• suskunluğun içindeki giz. gün ışığına yürüyeceği an için bir gün derin uykulardan uyanacak.
  • alevi inancına göre kan eden bağışlanabilir de nefes öldüren bağışlanmaz. nefes öldürmek, "sözü" öldürmektir. nefes, yani söz canlıdır. nefes öldürmek, söze kulak vermemek, yalan söylemek, sözünde durmamak, değerli söz söyleyene fırsat vermemektir. söz canlı bir varlıktır, yüce ve değerlidir. örneğin cem ayininde, alevi dedenin sözü bitince ceme katılanlardan biri dedenin önünde diz çökerek eğilir. sağ elindeki mendili ortasından tutarak uçlarını düşürür, yere değdirmeden üç kere yeri süpürür gibi yapar. üç kez, "allah, muhammed ya ali" der. bu simgesel hareketin amacı; yere düşen kutsal sözlerin çiğnenmesini önlemek içindir. sufilere göre de söz canlıdır, onun için daima gerçeği söylemek, kötü söz söylememek gerekmektedir. /// yıldız cibiroğlu - kadının yazısız tarihi
    ...

    çok konuşan ve de çoğu zaman boş konuşan bizlerin, geçmişten gelen güzel insanlarımızın öğretilerinden bu derece uzak olmamız, evlerimizde, ekranlarımızda, iş yerlerimizde, sokakta, eğitimde bu derece değersiz konuşmalar yapmamız nasıl açıklanabilir? eskiden bir meselesi olana adam derlerdi (insan babında) şimdilerde ise meselesi olana değil aksine meselesiz görünene, çok konuşana, hiç susmayana, bolca dedikodu yapana, iftira atana, yalan söyleyene rağbet var. oysa başlangıçta sadece söz vardı ve söz tanrıydı.
  • kişiliğin, ruhun aynasıdır.

    bir insan ki sözü güzel, özü güzel.
  • "kün" sözüyle başlamıştır.
  • frida kahlo şu muazzam cümleyi kurmuş: "kimseyle hiçbir konuda yarış halinde değilim. kimseden akıllı, kimseden güzel ya da kimseden iyi olma gibi bir iddiam yok. kimse için 'en' değilim, 'daha' değilim. bu devasa iddiasızlığın verdiği özgürlüğün hayranıyım."
  • "insanın ağzı, yüreğinden taşanı söyler." (isa/luka- ağaç ve meyvesi)

    yüreğin soyut ritmiyle değişen şeylerde değişen sözün geçmişi de yetersiz.

    bir sözcükle uzlaşmadan dile gelen ifadelerin aldatıcılığında yitip giden onca gerçekliğin sonrasında elde kalan yanılsamalarla uzlaşmak zorunda kalan şu an dil sürçmelerine gebe.

    yürek ve sesler arasında kaybolan niyetin karıştığı soyut uzlaşı, cenneti işaret edemeyen sıfatın uzlaşı yollarıyla hep benzer bir derinlikte uzak bir noktaya çağırırcasına.

    insanın en taşkın ve en dingin ve hiç dile gelmeyecek sözü, en yalnız olan ifadenin uzağına düşmüş ve bir çağrısı olmayan tuhaf yoklukların sonunu bulamamakla akraba.

    dışavurulan, içe olan uzaklığın ölçüsüyle geçip giden zamandan alıkoyduğu ne var yaşamın? benzersiz bir basitlikle donanmış olmalı ki böyle gözden kaçabilsin.
  • sevdalarım nedir mi benim?
    benim sevdalarım; el değmemiş ve üzerine ayak basılmamış papatyalardır.

    nazım hikmet
  • kimi insan geçmişle geçememişi birbirine karıştırır.
    halbuki geçen iz bırakır, geçemeyen yara.

    söz, kahraman tazeoğlu
  • sözün güzeli, yerinde ve zamanında söylenendir.

    beydeba
  • yaşanmamış yaşamlar dünyada ki bütün savaşların ve kötülüklerin temelidir
    doğan cüceloğlu ..
hesabın var mı? giriş yap