• (bkz: beni affet)
  • sahibinden ihtiyaçtan albumunde bulunan, tabiri caizse kelimelerin kifayetsiz kaldigi baris manco sarkisi
  • "duygularımdan sorumlu olmayı hiçbir zaman öğrenemedim.. öğrendiklerim; öğretilenler ve hislerim arasındaki çatışmayı aşmadı.. seni de bu çatışmadan başka bir yerde bulamazdım zaten bu yüzden affet beni...

    sana uzun çok uzun bir mektup yazmak düşü gecelerimi kapladı.. yaşananlardan ya da yaşanamayanlardan bahseden upuzun bir mektup düşü.. sen ya da alınganlığım izin vermediniz önce; ama yazmalıydım.. içimde kalan bunca şeye rağmen bunu gerçekleştirmeliydim.. yanlışlık nerde bilmiyorum; affet beni...

    geceler böyle imlasız cümlelerin gölgesinde sabaha ulaşsın istemedim.. sabahlar böyle upuzun bir yalnızlığın final düdüğü de olsun istemedim.. yalnızlığımın eğri büğrü çizgilerinden bir öykü oluşur zannediyordum; bir yol sana gider sanıyordum bu çizgilerden; gitmiyormuş; affet beni...

    acemiliğim ve ürkmüşlüğüm arasındaki duyguları türkçe isimler sözlüğünde bulamadım; bulamıyorum.. oysa her şeyin karşılığı var gibiydi hayatta; yokmuş.. yokmuş beni var ettiğini sandığım bir kelime... kelimeler zaten sandıklarda kalmış; sandıklar zaten tozluymuş.. o tozlar bizim artık olmadığımızı anlatıyormuş.. oysa ben seni ne zaman bulduğumu bile hatırlamıyorum... hatırlayışlarım kalbimin hızlı atışlarından; sahilde seni beklerken kızaran yanaklarımdan; geldiğini görünce yerimden fırlayarak sarıldığım boynundan ileri gitmiyormuş.. affet beni; tozlar bizim artık olmayışımızmış...

    bu yazışımsa; ne bir borç, ne de ikmale kaldığım duygularımın tekrarı.. bu yazışım sana uzanmaz.. ama bilmeni istiyorum; bilmiyordum senden önce bir insana giden yolları seninle öğrendim... şimdi ise anılara şahitlik eden eşyaları, sözgelimi bir maytabı bile yok etmekten acizim...

    hayatı mahkemeye verdim; idam cezasını ben aldım.. hakim kırdı bütün kalemleri; beni savunacak bir avukatım bile yoktu... sense başsavcıydın; affet beni...

    oysa ben ilk susuz rakımı sana içtim; ilk seni özledim; ilk seni bir anne yalınlığıyla merak ettim; ilk senden nefret ettim, ilk seni sevdim; ilk sana hayallendim... rüzgarda saçlarımı kurutmak istedim; baktım rüzgar benmişim; baktım her yerdeymişim.. ben bir tek yerde olmak istiyormuşum; yok, olamazmışım... uğradığım her şehirde kitapçıları dolaştım ama yokmuş şaşkınlığın haritası... ben de kendi haritamı çiziyordum ki; baktım beni başka haritalara çizmişler; rotamı değiştirmişler.. birisi pusulama mıknatıs değdirmiş; yönümü şaşırmışım... affet beni.

    affet beni, duygularım önsözsüz. yazamıyorum çünkü terkedilmeyi öğreniyorum.. annem yorgunmuş; van gogh kulağını kesecekmiş; hitler dünyayı ele geçirecekmiş; sevgilim beni unutacakmış... herkes çok meşgulmüş anlayacağın... yani kimse duygularıma önsöz yazamazmış; yani bunu da ben yapmalıymışım.. ama terkedilmeyi öğrenemedim ki daha; öğrendiklerim iç çatışmadan öteye gidemedi... sense en çok yağmur alan yenilgimdin; affet beni.

    öyle çok sevmişim ki seni; sevgimin altında kalmışsın ezilmişsin. benden başka her şeyi düşünmüşsün; beni unutmuşsun.. hızlı koşan çabuk yorulurmuş; oysa ben daha yeni koşmaya başlamış kadar dinçmişim.. yolun bir yerinde bağcıklarımı bağlamak için eğilmişim sadece; o kadar...

    sen, seni bana çok görmüşsün; mutluluğu yaraştıramamışsın.. bense her gece odamda şiirlerle kaynaşıp sana koşmuşum. diyorum ya, görünmez bir el rotamı değiştirmiş; sana ulaşmayı beklerken elime koskoca bir boşluk geçmiş.. baharımı yaşamaya hazırlanırken gelen baharın "son"bahar olduğunu düşünmemişim bile.. taze gül yapraklarıyla yıkanmayı beklerken; karlara sıvanmışım; yağmurlar acımasızca üşütmüş beni.. ilk defa senin kollarında bulmuşum huzuru; şimdi o kollarda üşüyormuşum.. kusura bakma ama sonsuz bir sevgiymiş bu bendeki; affet beni...

    affet beni.. bir fotoğraf makinem olmadı daha.. oysa fotoğraf çekerken renkleri öğrenecektim.. renklerden bir uçurtma yapacaktım, sonra salacaktım evrene... oysa daha uçurtma bile uçuramadım ben... duygularımın alfabesini çıkaracaktım kare kare; sonra da sözlük yapacaktım.. sözlükte en çok seninle ilgili bölümlerde takılacaktım ve sana gelecektim...

    sen beni terketsen bile; ben seninle gelecektim.. önüme bir duvar ördüler; hazırlıksız yakalandım; bilet kalmamış; gelemedim, affet beni...

