*

  • sözlük ahalisi bilir. vakit tayfasından hiç hazzetmem. aklıma estikçe saçmalıklarını, komikliklerini de sözlükle paylaşırım. bunu yaptığım zaman kimi embesiller "hedef gösteriyüür" diye hoplarlar ya bu da ayrı konu. neyse efendim habervaktim'de yazıları çıkan bir hanım bu. arada sırada baktığım yazılarında saçma, komik, sığ bulduğum bir sürü şey olmuştur. ancak bugün münevver karabulut ile ilgili yazdığı yazısı ile kendisinin umurunda olmayacak olsa da takdirlerimi sunmak durumunda bırakmıştır beni. hani diğer kendilerinden olmayan medya ne derse desin, bazı muhteremler su görmüş kuduruğa dönüyorlar ya işte bu sefer doğruları çok güzel bir şekilde bu hanım yazmış. bari bu tesettürlü bacılarına kulak versinler. paylaşayım:

    "birileri de çıkıyor aileyi suçluyor…

    kızınıza sahip çıksaydınız, aklınız şimdi mi başınıza geldi, çocuk zengin diye göz yumuyorlardı şimdi görsünler işte, aile reklam yapıyor, çok konuşuyor…

    ben ise, inanamıyorum…

    insanların bu kadar kalpsiz, vicdansız ve acımasız olduğuna…

    ve sormak istiyorum…

    ya aynı şey sizin kızınızın başına gelseydi, siz ne yapardınız?

    bu ailenin bu işte ne kadar günahı var, hüküm vermek size mi düştü? ( yüce allah hiçbir günahkarı kınamamızı emreder. ayrıca bu anne ve baba kızlarının ölümünden ne kadar sorumlu ya da değil bunu kimse bilemez)

    sizler yoksa allah yerine mi karar veriyorsunuz?
    merhametiniz yok mu hiç sizin?

    ne münevver karabulut’u ne de aileyi tanırım, ama ben bir anneyim ve her şeyden önce insanım…

    bir annenin ve babanın kızının katledilmesinin arkasından nasıl bir ruh halinde olabileceğini ve ne kadar acılar çekebileceğini de az çok tahmin edebiliyorum.

    size tavsiyem, siz kendi günahlarınız peşine düşün…
    melek de olmadığınıza göre, önce kendi hayatınızı bir gözden geçirin…

    üstelik vicdanını yitirmiş insanlar bana daha itici geliyor…"

    http://www.habervaktim.com/…_bularak_goge_erdi.html
  • kafasının dışı kapalı içi açık bir yazardır....

    inatçıdır mücadelecidir...

    sırf bu yüzden de hilal tv'de -en zor zamanlarında- kapıyı vurup çıkmıştır. kendi camiasının iki yüzlülüklerine sıkça tanık olmuş ve hiç acımadan eleştirmiştir.

    herhalde bundan sonra da devam eder...
  • ver hayır'ı al salçayı başlıklı yazısı ile dikkatimi çekmiş kadın. sabah sabah. kimmiş diye baktım da memleketimizin tek türbanlı haber spikeri imiş. bir de vatan gazetesi bu hanımla bir röportaj yapmış.

    ~~
    "...başınızı kapama kararı almanızı tetikleyen sebep neydi?
    ailem, her aile gibi normal yaşıyorken, ağabeyimin eşi namaz kılmaya başladı. ben ilk önce çok ürktüm, "değişecekler" diye düşündüm, ama zamanla gördüm ki değişmediler, hatta daha da iyi oldular. onların değişmediklerini görünce, ben de etkilendim. kur-an'ı kerim'i gördükten sonra incelemek istedim ve çok etkilendim.

    ...niçin çaresiz kaldığınızı düşünüyorsunuz?
    ben neden cnn türk ve ntv'de haber spikeri olarak çalışamıyorum? halbuki, şu anda kendimi haber tarzı olarak en yakın hissettiğim kanallar onlar. ama ben oralarda olamıyorum. tek suçum başörtülü olmak...." (gençken ateizme kaydığım dönem oldu)
    ~~

    23 yaşına gelene kadar kuran'ı kerim'i hiç mi görmemiş? sonra namaz kılanlardan niye ürkmüş, ailesinde başka namaz kılan yok muymuş, namazı ne zannediyormuş, o kısmı pek anlayamadım ben. hiç mi civarında namaz kılınmamış, hem namaz kılan bir insanı nasıl ürkütücü bulabilmiş? namazın kendisinde şaşkınlık ve korku uyandırması çok tuhaf değil mi? beş vakit namazı geçtim de yani hiç mi cenaze namazını, bayram namazını duymamış? namazdan, kılandan korkulur mu ya? (bkz: korku namazı)

    bir de "kendisini tarz olarak en yakın hissettiği kanallar cnn türk ve ntv imiş ama o kanallarda haber spikerliği yapmasına izin vermiyorlarmış. tek suçu başörtülü olmakmış".

