• konser ile başlamıştır... ancak konseri çok fazla yayıncı sunmamıştır...
    biraz sönük geçmiştir...
  • yıldız oyuncuların sakatlıkları ve teknik direktörlerin tartışmalı kadro seçimlerinin gölgesinde başlayacak olan 48 ayın sultanı. michael ballack, david beckham, rio ferdinand, nani, michael essien ve john obi mikel gibi takımlarının yıldız oyuncuları turnuva öncesi sakatlandılar. didier drogba, arjen robben ve andrea pirlo gibi yine takımlarının her şeyi olan oyuncular da aynı talihsizliği yaşadılar ama maç kaçırsalar da takımlarındaki yerlerini alacaklar. tabi o halde ne kadar verimli olabilirler soru işareti.

    ronaldinho, pato, javier zanetti ve esteban cambiasso ise teknik direktör kurbanı isimler. gayet formda olmalarını bir kenara bırakalım, bu adamlar dünya kupası eleme grubu maçlarında defalarca forma giymiş ve takımlarının kupaya katılmasında emeği geçmiş isimler. bu açıdan dunga ve maradona'nın yaptığı insanlığa sığmaz bence.
  • daha önce kazanamamış bir ülkenin zafere ulaşmasını istediğim kupadır. bu minvalde, favori tabi ki ispanya , plase hollandadır. ancak hollandanın müthiş cenabetliğini göz önüne alırsak işleri çok zor olacak.
    ayrıca maradona dan dolayı arjantin , tüm afrika takımları, iddialı duruşlarından dolayı kuzey kore , tello ve holosko dan dolayı da şili ve slovakyada sempati ile takip edeceğim takımlardır.
  • katılmamamıza ve vuvuzela çılgınlığına rağmen sabırsızlıkla beklediğimi farkettiğim turnuva. ben aslında aylardır çevremdeki herkese 'abi vız vız tadı olmaz bu sefer', 'usta almanya, italya götürür uyuz eder yine', 'dallama fransızlar' gibi yorumlar yapıyorum. ama yakın bir zamanda anladım ki deli gibi beklemişim dünya kupasını. kolay değil, dünya kupası bu.

    ispanya - arjantin - hollanda - meksika(uruguay) sırasıyla desteklediğim takımlar. maradona - robben - sniejder üçlüsünün performanslarına göre arjantin ile hollanda'nın yer değiştirmesi muhtemel. meksika memo ochoa, carlos vela, giovani ve guardado'lu kadrosuyla sürpriz adayım. uruguay kadrosuna bakıldığında çılgın atacak gibi duruyor. ayrıca avustralya ve yeni zelanda da her turnuvada olduğu gibi 2010 dünya kupası'nda da taraftarı olduğum takımlar. (san marino sendromu nedeniyle kuzey kore'ye de sempatim var, itiraf edeyim)

    bir de karanlık taraftaki takımlar var: italya oynadığı futbol nedeniyle 2006'da kinlendiğim bir takım. almanya'nın kadrosuna sözlük olarak 23 kişi çıkarsak yarı finalimiz garanti. brezilya, dunga ve takım ruhu palavrasıyla getirdiği '7 ön liberolar' sistemi nedeniyle desteklemeyeceğim bir başka takım. son olarak da fransa turnuvaya katılma şekli, antipatik oyuncularla bezeli kadrosu ve kötü bir şaka olduğuna inanmak istediğim teknik direktörüyle karanlık tarafın lordu pozisyonunda.

    her şeye rağmen iyi futbol izledikten sonra renklere veya seslere* takılmanın manası yok. ben iyi futbol beklediğim takımları yazdım ama hangi ülke güzel ve temiz bir oyun sergilerse destekçisi olurum. öyle de kaypağımdır.
  • son iki büyük kupanın** galiplerini**, henüz turnuva başlamadan önce desteklemeye başlayıp tahmin eden biri olarak, bu kupada destekleyeceğim ve favorim olan takımı açıklıyorum: ingiltere.

