise sert rus iklimidir. bu kadar geniş bir coğrafya ciddi ikmal sıkıntıları yaratmış, geciken ikmaller nedeniyle harekatın uzaması ise iklim şartlarının ağırlaşmasıyla beraber (üzerine alman generallerinin hataları de eklenince) almanların bozgununa sebep olmuştur.
  harekat kışın başlıyor demişsiniz, harekat temmuzda başlıyor. hitlerin amacı işi aralıktan önce bitirmek (çünkü iş uzarsa o da başına geleceklerin farkında) ve bundan da emin. ama önce rusların geniş ve dağınık coğrafyasının sonra ise sert ikliminin gazabına uğramıştır.
  
  her neyse..daha çoook şey yazılabilir ama inanın benim enerjim ve mecalim sizinkinden az..
  tarih yazmak ise benim işim değil, ben amatör olarak tarihle ilgilenen, bunu hobi olarak yapan biriyim. herhangi bir iddiam yok. oysa siz bunu "işi" olarak addetmiş biri olarak benim gibi amatör bir tarih tutkununu bile ikna edemediniz yazdıklarınızla.
  ha gerçi ikna etmek de zorunda değilsiniz ama, bunu "işi" olarak gören birinden, entryde olmasa bile mesaj kısmında biraz daha derli toplu ve dayanıklı cümleler beklerdim. iyi bir tarihçide olmaması gereken "ben her şeyi bilirim, ben çok şey bilirim" arogansı sezdim sizde.
  varsın siz biliyor olun,
  ben bilmiyorum.
  ama burada bazı şeyleri yazarken insanları isteyerek ya da istemeden zehirleyebileceğinizi de unutmayın. kendi kişisel tatmininiz için insanların hafızasıyla oynamak hoş değildir.
  iyi günler."
  
  yahu azıcık eleştiriye açık olun be..azıcık da olsun kendi kişisel haklılığınızın değil, gerçekten bir şeyler öğrenmenin ya da öğretmenin; gerçeklerin peşinde olun. pes diyorum bu kadar ego'ya..ve işte bazen de sırf bu yüzden bu sözlükten nefret ediyorum.