içten gelen
-
(bkz: basit)
-
-
-
ne yapıyorum, neden yapıyorum? içgüdüsel, içten gelen bir şeyler işte. yaptığımı açıklayabilecek veya savunabilecek kadar yetkinleşmedim daha.
"içten gelme bir başka tür vuruk vardır ki- ancak onunla baş edemeyeceğiniz kadar geciktiğinizde duyarsınız varlığını, bir bakıma artık eskisi kadar sağlıklı biri asla olamayacağınızı sezdiğiniz bir gün.(...) yüzyılın başından bana usulca seslenen ölü dayımı* okuyorum. türkçe bilmeyen gavur bir dayı." tomris uyar - yürekte bukağı
"peter belki duygusal buluyordu kendisini. doğru. yine de zamanla şu kanıya varmıştı ki, söylenmeye değer tek şey duygulardı, içten gelenlerdi. zeka, saçmaydı. insan içinden geleni söylemeliydi yalnızca." virginia woolf - mrs. dalloway
(bkz: içten gelen ateş) -
günlerden cumartesi:
-iç ses= hadi kalk. elini yüzünü yıka. kahvaltını yap. raporlarını hazırla. verileri bilgisayara geçir. odayı temizle.
-cevabım= bi rahat bırakmıyorsun ya. tamam biliyorum bunları yapmam gerek. ama enerjim yok. anlıyor musun? tamam çok konuşma kalkıcam. hepsini de yapicam.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap