courtesan
-
parali ve nufuzlu kisilerle yatip kalkan fahise
-
ingilizcede odalik manasinda kullanilan sozcuk
-
modern dunyamizda sifati "sanatci", "manken" veya "boy boy renkli nesriyatta gozuken" olarak degismis, hizmetleri siradan ancak pahali sahis.
-
(bkz: dangerous beauty)
-
(bkz: kurtizan)
-
(bkz: carla bruni)
-
-
güzelliğin yanında zeka ve yeteneğe de sahip ve çoğunlukla tek bir erkeğe metreslik eden üst sınıf fahişe.
-
manet, degas, picasso, toulouse lautrec gibi büyük sanatçıların resim ve heykellerine konu olmuş kibar fahişeler.
charles baudelaire'nin les fleurs du malda yücelttiği "hayatı öğreten" kadınlar. -
yakup kadri karaosmanoğlu'nun ankara adlı romanında, selma'ya söylettiği cümle; "ben, bize verdiğiniz "courtisane " hürriyetini istemiyorum. ben, erkekle her hususta eşitliği talep ediyorum."(sf:156)
*
kadının bu konumunu, güncel olayda adnan oktar'ın, hemen her gün tv ekranından servis ettiği "kedicik"leri için kaleme aldığı yazısında selim temo şöyle değerlendirir: "adnan oktar’ın imal ettiği daireyi işte bu bellekteki huriler ile courtisane üzerinden okuyabiliriz gibi geliyor. oktar’ın stüdyoya çevirdiği yatak odasından hemen her gece memleket erkeğinin gözlerine zerk ettiği canlı orji, aslında yaygın erkekliğin cennet hayaliydi."
tamamı şurada: `:https://www.gazeteduvar.com.tr/…lekteki-kedicikler/`
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap