• 9000 km oteden anladigim su: karisik istekleri bulunan bir ogrenci grubu eylem duyurusu yapmislar, polis bir orduyla cikagelmis, yuruyuse izin vermemis haksiz yere, ustune su ve gazla saldirinca ogrenciler tasla karsilik vermisler (en basta polisin kendini savundugunu varsayanlar vardi).

    degil 9000km oteden, 9 santimden dahi anlayamayacagim yorumlar ise soyle:

    1) "(bkz: okuyup da adam olamamak) hala bu tür protestolarla erdoğana zarar verebileceklerini düşünenler var. bu adam isterse değil protesto tuvalete gidip sıçmanıza izin vermez. ama veriyor. keşke vermese. neye başkaldırıyorlar anlamadım gitti. ülkeyi 70'lere, 80'lere geri döndürmek istiyorlar ama erdoğan izin vermez."

    >en guzelinden basladim. arkadas 80'lerdeki turkiyeye donmeyi istemediginden, protestocularin isteklerine sicak bakmiyor. biliyorsunuz 80'ler turkiye'sinde sosyalizm almis basini gitmisti, her kosede marx'in bustleri vardi, polis universitelere giremez ve siddet nedir bilmezdi, kurtce her yerde serbestti. zar zor toparladik o donemlerden, bir daha asla!!

    ayriyeten tutumunu bir fikir mucadelesi cercevesinde degil, tayyip'in basina gelecekler uzerinden dillendiriyor. boyle hak hukuk mucadeleleri, tayyip'i merkeze almadan anlamlanmiyor zaten: tayyip'e zarar veremezler! ataturk'un mavi gozleri celigi deler ama tayyip adamantiumdan yapilmistir, istese amina kor ortaligin. sictirtmaz bile bizi. vallahi bak, 80'lerdeki diktayi sevmiyor ama tuvalete gidip sicabilme hakkimizi dahi elinde tutan tayyip'i ovuyor. biraz sitemkar da: keske sictirtmasaydi, keske bu kadar bagislayici olmasaydi. 80'lerde bizi super gucuyle kabiz edebilen bir basbakanimiz var miydi? 30 yilda cag atladik.

    2) "suyla gazla mudahale ettiler diye tas atma hakkini nereden aliyorsun?"

    > bu arkadas olayi polisin baslattigini kabul etmis, ama halen ogrencilere kiziyor. ideal bir vatandas gibi biber gazini yedikten sonra tesekkur edip daha fazlasini isteyeceklerine, kadin polislerin deri botlarini yalayarak zevk cigliklari arasinda kirbaclanacaklarina yaptiklarina bak. tas! hangi dominatrix pornosunda boyle sey var, kendine saygisi olan hangi mazosist kole boyle davranir? kac para o gazin metrekupu, kac kisi tadina bakacak kadar sansli haberleri yok. keza tazyikli su. bu solcu hippiler zaten haftalardir yikanmamislardir, polis kamu hizmeti yapiyor, bunlar suyun soguklugunda, havanin buzunda.

    3) "sözlüğün karşı görüşe ne kadar tahammülsüz olunduğunu gösteren eylem...nerede sizin o her zaman bahsettiğiniz fikir özgürlüğü"

    >milletce ifade ozgurlugunun ne oldugunu ogrenemedik. bir bu, bir de fasizm, olur olmadik yerde kullaniliyorlar. ifade ozgurlugunun, lord gibi kibar konusmayla, gandhi gibi sabirli olmayla, statlardan kufru kaldirmakla alakasi yok. yasaklanma, engellenme, cezai islem korkusu olmadan fikirlerini belirtebiliyor musun? budur ifade ozgurlugu. yoksa efendi gibi yazana efendi gibi cevap verilmesi gerektigi baska konu altinda inceleniyor: temel ahlak kurallari.

    4 a) boş işlerle, bu kadar aptalca bir eylemle sonuç alacağını sananlar
    4 b) polisin vereceği tepkiyi biliyordunuz. bu eylemin insanların fikrini değiştirmeyeceğini de biliyordunuz
    4 c) götün yemiyorsa zaten böyle bir baş kaldırmayacaksın, ha madem kaldırdın sike sike sonuçlarına da katlanacaksın.

