• murathan mungan'in mezopotamya uclemesi'nin en guzide parcasi.. bu oyunda nadide yazarimiz mungan -kafasina turuncu postunu gecirmedigi vakitlerdi henuz- geyiklerin laneti uzerine nefis bir agit yakar, hikaye anlatir.. zira bu guzelligi sadece onun hayal gucune degil, esrari, gizemi, efsanesi bol anadolu topraklarina da borcluyuz sanirim.. geyiklerin laneti de meshur dogu efsanelerinden biridir.. geyik avlayan kisinin yine ayni yerde can verecegine inanilir.. mungan da bu efsaneyi almis -daha once de bir filmde islenmisti sanirim- bir ask hikayesine bezeyerek gozlere, kulaklara sunmustur..
  • kuzey yunanistan devlet tiyatrosu'nun selanikte sergilemekte oldugu murathan mungan oyunu
  • ankara devlet tiyatrolarının 1999 yılında sahneye koyduğu, bütün kostümlerin ve dekorların sahne üzerinde değiştirildiği, yönetmenin oyun arabaları ve teflerle zenginleştirdiği muhteşem oyun. halen adt nasıl böyle bir çalışmaya imza atmıştır aklım almaz. almanya'da tiyatro festivaline katılmıştı. tam üç saat sümüştü. oyunda mezopotamya'ya özgü bir çok efsane ve dinsel figürler vardı. (kerbela olayı, zehirden hamile kalmak, hiç ölmeyen kesik baş, gebe geyiği avlamanın laneti,tükürerek dil vermek gibi) oyunun ana karakterlerinden süveyda'yı "ferhunde hanım ve kızlarında" meftune'yi canlandıran ayşe nil şamlıoğlu canlandırıyordu.
    başı:
    "suyun toprağa değdiği yerde başlar bu efsane, kimi der: bin yıl önce; kimi der: efsunlu zamanlarda, kimi der: geçenleyin, kimi der: düşümde. sözün kısası: işte size seyirlik bir hikaye. öyle bir hikaye ki, geyikleri ve lanetleri anlatır; kaldırın geyikleri, kaldırın lanetleri, geriye hayatımız kalır. hayatımız dedikleri nedir ki zaten? tarih nedir? zaman nedir? bir tek zaman vardır asya'da: geniş zaman. geçmiş de, gelecek de, şimdi de geniş zamandır. burada, bir kavmin dört kuşaklık bir hikayesi resmedilmiştir. her oyun bir yazgıdır. herkes oyununda kendi yazgısını oynar, ya da oyunu yazgısı olur diyelim." (s.11-12)
    sonu:
    "ve biz gidiyoruz, kuma inanıyoruz, kumun zamanına, kumun saatine inanıyoruz. kumlara gömülenlere de, bir rüzgarla kumların altından yeniden görünenlere de inanıyoruz. ve o zaman şimdi olduğu gibi gidiyoruz. size bu rüzgarı ve kumları bırakıyoruz. biz gidiyoruz."
  • murathan mungan ın mezopotamya üçlemesi nin son durağı.ölüm,kan,töre,gelenek...hepsi içiçe yine.bir roman akıcılığında,bir masal edasında,bir oyun seyirliğinde olan kitap.
    "aynayı bulan ilk insanoğlu,kendini görmek için değil bir başkası olmak için buldu.ayna;erkeğin ömrü,kadının zamanı oldu."
  • müthiş bir murathan mungan oyunu. sahne üzerinde görmedim ama okunduğunda diliyle ve hayal gücünün genişliğiyle insanı büyüleyebilecek bir metni var. sahnelenmesi için büyük bir prodüksiyon gerekeceği ve hiç bir özel tiyatronun bunun altından kalkamayacağı görülüyor. ayrıca bu oyunun metnini okuduktan sonra bizim de bir şekspirimiz var duygusu uyandı bende. *****
  • aşiretçilik propandası yapması bir yana, tekniği ile parmak ısırtan bir murathan mungan oyunu.
  • oyundaki 9. lanet, lanetin aslında ne lanet birşey olabileceğini anlamanızı sağlar.

    dokuzuncu lanet

    soyunun uğradığı bütün felaketlere
    yas tutacak kadar uzun olsun ömrün
    insan kalbinin bütün afetlerini yaşayasın
    sonsuza dek uyku haram olsun nankör gözlerine
    dostlarının ihaneti, sevdiklerinin nefreti,
    arkadaşlarının kalleşliği
    hayatının zenginliği olsun
    arafta kalsın ruhun ve bedenin
    ölümün kuytusunda kalmış gölgeni
    yeryüzünün ve gökyüzünün
    bütün kötülükleri kuşatsın
    o kadar uzun yaşa
    o kadar uzun yaşa ki
    görmediğin zulüm, çekmediin kahır
    duymadığın acı, uğramadığın bela kalmasın
    o kadar uzun yaşa
    o kadar uzun yaşa ki
    yüreğin duyabileceği bütün acıları
    gözün görebileceği bütün zulümleri
    aklın hayal edebileceği bütün işkenceleri
    duyasın, göresin, bilesin!
    o kadar uzun yaşa
    o kadar uzun yaşa ki
    bütün sevdiklerinin ölümlerini görsün gözlerin
    bütün yakınlarının yıkımlarına yansın yüreğin
    o kadar uzun yaşa
    o kadar uzun yaşa ki
    ölüm senin için en büyük mutluluk olsun
    o kadar uzun yaşa ki
    o kadar!
  • dokuzuncu lanete ek olarak, içindeki yedinci lanetle de kin tutan yüreklere okudukça su serpecek ya da kine kin katacak kitap. yedinci lanetten...;

    unutma hiçbir şeyi
    her şeyi şimdi gibi hatırla
    hafızanın kudreti bedbahtlığın olsun
    ....
    çıplak yara gibi kal
    hiçbir acıya alışma
    hiçbir zulmü kanıksama
    her şeyi tekrar ve tekrar gör yeniden
    görmek, cehennemin olsun
  • gerçek hayatta hala masallara inanan ve inadına küçük bir çocuk olarak kalıp masallarda yaşayanların mutlaka okuması gereken murathan mungan'ın mezopotamya üçlemesi'nin sonuncusu. yazarın şiirlerine bir türlü konsantre olamamış ve okuyamamış biri olarak bambaşka bir yazarla karşılaştım bu kitaplarda, hayran oldum, baş ucumda en güzel yerleri ayırdım, en güzel kitapların arasına yerleştirdim özenle.

    dilenebilecek en kötü lanetleri, en büyük efsunları, en büyülü aşkları ve efsaneleri anlatır geyikler lanetler. bir babanın oğluna* ahı sonucunda geyiklerin laneti hazer bey'i ve soyunu etkisi altına alır. her şey karnında yavrusunu taşıyan bir geyiğin vurulmasıyla başlar ve lanet o beyliğin her bireyinde aşkla sarmalanıp devam eder. kurban cellat olur, cellat yeniden kurban.
  • 16. uluslararası tiyatro festivali'nde italyan arca azzurra teatro tarafından sahneye konulan murathan mungan oyunu.

    --- spoiler ---
    oyunun italyan yorumu cidden kötüydü, sahneye iyi koyamamışlardı. amma velakin metin o kadar güçlü, o kadar güzeldi ki murathan mungan'a bir kez daha hayran kalmamak elde değildi. iyi ki gitmişim dedim.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap