• (bkz: ağlama temel)
  • 2000-2001 sezonunun son maçında, fenerbahçe'nin şampiyon olmaması için galatasaray'ın 4 gol atması ve fenerbahçe'nin puan kaybetmesi gerekiyordu. o esnada skor samsun:1 - fenerbahçe:0 iken, istanbul'da skor galatasaray:4 - trabzonspor:0 idi. fenerbahçe o maçı 3-1 kazanıp şampiyon oldu. daha sonra bu maç için fener şike yaptı bile dendi. o sezon lig oynanıyordu.
    2005-2006 sezonunda beşiktaş galatasaray maçı beklendiği üzere galatasaray galibiyetiyle bitti. hatta türkiye kupası, soylu federasyon başkanının babasına, beşiktaşlı duruşuyla yeterli bir başkan tarafından götürüldü. ve fenerbahçe son hafta şampiyonluğu kaybetti. o sezon lig oynanıyordu.
    geçtiğimiz sezon yine beşiktaş duruşunu sergileyip bursa maçını kaybederek fenerbahçe'yi 2. kez son hafta hüsranına uğrattı. geçtiğimiz sezon için bir parantez açayım : fenerbahçe, bursaspor'a kendi evinde 2-0 dan maç verdi ve şampiyonluğu asıl orda kaybetti. ama bence sezona damgasını vuran beşiktaş'ın duruşu oldu. aynı sezon, yatacak denen galatasaray delikanlılığın en büyüğünü yapıp mücadelenin hasını verip bursaspora'a yenilmedi. o sezon lig oynanıyordu.
    trabzonspor-galatasaray maçlarının skoru genellikle ibb-galatasaray maçlarınnı sonucu gibi tek ihtimalli iken lig oynanıyordu.
    cumhurbaşkanı aracılığı ile ,sağlam ve adam gibi adam bir teknik direktörün, beşiktaş'ın başına geçmesi için, vakıfbank'tan beşiktaş'a para aktarılıyordu. o sezon lig oynanıyordu.
    galatasaray'ın avrupada rüzgar gibi olduğu yıllarda, galatasaray'a 96. dakikada penaltı verilip, vanspor maçında beşiktaş aleyhine yapılan smaç görülmezken, erdemli bir galatasaray'lı futbolcu her maç penaltı kazandırırken, lig oynanıyordu.
    trabzonspor'a devlet desteği verilirken lig oynanıyordu.
    el değmemiş temiz lig istenirken, beşiktaş'lı burak elle gol atarken, lig oynanıyordu.

    tüm bu sezonlarda fenerbahçe şike yapıyordu. aziz yıldırım hakemleri satın alıyordu. ama lig hep oynanıyordu.

    bu dürüstlük ve etik abidesi olayları bana tekrar hatırlatan maç oldu. türkiye'de hakemlerin futbol oynanmaması için ellerinden geleni yaptığını gördük. bırak hocam, çatır çatır top oynansın, her pozisyon faul olmasın. siz de, maçı kazanan takımda, töhmet altında kalmasın.

    son olarak, geçen sezon tüm türkiye'yi sevince boğan takımın oynadığı futbol hep hatırlansın. geçen sene türkiye'de yeşil beyaz formalı barcelona şampiyon olmuştu.
  • gerizekalıları daha 1 hafta olmasına rağmen açığa çıkarmış maçtır. bunu sağda solda 50 kere söyledim, 50 kere yazdım. ortaokul, lise çağından ya da fanatik fotomaç ekseninden bir saniye uzaklaşamayan insanlar hakem hakem bık bık salak salak konuşmaya başlamışlar.

    be allahın sersem kulları. hani çok dalga geçiyordunuz, "bursadan gol haberi mi var?" "2-2 mi?" diye. geçen sene. son maç hatırladınız mı? trabzon maçı? hah. bundan 4-5 sene öncesi. denizli maçı. bir maç önce galatasarayı 4-0 yendiğimiz maç. 17 dakika uzayan maç. hatırladınız umarım. ortak nokta ne? fenerbahçe'nin son hafta şampiyonluğu kaybetmesi. rakiplerinin taşşak malzemesi olması. peki şimdi sorarım size sevgili aynştaynlar. aziz yıldırım psikopat mı arkadaşlarım? normal bir lig maçında hakem satın alıyor, şike yapıyor, teşvik primi veriyor, ama son maçı bir türlü kazanamıyor! düşünün diyorum. son 5 senede ekstradan 2 fazla şampiyonluk olacaktı. ama olmadı. neden? çünkü aziz yıldırım'ın değişik ufak şımarıklıkları var. sene içinde maç satın alır, hakemleri avucunun içinde oynatır ama şampiyon olamaz bir türlü.

    hayır bir de aynı hakem iddiasında bulunanlar bir değil iki değil. bunlar babadan oğula nesil heralde.