    vay anasını ya. yarın sabah ben de rusya'ya gidiyorum. moskova büyükelçiliğinin önünde eylem yapacağım. ben de tarz olarak kendimi en çok moskova büyükelçiliği makamına yakın ve layık hissediyorum ama hükümet buna izin vermiyor. tek suçum hedonist olmak.
  • son yazısının başlığında fatmagül karakterine ahlaksız deyince şunu demek istediği anlaşılıyor: "fatmagül'e zulmettiler tamam ama o da başını açmasaydı... fatmagül'ün suçu ahlaksız olması. öyle ahlaksız kıza da toplumumuz tecavüz etmesin de ne etsin?"
  • toplumun ahlak normlarına* uyan insanların tecavüze uğramadığını sanan insandır kendisi.
  • vakit gazetesi'ne ait web sitesinde şöyle bir yazısı yayınlanmış,

    http://www.habervaktim.com/…cu_ahlaksiz_olusu_.html

    ...

    kadıncağız yazmış, yazmış, yazmış, dökmüş içini, en sonunda ahlâkı ve ahlâksızlığı da kendince tanımlamış olduğu birtakım normlara sokmuş, rahatlamış. benim anlamadığım şu, niçin islâmcı kimseler ahlâk ve ahlâksızlık kavramlarını bacak arasından çıkarmayı başaramıyorlar?

    yani bir filmde ya da dizide hırsızlık olması, cinayet olması, gasp olması veya uyuşturucu olması bu kadar büyük problem teşkil etmezken, cinsellik ve hatta(!) eşcinsel ilişki olduğu vakit kıyametler kopuyor, ahlâk elden gidiyor.

    keşke saydığım bu benzer hususlarda da, dünkü yazısında vermiş olduğu tepkileri verse kendisi.

    ...ama niyeyse akıllar hep cinsellikte!

    hayırdır inşallah.

    not: çalık grubuna ait atv televizyonuna yöneltmiş olduğu "bari sen yapma" minvalindeki eleştirisi de içler acısı. diyor ki zat-ı şahane "hani atv bizimdi, bizim kanalımız olacaktı?". hanımefendi, bir tv kanalının asıl sahibi, onun mülkiyetini eline alanlar değil, o kanalın reklam verenleridir. reklam verenlerin tutumunu da izleyicinin tutumu belirler. siz küçük çaplı bir ulusal kanalı bayrak gemisi yapabilirsiniz, ama atv ve benzeri televizyon kanallarında dengeler o kadar kolay değişmiyor. o yüzden şimdilik maalesef(!) sadece taraflı haber bültenleriyle yetineceksiniz.
  • son derece doğru noktalara temas etmiş olan hanımefendi. kardeşim siz, bu milletin değerlerine adeta meydan okuyarak bir yere varamazsınız. herkes bunu iyice zihnine yerleştirmelidir.
  • antidemokratik düşüncelerini dile getirdikten sonra demokrasiden bahseden bi acaip kişi. şöyle diyor;

    "insanların çoğu bu çapsız ve hayali karakterlere özeniyor ve onları kendine örnek alıyor."

    "birileri o rezil dizileri izlemeniz için beyninize silah mı dayıyor? "

    "çocuklarınıza da mı acımıyorsunuz ey insanlar?"

    "fatmagül ve diğerlerini topluma sürende, onu yayınlayanda, normal gören de ahlaksızdır!"

    ve ardından..

    "türkiye nereye gidiyor? konusunda ki hezeyanları okyanusları aşan çiftin kadın versiyonu, “evet oyu” verenleri gaflet, delalet ve ihanet içinde olmakla itham etmişti. demokratik bir tercihi hazmedemeyenler zincirinin kuvvetli halkalarından olan bu zihin, 'evet'çileri bu kez de 'cehalet'le suçladı. yani hanımefendiye göre eğitimliler 'hayır' eğitimsizler 'evet' demiş…"

    sizler nasıl diyor.. la havle..
  • islâmistlerin verdiği klasik yıkıcı tepkiyi vermiş. şaşılacak birşey yok. dünyanın her yerinde aynılar. türkiye'de neden farklı olsunlar ki?

    "bu eser benim sanat yahut modernlik anlayışıma terstir; olmaz olsun!"

    bu 'olmaz olsun' da hiçbir zaman bir keşke yahut bir temenni ile sınırlı kalmaz. daima baskı ve şiddet ile desteklenir. zaten islâm medeniyeti de yüzyıllardır az gelişmiş toplumları işbu gericiliğin ve kutuplaşmanın pençesine alarak batı dünyasına karşı savaştığı ilüzyonu ile beslenir. oysa islâm dünyası, batı medeniyetiyle hiçbir şekilde başedemeyecek gerilik ve atalettedir.

    yegâne silahları da şunlardır;

    "sözlü saldırı, hakaret, nefret, kutuplaşma, terörizm ve linç"

    ...

    iktidarda kaldıkları on yıl boyunca tüccarlığı bile doğru düzgün beceremeyen, türkiye gibi kurumsallık ve istikrardan uzak bir ülkeyi bile her türlü dış desteğe rağmen ekonomik ve sosyal anlamda domine edemeyen bir hükûmet de ancak bu sözüm ona medeniyetin mensuplarına mahsustur.
hesabın var mı? giriş yap