• 102 sayfadır. sonunda birinci kitabın sonu yazdığı için devamını da beklemekteyiz. her zaman ki gibi ilginç bir ismet özel kitabı... bir otobiyografi niteliğinde.
  • şule yayınlarından çıkmıştır.
  • (bkz: ralph waldo emerson)un (bkz: henry david thoreau)'ya onu hapse ziyarete gittiğinde sorduğu sorudur. thoreau nun cevabı da "waldo sen neden burada değilsin?" şeklinde olmuştur.
  • the time traveler s wife kitabında, sürekli zaman yolculuğu yaptığı için abuk subuk zamanlarda, abuk subuk yerlerde kendini çıplak vaziyette bulan henry'e sürekli yöneltilen soru cümlesi...
  • - henry sen neden burdasın...
    - bi arkadasa bakip cikacam
  • ismet özel bu kitabında sanat/düşünce dünyasında "titizlik" diye bir kavram ortaya atar. önem atfettiği insanları bu "titiz" ifadesi içinde toplar. titizliği yaptığı işe saygı anlamında kullanmasının yanında kanımca ürettiği eser ile yaşadığı hayat arasında bir bağlantı kurmayı en azından böyle bir çaba içinde bulunulması gerektiğini kasteder.
  • ' altmış yıllık hayatımın göze acı veren bir uyanma süreci olduğunu söylersem, onu yerli yerince tavsif etmiş olmam. artık beynimi her gün biraz daha elektriklenmiş hâle sokan, yüreğimi burkan bir ayıkma sürecidir yaşadığım. ne kadar ayıktıysam o kadar keyfim kaçtı. keyfimi güvendiğim dağlara kar yağması mı kaçırdı? bilakis! yanımda yöremde bulunanlara o çok güvendikleri dağları işaret ederek "bu dağlar çok kar kaldırır" demiş olmamı kimsenin ilgiye değer bulmayışı sebebiyle keyifsizim. nasıl bir toplumda veya dünyada yaşadığım, uğradığım toplum katmanları, hayat çizgimin hangi eksenler arasında, nerelerde seyrettiği hakkında bilgim her gün biraz daha çoğaldı; ama bu bilgimi kendisine nakletmemden memnuniyet duyacak kişiyle bütün gayretime rağmen tanışamadım. dünyanın hangi ahvalde olduğuna dair itminana kavuştukça dünyalılardan yalıtıldım. on dört yaşımdayken gazetede yahya kemal in ölüm haberini gördüğüm gün çok şaşırmış ve içimden "bu adam çoktan ölmemiş miydi?" sorusunu geçirmiştim. türkiye de (belki modern dünyanın her yerinde) toplum hayatının cereyanındaki hızlı değişme ve buna bire bir uyarlanan algılama kalıpları bireyin mezara indirilmesini beklemeden onu müzelik hâle getiriveriyor. benim yalıtık ömrüm, anlamına vâkıf olduğum ve beni anlamlı kılan dünyanın güncel dünya olmadığı bilincine varmakla geçti. güncelliğe de, güncelliği dert edinene de yuh olsun! '

    sf, 9-10

    böyle, her okuyanın öznel kısımları kendisine evirebilmesinin sonucunda ortaya koyabileceği 'hayat' tanımını yazabilmek herkesin harcı değildir.
  • çok samimi bulduğum bir ismet özel kitabı.

    "on dört yaşımdayken gazetede yahya kemal'in ölüm haberini gördüğüm gün çok şaşırmış ve içimden "bu adam çoktan ölmemiş miydi?" sorusunu geçirmiştim. türkiye'de (belki modern dünyanın her yerinde) toplum hayatının cereyanındaki hızlı değişme ve buna birebir uyarlanan algılama kalıpları bireylerin mezara indirilmesini beklemeden onu müzelik hale getiriyor."

    şûle yayınları, 6. baskı, editör: a. ali ural, s10, henry sen neden buradasın 1

    daha bugün bile bir arkadaşım ismet özel ne zaman öldü deyince tastamam bir tevafuk oldu, ya hu dedim sorduğun adam senden farksız, yaşıyor allah uzun ömür versin. toplumun problemlerinden biri de mezara indirmeden müzelik hale getirmek. "güncelliğe de güncelliği dert edinene de yuh olsun!"
hesabın var mı? giriş yap