65 entry daha
  • sevgilik: sevgi-sevgililik ile evlilik arası bir şey. bir yerde evli gibi olan sevgililerin, adsız şekilde kurumlaşmış ilişkilerin bir betimlenmesi olarak düşünülebilir.

    olacak olan kitabıma ilişkiler, sevgiaşk üstüne daha kapsamlı damıtmalar da alıcam. tartışsal, açınsal olsun. ben de gizdökümcü olabileyim; ama gizdökümü zor, iddia etmeden..

    yakındaki tepişir, uzaktaki öpüşür.
    akrabanın ettiğini akrep etmez.
    hısım, etini yer kısım kısım.
    kardeş kardeşin ne öldüğünü ister ne onduğunu.
    kuma kumaya pamuk atar, elti eltiye taş.
    kumaların gemisi yürür, eltilerinki batar. (bkz: kuma gemisi yürür elti gemisi yürümez)
    gecenin işine gündüz güler.

    ilişkileri, evliliği hayatta bir şey yapmama, kendisi olmama kamuflajı gibi yaşayanlar tabii ki birbirine bunu önerir, evlilik baskısı yapar. birlikte yaşama, tam siper yatma ve tutuculuğa veya devrimci yaratıcı birlikteliğe dönüşebilir.

    erkek: "sizinki gibi kurulu düzen değil; bizimki ölüden diriliyor."

    ben birçok bakımdan babamın azaltılmış numunesiyim. benim ustalığım olasılıkla, var olanların çokluğundan değil, var olanların birbiriyle ilintilendirilmesi ve dışarıya, ilişkilere de yedirmedeki kendime özgü tarzımda. ben var olanlardan bir uyum çıkarıyorum. babam olmayanlardan, feda edilmişlerden kişisel uyum çıkarıyormuş. şimdi anlıyorum, uyum yakalayan herkesin vardır bir feda edilmişi, kaybedilmişi.

    bir ilişkide asla tüm kartlar açık olamaz, açılamaz. bu bir içtenlik sorunu değil varlığın karanlık tarafı sorunudur. ilk ipucunu bilinçdışında verir.

    padişah fermanı. birbirine boş olmayan küsler, yani ilişkide ama küs olanlar en yetkin aşıklardan daha fazla birbiriyle dolu olacak, küslüklerinde.

    madem seninkinde izin vermiyorsun, ben de diğer ilişkilerimi hoy hoy tüketeyim de gör o zaman..

    filmlerdeki haşır huşur ilişkiler, öyle sanatın yöntemi gereği yoğunlaştırma, olabilecek ama o kadar da olmayan hayali yoğunlukta şeyler değil. gerçeği o.. yan yana gelen herkesin bir ilintisi, bir elektrik alanı var. toplumun sağgörüsü, bilgi yöntemi ve yakıştırması böyle işliyor. herkes gizli gizli bunları yaşıyor(muş). bu ritme uymayan uyamayanlar ise ben sonrakilere dahil olmak üzere yaralı-acılılar veya sanatçılar. bunlardaki aşağılık kompleksi pek yanlış sayılmaz, yaralı olmayandan sanatçı mı olur?

    kadın erkek ilişkilerinde her an hem olumlu hem olumsuz zaten'leri biriktiririz, amel defteri gibi uygun dağarcıklarda. sonra dayanması zor üzüntü veya sevinçlerde o hazır olanları kullanırız. örneğin kaçan kovalanır, kaçan çekicidir, çekilim o anda eşyanın doğasıdır. "ne güzel kaçıyor" ile "ne iğrenç bir kaçış bu" eşanlı olarak olası sağ-sol dağarcıklarında ilkilmekte. kaçanı yakaladıktan sonra veya yakalayamadığımızda eleştiri/onay yönlü zaten kümeleri emre amade.

    evlilikler geçidi, evlilik olarak ilişkiler son sahibinden ilk sahibine doğru yürüyor. sonunda kapanış ve program...

    hayat bir devir teslim. bu arada en büyük tekeşli aşklar da dahil olmak üzere ilişkiler ve evlilikler de devir-teslimdir. limitlere bakacak olursak erkek kadını babasından alır, azrail'e teslim eder; kadın erkeği anasından devralır, azrail'e verir. azrail'in eril hali ve dişil halleri varsayılabilir ki, benzetme benzesin. eşimizi de, çocuğumuzu da, düşmanımızı da hayattan alır hayata veririz.

