• kanuni sultan suleyman'in olen sehzadesi mehmet icin mimar sinan'a yaptirdigi cami. sinan'in ciraklik devri eserimdir dedigi cami.
  • mimar sinan bes yilda insa etmistir.
  • ciraklik donemi falan lafina bakmayiniz, en etkileyici ve ustalikla cozulmus camilerden biridir. en populer ozelligi ilk cift eksenli simetrik cami olmasidir. yani artik merkezi planli klasik osmanli camisi tipine ulasilmistir. kendisi de avlusu da 5x5 lik izgaraya oturur. avlu-cami iliskisi, minare-cami iliskisinde donum noktasidir denebilir. cephelerinde revaklar kullanilarak dev bina insan boyutlarina yaklastirilip, golge vs. ile dramatik etkiye dramatik etki katilmistir. eger iki minaresi daha olsaydi simetrikligine su kacmis olacakti.

    insaatin baslangic tarihi ile sehzade mehmet'in olum tarihi arasinda bir uyumsuzluk oldugu da iddia edilir. soyle ki: henuz padisah olmamis sehzade bu kadar buyuk cami yaptiramazdi, ote yandan bu yillarda sultan suleyman'in kismen eski sarayi kullaniyor ve buraya manzarasi bulunuyor olmasi, caminin temellerinin suleyman adina bir cami icin atildigi fikrini alevlendirir. sehzade vefat edip, camiden once turbesi yapilinca sehzade'nin ismi konmus olabilir. ote yandan bu cami bitmek uzereyken suleymaniye camii insaatina baslandigini da belirtelim.
  • minareleri çok güzel olan camii.
  • sinanın 5 yılda yaptığı, ancak torunlarının ben diyeyim 7, siz deyin 10 yılda restore edemediği camii.
  • hakkında "fw:" maillere konu olmuş şöyle bir hikaye anlatılır, doğru mudur değil midir bilemem. anlatanın yalancısıyım..

    edit: muzmin talebe uyardı, yalanmış. doğrusu buradaki haberde mevcut.
    ama yine de dursun, nasıl bir yalan olduğunu okuyun efenim sdfjkdfjgldfg

    ¨bir mimar sinan eseri olan sehzadebasi cami'nin 1990'li yillarda devam eden restorasyonunu yapan firma yetkililerinden bir insaat muhendisi, caminin restorasyonu sirasinda yasadiklari bir olayi tv'de soyle anlatmisti:
    cami bahcesini cevreleyen havale duvarinda bulunan kapilarin uzerindeki kemerleri olusturan taslarda yer yer curumeler vardi. restorasyon programinda bu kemerlerin yenilenmesi de yer aliyordu. biz insaat fakultesinde teorik olarak kemerlerin nasil insaat edildigini ogrenmistik. fakat tas kemer insaasi ile ilgili pratigimiz yoktu. kemerleri nasil restore edecegimiz konusunda ustalarla toplanti yaptik. sonuc olarak kemeri alttan yalayan bir tahta kalip cakacaktik. daha sonra kemeri yavas yavas sokup yapim teknikleri ile ilgili notlar alacaktik ve yeniden yaparken bu notlardan faydalanacaktik. kalibi soktuk. sokmeye kemerin kilit tasindan basladik. tasi yerinden cikardigimizda hayretle iki tasin birlesme noktasinda olan silindirik bir bosluga yerlestirilmis bir cam siseye rastladik. sisenin icinde durulmus beyaz bir kagit vardi. siseyi acip kagida baktik. osmanlica bir seyler yaziyordu. hemen bir uzman bulup okuttuk. bu bir mektup idi ve mimar sinan tarafindan yazilmisti. sunlari soyluyordu:
    "bu kemeri olusturan taslarin omru yaklasik 400 senedir. bu muddet zarfinda bu taslar curumus olacagindan siz bu kemeri yenilemek isteyeceksiniz. buyuk bir ihtimalle yapi teknikleri de degiseceginden bu kemeri nasil yeniden insaa edeceginizi bilemeyeceksiniz. iste bu mektubu ben size, bu kemeri nasil insa edeceginizi anlatmak icin yaziyorum."
    koca sinan mektubunda boyle basladiktan sonra o kemeri insa ettikleri taslari anadolunun neresinden getirttiklerini soylerek izahlarina devam ediyor ve ayrintili bir bicimde kemerin insaasini anlatiyordu. bu mektup bir insanin, yaptigi isin kalici olmasi icin gosterebilecegi cabanin insan ustu bir ornegidir. bu mektubun ihtisami, modern cagin insanlarinin bile zorlanacagi tasin omrunu bilmesi, yapi tekniginin degisecegini bilmesi, 400 sene dayanacak kagit ve murekkep kullanmasi gibi yuksek bigi seviyesinden gelmektedir. suphesiz bu yuksek bilgiler de o koca mimarin erisilmez ozelliklerindendir. ancak erisilmesi gercekten zor olan bu bilgilerden cok daha muhtesem olan 400 sene sonraya cozum ureten sorumluluk duygusudur. ¨
  • istanbul'a gelen bütün turistler sultanahmet'e gider. oysa saygıdeğer hocamız günhan danışman'a göre gezilmesi gereken öncelikli camilerden biridir şehzade camii. sultanahmet camiinin planı bu camiden alınmıştır; ortada bir büyük kubbe, dört tarafta yarım kubbeler. mimar sinan bir kere yaptığı camiyi bir daha yapmazken, ondan sonra gelen osmanlı mimarlarının sinanı taklit ettiğin açık kanıtıdır.
    minarelerindeki ve dış duvarlarındaki taş işlemeleri, beyaz ve kırmızı renkli kemer taşları ve dış cephedeki lale işlemeleri seyredeni büyük ölçüde etkiler. caminin içinde, büyük avizenin tam altında durduğunuz zaman; hünkar mahfili sol ön çaprazınızda, müezzin mahfili sağ arka çaprazınızda kalır. caminin iç avlusundaki şadırvanın üzerindeki örtü ise 18. yüzyıla aittir.
  • mimar abdülkadir akpınar bir zamanlar şehzade camii'nin restore işiyle ilgilenirken, japonlar ve ingilizlerin bu eser hakkındaki mütalaalarını şöyle anlatıyor:
    'japonlar geldi. bu eseri görünce, 'dünyalıların bunu yapması mümkün değil. ancak uzaylılar yapmış olabilir' dediler. ben de, 'evet! sinan, 5 bin kişilik bir uzay gemisi ile geldi, yaptı ve gitti' deyince hayret içinde kaldılar.
    ingilizlerden bir grup geldi. camiyi ölçtüler, biçtiler, gittiler. tekrar geldiklerinde bu eserin hesaplamalarının ancak bilgisayar ile yapılmış olabileceğini, başka türlü yapmanın mümkün olmadığını söylediler.'
hesabın var mı? giriş yap