dayanılmaz
-
-
uğraşılmak istenmeyen olan, çekilmez. (ara: ceki*) sonucunda karşımıza çıkan entrylerin yaklaşık %80'inin akılda uyandırabileceği isteksizlik durumunu tasvir eden kelime.
-
(bkz: karsi konulmaz)
-
hem iyi anlamda hem de kötü anlamda kullanılabilen bir sözcük. işin dayanılmaz tarafı bazı durumlarda anlamların ikisini birden içerebilir.
-
"onu yaşadıktan sonra onsuzluğa..."
-
zamane sözlükte korkunç diye geçer.
-
arif damar'ın 15 kasım 1951 yayımladığı şiiri. şiir yayınlandıktan sonra tck.141 maddesina aykırı siyasal eylemlerde bulunduğu gerekçesiyle 2 yıl tutuklu kalmasına neden oldu.
gözlerini ölüm bürüdü onların
korkulu rüyalarda uyanıyorlar uykularından.
günden güne daha cana yakın
günden güne daha yaşanacak hale gelsin diye
her gün daha sağlam
daha usta
daha kahraman ellerle onarılan yeryüzü
eskisinden dar geliyor onlara
eskisinden düşman.
ne günün ilk ışığı
ne balık sürülerinin ışıldaması suda
ne güneşe uzanan dal
ferahlık vermiyor içlerine.
çalınan insan emeği yaşatmaz oldu
korkulu rüyalarla uyanarak uykularından
korkunç kararlar verdiler.
karşı koymazsak eğer
tehlikededir günlük ekmeğimiz
bacamızın tütmesi tehlikededir
evimiz, aşkımız, çocuğumuz
pencerede saksı
kitap sevgisi, insan sevgisi
tehlikededir.
gözlerini ölüm bürüdü onların
uyumak, uyanmak tehlikededir,
tehlikededir çiçek koklamak
bardakta su, ateşte yemek
bahçede güneş tehlikededir.
tehlikededir gözbebeklerimiz
adana nın pamuğunu yabancılar işliyor
dokuma tezgahları tehlikededir.
izmir in üzümü, fındığı giresun'un
samsun un tütünü tehlikededir.
kapanıyor fabrikalar birer birer
varımız yoğumuz tehlikededir.
fakat korkunç kararlara ve tehlikelere aldırış etmeden
boy atan başakların şarkısı devam eder
topraktan güneşe avaz avaz.
çatlayan tohumdaki yaşamak arzusu
her zaman galip, her zaman hür,
dağlardan akan suyun sevinci
her zaman genç, delikanlı
kabına sığmaz
dayanılmaz
çocuğunu emziren ananın şefkatine
-yırtıcı, derin-
hilelere, ölümlere karşı gelir
memedeki çocuğun iştahı,
kudreti sonsuz,
dayanılmaz.
ve sen gözbebeğim
sen erkek sesinle
işsiz kalmasın insanlar, öldürmeyelim birbirimizi dersin
milyonların içinden
milyonlardan ve gün ışığından uzağa götürülür,
işkence görür,
hapis yatar,
sürgün edilirsin;
sevilecek şeyler değilse de bunlar
dayanilir
halbuki günden güne yaşanacak hale gelen yeryüzünde
toprağın ve insanoğlunun ümitle yarattığı her şey
çatlayan tohum, akan su,
ana şefkati, çocuk iştahı, insan tahammülü,
hayatı öven şiir,
kardeşliği söyleyen şarkı,
mücadele eden resim,
ve emekçinin yüreği, elleri, hasreti
harbe ve ölüme karşıdır
dayanilmaz -
tahammül ötesi, tahammülfersa, çekilmez, karşı konulmaz. dayanılır değil, dayanılır gibi değil.
'dayanamam,' dediğinde insan, tanıktan, yakınındakinden dayanmasına, gelecekteki dayanışına ilişkin yetki, meşruiyet ve mazeret alıyor. çaresizlik de çarelerden biridir. yaşamımız, ruhumuz yenilmeye* izin verebilir, onun dayanamayacağı şeyler dışta değil içte ve başka şeyler.
deltada sivrisineklerle kılıç kalkan oynanıyor. flamingolar her büyük sulak boşlukta hep birlikte yaygara yapıyorlar. çok geveze hayvanlar. konuşur, iletişir, dedikodu yapar bir halleri var. zaman zaman dayanılmayacak kadar sinir bozucular. biraz onları taklit ederek es verdikleri aralarda kendi kendime veya bağırarak kuş sesi çıkardığımda diyalog duygusu güçlendi. (bkz: gediz deltası/@ibisile)
"bugüne kadar sadece fiyaskonun katlanılmaz olduğunu sanırdı hep, oysa şimdi artık kazanmanın kendisinin de dayanılmaz olduğunu biliyordu, çünkü korkunç boğuşmalarındaki utanç verici olanın, boğuşmalarında onun* üstte kalması değil, yenilgi olanağının bulunmamasıydı." laslo krasznahorkai - satantango
[alman bohemyalı yazar olan meissner - yahudi değil- hatıralarında anlatmıştı. mathilde almanlara karşı tavırlarıyla meissner'i sürekli kızıdırıyormuş: ona göre almanlar kötü niyetli, ukala, kendini beğenmiş, dar görüşlü, saldırgan, kısacası dayanılmaz bir halkmış. meissner bir gün dayanamamış ve şöyle cevap vermiş: "ama siz almanları hiç tanımıyorsunuz ki, sonuçta henry'nin burada görüştüğü almanlar sadece gazeteciler, onların hepsi de yahudi".] franz kafka - briefe an milena
"dahası zaman içinde doktorun anlamamaya başladığını kabul etmesi terapötik açıdan çok önemlidir; çünkü sürekli anlaşılıyor olmak hasta için çok dayanılmaz bir duygudur." carl gustav jung - rüyalar
"çalışan insanların hepsi doğal. tatil insanlarının hiçbiri, hiçbir yerde dayanılır gibi değil." tezer özlü - yaşamın ucuna yolculuk
(bkz: muziç) -
sessizliğe tahammül edemeyen yavşakların sükûnetimi bozmasına dayanamıyorum..
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap