• amerikada genelde devletin yaptigi konutlara verilen isimler. genelde ghetto olur buralari, hatta beterdir.
  • hazırlıkta okuduğumuz iki kitaptan biri (diğeri wow idi). ilk basımı 1986 görünüyordu yanlış hatırlamıyorsam. yani bu kitaplarda oynayan çocuklar şu anda 30lu yaşlarında olmalılar.

    ilk kitapta** sekiz kadar çocuk vardı, multiculture olayını desteklemek adına sanırım, bi tanesi avustralya'dandı, adı da cheryl masondı. her bir konu başlığı bu çocuklardan birinin projesiydi hesapta, fakat asıl macera dört ingiliz velet jane, abisi tom, mandy ve kardeşi ben arasında geçerdi. fotoroman tadındaydı bunlar. "ben's in love with jane", "here bruce, fetch!" ise unutamadığımız quotelardı. grammar köşesinde ise kılıksız bi kompütür vardı ama çocuklar onunla hiç muhatap olmazdı. herhalde teknolojiye meraklı değillerdi. belki de kompütür onlarla yüz göz olmak istemedi, bilemiyoruz.

    ikinci kitap** biraz daha sade ve ciddiydi. konular da proje değil magazine idi. bir de çoluk çocukla değil bir grup teenagerla takılıyorduk. bunlar okul gazetesini hazırlayan dört arkadaştı. yok üç taneydiler. dördüncü arkadaşları değil, okula sonradan gelen phil adında bir elemandı. kalan üç kankigiller ise vicky, kelly ve justin idi. vicky gayet asabi ve editördü, gizliden justin'e de yazıyordu sanki. herkes ondan çekinirdi, zaten korkunç bir saç stili ve buram buram 80ler kokan bir giyim tarzı vardı. justin'e bizim sınıfta bütün kızlar hayrandı, şayet bu kitap bir dizi olsa idi justin de sanırım kelly'i götürürdü. fakat kelly fazlasıyla saf bir kızdı. gerçi fena da değildi, elinden iş de geliyordu.

    üçüncü kitap* kırmızı kapaklıydı ve hakkında bildiğim tek şey bu idi.
  • "hello. i'm reginald. i'm from japan." diye tanıtıyordu ilk kitabın başında bilgisayar kendini.
    bruce'lu fetch'li konuşmayı ise hep "hey bruce, fetch!" diye hatırlarım, yeni öğrendim "here" olduğunu.
    mickey, millie and mut vardı.
    carstairs and currathers vardı.

    double take, streetwise filan da kullandık ortaokulda da, project gibisi yoktu.
  • winter in june isimli bir albüme sahip olan grup. flüt, çello ve basstan oluşur. çellist eric stephenson ve flütçü greg pattillo'nun metro istasyonlarındaki performansları youtube'da var ama maalesef henüz hak ettikleri kadar ünlü değiller; keşfedilmeyi bekliyorlar. dinleyeni mest eden performanslarından biri için:
    http://www.youtube.com/watch?v=gmulhutkm3w
  • kibarcasi affordable houses . bildigimiz getto dur. gelir seviyesi yeterli olmayan vatandaslarina toplu konut saglamak amaciyla yapilmis devasi bloklardir. rap sarkilarinda cok gecer. (bkz: white castle) check cashing dukkanlari fried chicken lokantalarindan kafanizi yukariya kaldirdiginizda gordugunuz o devasa bloklar project tir.
  • ingilizce öğretme amacıyla hazırlanmış bir kitaptır.
    zamanında 11-12 yaşındaki anadolu lisesi öğrencilerine ingilizce öğretme amacıyla anadolu liselerinde hazırlık sınıflarında okutulmuştur. avustralyalı gençler ile ingilizlerin tartıştığı bir chapter'da ingilizlerin "pig headed aussie!" şeklinde küfrettiği bir kitaptır ayrıca. 11 yaşındaki çocukların okuduğu bir kitapta hem de, yani zamanının ötesinde, güzel bir kitaptır.
  • (bkz: toki)
  • jazz füüjın falan müzik yapmak için toplanıp da bu kelimeyi kullanmayana kız vermiyorlar.
    kuzenim grup yediverenler diye jazz grubu kurdu adam kırk üç yaşında hala elizabeth.
  • ing. göstermek.
  • onemli bir kelime. turkceye isim hali gecti. ancak bu kelime ayni zamanda bir eylem ifade ediyor. bu eylem hali da yansitma olarak cevriliyor zaman zaman. bir seyleri project etmek, nereye project etmek gelecege project etmek. kelimenin olusumuna baktigimizda ise kaynak anlaminin ileri firlatma oldugunu goruyoruz. burda aslinda ihtiyacimiz olan tum unsurlar bulunuyor. project sozcugunun yansitma anlami sanki eldeki verilerin ardindan isik yollamak suretiyle gelecegin sekillerini gorulur kilma gibi bir anlatiya dayaniyor. peki aslinda her yansitma bir firlatma degil midir? ancak birinde isiga digerinde cismin agirlik zemininde yukselip alcalmasina yapilan vurgular farkli anlayislari ifade ediyor.

    cumle icersinde soyle bir ornekte kullanayim. on yirmi yil once yapay-zekanin insan morfolojisini taklit eden robotlarda cisimlesecegi project edilirken, yapay-zeka gunumuzde cevresel-toplumsal sistemlerde cisimlesiyor. (evrimin hangi zeminde ilerledigini burdan arastirmaya devam.) yani atomistik hayal edilen insanlari degil insan hayati duzenleyen, hareketlendiren kurumlarin yerine geciyor yapay-zeka.
hesabın var mı? giriş yap