    vakt-i zamanında "italya mı? nasıl kazansın onlar yæ?" ya da "ispanya kadro olarak süper, ama kupalarda başarısız oluyorlar." laflarına kulağımı tıkadım, yine benzer yorumları önemsemiyorum.

    dünya kupası sonrası her durumda bu entry editlenecek; ya lafımı yutacağım, ya da arka arkaya üç büyük kupanın galibini tahmin ettiğim için iyice böbürleneceğim.

    edit: lafımı yuttum.
  • turnuvada süpriz takım olarak kamerun, nijerya, uruguay ve paraguay dörtlüsünden ikisinin çeyrek final oynayacağını düşünüyorum. yarı finallerde ise süpriz takım olmaz. fildişinden umutluydum ama drogba'sız zor.

    süpriz maçım: portekiz - kuzey kore: 0-0

    yarı finalde ingiltere, brezilya'yı yener (ki bu tahminde biraz duygusal davranıyorum, tersi de gayet mümkün)
    ispanya da arjantin'i yener.

    finalde ise ispanya(barcelona) ingiltere'yi(chelsea) yenerek kupayı kaldırır. david villa gol kralı olur.

    tahminler bir yana, favorilerin takımların analizine geçelim:

    fransa:
    2 puanla gruptan çıkamayacaklarını düşünüyorum. olur da çıkarlarsa 2. olup çıkarlar ve arjantin'e toslarlar.
    neden?
    çünkü domenech'e rağmen takımı sahada yönetecek ve finale sürükleyecek zidane gibi bir beyinleri yok artık. şu haliyle tek gözü olan dev ama aptal mitolojik yaratık cyclops'a benzetiyorum fransa'yı. teknik açıdan oturmuş bir takım değiller, geçiş sürecindeler. zaten takım içinde kazan kaynıyor. ayrıca dünya kupalarının en çok beddua alan takımı olarak sahaya çıkacaklar. karma, negatif enerji artık ne olursa olsun, beter olsunlar.

    arjantin:
    çeyrek finale kadar yolları açık, zor rakip yok. orada ise almanya bekliyor olacak. 4 sene öncesinin rövanşını maradona'nın da almanlara karşı olan hırsıyla alırlar. yani sonuç: yarı final.
    neden?
    dünyanın en iyi oyuncusu messi ve diğer ağız sulandıran yıldızlara rağmen her şeyiyle komple bir takım değiller. işler zora girdiğinde zanetti ve cambiasso gibi tecrübelerin eksikliği hissedilebilir. maradona milito yerine higuain'i tercih ederse izleyiciler kaçan gollerle saç baş yolabilir. ve her şeyin gelip dayandığı adam, yani messi, henüz 23 yaşında. kulüp düzeyinde ne kadar çok kupa görmüş geçirmiş olsa da, milli takımlar seviyesinde bu takımı sırtlayacak liderlik edecek olgunluğa henüz sahip değil. final ve kupa için 4 sene bekleyecek gibi.

    ingiltere:
    gruptan lider çıkarlarsa, yarı finale kadar yolları açık. fikstür yanlarında. ama bölüm sonu canavarları brezilya. onları geçseler bile finalde ispanya'ya güçleri yetmez.
    neden?
    kim söylemişti hatırlamıyorum ama "işte bu!" demiştim. "premier lig avrupadaki en uzun ve en tempolu lig, buna fa cup ve avrupa kupalarını eklediğinizde, senenin sonunda ingiltere milli takımının dünya kupalarında başarılı olması mümkün olmuyor." ünlü bir ingiliz futbol adamı söylüyordu bunu. gayet haklı. ayrıca ingilizlerin her kupada son nefesi verirken kırmızı kartlar görmesi de bunun dolaylı bir sonucu olsa gerek. kupa öncesi sakatlanan tüm futbolculara baktığımızda çoğunun premier lig oyuncusu olması da enteresan.. bunlar bardağın boş tarafı. dolu tarafta ise capello gibi bir deha ve oturmuş bir kadro var. kilit oyuncular tam dünya kupası kazanma yaşındalar. ama yine de ispanya-brezilya ikilisine karşı koyacak güçleri yok.

