boyunduruk

• (bkz: egemenlik).
• çift süren öküzlerin sabanı çekmesi için boyunlarına takılan ağaçtan zımbırtı
• kapı ve pencere gibi açıklıkların üstüne konulan betondan kiriş..
  (bkz: lento)
• boynu bırakın, dili kaptırdığımız bir alet. alet ki ne alet... adamı çaktırmadan ne ellere verir, ne sulara yatırır. avrupa sularında kelebek stili yüzen bir memleket.
  görünmez bir bakınız da bakınızdır bu omuzlarda...
• (bkz: altına girmek)
• masonlukta bağnazlığın simgesi.
• boyunduruğun hemen üstünde olan aksam zelve/zelve çubuğu (ikişerden dört tane) ve zelve sicimi (birerden iki sicim), sabanın oku ile bağlantısını sağlayan ortasındaki kertiğe sarılı, bağımsız da olabilen, çözülebilen parçası kayıştır.
  saban/kara sabandan başka sürgü ve kızak da boyundurukla çekilir. tabii çeken bir çift öküzdür, öküz çiftidir.
  
  "tarlanın taşlısı, kızların saçlısı, öküzün inek başlısı sağlam olur." kalın boyunluya inek başlı deniyor. taşlı tarla^* çok güzel verime gelir. taş arasından yel alır, havalanır^*. saçlı kızlar da güzel olur. boyunlu öküz sabana, boyunduruğa güzel gelir. sırtlanır yüklenir boyunlu olursa, geri kaçmaz.
  
  [aziz kristof^*, dev, yükünü güçlükle taşımıştı, oysa yükü yalnızca çocuk isa'ydı. oysa ben bir çocuk kadar küçüktüm ve bir devi taşıyordum ama yüküm beni kaldırıyordu. çocuk isa dev kristof için kolay bir yüke dönüştü çünkü isa şöyle demişti: "benim boyunduruğum tatlı, yüküm hafiftir." isa'yı yüklenemeyiz çünkü o yüklenilemez ama biz isa olmalıyız çünkü o zaman boyunduruğumuz tatlı, yükümüz kolay olur. (...) dışımızdaki tanrı ağır olan her şeyi ağırlaştırır, oysa içimizdeki tanrı ağır olan her şeyi hafifleştirir.] carl gustav jung - liber novus
  
  (ilk giri tarihi: 6.3.2015)
  
  (bkz: kızak/@ibisile)
  (bkz: dakındırık)
  (bkz: sabuncubeli/@ibisile)
  (bkz: boynuburuk)
  (bkz: ilk aşk/@ibisile)
• güreşte rakibin başını koltuk altına alıp boynuna kol dolama oyunu.
• (bkz: çin işkencesi)
• sokak kavgasında korkak taktiğidir, ve fakat sokak kavgasında ya yenersin, ya da...
  
  ilkokul'da üç yıldır çok sevdiğim öğretmenimin emekli olması, yerine gelen öğretmenin sesini beğenmemem ve duygularımı sözlü ifade etmem üzerine, komşu sıra besilisi yavuz'un beni ispiyonlaması sonrasında kendisi üzerinde başladığım boyunduruk tekniğini, ortaokul'da ön sıramda oturan, çaldığı defterimi ders boyunca karalarken beni fitil fitil geren fatih^* üzerinde mükemmelleştirdim. defterlerim sonrasında hep temiz kaldı.
  
  yıllar olaysız geçti.
  
  mekan etiyopya kuzeyinde, tigray bölgesinin başkasabası mekele'de bir bar. adımla anılıyor tanıdıklarımca. tam bir feminist cenneti, kadınlarca işletiliyor, garsonlar kadın, patriarki'yi ara ki bulasın.
  
  bir köşede oturmuş biramı içiyorum. masamda, sevdiğim bir abimin gözdesi ^*. derken kapıdan böyle kabadayı tavırlarla bir herif giriyor. ortamdaki tek yabancı olduğumdan bana sarıyor. bacak bacak üstüne attığım ayağımı -acıtacak kadar değilse de- bir tekme ile indiriyor. girmeye hazırım ama daha değil diyorum, senin için etiyopya hapisanesine girmeye değmez.
  
  benden beklediği tepkiyi görmeyince başka masalara sarıyor, ortamın içine ediyor, derken benim masadaki hanımla laf dalaşına giriyorlar, bize doğru geliyor ve kıza bir tokat atıyor.
  
  bende şalter filan atmıyor, daha çok tetristeki uzun parçanın lökk diye yerine oturması gibi bir hisle bira şişemi bahtsız kafatasıyla buluşturuyorum. beni de şaşırtan bir şekilde patlamak yerine kafasından sekiyor. iş başa kaldı diyerek alıyorum boyunduruğa, ve benden epey daha ağır olmasına rağmen yere indiriyorum. ağırlık farkından dolayı altıma alamıyorum, fakat boyunduruğumdan çıkabilecek bir güçte de değil.
  
  olayın sıcaklığıyla farkında olmasam da melekler bana yardıma koşmuş, barı işleten tüm nisa tayfası adamın tepesine üşüşmüş, terlikleriyle terbiyesini vermektelermiş meğer.
  
  araya herkesler girip bizi kaldırırlarken, mosmor suratının ortasına ayak izimi çıkartmasaydım^** bile, bardan yürüyerek çıkabilir miydi kuşkuluyum, kural dışıydı da belki, ama o tokattan sonra kural falan da kalmamıştı zaten.
  
  sokak kavgasında korkak taktiğidir, yersizce uygulanmamalıdır.