• seyfettin efendi ve olağanüstü maceraları'ni hazirlayan kisi...
    meger kendisini baska cizimlerden de taniyormusum da haberim yokmus.
    (bkz: kurtadam kutu oyunu)
  • kontakt 2 etkinliğine giderken kampüs girişinde tesadüfen karşılaşıp sohbet edebildiğim, ondan önce de internet üzerinden bir nice bağlantı kurduğum çizerdir. seyfettin efendi'nin raflarda arzı endam etmesi de eli kulağındadır...
  • son çalışması ile gülümsetmiştir*: https://www.facebook.com/….715378701&type=1&theater
  • cizgi roman yapma rehberi hazirlamaya baslamis: ilk bolum

    arsivde durmasi adina ilk bolumu asagiya alintiliyorum (gorseller icin orijinal link'e bakiniz):

    --- spoiler ---

    adım adım çizgi roman #1 – ekoller

    türkiye’de çizgi roman yapmaya karar verdiyseniz aslında işiniz çok zor değil. düşünün amerika, fransa ya da japonya’da olsanız binlerce kişinin arasından sıyrılmaya çalışacakken, burada iki elin parmaklarını bile geçmeyen bir grup insanla karşı karşıyasınız.

    bu yazı dizisinde, çizgi roman yapmanın aşamalarını yazacağım. yazım, çizim, anlatım gibi temel konulardan bahsettikten sonra; matbaa, baskı ve yasal konuları içeren bazı bölümler de olacak.

    umarım bu yazı dizisi, sizleri çizgi roman üretmeye teşvik eder.

    ilk adım: ekol

    ilk adım; çizgi romanı yaparken seçeceğiniz ekol. hikayelemenizi, çiziminizi ve anlatım biçiminizi belirleyecek ilk nokta, üretim yapacağınız ekolü seçmek. comics (amerikan), fumetti (italyan), frankofon (belçika-fransız ekolü), manga (japon) gibi dört ana parçaya ayırırsak, bu örneklerin her birinin türkiye’de yansıması mevcuttur. comics (karabasan, seyfettin efendi), frankofon (genellikle mizah dergilerinde gördüğümüz çizgi romancılar bülent arabacıoğlu, suat gönülay, galip tekin, kenan yarar’ın çalışmaları), fumetti (karaoğlan, tarkan ve o dönem çizgi romanları) ve manga (örnekler yeni yeni başladı helezoni ve kaburamanga’nın iyi girişimler olduğunu söyleyebiliriz.)

    farkedeceğiniz üzere, bu ekoller aslında çizim tarzı ya da hikayesel farklar gözetmemektedir. her tür hikayeyi ya da çizim tarzını bu ekoller içinde bulabilirsiniz. bu ekollerin farkları, anlatım yöntemleri ve kareleme biçimlerindedir.

    amerikan ekolü

    amerikan çizgi romanı, yıllar içinde oldukça değişim geçirmiştir. örneğin 90’lı yıllarda panelleme konusunda çok farklı yöntemler denendiğini görebilirsiniz.

    yeni dönem çizgi romanlara bakarsak, bilhassa hollywood’un çizgi romanlara göz dikmesiyle, çizgi roman panellerinin adeta bir “storyboard” gibi çizildiğini görebilirsiniz. dört ya da beş adet geniş panelden oluşan sayfalar.

    amerikan çizgi romanları genellikle renklidir ve boyutları standarttır. (17 cm. x 26 cm.)

    italyan ekolü

    italyan çizgi romanları ülkemizde oldukça rağbet görmüştür. onların da eskiden farklı karelemeleri mevcutsa da, şu an beş ya da altı adet kare panel ağırlıklı bir çözümleme sistemi mevcuttur.

    italyanlar çizgi romanlarını hala siyah beyaz basmakla birlikte, yavaş yavaş renkli sayılar da çıkarmaya başlamışlardır. boyutları standarttır (16 cm. x 21 cm.), 96-128 sayfa arası bir hikayeyi tamamlarlar.

    eğer leke değeri olarak, iyi bir siyah beyaz dengesi kuramadıysanız; bu tip bir üretim yapmanızı tavsiye etmem. verilen örnekteki ivo milazzo, bu konudaki ustalardan biridir ki; onun da renkli işleri gayet güzeldir.

    fransız - belçika ekolü

    frankofon dediğimiz çizgi romanlar, en büyük ebatta basılan kitaplardır. sayfa başına sekiz ila on iki kare barındırırlar. bu sebeple üretilme süreçleri de uzundur. eğer kare bazında bakacak olursanız, aslında amerikan çizgi romanlarıyla eşit zamana denk gelir. fakat sayfa bazında üretim yavaşmış gibi gözükür. yakın zamanda yapılan frankofonlarda, kare sayısı da azalmaya başlamıştır.

    boyutları farklıdır, 22 cm. x 32 cm.'e varan ebatları mevcuttur. albümler 52-64 sayfa sayısı aralığındadır.

    japon ekolü

    manga, çizgi roman ebatları arasında en küçük formattır (11 cm. x 17 cm.), sayfa içinde iki-üç kareye düştüğü sıklıkla görülür. ses ve efektlerin grafik bir şekilde kullanımı ve karakterlerin ifadelerinin duygu durumlarında karikatürize hale gelmesi, bu ekolde sık kullanılan yöntemlerdir. siyah beyaz üretilse de, artık bölüm girişindeki bir kaç sayfasını renklendirmektedirler.

    son olarak

    seyfettin efendi amerikan (comics) tarzına yakın olduğu için, teknik bilgileri de onunla ilgili vereceğim. belki bu yazı serisine konuk yazar alırsak, farklı ekollerin çalışması ve uygulaması ile ilgili yazılar görebiliriz.

    bu ekollerden birine dahil olmayan, bağımsız bir iş yapmak istiyorsanız bu da mümkün tabii. başta söylediğimiz gibi; türkiye çizgi roman üretimi açısından oldukça kısır durumda. yeni ekol yaratacak kişi siz olabilirsiniz.

    meraklısına ödev:

    sevdiğiniz bir hikayeyi (film, roman vs de olabilir), sevdiğiniz ekolde çizilecekmiş gibi tasarlayın. bu ekol içerisinde anlatmak, hikayeye ne kazandırır onu düşünün.

    bu yazı dizisi, ikinci adım karakter yaratma ile devam edecektir!

    --- spoiler ---
  • çizgi roman yapma rehberi'nin ikinci bölümünü yazmış: karakter

    metin aşağıda, ancak resimler, videolar, vs. için orijinal link'e bakınız.

    --- spoiler ---

    karakter yaratma

    evet, hikayeden önce bize karakter lazım. kısa macera da olsa, uzun macera da olsa çizgi romanda önemli olan karakterdir. elime birçok proje geldiği için (sadece çizgi romandan bahsetmiyorum) şunu söyleyebilirim ki; bizdeki en büyük sorun karakter yaratma sorunudur.

    karakter yaratması istenince yazarlar genelde şöyle şeyler yazıyor: "evli ve iki çocuk babası, kahverengi gözlü, çok güzel menemen yapar." bize karakterle ilgili ne verdi bu açıklama? hiçbir şey.

    (video)

    tabii "anger management" filmindeki bu uç örnek bizi yanıltmasın, üçüncü kez sorulduğunda doğru cevap geliyor aslında. karakteri belirleyen özellik kişiliktir.

    hikayeler vurucu olmaya çalışır; dünya yok olma tehlikesindedir, korkunç bir kaos vardır, fırtınalar insanları kibrit çöpü gibi oraya buraya savurur. fakat bu karmaşa içinde bizim empati kurabileceğimiz bir tane karakter bile bulunmaz. sonuç: o hikaye okunmaz.

    karakter yaratırken ilk örneklere (archetype) göz atın. kafanızda bir karakter oluştuğu zaman, onun önceki örneklerine bakın, inceleyin. benzerlerini inceleyin, aralarındaki farkları bulun. sizin yapacağınız karakterin diğerinden ne farkı olacak? bazen kopyalanmış karakterler, öyle güzel değişiklikler yapar ki; aslından daha oturmuş ya da popüler olabilirler.

    mary sue

    karakteriniz hem akıllı, hem güçlü, hem yakışıklı, hem lider olmasın. (twilight kitabı yazmak istiyorsanız bu durum değişebilir.) ufak tefek hataları, yanlışları, eksikleri; o karakteri sizin fantazi dünyanızdan çıkartıp, daha yaşayan bir karakter haline getirecektir. yarattığınız karakterleri değiştirmekten korkmayın, batman'in şimdiki haline gelmesi yıllar aldı.