    almanya:
    onlar da geçiş dönemindeler. çeyrek finalde arjantin, ya da duruma göre ikinci turda ingiltere'yi geçmeleri zor.
    neden?
    dünyanın finalde en çok kaybeden cenabeti michael ballack yok. ama o olsa da finale çıkacakları yoktu bence. geçiş evresindeler. kilit oyuncuları hep genç. kalecileri soru işareti. turnuva takımlığı da bir yere kadar.

    hollanda:
    ikinci turda italya, çeyrek finalde brezilya var önlerinde. grubu dağıtırlar ama brezilya da hollanda savunmasını dağıtabilir.
    neden?
    hollanda her zaman fırtına gibi girer turnuvalara. gullit gibi cruyff gibi driplinglerle girer. ama sonuç hep hüsran olur. bu sefer de farklı bir şey beklemek aşırı iyimserlik olur. van basten ve gulllit'in yapamadığını kuyt, huntelaar ve sakatlıktan çıkmış robben-persie'den mütevellit hücum gücünden beklememek lazım. hadi onlar 2 sene önceki gibi yine çoştular, ama ya savunma? de boer'li, stam'lı, van der saar'lı savunma yok artık ellerinde. ama yine de ikinci turda italya ile karşılaşıp güzel bir maç izletirler bize.

    italya:
    grupta tökezleyip zor bela ikinci olarak çıkan hallerine alışkınız italya'nın. ikinci turda hızlı hollanda karşısında euro 2008'deki gibi spektaküler bir mağlubiyet alırlar.
    neden?
    çünkü lippi takımı yenileyemedi ve bu sene kevgire dönen juventus'u birkaç takviyeyle afrika'ya getirdi. hazırlık maçlarında da kötüydüler. hala zambrotta, camorenesi, cannavaro, gattuso.. üstelik takımın beyni pirlo sakat ve grupta maç kaçıracak. futboldan aldığımız zevkin içine etmeden fransa ile beraber ne kadar erken elenirlerse o kadar güzel olacak.

    brezilya:
    finale kadar yolu var. ama yarı finalde ingiltere ile fena tokuşacaklar sanki. capello onları durdurabilir.
    neden?
    melo, kaka, elano. yumuşacık bir orta saha demek. sert bir takıma fena toslayabilirler. daha önce kupa kazanan brezilya'lar kadar iyi bir kadroya sahip değiller bence. futbolcu seçerken dindarlığa bakan ve hak yiyen dunga'nın güzel bir tokat yemesi lazım. gruptaki portekiz'i favoriden saymıyorum.

    ispanya:
    en eksiksiz takım. kazanma içgüdüsü, tecrübesi, kaşarlığı hepsi var. hakem, sakatlık, çok büyük şanssızlık vb. dış etkenler olmazsa şampi..
    neden?
    bu takım real madrid takviyeli barcelona çünkü. kaleciden defansa, orta sahadan forvete her mevkiide en kusursuz takımlar. amaaa.. kağıt üstünde olduğu gibi olmuyor işte. yüksek rakım işlerine gelmiyor. şanssız bir maçın ardından penaltılarla elenebilirler mesela. kısmet..
  • acilis seremonisinde sahne alan afrikali grup ve sanatcilarin soyledigi sozleri bir araya toplasak saniyorum 80%'i "afrika" olur. beynim utulendi afrika afrika diye.
  • yine acilis seremonisinde, guney afrika denince akla nelson mandela'dan sonra gelen ilk isim olan,miles davis'in ismine album yaptigi "archbishop" desmond tutu'yu ibis gibi sari yesil atki ve bereyle gordugumuz organizasyon. baya saklaban cikti tutu resmen. "aym heppi meeeen!" diye bile bagirdi yalnis duymadiysam.
  • arjantin ve hollanda'nın her kupada olduğu gibi türk taraftarının desteğini arkasına aldığı ama ikisinin de her kupada olduğu gibi çeyrek finalde elenecekleri turnuva. çeyrek finalde birbirleriyle de oynasalar ikisi birden elenip almanya yarı finale çıkar gibime geliyor.
hesabın var mı? giriş yap