• yalandan, masucuktan, tıraştan, palavradan anlamlarına gelen argo sözcük
  • mizah dergilerinde sık sık kullanılmaya ba$layan kelimedir. kelimenin aslı yanılmıyorsam kürtçede ki yalan kelimesinin kar$ılığından gelmektedir.*
  • soner günday in , özellikle tirtstar da çok fazla yer verdiği kelime. çok dilime dolandi , kurtulamiyorum..
  • (bkz: pilavdan)
  • sadri alışık tarafından kullanılmıştır.
  • uykusuz dergisindeki güzel insan, sn vedat özdemiroğlu'nun yazılarında sıklıkla kullandığı kelime..
    lakin rivayete göre kürtçe de (derev) yalan anlamındadır.. fakat (drav) olayı farklı bir boyuttur kanımca..
  • (bkz: madiden)
  • bir (bkz: ethnique punch) şarkısı.

    "gırla hata varsa, kralcılar çoksa kraldan
    ne istifa yarar ahmak ne fayda var firardan
    uzak koğuşlarda paralanıp harlanır intikam dravdan
    şu karanlık dünyamda

    çekmekle süner suni derdi, ceremesi
    boş hayat beleş gelip geçer bak bedava denemesi
    eshefle hayıflanır asap bozan şu mazi perdesi
    en saydam hevesler hezeyanların beşik kertmesi

    bilhassa keşkeler bi’ kaşık su gün aşırı boğul dur
    sana kalan tekil, senden aldıkları da çoğuldur teh
    elde kalan bakır tasta dolu yavan kahır
    garibin feryadı kaderi yanında yaban kalır, duyan tanır

    avantadan kaporta kemiren
    cehaletin meramı tokat özü deviren
    kötülüğün sonu yoktu beriden
    karıştıkça karış sonra tara yeniden

    günlere çelme takmakla devrilir mi zaman?
    dahi çembere çengel olsam da çark ederdi zaten
    mesafem kısa menzilim darsa maruzatım olmaz olsun
    dravdan özgürdü mecalsiz müsaadem

    e o da azad ola madem
    e o da azad ola madem
    e o da azad ola madem
    dravdan özgürdü mecalsiz müsaadem

    kibirden firar eyle
    ızdırabın ortasında kaldı mengeneyle

    saat 5.62 geç kalınmış hayatın
    ekşi midesinde topuk tepen safra sinameki
    böyle zıvana zan altında el ezdirir
    hangi kaldırımda aklına düştüysem orda düşün beni

    sentetik zaman kipinde kırık zemberek ve cabası
    panzehir dediklerim hep zehir zemberek, pekalâ
    hasetlikle hazmı kolaylaştıran bi’ hasbihâlde
    vebal senin, benim ziyadesi mübalağa, mütalâa

    esaret kıtasından azad et avutma beni,
    gel veyahut metruklarda kendini güt halâ
    kurut kibri, keşmekeş yağında kavrulmuş
    hasbel kederli inziva konağında

    neşe, dert, aşk ile gene sarhoş olup
    yıkılmış bir ağaç dalına paralel koş
    sırrı kavlı sırça taş dökümlü ab-ı köşk içine
    kapansan bi’ dert, kaçsan bi’ dert nafile boğuş

    günlere tekme atsam da kıpırdamıyo zaman
    dem tutarkan idaresini kaybeder iradem
    uykum firari gölgem intizar kalender ve
    yazılacaksa mevzu çok ne silcez ondan haber ver,
    bir haber

    bi’ lafım demir, diğeri demir eriten
    bi’ lafım demir, diğeri demir eriten

    kibirden firar eyle
    ızdırabın ortasında kaldı mengeneyle"
  • (bkz: tel maşa)
hesabın var mı? giriş yap