• belirli bir önermeyi degerlendirme biçimi. bu $ekilde degerlendirilen bir önermeden ya çekiniliyor demektir ya da gerçekten hiç geregi yoktur- luzumsuzdur. buna ek olarak istek belirten cümlelere de kar$ılık olarak verilebilinir, bu tür kar$ılık da ihtiyacın olmaması manasına gelmektedir

    -abi bu düzlükte uçarsın sen
    -gerek yok

    -ah şu kız gelse be partiye bizle
    -gerek yok
  • - en gerekli zamanında, tam da yılan avlama sezonu açılmışken hiç engerek yok
    - abi böyle iğrenç bi espiriye hiç gerek yok
  • - abi polis var yavaslasak mi?
    -gerek yok...

    -kamil abi surda duralim bi durum yiyelim olucez abi acliktan bak 10 saat oldu
    -gerek yok...

    -abi senin evi basmislar , hanimla cocuklari kesmisler?!!
    -hic gerek yok
    -neye gerek yok abi kesmisler bile
    -telasa gerek yok... nerde benim balta
    -....

    -abi senin hanım bana hallendi
    -gerek yok
    -eh be kardesim ota boka gerek yok , gerek yok???
    - bi siktirin gidin daraldim ulaaaaaaaaaan. gerek yok ayrica
  • bazı şeylere gereksinim duymayan, yüce insanların motto sudur.
    bir tatmin olmuşluk, bir doymuşluk, bir kararlılık, bir öngörmüşlük söz konusudur.
    hayırlara vesiledir..
  • (bkz: gerenk yok)
  • onuncu nesil çaylak.
  • örneğin bir şeyler yazılabilir "gerek yok" hakkında. böyle diyen biri, artık "gerek yok" diyerek bir çeşit memnuniyetsizlik belli ederse etsin. ya da bu durumu açıklamaya bile anti gerek yok.
    evdeki iskandinav kanepe frigg, yanında duran geffjon koltuğun annesi olur. bir diğer koltuktan bahsetmeye gerek yok da, olsun ben yinede bahsetmek istiyorum. o koltuk kimsenin bir şeyi sayılmaz orda durur öyle, o da iskandinav. kimse oturmasın bana gerek de yok der çoğunlukla ne demekse. nihilizmim doruğundaki bu koltukla ilişkim onu evime satın aldığımda başladı. koltukları yerleştirdiğimizde bu iskandinav koyu ceviz koltuğu çok yer kaplamadığından tenha bir köşeye bırakmıştık. eve misafir gelip de bana oturacak yer kalmadığında denedim fena değildi, tenha bir yerde saklanmak için rahat bir koltuk sayılırdı hem de. önünde kanguru zigon sehpa, yanında pencere, pencere önünde vazo çiçek, küçük kızın resmi, koca popolu noel baba, onun yanında leprecaun.. oooo dedim burası eğlenceli bir başka köşeymiş sen farklısın, senin durduğun yerde hiç fena değilmiş dur bir soluklanayım şurda. bu da, dostum ben koltuğum abatıyorsun felan gibi bişeyler demeye başladı, ne saçmaydı ben pek anlamadım. madem öyle koltuk olmasaydın kapı olsaydın. bir koltuk bir koltuk gibi davranmadığı sürece gerçek bir koltuk olamaz..
    koltuk dilinden anlamak öyle sandığınız kadar kolay değil, çok mümkün de değil bazan. bu hikayenin devamını anlatmaya da gerek yok zaten.
  • minimalist yaşam tarzını benimseyen insanların sıkça başvurduğu başucu cümlesi.
  • kimilerine göre yaşam felsefesi edinilmiş sözcük öbeği.
  • bu tavıra da bayılıyorum, insanlar bir 3. şahsın hareketlerinin gereğini kendileri tayin edebileceklerini sanıyorlar.

    gereklilik, gerekli olma durumu koşula bağlı ve göreceli*. kelime anlamı olarak böyle.
    yani x durum için gerekli olan y durum için değilken, yine a kişisi için gerekli olan b kişisi için gerekli olmayabilir.
    bu yüzden herhangi bir hareket mutlak gerekli ya da gereksiz olarak addedilemediği gibi kişinin algısıyla gerekli bulup bulmadığı eylem üzerinde 3. şahsın yorum yapması bir anlama tekabül etmez; referans noktaları farklı.
hesabın var mı? giriş yap