*

  • (bkz: gorucu usulu)
  • bu geleneğe dair mi bilmiyorum; ama tespiti nokta atışı olduğunu düşündüğüm bir söz:

    "neden dost olmadan, erkek-kadın, karı-koca olmaya çabalıyoruz? bizim insanlarımızın insan sevmesi, insan okşaması, çocukluktan engelleniyor. saptırılıyor, çarpıtılıyor."

    tezer özlü
  • karşı cinsi etkileyebilecek kapasitesi olmayan eziklerin; 'ben karı istirem` diyerek başvurduğu usüldür.
  • gunumuzde para icin kizini zengin birine iteleyerek yapilanlari da mevcuttur. bu tip kizlar ve aileleri icin (bkz: gold digger)

    edit: ayrica sunlar da var:

    (bkz: vesika yerine evlilik cüzdanı kullanmak)
    (bkz: sosyal orospuluk)
  • sizi ve tanıştırılacak kişiyi iyi tanıyan ortak arakadaşınızın anlaşabileceğiniz düşünüp sizi bir araya getirme eylemidir. bundan sonrası size kalmış karşılıklı etkileşim hoşlanma elektrik ne derseniz deyin bir yakınlık oluşursa bir ilişkiye başlarsınız. bu ilişkide sürpriz ile karşılaşma durumu çok daha azdır. çünkü işte cafede sosyal ortamdaki gibi hoşlandığı kişiye kendini beğendirmek için pazarlama yapılmadığından, neyse o bilinir. yapılan araştırmalar ve çevremde gözlemlediğim kadarıyla bu tür görücü usulü evlilikler daha sağlam oluyor. bazı barzoların küçük görmesine alay etmesine bakmayın. yıllarca deli gibi aşk yaşayıp evliliklerini 3 ay sürdüremeyen çok insan da gördük. meğer biribirlerini tanıyamamışlar. neden çünkü ilişki bir pazarlamadır ve kendilerini iyi pazarlamışlar. istisnaların kaideleri bozmadığı gerçeği bir tarafta duruversin ama sizi birileriyle tanıştırma teklifini gözardı etmeyin :)
  • diğer türlü evliliklerde görüldüğü söylenen pazarlama olayının görülebildiği bir başka evlilik türü.

    ekleme: tabi ki pazarlama diye bir şey yok bu tür evliliklerde. sonuçta pazarlamada ürünün özellikleri, fiyatı getirisi vb. söz konusudur. görücü usulünde ise durum bambaşka: beyoğlumuzun ya da hanım kızımızın yaşı, mesleği, mayışı, evi/evleri, arabası, emeklisi, dükkanı, tarlaları, arsaları vb. mal varlığı bir güzel listeleniyor. sonra bu kadar maddi şeyden elektrik alabilirlerse evleniyorlar.
  • bazi beyinsizlere dert olan evlilik turu. gorucu usulu evliligin bozulmamasinin en buyuk sebebi kadinin bu tur birlesmelerde ezik olan taraf olmasidir. begenmedigi ya da haksizliga ugradigini dususugu bir durum olsa bile ekonomik ve sosyal yon onde olmak uzere bir cok yonden verildigi erkege bagimli oldugundan ve bagimli hissettiginden sesini cikaramaz. erkek egemen bir evlilik turudur anlayacagiz.

    kimse anlatmasin soyle basariliymis diye. gorucu usulu birileriyle evlenen nice kadin aile ici fiziksel ve psikolojik siddete maruz kaliyor. hicbiri de cesaret edip bosanamiyor; cunku kocalarina bagimlilar ve toplum tarafindan da baski goruyorlar.

    bu tip cag disi uygulamalar 30 sene oncesinde kaldi. birini gercekten mal olarak gormuyorsan ve kendini mal olarak sunmuyorsan gercek bir iliski olur o. gorucu usulu evliliklerde ise vitrine konulan mal kadindir ve alicisini memnun etmesi beklenir. kocasina verecegi en buyuk tepki iki uc laftan sonra bir odaya cekilip aglamaktan ibaret olacaktir.

    iki arkadasi birbiriyle tanistirmak kesinlikle gorucu usulu degilir, oyle olsaydi biri vasitasiyla tanistigimiz ilk insanla (ayni yada farkli cinsiyette) evlenmek zorunda kalirdik. gorucu usulu daha farkli bir durumdur, arkadas vasitasiyla tanistigin birisiyle evlenmek degildir. bazi gotten cikmalarin hala ayrimini yapamadigi ve savunmaya calistigi yobazca bir gelenektir, kadin-erkek esitligini baltalamakta, toplumun gelismesini engellemektedir.
  • eski dönemler yapılmış olan bazıları düşünüldüğünde başlı başına bir fantezi çeşididir. çok yanlış olduğunu söylemek yanlış olur ama üniversite hocasının sorduğu risk nedir sorusunun cevabidir bazıları.
  • (bkz: 2000 liralık telefonu internetten 200 liraya almak, gelen paketten hıyar çıkması)
  • çevremde gördüğüm kadarıyla görücü usulü ile evlilikler devam ediyor. bu şekilde evlenen kızları analiz ettiğimde, genellikle gelişimin aşağıdaki şekilde ilerlediğini gözlemliyorum:

    genç kız üniversiteden mezun oluyor. o vakte kadar belki bir takım ilişkiler yaşamış oluyor fakat bir şekilde ilişkileri başarılı sonuçlanmıyor. belki de kendisini beğenenleri o beğenmemiş oluyor ya da başka sebeplerle hiç erkek arkadaşı olmuyor. daha sonra çevresindeki kız arkadaşları bir bir evlenmeye başlıyor. başlarda evlenen arkadaşları için "yaa o da çok erken evlendi bence" gibi eleştiriler getirerek kendisini teselli etmeye çalışıyor.

    gel zaman git zaman, ilk başlarda 1-2 iken, evlenen arkadaş sayısı iyice artıyor. artık arkadaşları, ailesi, bayramda ziyarete gittiği akrabaları sürekli olarak "senin evlilik ne zaman bakalım" diye mahalle baskıyı yapmaya başlıyor. işte en büyük psikolojik bunalım, belki de hataya sürüklenme bu mahalle baskısı sonucunda oluşuyor..

    annesi genç kıza "falanca teyzen seni çok beğenmiş, seni oğluna istemek istiyor" gibi tekliflerle gelmeye başlıyor. genç kız bir kaç kez hayır diyebilse de aile ve mahalle baskısı devam ediyor. aile; "kızım bak biz senin iyiliğini istiyoruz. düzgün birisini bul, yuvanı kur istiyoruz. ne zaman evleneceksin de çoluk çocuğun olacak. artık yaşın ilerliyor. bak bütün arkadaşların da evlendi." gibi cümleler ile baskıya devam ediyor. genç kız artık bu psikolojik baskılardan kurtulmak için istemeyerek "tamam, gelsinler bakalım" dediği anda, artık geri dönüşü olmayan bir süreç başlıyor.

    bahsedilen falanca teyze, kocası ve oğlu geliyor. "kızımız da pek güzelmiş, pek hanımmış, maşallah" deniliyor, durum açıklanıyor. görüşme sonucunda "madem öyle, gençler biraz takılsın, birbirlerini tanısınlar" deniliyor. genç kız için artık "istemiyorum" demek çok ayıp bir şey durumuna gelmiştir. çünkü artık işin içerisine aileler, ailelerin hısımları, komşular, arkadaş çevreleri girdi. psikolojik baskı eskisine göre kat ve kat arttı.

    gel zaman git zaman aileler "artık bir söz yapalım" demeye başladı. söz yapıldı. ardından sıra nişana geldi. kız artık "hayır" dese, kızın çevresi "şimdiye kadar aklın neredeydi, neden söylemedin, bu şimdi mi söylenir" gibi söylemlerle kızı haşamat etmek için hazırolda bekliyor. nihayetinde kız başına gelecekleri bildiği için hayır diyemiyor ve evlilik geliyor.

    genç kız artık "evlilikte keramet" vardır düşüncesi ile kaderine razı oluyor. belki sevmiyor değil ama seviyor da değil. "çocuğum olsun, onu severim" düşüncesi ile, günlerin rutin koşuşturması içerisinde bir günün diğer bir günün kovalamasıyla yılları gelip geçiyor.. belki aklında hala üniversite, lise yıllarında platonik olarak sevdiği kişi var fakat kız maalesef artık bunu kendisine bile söyleyemez durumdadır.
hesabın var mı? giriş yap