*

  • insani ilginc hallere sokar, anlamsiz dusuncelere saldirir. ornegin, finalden iki onceki gun, birinci tekil sahis acaba final onceki gece sabaha kadar uyumadan durabilir miyim merakini giderme amacli uyumamistir butun gece. peki uykum gelirse nolcak diye dusunmus soyle bi sonuca varmistir. uykum gelirse bu demekki finalden onceki gece de dayanamicam sabahlamaya o zaman o geceden calisirim uykusuzluga dayanamicagim icin. o gece sabaha kadar sozlukte dolasmis ve iyi demek final gecesi uyumadan durabilcem diye sevinerek sabah yataga girmistir. ogleden sonra uyanmis nasilsa sabahlicam diye derse baslamamis sozluge girmis ve sozluk basinda gece 3 e kadar oturmustur. artik calisayim deyip sozluk basindan kalkip eline kitabini alinca horlamaya baslamis ve sinavdan 1 saat once uyanmistir. anladin mi?
    neyse bir diger sendrom da su an yasanmaktadir birinci tekil sahis tarafindan. gece uykum var simdi uyuyum sabah erken kalkar calisirim plani uygulama karari almistir. ama uyuyunca sabah erken kalkamayacaginin farkindadir bu sefer. bu yuzden bilgisarayin basina gecer ve su ana kadar nette gezinir sabah erken kalkamama problemini ortadan kaldirmak icin. az sonra da derse basliyim deyip ruya alemine dalcaktir. peki neden hem uyumamis hem calismamistir. aha final zamani sendromu buna deniyor.
  • final haftasının hemen önceleri ders kitabları çalışmak için açılır ve akabinde kapatılır. insanın içine birden roman okuma, sinemaya gitme vs. istekleri doluşur. bütün sene boş gezen insan olmaktan çıkılıp aniden kültür sanat insanı olunur. bu sırada dersleri ise hak getirmektedir.
  • sınav haftası başlamadan hemen öncesine kadar (pazar 00:00'a tekabül ediyor) nasıl olsa çalışırım diyerek, sabahın erken saatlerine değin bilgisayarla ve huzursuzlukla savaşıp, sınav saatine 2 saat kaldığında amaan bu saatten sonra çalışsam ne olacak diye düşünme hal ve vaziyeti.
  • 2 hafta kadar dışarı çıkmaktan aciz, kendini kitaba vermiş, dağılmış öğrencinin final sonrası sokağa adım attığı anda herkesin delirmiş olduğunu, allahım ben böyle bir dünyada nasıl yaşarım şimdi, kimse normal değil, sokağa çıkmamak lazım diye düşünmesiyle yerini "post final sendromu"na bırakır.
    ardından bünye sokaklara salınır, yoğunlaştırılmış paket programla öğrenci normalize edilir.
  • 'finaller geliyor artik, kurtulayim su bilgisayar'dan, dis dunyayla tum iliskimi kesmeliyim" denir, bilgisayar final sonu geri alinmak uzere arkadasa verilir. yalvarsaniz da geri verilmemesi uzerine soz alinir. cunku gecen donem bilgisayarin basindan kalkamamis, sozlukten kopamamissinizdir. boylece ders calisilmamistir.

    ilk gece hersey normaldir. "bak ne guzel bilgisayarsiz da yasayabiliyorum" diye sevinirsiniz. ertesi gun krizler baslar. okula gidersiniz. baktiniz ki dayanilacak gibi degil, bilgisayar laboratuvarina kosarsiniz. boyle de olmayacaktir. teknisyen birazdan gelip "kapaticam lan cikin disari!" diye kovucaktir sizi. hemen donem ortasinda bakarsiniz lazim olur, resource'larini kullaniriz amaciyla kafaya aldiginiz genc teknisyene kosarsiniz. dizustu bilgisayari odunc alir, eve gelirsiniz. pasalar gibi koltugunuza kurulup, sozluge girersinis.

    (bkz: kuslar cicekler bocekler)
    (bkz: hayat zaten tozpembe)
  • siddetiyle girilen entry sayisi dogru orantilidir.ben dort yildir deniyorum,hic sasmadi.
  • bir nevi pre-menstural syndrom.
  • ana yemekler ve ara sıcaklar ile birlikte komple bir öğüne benzettiğim durum.izah etmek gerekirse tüm finalleriniz 14-18 ocak arasındaki 5 güne sığmıştır.bu süre içinde 3 adet proje teslim etmeniz gerekmektedir.12-13 ve 19-20 ocak tarihlerindeki haftasonları açıköğretim* kurslarınız duruma bambaşka bir boyut kazandırmaktadır.ikişer gün gittiğiniz body salonu metabolizmanızı iyice zorlamaktadır.bunun yanına da nezle vb. durumlar eklenince insanda nirvanaya ulaşmak isteği yaratmaktadır.bunların hepsinden başarıyla çıkabilirsem evliyalık sınavlarına katılmayı düşünüyorum *
  • insanı insan yapan sendromlardan birisidir.

    neden dediğinizi duyar gibiyim ( aslında kimse demiyor bu soruyu sormuyo, ben entry e samimi bir hava katmak istediğimden böyle dedim.neyse yazayım ve gidip çalışmaya devam edeyim)

    evet, uzun zamandır yapmak istediklerinizi yapmaya başladığınız için güzel bir dönem bu dönem (mustafa topaloğlu gibi oldu bu son). hatta yapmayı düşünmediğiniz şeyleri bile yapabiliyosunuz. ani edimler bir çok vesveseye neden olabiliyor. bir anda kendimi stv izlerken " boşanmak istiyorum hakim bey" diyen ablanın karşısında buluyorum ( evet hukuktan mezun olunca gelecen karşıma sen benim diye kıskıs gülüyorum)

    mesaj tv de dini içerikli hikayeler anlatan aksakallı amcanın karşısında da buluyorum kendimi arasıra. ne anlattığını pek dinlemesemde ses tonu iyi geliyor, uykumu getiriyor, uyuyorum.

    durduk yere bilmediğim parçaları sırasıyla bağlama, cümbüş, gitar çalmaya ve ney de üflemeye çalışıyorum. ne gerek varsa. sınav olmasın nadiren ilgilendiğim esntrumanları sınav dönemi ne kadar çok seviyorum.

    evet son olarak okul-sınav-dersler üçgeninde kendimi entry yazarken buluyorum. hassiktir yarın borçlar özel sınavı var. kaçayım ben. öptm kib bye.
  • "allaaamm nolur calıstıgım yerlerden cıksın valla bıdahakı sınava herseye calıscam" ların hıc bitmedigi sendromdur.
hesabın var mı? giriş yap