• istanbul iş hayatını etkilememiştir.geldik gene sabahın köründe...
  • pazartesi sendromunu iki kat arttıran yağıştır kendileri. elinde kahve ofisin camından dışarı bakınca gayet romantik bir kar yağışı, kafanı içeri çevirince yanında sevgili yerine yığılmış projeler. yerim ben böyle yağışı. hayır, bir de dışarısı -5 derece, ben nasıl sigara içeceğim ulan? yok yok ne bu pazartesi geçer, ne bu hafta biter sözlük. ahanda yine bir mail girdi, outlook göz kırpıyor. bok var zaten...
  • hayatımda en çok üşüdüğüm günün mimarı olan yağış.
    çalıştığımız tarihi taş binada, bugün hem kalorifer yanmıyor hem de klimalar çalışmıyor. kaban, eldiven, bere vs. ile çalışmaya çalışıyor bu sefer de haliyle pek verimli olamıyoruz.
    demin içeri bi arkadaşımız geldi, üstüne ne bulduysa geçirdiğinden kat kat ve renk renkti. kendisi hepimize bir dilek ağacı gibi gözüktü, içimizde bir umut ışığı belirdi.
    beresinden sarkan bağlara "erken biten mesai", "sağ salim eve gidelim" gibi dileklerimizi kağıda yazıp bağladık. ardından onu toplantı odasına, patronların yanına elçi olarak gönderdik. donmadan önceki son dileklerimiz de böylece tarihe geçti.
  • yaklaşık 10 ay "çalışılan" bir okulun 2 haftalık sömestr tatiline denk gelen kar yağışı serisinin son ayağıdır amına koyayım.
  • kuşlar ve sokak hayvanlarını iyice zora sokmuş..

    iş yerindeki sözlükçüler pencere önlerine falan ekmek ufalıyorlarmış, aferin onlara ;)
  • putin'in türkiye'den bir küçük rusya yaratma planının yeni ayağıdır.
  • bizim mesaiyi 15 dakika erkene çekerek ne kadar şakacı patronlara sahip olduğumuzu göstermiştir. 15 dakika ne lan?
  • istanbul belediyesi bir kaç günde 420 kadar evsizi toplayıp, galiba alibeyköy'deydi, bir spor salonuna misafir etmiş. hani kuşları, kedileri, kuçuları besliyoruz ya. yağış geçer yarın, kar sevinci diner; aklınızın bir köşesinde bulunsun. üstelik sadece evsizler yok, ne yazık ki fazlası var.

    edit: yardımcı olunan toplam insan sayısı 700'ü geçmiş.
  • ara sokakları "herkes kendi evinin önüne 1 kilo tuz dökse..." haline getirmiştir. zaten istanbul şehri, 7 değil, 777 tepeden oluşmakta. apartman çıkışında kayıp düşsem, kendimi 1 kilometre aşağıdaki derede bulmam işten bile değil. pencereden gözlemlediğim kadarıyla en az 3 kişi, buz üzerinde ışık hızına ulaşarak kozmosun derinliklerinde yitip gitti bile...

    buzlanma sorunlarına karşı bir şey yapılmasa da, doğa olayıdır neticede. fazla ilginç bir şey değil yani.
  • ümraniye ve çevresini uludağ'a döndüren kar yağışıdır. birazdan ofiscek kayak takımlarını çıkarıp yollarda kayacağız.
hesabın var mı? giriş yap