    özellikle ilişkilerimizin uzun erimli tutunumunda ten uyumuna, feromonlara, kimyaya çok şey borçluyuz. sırf kendimize kalsa, bilincimize kalsa çocuk gibi oynardık gerçekle. oysa gerçek, oynanmasına izin veriyor ama isterse kendini bastırıyor da. hem dış gerçekleşmeler *biçiminde hem iç psikolojiler biçiminde bastırıyor.

    her iki cinsiyet de sevmediği biriyle sevişebilir. kadınlar sevmediğiyle sevişirken sevdiği kişiyi hayal ederler. erkekler sevmediğiyle sevişirken özgürdür, sevdiğiyle sevişirken sevmediği, daha doğrusu tanımadığı bir güzel kadını, bir ünlüyü hayal edebilirler. veya çirkin ama çekici bir kadını.kadın mı, erkek mi daha sadakatsiz? bir bir berabereler. sevişmeden sevmek ise en çok yıllanmış sevgililer ve evli çiftlerin uzmanlaşmaya çalıştığı bir konu. (bkz: sevişirken başkasını düşünmek)

    yalnızlık özellikle ilişkiler için, belki insanlık için de baraj ders. ilişkiye başlama yeterliği için bir eğitim ve diploma olsa onun zorunlu baraj dersi olurdu. neyse ki zorunlu değil, not yükseltme aracı da, bu derse bakmayanlar ilişkilerde rahat rahat gönüllerince rezil oluyorlar. insan kardeşlerimiz, yatıyor, kalkıyor, üzülüyor, üzüyor, kötülük yapıyor, çile çekiyor, çile nedenini bilmiyor, nedeni kavrar gibi olduğunda ömür uçmuş oluyor, bereketli olsun diyorlar. onlar da sağolsunlar.

    saldırgan bir şarjı, zorunlu kalmadıkça karşı saldırıya geçmeden karşılamak atan ve karşılayan iki taraf için de en iyisi. aslında saldırgan insan kardeşler bizden onları sevmememizin hesabını soruyorlar. 'bensiz nereye gidiyorsun?' diye sorguluyorlar. sevmemek hesap sorulabilir bir şey değil, ama sevilmemenin saldırganlaştırması anlaşılır. bu tüm diğer ve genel ilişkiler için de geçerli. paranoyak, şizofren, takıntılı, histerik, mantık evliliği, paraya veya güce tapan kardeşler, neyse, muhataplar hep çaresiz de olsa alacaklılar. bak dilenciler de sırada olmalı. rte de sırada. sanal karakterler, cinler, şeytanlar, tanrılar, kurumlar hepsinin haklı-haksız diyecekleri, söyleyip isteyecekleri (alamayacakları) var.

    orospu/fahişe neden sevilir, metres neden sevilmez? metrese karıyı da ekleyelim.
    ilk ve sade yanıt "orospu şımartır da ondan," çıktı. benimki: orospu senin değil diye sevilir, metres senin diye sevilmez. insan sahip olduğunu (veya olduğunu sandığını) sevemez. temelde insan ancak bütünüyle sahip olamayacağı kimseyi sevebilir. onu en çok çıldırtabilen de sevdiği kişi olur. sahip olduğunu sadece korur bakar şefkat gösterir vs. insan insana sahip olamaz; kendine bile olamaz. insan özgürlüğe çarptırılmıştır. mal olarak alınmak isteyen de bunu sonsuz isteyemez. sahiplik sanısı, böyle algılayanın sevmesine engel olur. sonraki pişmanlıkların, sonradan sevdiğini anlamaların bir kısmı budur işte: olduğunu sandığı kişiye sahip olamadığını sonradan anlamıştır.
    karı da sahip sandığın, malın gördüğün için sevilmez; sanma sonucu sevilmeyenlik. karına sahip olmamışsan, elinden kaçıracak gibiysen sevmeye devam. bazı kadınlar, erkeğin ruhunda bunu oluşturmayı, kıvamını ve yönetimini iyi bilir. düşük olasılık, akıllı ve şanslı bir erkek de karısına ait ve mal olma düzenine kolay teslim olmayacağını, ağa yakalanmayacağını hissettirerek ilişkisini diri, kadının ilgisini canlı tutabilir. bu dalavereler genelde erkekleri bir hayli aşar, doğuştan beceri de ister.