    mary sue hakkında daha ayrıntılı bilgi için tıklayın.

    hayatınızdan örneklendirin

    bu da yazarların yanlış anladığı bir konu. “hayali bir dünya, hayali kahramanlar yazıyorum gerçek hayattan neden örnek alayım ki?” diye düşünülür. tamamiyle hatalı bir düşünce! hikayenizi özgün ve ayakları yere basar hale getirecek tek şey, sizin kendi tecrübelerinizdir.

    iki yakın arkadaşı işliyorsanız, en yakın arkadaşınızı ve kendinizi onların yerine koyun. kötü ve nefret edilesi bir düşman istiyorsanız; sınıftan, iş yerinden, komşularınızın arasından sevmediğiniz kişiyi alın ve onun özelliklerini kötü adamın üzerine giydirin. neden sevmediğinizi ortaya koyabilirseniz, aynı hisleri okuyucularınız da paylaşacaktır. yoksa kötü karakter yaratma kısmında, eline bomba almış “dünyayı yok edeceğim!” diyen kötü adamdan ileri gidemezsiniz.

    sonuç olarak siz karakterinizi yapın, onu hangi hikayeye, hangi döneme koyarsanız koyun; karakterin sınırlarını iyi belirlemişseniz, okunacaktır.

    ilk başta karakterin geçmiş hikayesini anlatmayın, karakterin nasıl kuvvet kazandığını anlatmayın, karakterin ne gibi acılar çektiğini anlatmayın.

    karakterin önceden ne yaptığı bizi ilgilendirmiyor (bu noktada bazı klişelerden yararlanabilirsiniz bir yakını öldürülmüş intikamcı hikayesi gibi. o kadar çok gördük ki, bu hikayeyi bir kere daha anlatmanıza gerek yok, eski bir fotoğrafa üzülerek baktığını gördüğümüz bir kare bütün hikayeyi anlamamıza yetecektir.)

    sorunu nasıl çözüyor? diğer kahramanlardan farkı ne? neden bu karakterle empati kurmalıyız? bunu gösterin, sonrasında okuyucular zaten karakteri daha fazla tanımak, geçmişini öğrenmek, deneyimini ne zaman kazandığını görmek isteyecektir, acele etmeyin. önce karakteri sevelim, geçmişini sonra öğreniriz.

    büyük olaylar, büyük kahramanlıklar, büyük karakterler yaratmaz.

    meraklısına ödev:

    sevdiğiniz ve sevmediğiniz iki kahramanın özelliklerini yazın, karşılaştırın. kişilik özellikleri hangisinde ağır basıyor?

    --- spoiler ---
  • tamamen kendi yağında kavrulan bir adam. kendi yazdı, kendi çizdi, kendi bastı seyfettin efendi ve olağanüstü maceraları'nı.

    bana kalırsa erken dönem cumhuriyet döneminde geçen bir dedektif hikayesi yazmak oldukça zor. üstelik hafiyelik, detektiflik konseptleri bu ülkenin izleyicisine uzak. bugünkü modern dünyada bile mit ajanı denildiğinde insanın aklına hakan fidan tipli göbekli, badem bıyıklı tipler gelirken, cia / fbi ya da kgb ajanı denildiğinde canlanan görüntü karizmatik adamlar oluyor hep. işte seyfettin efendi, bunu yıkan (yıkarken bıyığı sabit bırakan) özgün bir karakter.

    ha bir de yerli çizerleri teşvik etmek ve işin usulünü öğretmek adına yazdığı yazı dizisi adım adım çizgi roman tamamlandı. 10 bölümlük yazı dizisinin tamamına erişmek için tıklayınız
  • geekstra ekibi ile hem bilgi dolu hem neşeli sohbetlerinin podcasti malum ortamlara düşmüştür. nice çalışmalarını görmeyi temenni ettiklerimizdendir...

    http://geekstra.com/…im-kunter-ve-seyfettin-efendi/
  • (bkz: #59710872)
  • alt kültüre yerli içerik üreterek para kazanmanın oldukça sancılı bir iş olduğu ülkemizde seyfettin efendi ve yabani dergi yi oldukça cüzi fiyatlarla çizgi roman severlere sunabildiği için saygı ve desteği hakeden türk yazar-çizer.
  • anatolian rock revival project youtube kanalında insan üstü illüstrasyonlarla eserle ruh katan çizer.
hesabın var mı? giriş yap