    edit : imla. chronic unholy uyardı. iddaa değil iddia olacakmış.
  • fenerbahçe'nin bizi * hak ederek yendiği maç olmuştur.hakem konusunda diyecek çok bir şey yoktur ;çünkü iki takım aleyhine de verdiği birçok hatalı karar vardır.yani hakem burada herhangi bir takımı devre dışı bırakmamış,genel anlamda maçın içine etmiştir.
    trabzonspor'a gelecek olursak bu takım bizi buralara kadar getirdi,bundan sonra da ipler onların elinde,onlara güvenimiz tam.yeter ki ligin ilk yarısındaki gibi dik oynasınlar.ha olmazsa da canları sağolsun,yense de yenilse de hastasıyızdır.
  • beşiktaş maçında dinlendirilen "tsli as oyuncular"ın harikalar yarattığı maç.
  • trabzonsporlu oyuncular açısından sinir harbi şeklinde geçen maç. başlıca sebebinin şenol güneş olduğunu düşünüyorum ki uzun uzun yazmıştım (bkz: #21831811). trabzonlu oyuncuların aşırı agresif tavrı beni şaşırttı diyemem. tek pozisyona da giremediler. sabaha kadar oynansa duran top dışında gol bulamazdı trabzon. bu maçtan sonra trabzon'un düşüş içine gireceğine inanıyorum ama fenerbahçe'nin de maçları kolay sayılmaz. trabzon puan kaybedecektir ama fenerbahçe'nin de kazanacağının garantisi yok.

    bunun dışında sezon başından beri söylediğimiz (yani en azından benim söylediğim:) kağıt üzerindeki en iyi arka 5'li fenerbahçe'de sözü bi kez daha doğruluğunu kanıtladı. volkan-lugano-yobo-gökhan-santos hattı bu sezon yalnızca geçen hafta ve bu hafta bir arada oynadı; bu 2 haftada toplasan 2 net pozisyon vermediler rakibe.

    andre santos bu sezon ilk kez brezilya milli takımının sol beki gibi oynadı. quaresma ile birlikte ligin en kolay adam geçen iki adamından biri olan yattara'ya adım attırmadı. geçen sezon sami yende oynanan maçta da keita'ya da adım attırmamıştı. büyük maçlarda büyük oynuyor.

    lugano'yu bu sezon ilk kez bu kadar hırslı gördük. bu yıl ilk kez gözlerinden ateş saçan, o sevdiğimiz görüntüsündeydi. zaten gole de sevilla'ya attığı gol kadar sevindi. niang, topuz, emre hepsi maçın içindeydi. lider oyuncular karakter koymadan bu takım düzlüğe çıkamaz demiştim (bkz: #21741895). bu maçta hepsi karakter koydu.

    normalde bizler inandık sizde inanın sözünü taraftar takıma söylerdi. bu kez takım, taraftara bizler inandık sizde inanın dedi.

    ediiit laaan ediiit: nasıl koooyduuu aykut kocaamaaaaaaan kocaaaaaamaaaan kocamaaaaaan :)
  • fenerbahçe maçı daha çok isteyerek almıştır. üzerinde fazla konuşmaya da gerek yok bence. biz de trabzonspor olarak herhangi bir direnç gösteremedik ne yazık ki. fenerbahçe'yi haklı galibiyetinden dolayı tebrik ederek önümüzdeki maçlara bakacağız artık ne yapalım..
  • fenerbahçenin trabzonsporumuzu oyunun her dakikasında, sahanın her metrekaresinde, ikili mücadelelerin tamamında eze eze yendiği maç olmuştur. bizim hafta içinde dinlendirilerek bu maça saklanan takımımız eğer bu kadar organizasyondan uzak ve aciz bir futbol ortaya koyuyorsa bunu başta şenol hocamız olmak üzere yönetimimizin de derinlemesine irdelemesi gerekir kanaatindeyim.

    oyuncularımız fizik olarak bu maça hazırlardı ancak konsantrasyon denilen şeyden eser yoktu kendilerinde. bilindiği üzere takım daha önce de geriye düşmüştü ancak o maçların tamamında takımın skoru çevireceği konsantrasyonlarından ve ortaya koyduğu mücadeleden belli oluyordu ve nitekim o maçların tamamını çevirmişti bu takım. ancak bugün ilk golü yedikten sonra bu maçı biz alabiliriz inancı olan futbolcumuz yoktu maalesef.

    maç 2-0 ve takımın önünde koskoca bir kırkbeş dakika vardı ancak başta oyuncu değişikliklerimizdeki hatalı tercihler ve çok güvenip inandığımız oyun liderlerimiz selçuk, burak ve colman'ın kendilerinden beklenmeyecek derecede kötü oynamaları, takımın ikinci yarıda mücadele gücünü sıfıra indirdi.

    özellikle sözleşme uzatmaya yanaşmayan selçuk inan, hocanın kendisine verdiği şansları uzun süredir elinin tersiyle iten colman ve bu iki oyuncuyu yedekleyecek ve tehdit edecek bir orta saha oyuncusunu ara transferde takıma katmayan yönetim oturup bu maçın doksan dakikasını tekrar izlemeli ve hedefe ulaşmak istiyorlarsa kendi hatalarını tespit edip, tedavi etme yoluna gitmelidirler. yoksa uzun yıllar sonra ayağımıza kadar gelen şansı elimizin tersiyle itmemize ramak kaldı.

    hocamızla ilgili olarak kendisine hala sonuna kadar güveniyorum ancak onun da kendisine biraz daha güvenmesi ve oyuncularına biraz daha inanması kanaatindeyim. egemen'in böylesi uzun bir sakatlıktan çıkar çıkmaz onbir başlamasının, beşiktaşmaçında sakatlanan glowacki'nin onun yerine girmesinin, glowacki'nin kırmızı kartının ardından da tayfun cora'nın oyuna dahil edilip kırmızı kart görmesinin mesuliyeti tamamen hocamızın şimdiye kadar verilen şansların tamamından gayet düzgün performanslar ile ayrılan mustafa yumluyu tercih etmemesinde yatmaktadır. kendisinin eğer bir sakatlığı yoktu ise bu maçta onbirde başlamaması çok ama çok garip bir durum.

    üstüne üstlük giray'ın da son iki maçtaki performansı inanılmaz derecede kötü, müdahalelerin tamamında hatalı ve topu oyuna sokarken yaptığı pas hataları akıl almaz seviyelerde.

    bu takımın toparlanması ve tekrardan rayına girebilmesi için beşiktaş maçına kadar oynayacağı dört maçtan maksimum iki puan kaybıyla ayrılması gerekiyor ki bu maçlar sırasıyla içeride antalya, deplasmanda manisa ve sivas ve yine içeride oynayacağımız kayseri maçları. ligin ilk yarısında oynadığımız futbolu oynarsak bu maçlardan istediğimizi alabiliriz ancak bugün oynadığımız şekilde takım bütünlüğünden uzak ve silik oynarsak liderliği kaybederiz ve puan farkı da açılabilir. bu arada bu dört takımla ilk yarıda oynadığımız maçlarda aldığımız puan ise sadece 5.

    fenerbahçe'yi öncelikle bu maçta sergiledikleri mücadele gücü ve oyun anlayışı için tebrik ederim. ama daha da önemlisi taraftarının daha önceki maçlarda kötü oynamasına rağmen takımını bu denli itebilmesi takdire şayan. selçuk kırmızıyı görüp takımı on kişi bıraktığında dahi endişelenmeyip, desteklerine ara vermemeleri çok önemli bir faktördür bugün sonucun bu şekilde olmasında.

    lig şimdi çok daha heyecanlı olacak ve trabzon'umun şampiyonluk hedefine yürüyebilmesi için kenetlenme zamanıdır. haftaya takım ve hoca avni aker'de sahaya çıktığında görecekleri tablonun kusursuz olması gerekiyor ki eksilen özgüvenleri yerine gelebilsin ve yeniden hedefe doğru ilerleyelim. mazallah korktuğum olur da protestolarla karşılaşırlarsa, ligin sonu yine hüsran olur.

    edit : tayfun cora kardeşimize seslenmeyi unutmuşum. takımın bir stoperi sakatlık nedeniyle oyundan alınmış ve antalya maçında oynaması şüpheli iken diğer stoperimiz de oyundan atılması nedeniyle oynayamayacağı kesin iken 73'te oyuna giriyorsun ve 90+ da maç bitecekken kırmızı kart görüyorsun ya, sana helal olsun demekten başka bir şey demek elimden gelmiyor.

    umarım bu trabzon formasını giydiğin son maç bilemedin son sezon olur da seni rakip takımlarda 61 numaralı formanla izleme keyfine varırım.
  • haftanın ve maçın özeti twitter'dan geliyor:

    enginbas engin bas
    "trabzonspor'un bugün kaybetmesiyle galatasaray'ın liderle puan farkı 17'de kaldı..."
  • beni zevkten dört köse eden mactir. yalniz bazi yerlerde lugano sans eseri gol atmis, o olmasaymis vay fenerin haline tarzi yazilar görüyorum. lugano denen adamin kendine has golüdür bu arkadasim. onun ismi ile baslik bile acilmistir bu sözlük ortaminda. alex keser lugano köseye cakar, kural bu.

    (bkz: tipik lugano golü)

    ps: ilk golun tekrarini bir izleyin. lugano cekiliyor formasindan ama adam topa öyle bir kilitlenmis ki durduracak kimse yok. seni yaradana kurban diegom.
hesabın var mı? giriş yap