    ayrılamayan/kopamayan -tipiği yengeç burcudur- aslında birleşememiş olabilir. o durumda ayrılmamak, birleşmemenin, eksik ilişkinin foyasını saklamak gibi. canlı bir ilişkide mikrotravma gibi birleşme ve ayrılmalar olur; bozulma ve tazelenmeler gibi. görünürde düz giden ilişkinin içindeki dalgalanmalar. ve öteki, fırtınalı ilişkilerde, görünürde bir var bir yok ve tutarsız giden ilişkideki ortak sabitler ve örüntüler...

    yeni başlayan ve gariplikleri olan ikili ilişkilerde esas olan iletişim, bir veya birkaç sevgi ipliği, ilgi, isterse tutku veya seks ipliği olsun üretebilmek. insanlar tanımadıklarına düşman olup savaşıyorlar, hiç fikri bile olmadıklarını yok ediyorlar; tanıdıklarıyla tanışlık dozu artırmışlar, bunu yaparken uymayanların, eksik kalanın, garip kaçanın amına koyum. eksiksiz iş mi var.

    ilişki başlangıcı, hatta ilişki genel yapısı için önerme:
    her erkek, öksüzler veya yetiştirme yurdundaki bir yetimdir. her kadın, oraya gelip besleme bakınan bir kısır ailedir.

    özel ilişkilerde, öteki üzülmesin diye gösterilen nezaket işlemez, işletilirse ters anlam kazanır. nezaket, tam sevgilin /muhatabın değilken gel gel demek sayılır. reddetmeyip arkadaş olarak tutmak "daha açıl, daha açıl. yürü bana, ben kaçayım sen kovala.." demeye gelir.

    ilişkiden yorulmayım diye erken gitmek çözüm değilmiş. resmi veya gayrıresmi. yaşadığının ısrar ve yanlış ısrar olduğunu anlaman gerekir. illa yaşanacak, canlar yanacak. doğru yönü bilmek yetmiyor, yön hedefi ile şimdinin arasını yaşamayla doldurmak gerekiyor. oluyor mu anlamak için de, olmazlığı anlamak ve yeter demek için de deneyimlemeyi sürdürmek zorunlu. hangi deneyim seçildiyse. bir anda ikisi birden yaşanmaz, varlık yokluk birbirini izleyebilir, aynı ana sıkışamaz.

    bu kızın iki tür ilişkisi var: büyükle küçük, küçükle eşit olduğu ilişkiler. büyüğe karşı küçük olduğu ilişkilerinde, her zaman, ötekinden varolmaya yaşamaya değdiğine bir sağlam kanıt isteme durumu. onay veya akıl alma, söz verdirme çabası. bu karşılık yapısını aydınlatmazsa bedelleriyle birlikte bu ilişki örüntüsü hep sürüp gidecek. yaşıt ilişkilerinde, onlarla görüştüğü yer, coğrafya, dölyatağı havuzu mu, taze doğmuşluğun çayır çimeni mi? babamsı kişilerine karşı hem bilgenin çırağı, hem eş oynaş bağı eşzamanlı etkin. şöyle ki, hangisi ön plandaysa, öteki unsur niye aksadı diye rahatsız olarak..
    ilgi göstermeyecekseniz daha doğmadım, doğmayabilirim mesajı veriyor. ilgi arayışı bu düzeyde. doğmamak için doğum travayını uzatıyor. evin büyümüş kızı olmamak için sınıfta kaldı. yoksa konusu, izin istemede zorlanmak değil, izin istemeyi sevmemek. onu etkilemeyen birinin bile ilgisini istiyor. ilgilenecek ilgiliye münasibi kadar bile tepki vermemek üzere..

    edebiyatta ilişkiler ve aşkı işlemenin adeta zirvesi için (bkz: alexandria quartet) : justine, balthazar, mountolive, clea.
    daha doymuyorsanız, aynı ölçüde vurucu değil ama devamı/eşdeğeri sayılır (bkz: avignon beşlisi)

    ilişkiler.. kendine hataların ve düşmanlığınla nefsin, allah gibi sopası yok sopalı hale gelebilir. çıkaracağı karışıklık ve ceza atom parçalanma enerjisine koşuttur. kul sıkışmayınca hızır yetişmezmiş de akla geliyor. yetişmeye çıktığı yer içindir, orası değilse bile içinle uyumlu. vücut ve duygu diliyle içben/nefs akıllı ol aklını alırım diyebilir. son çare olarak sahibini infaz da edebilir. yoksa ne kadar kıllı vahşi olursa olsun iletişimseldir, sabırlıdır, halden anlar, yüreklidir. saf kötülüğe aitlik ve şeytana hizmet kişileri hariç. bu temeller sanırım kısmen kendiliğinden oluş, kısmen seçim. insan kendini ya yaratmamış içine doğmuş oluyor, ya nasıl yaratmış olduğuna karşı kör oluyor.

