• genelde savaş sahnesini andıran, baskına uğramış bir köy ve başıboş ağlayıp etrafına bakan çocuklar hissiyatı veren kalıp.
  • ilkokulun ilk günü bahçeye bırakılmışlardır.
  • aaannneeeağğğğğ diye ciyak ciyak bağıran çocuklardır.
    çok küçüklerse(2 yaş civarı) anne yan odaya geçmiştir. "oy nereye kayboldu bu kadın yetişin komşular!" diye ağlamaktadır
    biraz büyüyünce bisikletten düşmüştür veya yerlerde dizlerini parçalamıştır bir nevi ilkyardım çağrısı olarak bağırır
    anaokulu-ilkokul gibi ilk evden ayrılış gününde ise öğretmenini intiharın eşiğine sürükler
    çocuk işte.ağlar
  • buna alternatif bir de baba baba diye ağlayan çocuklar vardır ki kemal sunal bunları hababam sınıfında anlatmıştır.
  • acımadan çok, gidip bir tane okkalı bir tokat yapıştırma hissi uyandıran çocuklar
    acınacak olan bir kişi vardır şüphesiz. bu da olsa olsa o zırıltıyı çekmek zorunda kalan zavallı annedir.
  • anneleri yanlarına geliyorsa dünyanın en şanslı çocuklarıdır.
  • bunların bir de ağlarken gırtlaklarını yırtarcasına bağıranları vardır ki... of diyorum kulağınıza tecavüz ederler resmen.
  • anasız babasız büyümeyenin, çocukluğunun ilk yıllarında annesinin mezarı başında gözyaşı dökmeyenin asla anlayamacağı çocuklardır. zamanın o en kötüsü, yaşamın en acımasız anlarıdır artık hayatınızda bir annenizin olmayacağı fikri, bir daha sarı saçlarınızın onun yaptığı kadar özenli okşanmayacağı düşüncesi kahreder, bir daha sesini duyamamak, kokusunu alamamak, belki de geri de bırakıp gideceğiniz o bomboş evin mutfağının bir daha "canım oğlum, canım kızım sana börek yaptım" vb. sözlerle yankılanmayacak olması gerçeğine ve daha onlu yaşlarının başında bir çocuk olmanın verdiği çaresizliğe bir de babasının ölümü eklenince o zaman anlar zamanından önce mecburi taşınacak bir olgunluğun acısını ve ağırlığını. anne diye ağlayan çocuklara söylenmek, seslerinden rahatsız olmak işin kolayıdır, anasının babasının ağlamama düsturu ile yetişmiş yetişkinler için. ağlamanın zayıflık, hele anne diye ağlamanın iyice eziklik olduğu zihinlerimizin o en karanlık noktalarına acımasızca kazınır, hem de zamanın birinde kendi anneleri için ağlamışlar tarafından. oysa ağlamaktan başka çaresi olmayan ve olasılıkla bir daha asla o şekilde ağlayamayacak bir çocuk için en saf, en anlamlı ve en doğru şeydir doyasıya ağlamak.
  • annenin fiziksel yokluğu durumu hariç ; "anne anne" diye ağlayan çocuk... normal bir çocuktur. "baba baba" diye ağlayan çocuk değişik bir çocuktur. babacı bir çocuktur. zaten çocuklar bence "anne anne" diye alışkanlıktan ağlarlar. benim annemin şöyle bir çıkarımı vardı; insanlar en çok "allah", "anne" ve "imdat" diye ağlar sızlarlar ! bilemiyorum ne kadar doğru bir genelleme.
hesabın var mı? giriş yap