    şık ve narin bir gelincik bizim mutluluk fotoğrafımız olacaktı; affet beni; rüzgar benmişim meğer; gelinciğin yapraklarını “ben” uçurmuşum...

    affet beni... hayat ne kadar basitti ve ne çok intihar tasarımım vardı; hepsini tek tek deneyecektim ve hayatla alay edecektim.. ama yine yanlışlık oldu; bir intihar tasarımında öldüm; azrail gelmedi ruhumu almaya; melekler şarkı söylemedi.. şimdi ruhum iki dünya arasında gezgin; affet beni..

    affet beni; oraya buraya bıraktığım duygularımı yazıya dökmeyi öğrettim kendime.. kulaklarım; gözlerim; algılarım; düşüncelerim ve yüreğim izin vermedi; seni bırakamadım...

    affet beni; kül tablaları dolusu yalnızlıklar biriktirdim..

    ve yine affet beni; çünkü senden gidemedim..."
  • bugün bütün iyi kalpliliğim üzerimde
    cümle düşmanlarımı affettim
    yediğim meyvalardan
    kokladığım çiçeklerden af diliyorum

    yerde yürürken gördüğüm
    sebebsiz kanına girdiğim
    zevk için öldürdüğüm
    böceklerden af diliyorum

    dağdan, topraktan, taştan
    evlattan, akrabadan, arkadaştan
    yağan yağmurdan, doğan güneşten
    denizlerden, göklerden af diliyorum

    yıllardır kahrımı çeken kadından
    ondaki yaşamak ümidinden
    baba evinden, ana sütünden
    yediğim ekmeklerden af diliyorum

    kadrini, kıymetini bilmediğim
    hayali ile bahtiyar olmadığım
    otuz yıl arayıp bulmadığım
    geleceklerden af diliyorum.

    ümit yaşar oğuzcan
  • farklı sözler, fakat aynı besteye sahip olan japonca kardeşi için: toki no tabibito
  • eger dikkatli dinlenirse, notalarinin yine baris manco'nun bir sarkisi olan kalpler beraber isimli parcasiyla tipatip ayni oldugunu farkedersiniz. notalara hic dokunmadan farkli bestelerle baris manco'nun birbirinden tamamen farkli his veren biri duygu yuklu yavas, oteki de hizli bir pop sarkisi yaratabilmesi; onun mukemmel yeteneklerinden sadece birtanesidir...
  • hayatıma anlam katan, ölene kadar sıkılmadan dinleyeceğim vanilla şarkısı.

    http://www.myspace.com/vanillaweb adresinden dinlenebilir.

    sözlerini de yazayım tam olsun

    ister inan, ister inanma
    dinmez yaram
    sen hiç dokunma
    bir varmış bir yokmuş
    günahlar kum olmuş
    elimden akmış (elimden akmış)

    (affet beni)
    sök kalbimi, çıkart olduğu yerden
    (affet beni)
    günahlar kum olsun, ellerimden aksın
    (affet beni)
    yak bu şehri, dök üstüme küllerini
    (affet beni)
    bu yağmur son olsun, gözlerimden aksın

    melekler kör olmuş
    masallar yok olmuş
    yaralar kabuk tutmuş
    ismini unutmuş
    bu sözler son olmuş
    ve artık huzur bulmuş

    (affet beni)
    sök kalbimi, çıkart olduğu yerden
    (affet beni)
    günahlar kum olsun, ellerimden aksın
    (affet beni)
    yak bu şehri, dök üstüme küllerini
    (affet beni)
    bu yağmur son olsun, gözlerimden aksın

    kapat gözlerini
    unut geçmişini
    bitir sözlerini
    affet kendini, affet beni (x2)

    affet beni

    (bkz: copy paste değil alın teri)
  • beni bırakıp gittiğinden beri
    terk edilmiş bir çocuk gibi
    çaresizim dolaştım gecelerde
    sana döndüm yine, biliyorum suç bende

    affet beni, ne olur affet beni
    yalvarırım soru sorma
    verilecek cevabım yok
    suç bende, affet, affet beni

    kendi evimde bir yabancı gibi
    çıktım ağır ağır merdivenleri
    kapıyı çalmaya cesaretim yok
    sana döndüm yine, biliyorum suç bende

    son bir kez seni görmek istedim
    geceler boyu bu anı bekledim
    sana dönmemi istemiyorsan söyle
    söyle gideyim, ama önce, yine de...
  • barış manço'nun pek bilinmeyen ama levent yüksel'in med cezir albümü tadında, harika bir şarkısı. http://www.youtube.com/watch?v=ergnkofflpi
hesabın var mı? giriş yap