• çok donanımlı bir hanımmış bu. aha ali murat ağabey şöyle anlatıyor:

    "başörtüsü sorunu" nedeniyle türkiye'de okuyamayınca 2000'lerin ortalarında avusturya'ya giden, viyana üniversitesi'nde "bilgisayar mühendisliği" eğitimi gören, fakültesini birincilikle bitiren, bu arada lehçeleriyle birlikte mükemmel almanca öğrenen, yanı sıra ingilizce'yi de çok iyi düzeyde konuşabilen, sinemaya âşık olduğu için aslî eğitim programıyla yetinmeyip yanında sinema eğitimi de alan, bugüne kadar gerek avusturya gerekse türkiye'de pek çok kısa film, belgesel, tv programı ve sinema filminde asistanlık yapan, bütün bunların üstüne de sağlam bir dindar olan akıllı, çalışkan, yetenekli ve iffetli bir hanımefendi..."

    oooffff oooofff ooooffff lehçeleriyle birlikte mükemmel almanca öğrenmişşş, ingilizce'yi çok iyi düzeyde konuşabiliyorrrrr, fakülteyi birincilikle bitirmişşşşş, bilgisayar mühendisiiii, sinema eğitimi almışşşş, akkıllıııı, çalışkaaaannn, yetenekliiiii, iffetliiiii....

    vay beee ne cevherler varmış şu dünyada da biz tanımıyormuşuz. bu muhteşem hanfendiyi alan yaşadı öyleyse. rabbim sahibine bağışlasın.

    işte ali murat ağabey bir film setinde yer açmak istemiş bu harikulade kişiliğe. lakin bu bacımızı sokmamışlar sete. ali murat ağabey de inkısarı hayal içinde ağlamış ağlamış ağlamııııııış... kendi ifadelerinden bakalım:

    "geride bıraktığımız haftanın ortasında, "câmiâ"da yaşadığım can acıtıcı bir olaydan dolayı, çok uzun yıllar sonra ilk kez ağladım. hem de öyle böyle değil, hüngür hüngür, salya sümük ağladım evimin orta yerinde..."

    neyse devam edemeyeceğim ben. alın dayanabiliyorsanız siz okuyun: http://yenisafak.com.tr/…-kim-istihdam-edecek/28248
  • zaten iş deneyimi olan sıkmabaşlıdır... (aynı zamanda "kadrolaşmadığınız bir orası kalmıştı amk" dedirten.)

    ali murat güven kendi de söylemiş işte: "bugüne kadar gerek avusturya gerekse türkiye'de pek çok kısa film, belgesel, tv programı ve sinema filminde asistanlık yapan..."

    daha ne lan? çalışana iş çok. ama olmaaaz, ille de "dindar kesim"den bir ekibe girecek o kız ki iyice ötekileşsin. adam yerine konmasın. gözüne bakılmasın. tabii dindar olmayan sinemacıların işi gücü yok, miğfer dibi sahnesi çekerken işi siktiredip kızın orasına burasına bakıp laf atacaklar, elle taciz edecekler falan.

    (ama yazıyı okurken görüyoruz ki torpil kullanılacak ortam "islami kesimden bir film ekibi"nden yavaş yavaş "kozmopolit kimlikli set"e dönüşüyor. işin güzeli, yardımcı yönetmen jakoben ve dağdan inip bağdakini kovan sol görüşlü biri! a. m. g. görmediği, tanımadığı biri hakkında ne güzel atıp tutmuş. ne olur ne olmaz tabii, böylelikle bu yazı ses getirirse yarın öbürgün "patronun haberi yokmuş, o jakoben solcu yard. yön. kovuldu, bizim kız onun yerine alındı. tişikkirlir sipirmin," yazabilecek.)

    ne diyorduk? "torpilim sırtımda patladı, afedersin kızım" demek yerine önce o yardımcı yönetmene, sonra da gerek sol görüşlüleri sete sokan, gerek sıkmabaşlıları setten uzak tutan patrona saydırıyor a. m. güven. oysa yukarıdaki referanslarla kızın iş bulacağı belli... nerede bulmayacağı da belli. o bol islami mesaj içeren dizilerdeki sıkmabaşlı kadın karakterlerin kaçı çalışıyor, kaçı kalifiye? yedirirler mi kızım oraları sana sıkma kadın başınla?

