• sabırtaşı yazar. dokuzuncu nesil. gerçi imlasını düzeltmeden tanış olduğumuzu ifşa etmemek niyetindeydim. kendi malumu da olduğu üzere, biri ile tanışıklığım ortaya çıktığında utanmamalıyım. neyse düzelecek zamanla.
  • avasas ile tanışık olmasına hiç mi hiç şaşırmadığım birisi. bu entry'yi girme konusunda da aslında sürüncemede kaldım ancak yazmadan edemeyeceğim.

    mesaj arşivini karıştırıp daha öncesinden ayrıntılar vermek istemem, ancak kendisi ile yaptığımız bir "monolog" itibarı ile benim hakkımdaki düşüncelerinin oldukça fantastik olduğuna inanıyorum. benim gibi dincilerdeki!!! mantığa hastaymış kendisi. hurşit tolon hakkında konuşurken, mahkeme kararının hangi gerekçeye dayandığını yazmadığım için ahlak, şeref ve haysiyetimi belli oluyormuş. daha doğrusu yazsaymışım belli edecekmişim. kendisi askerlerden, hele generallerden günahı kadar hazzetmezmiş ama biz (sanırım burada dincileri kastediyor) öylesine midesini bulandırıyormuşuz ki, bu generaller bile gözüne güzel görünmeye başlamış.

    işte tipik ulusalcı zavallılık örneği. yani sırf fikren karşıt olduğu kişilere inat, yanlış olduğunu vicdanen kabul edeceği hareketleri savunmaya kalkan, aslen hiç hazzetmediği insanların avukatlığına soyunan bir tarz, yaklaşım. kendisinin daha evvelki mesajlarından aldığım içerikle karşılaştırdığımda, son dinlediklerim bunu doğrular nitelikte.

    kendisi bana mesaj attığında, klavyeyi avasas aldı sanıyorum... lan?? yoksa??... yok canım...

    unutmadan: bende var olan riyakarlığı, sahtekarlığı çok iyi biliyormuş kendisi. şaşırdım, ne kadar da iyi tanıyormuş beni yahu. ben bu kadar bilmiyordum açıkçası. tekrarlayalım; dinciyim, ahlaksızım, haysiyetsizim, şerefsizim, iki yüzlüyüm, riyakarım (aslında aynı ama olsun, hepsi varmış bende), ahlaksızım (tekrar). oluşturduğu sosyal standart belirleme enstitüsünden bir de yakama yapıştırmak için yıldız temin etsek çok mutlu olacaktım ama ne yapalım, eldekilerle yetineceğiz.

    gençliğine vereyim, pas geçeyim diyorum ama gençliği zaten geçmiş, kendi ifadesine bakılırsa "dincilerin" içinde geçmiş. e ilerlemiş yaşın aslen bir tahammül ve uyum getirmesi gerekirken bu tahammülsüzlük, bu "başka rengi kabullenememe" nereden geliyor bilemiyorum ama aynı şablonu, yani ulusalcı şablonunu gösterdiği için, kendi fikrinden başka fikirlerin yaşama hakkı olmadığını savunmaya varan faşizan bir yaklaşımı garipsemiyorum. insandır, öyle de düşünür, böyle de. herkesten bu anlayışı beklemek de saflık olur açıkçası.

    tahammülsüz günlerinin büyük bir acı içinde geçtiğini düşünüyorum. herkesi kendisi gibi yeknesak yapamadığı, herkesin kendi gibi makineleşmesini sağlayamadığı için, herkesin rengi farklı olduğu için çok acı çektiğine inanıyorum. ama yapacak bir şey yok.

    bunları da yazıyorum ki kendisinin ortalık yerde ifade etmeye çekineceği bir hal olur, gizli kalır, içinde kalmasın hani.
  • rüştünü ispat etmiştir. kendini üzerine bulaşan salyalardan dezenfekte etmesini öneriyorum.
  • anaaa..
    spinapubica'nın entrysini okuyunca hatırladım, bana da geçtiğimiz hafta durup dururken "herkesi kendimiz gibi sanmamamız" gerektiğine dair şeyler yazmış bi kişiydi..

    ""kendimiz"deki biz kimiz anlamadım" diye sorunca da, çok acaip komik yanıtlar verip, hakikaten kahkaha atmama neden olmuş idi..
    yaşı ufak diye tahmin edip gülüp geçmiştim..
    meğer aynı cümleleri alışkanlık haliyle yazıp durmakta imiş yahu..
    kendisine de demiştim şimdi de diyeyim..
    vaaaah...
  • bana da az evvel bir entrime cemkirmevari bir yorum yazip, bekledigi cevabi alananasina ragmen almis gibi kafamdaki sablonlari yikmam konusunda bir ögüt verdi. titredim ve kendime geldim. sabah ilk isim gazeteye ilan vermek. sablon yikici amele aricam..ben de beni bu kadar yildir ne rahatsiz ediyor diyorum.. kafama sablon girmis ulan..
  • tarafıma iletilen çok sayıda mesajlaşma bilgisi doğrultusunda anlıyoruz ki; kendisi çok gizli ve önemli bir görev olan "dinci yazarların sözlükten tasfiye edilmesi" için aramızda bulunmakta. bunu da kendince dinci kabul ettiği her sözlük yazarına sataşarak ve tabiri caiz ise (ops, caiz dedim) kudurtmaya çalışarak deniyor. aklınca; olay küfürleşmeler boyutuna ulaşacak, entryler girilecek, hakaretler ve dinci yazarlar havada uçuşacak.

    canım benim, kimin kardeşi işte...
  • ders çalışmama mani olan yazar.
    (bkz: #17502901)
    hala gülüyorum lan, dersten kalcam.
  • zaytung haberini ciddiye alip yorum üretmisti stv basligina. uyardim sildi.
    iste o haber: http://www.zaytung.com/haberdetay.asp?newsid=3410

    eh, oda tv'den edinilen aliskanliklar sanirim..
    ha ben buradan yola cikarak genelleme yapar miyim? yapmam..

    edit: yahu, sözlük zaten bi acaip mecra oldu hani normal diyesim de var ama komik be..
  • "askerlik nedir desen her yerde ve her şekilde uyuyabilme sanatıdır" tanımını yapan ve askerliği çok farlı yönden özetleyen yazar. tebrik ve gıpta ettik.
  • hani bazı adamlar vardır, tartışmada be hey dürzü eşiği bir sınır olarak değil de tartışmaya default giriş olarak tanımlanmıştır, öyle bir insan izlenimi uyandırdı bende. ben bu adamı okuyanlara sesleniyorum, bu insanı kurtarma şansımız maalesef çok az görünüyor ancak belki sizi bu bataktan, cahillikten, bağnazlıktan, yobazlıktan kurtarabiliriz. eğer bu yazarı okuyunca "adam haklı" diye geçiriyorsanız içinizden, biraz daha objektif düşünerek bir an önce kendinizi geliştirmeye bakın, kitap okuyun, mümkünse televizyon izlemeyin ve gazete okumayın, çünkü hepsi sizi belli bir kalıba sokmaya uğraş veren bir basın ordusundan ibaret. internette blog okuyarak, ekşi'de bazı yazarları okuyarak bile kendinizi tahmin edemeyeceğiniz kadar geliştirebilirsiniz, düşünsel anlamda. zihniyetinizin durumu içler acısı. size yukardan baktığımı, kendini toplumun üstünde gören bir piç olduğumu falan da düşünmeyin, sadece diğer insanlardan biraz daha şanslı olduğumu düşünüyorum, doğru şeyleri doğru zamanda öğrendim. bazıları için kafasındaki düşünceyi, dogmayı kırmak, kafatasını kırmayı gerektirebilecek kadar sağlamlaşmıştır, bu sağlamlık derecesi benim kişiye duyduğum acıma hissiyle de doğru orantılı. yaşlı bir köylü amcayla din tartışması yapmanın olasılıksızlığı gibi, bu yazar profilindeki insanlarla da hakkında atıp tuttukları konularda konuşmak, en basit tabirle, mantıksızdır ve dahi o yaşlı köylü amcayla hemen hiçbir konuda sağlıklı bir tartışma yürüyemez, çünkü kafasında çoğu konuda zaten bir yargı kalıplaşmıştır ve değişmesi mümkün değildir, aynı şey bu yazarımsı için de geçerlidir, bu yazar ki, yukarda yazanlara göre, zaytung haberini gerçek sanan bir insan, başka yerlerde de yazdığım gibi, düşünce yapısına uygun gelen ve kendi zihniyetini destekleyen niteliğe sahip herhangi bir habere, duyduğu şeye, kaynağını araştırma alışkanlığı olmadan, en kibar ifadeyle, atlayan bir insan. kendinize gelin ya da türkiye'deki çoğu insan gibi birer istatistik olun.
hesabın var mı? giriş yap