• çomak kaçmıştır, duyrulur.

    o değil de katılım oranı 77% (yüzde yetmiş yedi) değil mi? kullan(a)mayanların gerekçeleri neydi acaba?

    kafası çalışan ve anası babası gibi olmayıp okumayı seçen ahmet'in nereden çıktığı belli olmayan ikamet adresinin değiştirilmesi zorunluluğu nedeniyle okuduğu okulda oyunu kullanmak zorunda olan, lakin referandumun yapıldığı tarihte okul açılmadığından, referanduma oy kullanmaya gelse yatacak yeri olmaması, bir de oy kullanmama cezası olan 22 tl (yirmi iki tl) ile minimum oy kullanma masrafı olan 50 tl (elli tl) arasındaki 28 tl (yirmi sekiz) ye bile muhtaç olması olabilir mi?

    peki ya fatma teyzem bir bayram olsun oğlunun yanına gitmek istemiş olabilir mi?

    hüseyin'in akrabalarını ziyaret edecek hepi topu 4 günü vardı, 4. gün referandum günüydü ama değil mi?

    yeni işe başlayan genç mühendis can'ın yorucu bir iş döneminden sonra ilk tatiliydi ama?

    ama size ne değil mi akp'li kardeşlerim kullansalardı oylarını, tabi siz de haklısınız.

    sizin uçaklara, otellere verecek paranız vardı değil mi?

    herkesin olsaymış.

    demokrasi kazandı sonuçta.

    demokrasinin anlamını bilmeyen bir millet demokrasiyi oyladı.

    "ben onun pos bıyıklarına kurban olurum" dedi, demokrasiyi savundu.

    "adam vali atıyor, chp'liler işini bozuyor" dedi, demokrasiyi savundu.

    "sen seksenden önce kaç defa dayak yedin" dedi, demokrasiyi savundu.

    "kendisine küfredene iş mi verecekti" dedi, demokrasiyi savundu.

    "ülke iyiye gidiyor, adam çalışıyor yav" dedi, demokrasiyi savundu. (adam çalışınca sana da her seçimde 200 tl nakit, bi çuval erzak, bi kışlık da kömür geliyor di mi? sen ordan anladın tabi sen de haklısın.)

    "bu ülkeyi müslüman adam yönetir" dedi, demokrasiyi savundu.

    "bak adam bayram namazına geldi" dedi, demokrasiyi savundu.

    "o senin başbakanın, sana herşeyi söyler, sen hürmet edeceksin" dedi, demokrasiyi savundu.

    e tabi bu kadar haklı gerekçesi olunca demokrasiye evet dedi.

    ülke içinde ülkeye, dip dibe başkentlere evet dedi.

    8. sınıfta (orta 3'te) vatandaşlık dersinde demokrasinin temel ilkelerinden biri olan "kuvvetler ayrılığı" ilkesini yıkmaya!! evet dedi.

    pozitif ayrımcılık kisvesi altında karısının kızının yaşlısının gencinin ezilmesine, yandaşı kayırıp karşı olanı mahvetmeye de evet dedi.

    hakkım var dediği zaman sözünü duyurabilecek en son kurum olan "insan hakları mahkemesi"'ni ömrü billah görememeye de evet dedi.

    "birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için" mantığıyla her bir üyesinin hakkını herkesinki gibi savunan sendikaların kendisini savunmasına engel olunmasına da evet dedi.

    hükümetin kendisine verdiği üç kuruş zamma itirazı hükümetin arka bölgesine yapmak zorunda olmasına, arka bölgesinin osurduğu karara boyun eğmeye de evet dedi.

    kutuplaşmaya evet dedi.

    kardeş kavgasına evet dedi.

    iç savaşa evet dedi.

    bölünmeye evet dedi.

    aferin sana benim demokrat kardeşim aferin.
  • .....
    koyun gibisin kardeşim,
    gocuklu celep kaldırınca sopasını
    sürüye katılıverirsin hemen
    ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
    dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
    hani şu derya içre olup
    deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
    ve bu dünyada, bu zulüm
    senin sayende.
    ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
    ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
    kabahat senin,
    - demeğe de dilim varmıyor ama -
    kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

    nazım hikmet ran
  • gecenin köründe sessiz sokaktan bir ses yükseliyor;

    ufak çocuk evinin penceresinden arabadaki babasına sesleniyor;

    - baba, baba....
    .... baba'dan ses gelmez... çocuk tekrar

    -babaaaa, .... babaaaa..

    -ne var oğlum..
    -türkiye yenildi.

    maçı kastetmişti ufaklık... ama tüm güne cuk diye oturdu kurduğu cümle.
  • gerek öncesinde yapılan anket sonucları, gerek türkiye'nin malum sosyo-kültürel yapısı gereği sonucu süpriz
    olmamış referandum. sonucunu tahmin ettiği halde bir ulusalcı'nın "hayır" oyunu kullandığı, ileryen zamanlarda karılaşcak
    vahim tablo da "biz bu oyunu bozmak için elimizden geleni yaptık" diyecebileceği referandumdur.
  • chp'nin de mhp'nin de oy kaybettiğini gösterdi.

    toplam seçmen sayısı içerisindeki hayır oranı yüzde 23-25 civarında çünkü. iki partinin (geçen seçimdeki) toplam oyundan az.
  • sonuçları itibariyle 12 eylül 2010 türkiye abd dünya şampiyonluğu final maçında abd'yi tutmamı sağlamıştır. tersim çok pis benim. ve evet yetsin yetmesin hayır.
  • maçta amerika yengisiyle akpnin iktidar tatmininin aynı güne denk gelmesinin tesadüf olduğu durumdur.

    (bkz: tesadüf diye bir şey yoktur)
  • izmiri kemalizmin kalesi ilan eden bir takım zümrenin şımarıklığına meydan veren referandumdur.hala ekranlarda "devrimci şehir izmir" nidalari yükseliyor.
    izmir'i, izmir yapan, mustafa kemal'in babaocagi selanikli göçmenlerdir.
    ve o vatansever halk sessiz sedasız tepkisini sandıkta trakya'da gosterdi.
    ustelik show yapma ihtiyacı duymadan !
    trakya'da evet atana da hayır atana da yafta vurulmuyor gençler.
  • halka rağmen halk için kasanlara halkın verdiği sağlam bir ayar olmuş referandumdur.

    arkadaşlar hala hatayı halkın aptallığında aramaya devam edeceklerdir.
  • devlet gücüyle baskı oluşturulup türlü türlü baskılarla hür iradelerin manipüle edilmesine, padişah gibi "astığım astık kestiğim kestik" tarzda sert ve fütursuz çıkışlara, bariz yanlış yönlendirmelerle değişiklik tasarısının yol açacağı aleyhte durumların makyajlanmasına ve daha birçok antidemokratik söylem ve eyleme bu memleketin daha fazla insanının baş kaldıracağı umudunu taşımaktaydım, fakat sonuçlar göstermiştir ki, durumun ciddiyetini umursayanlar azınlıkta kaldı... benim aklıma, durumu en iyi açıklayan söz olarak, son zamanlarda sıkça kullanılan her halkın hakettiği şekilde yönetilmesinden çok, deve ve dikenle ilgili söz geliyor... nerede, emperyalist kolları kırmak için yediden yetmişe ölümüne kurtuluş savaşını gerçekleştiren halk; nerede birkaç torba kömür yahut kuru gıda için onurunu ayaklar altına aldıran, avantacı, beleşçi, karaktersiz, ikiyüzlü halk...
hesabın var mı? giriş yap