• kanadalı çevreci paul watson'ın iddiası. hazret, çevrenin kurtarılabilmesi için dünya nüfusunun kararlıklıkla 1 milyarın altına indirilmesini savunuyor.

    http://www.milliyet.com.tr/…/05/08/yasam/yas02.html
  • kendisi intihar ederek önemli bir adım atabilir bu yolda mesela..
    ayrıca (bkz: şizofreni)
  • (bkz: çöp çekmek)
  • simdi ne diyecegim bakin. bu adam 5 milyar kisi ölsün, bakin cevre problemi kaliyor mu demis. büyük laf etmis. onu baglar tabi, kimseyi baglamaz.

    bizler tum bu cevre problemlerinin, kirlenmenin, kuresel isinmanin, hayvan turlerinin teker teker yok olmasinin asil sorumlusunun insan, hatta bu kadar cok insan olmasi oldugunu zaten biliyoruz. eger bir cekirge surusu gibi tum dunyayi istila edip, var olan tum kaynaklari hizla somurmeseydik, bugun birileri cikip 5 milyar insan ölsün demek durumunda kalmayacakti.

    dogayi seven ve korumaya calisan insanlar bunu bilseler de, dile getirmek cok zor. dünyadaki, 7 milyara yaklasan insan nufusu ile asla dogayi korumak mumkun olmayacak, bu bir gercek. onumuzde hala o kadar zor konular var ki. gelecek 50 yil icinde yuzmilyonlarca insani doyurabilecek ekin alanlarina, yine yuzmilyonlarca insana yetebilecek yeni is sahalarina ihtiyacimiz var. elbette yuzmilyonlarca insan icin da "insanca" yasayabilecekleri yerlesim alanlari bulmak lazim...

    oturdugumuz yerden "yagmur ormanlari ölmesin" diye feryat etmek kolay. fakat bunu bir de brezilya halkina sormak lazim. bizler koruyacak cok fazla seyimiz yokken diledigimiz gibi ulkemizde yayilabiliyoruz. ama yeni alanlara ve kaynaklara ihtiyaci olan brezilyalilar?

    neden insanlarin yeni yerlesim alanlarina ve yeni dogal kaynaklara ihtiyac duydugunu ise sanirim hepimiz biliyoruz. cunku "çok fazla"yiz... evet, 5 milyar rakami dogrudur. bu dunyanin 1 milyardan fazla insani, dengesini bozmadan kaldirmaya gucu yok...
  • etik olarak "hassiktir lan" ile karşılanması gereken bir yaklaşım olsa da, bu açıklamayı yaptıran akıl yürütmenin çıkış noktası maalesef haklıdır:

    dünya nüfusu, mevcut enerji talepleri ve tüketim miktarlarıyla, gezegenin şu anda hakim olabileceğimiz kaynaklarının boyunu aşmaya başlamaktadır.

    ha bunun çaresi nedir? tabii ki "beş milyar ölsün kalanı da ilkel yaşasın" değildir. (ekoterörizm bilimkurguların bir tasarımıydı bu gidişle gerçek olacak. bu denyoları sayıyla mı veriyorlar bilmiyorum)

    bunun yöntemi iki parçalıdır. birincisi, uzun vadeli düşünceyle enerji politikalarını baştan düzenlemektir (uzun vadeli politika derken beş senede bir seçilen politikacıların gözüyle uzun vade olan yirmi yıldan bahsetmiyorum. yüz, ikiyüz, hatta bin yıl ötesini düşünmekten bahsediyorum. hayır o zamana kadar taşın biri filan çarpmaz, en yakın tehlikeli taş 900 yıl sonra gelecek) bu bağlamda ilk yapılması gereken araştırma-geliştirmeye (ar-ge lafından tiksiniyorum, bana newspeak'ı hatırlatıyor) mevcut durumdaki "eh işte" düzeyinden çok daha fazla kaynak ayrılması, insanlığın önceliğinin iki anahtar teknoloji olarak saptanması gerekiyor: kontrollü nükleer füzyon ve uzay teknolojileri, özellikle de yıldızlararası seyahat için bir yöntem ve yaşama elverişli olmayan gezegenlerde özyeterli koloniler kurulabilmesi için bir yol... birincisi enerji ihtiyaçlarımızı görülebilen gelecekte çözecekken, ikincisi dünya üzerindeki muazzam nüfus yükünü azaltmanın en ideal yolu olarak karşımızda durmaktadır. yıldızlararası seyahat yöntemi bulamasak da, mars, ay, europa, ganymede, titan gibi yerlerde kurulan özyeterli koloniler insanlığa hem yeni ufuklar, hem yepyeni yaşam alanları açacaktır. ekonomik olarak kıymetli yepyeni kaynaklar da cabası.

    ikincisi, saldım çayıra mevlam kayıra yaşam tarzını bir yana bırakıp, kafaları değiştirmektir. insanlığın bir şeyi bir an önce anlaması gerekmektedir: "özgürlüğe mahkumuz" yaptığımız eylemlerden ahlaki olarak sadece ve sadece biz sorumluyuz, ve her hareketimizde, bunun kendi hayatımıza, çevremizdekilerin hayatına, ve en önemlisi bir bütün olarak insanlığa etkilerini düşünmek özgür ve aklı başında bireyler olarak görevimiz. çevreme, insanlara bakıyorum, gördüğüm, çevremdekilerin sorumlu yetişkinler mi, yoksa bir grup beş yaşında çocuk mu olduğu konusudna beni şüpheye düşürüyor itiraf etmek gerekirse.

    heinlein'in dediği gibi: sorumluluğu aktarmak, sorumluluğu paylaşmak, sorumluluğu dağıtmak mümkün değildir. zira sorumluluk, suç, suçluluk insanın içinde olan biten şeylerdir, başka bir yerde değil. bunu anladığımız gün sorunlarımız bir hayli azalacaktır.
  • zamanında thomas robert malthus'da buna benzer bir öneri getirmiştir. nufüs çok gıda az bilmemne diyerek insanların başının etini yemiştir lakin iyi bir nedenle bile olsa insanlığa zarar vererek bunu yapmak denenmiş olsa bile herzaman başarısız olmaya mahkumdur, konuşmaya bile değmez.
  • dünyada hala o kadar çok boş alan olmasına rağmen ve içerisinde yaşayan birçok insanın kirlilik konusunda yüksek seviyede bir suç işlememiş olmasına rağmen söylenebilecek mantık dışı bir cümledir. zira dünya nüfusu değil 6 milyar 60 milyar dahi olsa dünya üzerinde düzenli yerleşim olduğu sürece birçok alanın rahatça yerleşime müsait olabileceği alan mevcut olur. kanımca esas yokedilmesi gerekenlerin dünya toplulukları üzerinde küresel çıkar savaşları yaparak kendi banka hesaplarını ve ceplerini dolduran, ayrıca bu toplulukları birbirine düşürüp düşman ederek birbirlerini kırdırmaya çalışan ve bundan da yine ceplerini doldurarak karlı çıkan dünya nüfusunun yüzbinde biri denilecek kadar az olan sömürgenlerin yokedilmesi dünya üzerindeki doğal dengenin geri gelmesini ve düzenin iyileşmesini sağlayacak en iyi yoldur.

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
  • 5 milyar insan cefasını, 1 milyar insan sefasını çekeceğinden asla gerçekleşmeyecek bir öneridir.
hesabın var mı? giriş yap