    ... bu arada kızım, gitme zaten öyle dizilere. bak örneğin "huzur içinde çalışıyoruz" deyip duran ekip aylardır para alamıyor, açlar resmen. hani destek en tepedendi?
  • aslında ali murat güven, çok önemli bazı dengelerin bozulduğunu, hem istifasıyla hem bu yazısıyla ortaya koyuyor.
    muhafazakar kesim, zenginleşip bazı haklarını geri alsa da, kültürel olarak mahalle alışkanlıklarına takıldı kaldı daha ileri gidemiyor. bu da hem ali murat gibileri hem bu sayıları çok artan eğitimli gençleri sıkıntıya sokuyor.
    muhafazakar kesimin bu kafayla kaliteli kültürel ürün üretmesi çok zor.
    ama işin bir diğer boyutu var..öteki mahalle'nin sorunları müslüman mahallesinden çok daha büyük. bu nedenle fazla gülüp sevinmeleri manasız bu kızın durumuna.
  • şu an oturup hüngür hüngür ağladığım bi yazıdır.allah başka dert vermesin...
  • ak parti iktidarı döneminde meydana gelmesi şaşırtıcı olan durumun kahramanı. yıllardır değişmeyen tek gündem konumuz bu değil miydi: başörtülü kadınların eğitim ve istihdam haklarını kazanması. bunca zamandır neden başarı sağlayamadılar ki? her türlü yasama, yürütme, baskı kurma gibi imkanlara sahiptiler oysa. ben metrobüste itiş kakış giderken son model arabalarda gördüğüm başörtülü hanımefendiler mutlaka çalışarak , alınlarının teriyle, hak yemeyerek kazanmışlardır bu paraları. dimi?o yüzden münferit bir olaydır herhalde. (evet ağlak edebiyatı yapmayı hızla öğrenip gururla sergiledim, kabul ediyorum)
  • torpil yapmaya çabalayan kişinin torpilin geri tepmesi ezikliğine kurban edilmiş kız. ancak bu kadar aleni şekilde torpil yapmaya çabaladığı ama beceremediği anlatılabilirdi.

    yani neymiş; islami kesimde dahi torpil yaptıramamış, rezil olmuş öğrencisine, suçu sol görüşlü olma ihtimali olan birilerine atıp ne şiş yansın diyor ne kebap. beceriksizliğinin ihalesini de "solcu olma ihtimali olan" birine yıkıyor.

    sizin o yere göğe sığdıramadığınız ahlakınızı yiyim ben. torpilin ismine de referans diyorlar.
  • almancası muhakkak ki şahanedir. sonuçta akp’nin sayfasında ömer çelik’in de iyi düzeyde ingilizce bildiği yazıyor (bkz: ömer çelik ingilizcesi). latife yapıyorum tabii ki, buradan hareketle bu “başörtülü ve iffetli hanım”ın iyi düzeyde almanca bilmediği sonucuna ulaşmak fazlaca sığ bir yaklaşım olur.
    yalnız, "ölçüsüz çıkışlar genelde eşcinsellerde görülür" gibi muhteşem bir tespitin sahibi ali murat güven’in hüngür hüngür, salya sümük ağlaması mevzubahis tespitine katılan homofobik arkadaşlarını üzmüş olabilir, zira bu yaptığı ölçüsüz bir tepki olmuş.
    bu arada, tamamını okumaya dayanamadığım için bir kısmını okuyabildiğim ali murat güven yakınmasında islamcı kafasının en güzel hali sergilenmiş. avrupa’ya değil, uzaya bile gitseler bu kadar hevesle bahsettikleri torpilin kötü bir şey olduğunu anlayamayacaklar bu insanlar galiba. “insan benim gönderdiğim bir kızcağıza, o ekibi mengeneyle esneterek bile iki karışlık yer açardı” yazmış. bu “iki karışlık yer açma” başka bir çalışanı işten çıkarma pahasına olsa, bu insanların “olur mu canım öyle şey, bunu kabul edemeyiz” deme ihtimallerinin %1’den fazla olduğuna inanan kaç kişi var acaba? hala torpil, hala “bizden olmayanların hakkı kul hakkına girmez” mantığı…
  • hem müslüman hem de torpil yaptırmaya çalışan birinin ibretlik hikayesi. sorsan hz. ömer'in adaletini dillerinden düşürmezler.
  • kendi ifadesiyle testisleri altı okka gelen bir müslüman evladı olan ağabeyinin torpiline boşuna güvenmiş bir mesture hanım.

    gerçek mi değil mi bilemem. belki de özellikleri "birazcık" abartılmış bir hanım sözkonusudur. şimdi kimisi homurdanıyor yok niye yazmışım falan. ulan bir tarafımızdan mı uydurduk yazdıklarımızı? ali murat ağabey ulusal bir gazetede yazmış işte. ben de taşıdım sözlüğe. anlatılan özellikler de abartılı geldiği için biraz tiye aldım ama doğrusunu hak teala bilir. allah sırat-ı müstakim'den ayırmasın ve kul hakkı yemek gibi günah-ı kebair'den beri kılsın. amen...

    yazıda "iffetli" oluşundan da bahsedilmesini anlayamadım yalnız. nası yani? cv hazırlarken kişisel özellikler kısmına "iffetli" de mi yazılıyor?
  • bir insanın, "genel hâl ve tavrından" sol görüşe yakın biri olduğunu anlayabilecek kapasitedeki mümine hatun.
hesabın var mı? giriş yap