• diyelim ki bu gizlilik gerçekten var ve o yazarlar arasında sözlük yönetiminin çok yakınındaki insanlar bulunuyor. aynı hukuksal duyarlılık acaba o durumda da geçerli olur muydu/oldu mu? kaldı ki yazarlara yapılan baskı aslında gerçekten yazarlara mı yapılıyor, yoksa ekşisözlük gibi söz söyleyebilen bir platformun dolaylı yoldan önü mü tıkanıyor?

    sahip olduğun konum yazarların üzerinden sarsılıyor, en emektarların seni terkediyor, gurur kaynağın gitgide çöp yuvasına dönüyor, bilmem farkında mısın?
  • soruşturmanın gizliliğini ihlal etmenin ne olduğunu bilmeyenlerin yalan sandığıdır.

    arkadaşım, sözlükteki bahsi geçen olaya kızmış olabilirsin ancak var böyle bir şey:

    cmk madde 157 - (1) kanunun başka hüküm koyduğu hâller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki usul işlemleri gizlidir.
    ----
    cmk madde 160 - (1) cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.

    (2) cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan "delilleri toplayarak" muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.

    salt bu iki maddeye dayanarak (istisnai bir kanun maddesi var mıdır bilmiyorum, araştırmadım) söyleyebiliriz ki; savcının delil toplaması, söz konusu olayda ise ip talep etmesi de bir usul işlemidir. bu hususun ipsi istenen kişiye bildirilmesi de kanımca gizliliği ihlal eder.

    bu durumu şöyle bir benzetmeyle açıklayabilirim: bir kişi cinayet işlediği savıyla araştırılırken ve adresi tespit edilmeye çalışılırken, adli kolluk personelinin şüpheliye bu durumu bildirmesi ona kaçma/delilleri saklama olanağı yaratabilecektir. kaldı ki; bir suç şüphesinin sonrasında başlayan soruşturmada teknik takip vs. birçok araç kullanılabiliyor. izlendiğini, takip edildiğini bilen bir kimsenin, bir suç işlediyse şayet, bu suçu açığa vuracak herhangi bir eylemden kaçınacağı gayet açıktır. bu nedenle, herhangi bir şüphelinin, soruşturma evresinde bilgi istenen üçüncü kişiler(polis, erişim sağlayıcı vs.) tarafından "uyarılması" kanımca yasal değildir.

    o başlıklara ben de yazdım, yazdıklarımın da her daim arkasındayım. lakin şöyle de bir şey var ki, kanunu bilmemek mazeret sayılmaz ceza kanunları mevzu bahis ise. dolayısıyla, yazdıklarınızı bir de her taşın altında suç arayan ve gelen dosyaları çoğu zaman dava açıp olduğu gibi mahkemelere gönderen savcıların gözüyle değerlendirin derim. türkiye cumhuriyet'inde açılan ceza davalarının %60'ından fazlası beraatle sonuçlanırken, ab ülkelerinde bu oran %15 civarında. bilmem anlatabildim mi? bu ülkede görülen bir davada üç yıldır savunma veremeyen sanıklar var arkadaşım. akıllı olun, yazdıklarınızı bu süzgeçten geçirdikten sonra yazın.

    özet geç lan diyecekler vardır muhakkak: tedbir sizden, takdir allahtan*
  • bir dahaki sefere `açık hat` alıp yazarları gizli gizli bilgilendiriceklermiş.
  • (bkz: #24141760)
  • dogruysa mide mulandirici yalan.
  • ad hominem ile cok guzel siyrilinir isin icinden. sen cevap vermezsin, yandaslarin "ama o entry'leri yazanlarin hic mi sucu yok?" der falan.

    "[milli egitim bakani] mantık derslerine müfredatta biraz daha ağırlık verse böyle manzaralarla karşılaşmayız." - ufuk uras
hesabın var mı? giriş yap