    > aci gercek su ki, bu kadar aptalca yorumlarla bu yuzyilda da fezaya gidemeyiz. bir kere zaten polisin verecegi tepki duzgun olsaydi, polisi protesto eden gosteriye de gerek olmazdi. ikincisi, eylemin fikri icerigi, ikna kabiliyeti, beklenen sonuclarin gercekciligi falan ikinci planda. milletin tepki gosterdigi sey, kagit uzerindeki haklarin kagit uzerinde kalarak gosterilerin keyfekeder engellenmesi, 500 kisilik bir gruba savas varmiscasina binlerce polisle mudahale edilmesi, ve evet, mudahale edilmesi. yani adami yurutmeyip ustune gaz atilmasini ne ara kaniksadiniz, ne ara anaokulunda zevkten kendini kaybetmis pedofil gibi "sike sike katlanacaksiniz, hepsini icine alacaksiniz, oohhh" nidalariyla hem suclu hem gucluden yana oldunuz; hepiniz israil'den, khmer rouge rejiminden, mad maxin dunyasindan mi geldiniz bu boyuta?

    bu hukuksuzluk, orantisiz siddet ve onu mesrulastiran kole zihniyeti mi desem, stockholm sendromu mu, bunlar yuzunden topu topu 500 kisilik, bir mesaj ustunde yogunlasmak yerine birkac ayri konu hakkinda olan bir yuruyusun yankilari da normalde olacagindan fazla oluyor. ironik olarak, gosterilerin birseyleri degistirme, bir ise yarama ihtimali de en cok buradan kaynaklaniyor. insanlarin devletten beklentileri 70'lere, 80'lere gore yukseldi; en bastaki saskinin dedigi gibi o gunlere geri donmemek lazim ve bugunku iktidarin, muhalefetin, polisin tutumlarinin dogru yonde olmadigi, tam da bu tip eylemler sayesinde, 9000 km oteden bile kabak gibi belli oluyor.
  • 12 eylül'ü yapanların bile bu kadarını görebileceklerine ihtimal vermedikleri bir kitle oluşmuş. hakikaten enteresan. hayat işte.

    işte bu modelin anlayamadığı gündür bu gün. mesela:

    (bkz: role-playing/@legem)
  • taş atılmamalıydı. polis olayı başlattı diye taş atılması meşrulaşamaz. şiddete karşı şiddetle karşılık vermek doğru değildir. protesto etmen haksız yere engelleniyorsa ve bu senin anayasal hakkınsa tutanak tutarsın, gider dava açarsın. kimse bıdı bıdı yapmasın hukuki süreç budur. hukuka da inancın yoksa zaten anayasayı referans gösteremezsin. bu arada, mübalağa sanatını kötüye kullanıp taş atmamanın karşılığı olarak "napsınlar bot yalayıp kırbaçlansınlar mı, mazoşist mi lan bunlar" diyecek kadar olayı sarkastik tavır ve fantazileriyle tiksinç bir uç noktaya çeken her yerden her şeyi bilen adamlara da selam olsun.
  • taş'ıma suyla değirmen dönmez denmiştir.

    "adamlara adam smith öğretelim cila olsun kaymağını yeriz dedik, gitti bizim genç mühendisler çarkların arasına sıkıştı. evladım yağlayasın diye soktuk seni oraya. yok hacı olmayacak bu böyle, ver gazı, ver gazı..." imza: bir post.**
  • mevzubahis eylem esnasında polisin dondurucu soğukta öğrencilere tazyikli suyla müdahele etmesini, ortalığı biber gazına boğmasını ve en temel hak olan protesto eylemini manyakça engellemesini sindirebilmiş olup, öğrencilerin atttığı taşlarla kafayı bozmuş bir kitlenin varlığını öğrendik sayesinde. eminim ki bu kimseler temel hak ve özgürlükleri olarak nitelendirdikleri bir eyleme kalkıştıklarında durduk yerde böyle bir müdaheleye maruz kalsalar, polis abilerinden özür dileyip evlerine dağılacaklardır. e polis yapıyorsa vardır bir nedeni, değil mi? ancak öğrenci milleti ayrı bi dava. öyle durduk yere taşlarla sopalarla etrafa saldırır, vatandaşın huzurunu bozarlar.

    yüzsüzlük de bir yere kadar, değil mi a dostlar? o yaladığınız coplar gün gelip bir tarafınızı tırmaladığında, sağda solda dert yakınmaya yüzünüz olsun biraz diye söylüyorum bunları.

    "ortada bi haksızlık varsa dava açırsın ki yeaa" diyenlere de yargı bağımsızlığının mevcut iktidar döneminde defalarca ırzına geçilmiş olmasından mütevellit, her halükarda en iyi ihtimalle yediği dayak yanına kar kalmış ve kalacak olan öğrenci arkadaşların mevcut durumunu bi araştırıp öğrenmelerini tavsiye ederim. az okuyup araştırın ahkam kesmeden evvel, bi taraflarınız eksilmez.
  • polisin , öğrenci topluluğuna toma kaldırdığı eylemdir.
  • budur. goruntuye gore eyleme gidenler ölümüne solculardan ibaret degil, bir $eyler degi$iyor. orta ya$li kesmin bu gericilere dur diyecegi yoktu; iktidarin satin alamadigi, maa$ korkusu olmayan genclerde i$ var.

    führer turkiye'nin egitimli beyinlerinin fikirlerini dinlemek yerine uzerlerine su fi$kirtti (lama denen hayvan da tükürüyo begenmedigi bir durum olunca) $imdilik o ogrencilerin arkada$lari ve aileleleri ofkeli ama bu akim yayiliyor tayyip. yuruyu$ ve toplanti cevreye zarar vermedigin surece anayasal bir haktir, sen haksiz yere milletin canini yaktin tayyip. yarin degilse oburku gun ba$ina iyice bela olacak bu genclik. kafana gore artislik yapamayacaksin.

    cok guzel, cok mutluyum. denk gelse de bana da bi sabah ayazinda polis panzerinden du$ aldirsalar diyorum.
  • iki şeçenekli sınav sistemi:

    soru: anayasa'ya göre toplanma hürriyeti için ne gerekir?

    a) izne gerek yoktur. yönetmelikte de izinden değil sadece bildirimden bahsedilir. ama anayasal bir hak yönetmelikle sınırlandırılamaz.
    b) validen izin istenir. polis zaten eylemden haberdardır. vali izin vermezse yapılmaz (ama eminim vali haklara saygı gösterecektir(!) )

    soru: öğrenciler toplanma hürriyetlerini nasıl planlıyor da bu yasaya aykırı deniyor?

    a) günler öncesinden kamuoyuna çağrı yapıyorlar. afişler asıyorlar. hatta facebook'ta grup oluşturuyorlar. yani gizlice değil, açıkça duyuruyorlar.
    b) gizlice örgütleniyorlar. birden toplandıkları için polis düzeni nasıl sağlayacağını şaşırıyor. bunu kimin örgütlediği de belirsiz kalıyor.

    soru: facebook kullanılması doğru mudur?

    a) teknoloji kullanılmayınca da "neden hala eski yöntemler" sorusu soruluyor. polisin elinde tonlarca teknik imkan var, facebook'a sıra gelene kadar...
    b) "fişleme" yasak olabilir. ama bunu eleştirince bir şey değişmeyecek. o nedenle öğrencileri "fişlenirsiniz" diye eleştirmek lazım. facebook yanlış.

    soru: neden ağzınızı ve burnunuzu kapatıyorsunuz?

    a) hava soğuk. kaldı ki yaptıklarını sahiplenip facebook'ta isimlerle yer alınsa suç, kendilerini gizleseler yine suç. bu nasıl çelişki anne.
    b) yanlış bir şey yapsan neden korkasın ki. hem senin üşümemen mi önemli bizim seni gazetelerimizde teşhir edebilme hakkımız mı?

    soru: yolların kapanacak olması sorun değil mi, işe gidenler vs?

    a) günler öncesinden duyurulan bir etkinlik için oraya polis yığınağı yapıp yolu bu kez polisin kapatması yerine gerekli trafik akışını düzenleyemezler mi?"maç sonrası, yılbaşı gecesi doğum yapan olursa kızılay, taksim'den nasıl geçecek" sorusu neden hiç duyulmuyor?
    b) ben rahatsızım kardeşim. greve de karşıyım bu yüzden. hakkım var benim. yoldan geçme hakkı. engellenemez!! hak bu hak(?*%&!)

    soru: neden taş atılıyor?

    a) bir kere şiddet yanlıştır. ama 1 mayıs 2010'da da görüldü, yürümek için toplananlara su sıkmaz gaz atmazsanız çatışmanın ç'si de yaşanmıyor.
    b) bir kere şiddet yanlıştır. ama polis sana vurmaya başladıktan sonra senin karşılık vermen yanlıştır. sonuçta bu onun mesleği...

    soru: aralarda öğrenci olmayanlar da var mı?

    a) öğrenci olmadan kampüse girilemiyor çünkü kimlik kontrolü yapılıyor. ama öğrenci olmayan eyleme katılamaz mı? ayrıca öğrenci olmayan dövülürse, bebeği düşürülürse bu mübah mıdır?
    b) öğrenci değil onlar paralı tutulmuş. efendim amirim? aaaa, pardon ya yanlışlıkla buraya yazmışım, diğer pencereye yazcaktım, ehe:)

    soru: öğrenciler neden hala 68 tarzı eylem yapıyor?

    a) o günlerden bugünlere çok şey değişti. mesela artık insanlar uçabiliyor. o yüzden bu soruda haklısınız. cevab veremedik.
    b) zeka seviyeleri düşük. odtü dediğin yer zaten belli yani. aptallar gidiyor. belli işte. çok belli yani.

    soru: değişik tarzlar kullanıldı da sizi alkışlamadık mı?

    a) odtü'ye başbakan geldiğinde uzun eşşek oynanıldı, kartopu fırlatıldı, birdirbir oynanıldı. ama yine de öğrenciler eleştirildi
    b) zeka seviyeleri düşük. odtü dediğin yer zaten belli yani. polisten korkuyorlar saldıramıyorlar bir de eyleme gidiyorlar hahaha.

    soru: bu tarz yöntemlerle bir şey elde edilebilir mı?

    a) var olan hakların tamamı bu tarz yöntemlerle elde edilmiştir. bilakis bu eylemlerin şiddeti, tarihtekilerin yanında çok çok hafif kalır.
    b) edilemez elbette. 18. yüzyıldan bu yana kadın, işçi, emekli, çocuk vs hakları kendiliğinden tanınmış yahut tanrı tarafından bildirilmiştir. kaynak: götüm.

    soru: polisi bu kadar eleştiriyorsunuz ama polis de insan değil mi? onun da çocuğu yok mudur?

    a) yanıtını bulmak kolay değil. "sizin de çocuğunuz yok mu kış günü ıslatıyorsunuz çocukları" diye sormakla başlanabilir belki..
    b) orada soğukta bekletiliyor polisler. ne var yani kafa göz girmiş, kasıklarına vurmuşsa. o da bir insan. robot değil.

    soru: neden tutanak tutmuyorsunuz da taş atıyorsunuz?

    a) ulen biz bunu neden düşünemedik ya, bak işte, zeka belli ediyor kendini...
    b) boşa uğraşmayın yıprattırmazlar. dolmabahçe'de televizyonların canlı yayınladığı görüntüler için "kendini yere attılar" diyen kimselerin soruşturma için izin vermesi gerekiyor çünkü. bkz. devlet memurları kanunu.

    soru: e bu ülkede savcı var, hukuk var, oraya başvurulamaz mı?

    a) canlı yayınlanan bir hukuksuzluk varsa ve bu hemen her protestoda yaşanıyorsa, bundan savcılığın haberi yok mudur zaten?
    b) bak soruya soruyla karşılık veriyor @a şıkkı. bunlar böyle, bunlar hukuka inanmazlar ama anayasa derler. o yüzden anayasa'yı uygulamıyor kimse. şimdi adam anayasa'yı uygulamıyor diye onu suçlamak manasız o yüzden...

    soru: biz de öğrenciler örgütlü bilinçli olmalı hakkını aramalı diyoruz. sürekli de duyarsız gençlikten yakınıyoruz. ama yolu bu mu olmalı?

    a) eğer 240 liraya yaşanılabilineceğine inanılıyorsa, eğer her gün zam haberi olduğunda bunu herkesin rahatsız edeceği belliyse, eğer polisin akademik özgürlükle bağdaşmayacağını biliniyorsa, eğer hakkını arayana soruşturma pankart açana hapis veriliyorsa, eğer kimlikler hala görmezden geliniyorsa, eğer yök'ün yanlış olduğunu herkes söylüyorsa, eğer polisin şiddet uygulamasının yanlış olduğunu herkes görebiliyorsa, eğer arkamızdaki ormanı yol yapmaktan bile çekinilmiyorsa, toplanılan imzaların meclise gönderilmesine bile engel olunuyor, her basın açıklaması engelleniyorsa, şehrin içindeki bir toplantının huzuru kaçmasın diye şehir girişlerinde öğrenciler dövülüyorsa, daha hiçbir yetkili hiçbir kolluk görevlisi zarar görmediği halde yani güçlü bir risk ve açık yakın bir tehlike yaratılmadığı halde müdahaleler yapılıyorsa ve öğrenciler gözümüzün önünde yerlerde sürükleniyorsa; ve tüm bunlara rağmen bir sorumlunun bile bırakın sorumluluğu yoluna gidilmesini çıkıp özür dilemesi için kendi üzerinde manevi baskı hissetmiyorsa, üstüne çıkıp dalga geçer gibi "kendilerini yere attılar" diyebiliyorsa yolu ne olmalı?

    b) a şıkkı uzun cevap verdi. ben de uzun vericem. yani saçmalasam da satırlarca boş konuşacak olsam da uzun cevap vericem çünkü ben hakkımı yedirmem, öğrenci dediğin benim gibi olmalı, neticede hepimiz rakibiz(!) yolu bu olmamalı. çünkü sizin gibi düşünmeyenler de var. bence gençlik çok duyarsız. mesela bugün sorun o yumurta atılan burhan kuzu'nun show tv'deki abiye kuzu'nun kocası olduğunu ben şıp diye söylerim. ben de kitap okuyorum. ama benim görevim ders çalışmak, o yüzden ders kitabı okuyorum. mezun olunca para kazanmam gerekcek. sonra çocuğumu doyurmam, sonra da emekliliğim yanmasın diye dikkatli olmam gerekcek. yani bir ömür bahanem hazır, beni kimse eyleme falan sokamaz kardeşim. ama öğrenciler hakkını aramalı yani. ayrıca örgütlü olmak da şart. ama sonuçta görüyoruz bunların arkalarında soros var cia yönlendiriyor yasadışı illegal mossad bölücü ve provokatörler var arkalarında bir yerlerde. ispat mı? ben neden ispat edeyim canım. var biliyoruz neticede. o yüzden örgüte girmem ben. ama öğrenciler örgütlü olmalı yani. bilinç de şart. ama işte şu gazete dergileri okulda satmıyorlar mı, toplantılar kulüpler söyleşiler... bunlar üniversite içerisinde yanlış. bilinçlen ama git dışarıda ne istiyorsan orada bilinçlen. kısaca; ben bunların hiçbirine karşı değilim ama şartlar böyle...
  • eğer sadece bir öğrenci bile odtünün dışına çıkabilmişse devrim niteliğinde bir başarıdır.
    zira okulda iki nokta belirleyip birinden diğerine yapılan yürüyüşlerle, bıyık ve solcu terimleriyle devrim olmayacağını ve dışarıda ses çıkarabilmek için 2 kilo taşşak gerektiğini anlamış olabilirler.
    bu bir yol ayrımıdır.
    hadi solcu parti sayısını 2 üzeri n+1 yapalım.
  • kaldirim tasi edebiyati yaparak kofti anarsist benzetmeleri kuskusuz bu olaylarin geride kalan en yuzeysel yorumlaridir. isvicre bankalarinda 8 hesabin pesine dusmeyenler, ozellestirmeler adi altinda peskes cekilen milli degerlerine sahip cikmayanlar iki kaldirim tasinin pesine dusmus ya artik tam olarak gudulecek 3 koyun kivamina gelinmis demektir. kucuk seylerden mutlu olabilecek kadar dusmus bir halkin her yerel secim oncesi kaldirimlarin yenilenmesinden kaynaklanan tatmin duygusuyla kamu arazilerinin peskes cekilmesine goz yummasi elbette bir tur vatan hainligi ve orospu couklugudur. burada solculara neden kaldirim taslarini kiriyorsunuz demek yerine tesekkur etmeniz gerekiyor cunku sayelerinde belediye yepis yeni kaldirim taslariyla donatacak kucuk dunyanizi ve siz de orgazm halinde gevis getiren inekler gibi gule oynaya oy kullanmaya gideceksiniz.

    ulkenin gelecegini iki torba komure emanet edenlere belli ki haksizlik yapmisiz. adam iki kaldirim tasina ulkeyi peskes cektiriyor, amerikan usagi olmaya goz yumuyor, filistin'de katliam yapan israil ile gizlice anlasmalar yapilmasina yol vermis oluyor, bundan da zerre rahatsiz olmuyor. nerede sizin turk-islam senteziniz nerede milli gorus gomleginiz?

    yillarca marksistlerin, leninistlerin, maoistlerin ve kurtlerin vatan haini olduguna inanan ve iskenceyle, baskiyla ve katliamla sindiren ulusalcilar, kemalistler utansin ne diyelim..
hesabın var mı? giriş yap