    istatistiksel olarak erkekler daha fazla ölüsevicidir. kadın ayrılık onayı vermeden erkek onu terk edemez. ayrılıp ilişkiye geri dönüşte kadın ayrılmadığını biliyorsa hep canlıydı, diriydi. erkek kendi açısından kadını öldürdü ve sonra sevişerek diriltmeye çalıştı. kadın ayrılıp geri dönüyorduysa o da ölü sevici. ölenin dirilmesinin isabetini zaman gösterecektir. insan başka yaşam alanlarında da gündelik yaşamda ölür, tekrar dirilir; ilişki bakımından ölüp dirilmenin bir eşdeğeri bu ayrılıklar ve kararsız geri dönüşler. ve bir insan bir planda ölü, öbür planda diri olabilirmiş; biraz önceki kadının durumu gibi.

    "yasalar tarafından onaylanmayan ilişkilerden, evlilikten doğan akrabalıklar kadar çok ve karmaşık, ama daha sağlam akrabalık bağları doğar. bu kadar özel türden ilişkileri bir yana bıraksak da, gerçek aşktan kaynaklanan gayrimeşru ilişkilerin ailevi duyguları, akrabalık görevlerini sarsmayıp aksine pekiştirdiğine sık sık şahit olmaz mıyız? bu durumda gayrimeşru ilişki, evlilikte anlamsız olabilecek birçok şeye ruh katar." marcel proust - la prisonniere

    "sevgi olmadıkça hizmette bulunmanın bir değeri yoktur. hizmet etmek eldedir de sevmek elde değildir." mevlana - divan-ı kebir

    "özel ilişkilerde nezaket, kibarlık, açıklık önkoşul olamaz. her şey gizli veya açık olarak masadadır." mehmet ibiş - bakışlar mayalar tarihöncesi

    "herkes, kendi mahallesinin yeni yetişenlerine bildiklerini vaktiyle öğretse, bu işler ne kadar kolaylaşır." kemal tahir - yol ayrımı

    "güzel, küçük burjuva ya da büyük burjuva ya da parlak, duygusal, romantik, heyecanlı, harika, içten, sürekli, gelişen insan ilişkileri, ikili insan ilişkileri hiçbir zaman çıkış noktam olmadı." tezer özlü - yaşamın ucuna yolculuk

    (ilk giri tarihi: 10.10.2013)

    (bkz: ilişki/@ibisile)
    (bkz: kadın erkek ilişkileri/@ibisile)
    (bkz: ikili ilişkiler)
    (bkz: karanlık ilişkiler)
    (bkz: komşuluk ilişkileri)
    (bkz: ilişki dinamikleri)
    (bkz: insan ilişkileri/@ibisile)
    (bkz: halkla ilişkiler/@ibisile)
    (bkz: iyi ilişki/@ibisile)
    (bkz: bir ilişki/@ibisile)
    (bkz: sevgi ilişkisi/@ibisile)
    (bkz: ciddi ilişki)
    (bkz: ekşi ilişki)
    (bkz: bağımlı ilişki/@ibisile)
    (bkz: aşk motoru)
    (bkz: eşdeğer evlilik)
    (bkz: ilişkimize ara verelim)
    (bkz: ilişkilerin bitme sebepleri/@ibisile)
    (bkz: ilişkilerde devralma devretme ilkesi)
    (bkz: ilk aşk/@ibisile), evlilik/@ibisile
    (bkz: ilk evlilik/@ibisile), ikinci evlilik/@ibisile
    (bkz: yasak aşk), gayrimeşru çocuk/@ibisile
    (bkz: düşüp kalkmak/@ibisile), yatıp kalkmak
    (bkz: beni seviyor musun/@ibisile)
    (bkz: before she met me/@ibisile)
    (bkz: tom ve jerry/@ibisile)
    (bkz: camille claudel ve rodin durumu)
    (bkz: sence de biraz hızlı gitmiyor muyuz)
    (bkz: seven/@ibisile), sevilen/@ibisile, sevilmemek/@ibisile
    (bkz: kendini anlatmak/@ibisile)
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap