• david lynchadını sık duymama rağmen hiç bir filmini izlememiştim. ilk izlediğim filmi mulholland dr. oldu. film hakkında sadece duyduğum şeyler zor anlaşıldığı yönündeydi. benimde beklentim filmi izledikten sonra üzerine düşündürmesi o şekilde bulmaca gibi çözmeye çalışmaktı. izledikten sonra beklentimden fazlasını karşıladı. olay örgülerini kafamda yerleştirmeye çalıştım ama filmde bir sahne vardı ki ben özellikle orada kaldım.

    --- spoiler ---

    (bkz: #31631817)

    yukarıda ki enrtyde filmdeki bir çok tespit yapılmış. aynı şeyleri tekrar yazmanın mantığı yok.
    benim özellikle üzerinde durduğum yer tiyatro sahnesi. ki filmin en kilit sahnesi her şey buradan itibaren anlam kazanmaya başlıyor. sahnede ki adamın devamlı tekrar etti bir şey var. "bando yok, her şey kayıt". sonrasında sahneye saksafon çalan bir adam giriyor ama ellerini açıp saksafonu ağzından uzaklaştırdığı halde saksafon çalmaya devam ediyor. adam söylediği şeyi tekrar ediyor yine."bando yok, her şey kayıt.". sonrasında gösteri devam ediyor ve sahneye bir kadın çıkarak şarkı söylemeye başlıyor. rita ve betty şarkıdan ve kadının performansından etkilenerek ağlamaya başlıyorlar. sonrasında kadın duraksayıp düşüp bayılıyor. ama şarkı hala devam ediyor. aslında david lynch burada bize meydan okumuş beynimizin nasıl kolay yanıltılabileceğini göstermek istemiş. biraz önce defalarca her şey kayıt denmesine rağmen kaç kişi sorguladı izlerken veya kadın bayılmasa ve bitirseydi şarkıyı, bunun bir kayıt olduğunu anlayabilecekmiydik. bence hayır. sonrasında kutunun açılması diana'nın uyanması ile bir nevi bizde kayıttan çıkıyoruz aslında. genel algı diananın rüyasını izlediğimiz yönünde ama ben direk olarak diana'nın bilinçaltında olduğumuzu düşünüyorum. rüyalarda bilinçaltının yansıması olduğu için pek farklı düşünüyor sayılmayız. diana'nın bilinaçtlında biriktirdiği şeyleri görüyoruz. en çokta büyük bir travma yaşadığı adam'ın evinde ki partiyle ilgili karekterleri kullandığını görüyoruz. bir diğer ayrıntıda orada adam ve camilla tam açıklama yapacakları sırada bilinç kendini kapatıyor ve kahve dükaknında ki kiralık katil ile konuşma sahnesine sıçrıyoruz. yani diana o kararı vermeden önce o anı düşündüğünü görüyoruz, ama tekrar duymaya tahammül edemiyor. bana göre dianayı betty olarak gördüğümüz kısımlar biliçaltının verdiği bir savaş. yaptıklarıyla yüzleşebilmek için. beynimizin kendini koruma mekanazmaları vardır. bazen bize herşeyi unutturarakta yapabilir.bana göre zaten diana intihar etmek istiyordu silah vs hazırdı. sonrasında bilinçaltı bir savaş vermeye başladı yaptıklarıyla başa çıkabilmek hayatta kalabilmek için. ama çok fazla geldi herşey en son halusinasyonlara kadar gitti ve kendini öldürmeye seçti.

    filmi dün gece izledim ve şuanda edindiğim fikirler bunlar oldu ama ilerleyen zamanlarda 1 kez daha izlemeyi düşünüyorum. kaçırdığım şeyler vardır eminim. bu arada bitirdiğimde sanırım david lynch ın çok sıradışı olduğunu vs. fazla duyduğumdan en çılgın teoriler geldi aklıma. daha önce dediğim gibi tiyatro sahnesi çok etkiledi beni şarkı söyleyen kadının öldüğünü düşündüm yere düşünce. diana'nın betty olarak bilinçaltında (rüyasında) kendini yatakta ölü bulmasınıda düşününce. şöyle bir teori geldi aklıma. aslında hepimiz öldük. (evet yanlış duymadınz, ve bunuda inkar edemezsiniz. öldük. ama sadece henüz bilmiyoruz.)kadının şarkısının devam etmesi gibi,bizde kayıttan devam ediyoruz. aslında yoğum ben.
  • --- spoiler ---
    rüyalarla fazla ilgili biri olarak fazla sevdiğim film. her şey rüyaymış gibi klişe ve salak bir son olmuyor çünkü bu rüyada aynı gerçekte gördüğümüz rüyalardaki gibi sembolleştirmeler, yer değiştirmeler, gerçekte üzerinde düşünmediğimiz bilinçaltı aktiviteleri var.
    *camilladan daha iyi olmak istiyor ve rüyasında texti çalışırken camilla ona yardım ettiğinde texti çok kötü okuyor.
    *anahtar imgesi o kadar önemli ki rüyasında her şeyi çözecek gibi gözüküyor. düşünsenize günlerce "anahtar olması gereken yere bırakıldığında iş bitecek" cümlesi dönüyordu belki kafasında. bilinçaltında o kadar önemli ki, rüyasında basit bir anahtar gibi bile gözükmüyor.
    *rüyadaki ilişkilerinde kimsenin sevgisi daha baskın gözükmüyor sevişilen sahneye kadar. gerçekte camilla onun için o kadar önemliydi ki rüyasında "aşığım sana" diyor defalarca. onunla bir daha sevişmeyeceğini bilerek yattığın bir uykuda böyle bir rüya görüyorsun, deli gibi aşkını haykırırsın haliyle. sonra düşündüğümde çok anlamlandı yoksa "bu ne ara aşık oldu lan buna" diye izlemiştim ben de.
    üzerine saatlerce düşünülesi düşündükçe yeni aydınlanmalar yaşanılası film.
    --- spoiler ---
    edit: ah minel imla
  • filmin son çeyreğine doğru, eniştemin "ne izliyorsun,"* demesiyle "hakkaten lan, ben ne izliyorum," diyerek şöyle bir silkindiğim filmdi kendisi.

    enişteme de, "valla, hiçbir şey demedi şu ana kadar kimse. izliyorum ama n'olacak en ufak bir fikrim yok." eniştem, garibim, üzerine alınırcasına, "ben odaya geçeyim o zaman," diyerek çıktı gitti. tam da dananın kuyruğu kopmak üzereydi. yani lynch abi, ne izlettiğini anlattığı dakikalardaydı. kafam bir yandan küsüp giden eniştede, bir yandan da daha önce the punisher'da tanışma şerefine nail olduğum ve beni balık etliliği, üstüne de acayip çekiliciliğiyle ekrana sabitleyen laura harring'in o masum ve aynı zamanda esrarengizliğindeyken, birden "haydaaa, film nereye gitti," diye bağırdım istemsizce.

    konunun bu kadar dramatize edileceğini düşünmüyordum. hani hiç değilse, lynch'in bunu yapacağını aklımın ucundan bile geçirmiyordum ama bir taraftan da "e başka neye bağlayacaktı sanki," diyerek hak da veriyordum adama. hal böyle olunca ikircikli bir duygu durumuyla ekrana biraz daha yanaştım. sanki camilla'nın o kırmızı dudaklarından öpecekmişim gibi ağzımı hafifçe araladım. sonuçta biseksüelliğin dibine vurmuşlar ve beni o koltuğa çivilemişlerdi. arkasından enişte tribi çekilecek dert değildi. bu yüzden betty'nin affına sığınarak, camilla'ya bir öpücük kondurdum. her ne kadar adam'a küfürler ettiysem de, namıssızın tekiydi neticede ve onun böyle biri olmasında coco'nun ne gibi bir katkısı olabilirdi diye düşünmeye başladım. belki de tek çocuktu. ve ona küçükken bir kamera hediye edilmişti, o da her şeyi filme almaya başlamıştı. ama bi' dakka lan, biz bu hikayeyi biliyoruz zaten! (bkz: quentin tarantino) yoksa lynch burada bize bir şeyler mi anlatmak istiyor?

    orasını burasını bilmiyorum. orhan veli gibi, "e onu da edebiyat tarihçisi bulsun," deyip çekiliyorum bu konudan. işte sonra, bu kovboy bir anda öküzlü lambanın altında beliriveriyor. lamba bir kez yanıyor ve var oluyor. madde gibi. foton kovboy bu. dediklerimi yapmazsan iki kez daha karşılaşacağız, derken acaba filmin en başındaki restoran sahnesinde o garip abinin "iki kez gördüm aynı rüyayı" demesine bir gönderme mi yapıyor, yoksa polat alemdar'a mı bağlıyor, bilmiyorum. ama güzel bir abi, kovboy abi. tarzını sevdim. coco da iyi, bakma. ne yapsın kadıncağız! benim en çok üzüldüğüm ne betty ne de başkası. tek üzüldüğüm kişi kesinlikle yan odadaki şişman ve kendisini bir şeyin ısırdığını sanan o abladır. düşünsene mermi yiyorsun ve bir şeyin ısırdığını zannediyorsun. sürekli acıyor. gittikçe artıyor ağrı. üstüne üstlük bir de manyağın tekiyle boğuşuyorsun. al sana çatışma.

    bittikten sonra, bando yok, orkestra yok, allah'ın belası diş ağrısı yok, diye düşündüm. geçen yıllarda izlediğim "beynin şu kadarını kullanırsan allah olursun allah" diyen lucy gibi, elime bir usb tutuşturup, "al koçum, bu, senin tüm mutluluk ve huzur kaynağın" demek istiyorum. "bando yok, orkestra yok... aslında sen de yoksun."
  • daha önce duymuş olan var mıdır bilmem ama yıllardır club silencio'nun bir sahnesinde laura palmer ve ronette pulaski'in olduğu söylenir. (bkz: twin peaks)
    daha önce bunu buraya neden yazmamışım hiç bilmiyorum ama.
    resim
  • sinirliyim nickli arkadaşa teşekkür ederek başlıyorum.beni gecenin saat 3:15 inde film ne demek istedi derdinden kurtardı.naomi watts sen be güzel şeymissin be.neyse film ile ilgili olarak gece izlediğimden midir nedir çok etkilendim.sahneleri sürükleyici ve ürkütücü idi.mafya karakteri çok gerçekçiydi.filmin son sahnesi ise ..
  • --- spoiler ---

    en kabul gören teori diane'nın rüyasının filmin çoğunu oluşturması olmuş.ancak kimse böyle rüya görmez.yani hiç bir insan kendisinin olmadığı bir sahneyi rüyasında göremez.en azından ben hiç görmedim.mesela filmdeki çoğu sahnede diane yoktu ortalıkta.kendi rüyanızı düşünün,siz dahil her şeyi dışardan izlersiniz.ve yine evet rüyada bilinçaltımız tanımadığımız ama yüzlerini bilinçaltımıza yolladığımız kişileri karşımıza çıkarabilir ancak kendimizi farklı biri olarak görmeyiz,ya da ben hiç görmedim şimdiye kadar.diğer bir şey de rüyalar çok daha gerçek dışıdır.renkleri,binaları aynı mükemmellikte görmeyiz.rüyalarda çok daha saçma şeyler olur.yani yönetmen gerçekten rüya odaklı bir film yapmaya çalışmışsa zorlama olmuş.zorlama dediğim bu rüya olsun ama dur, o kadar bariz olmasın rüya olduğu,milletin kafası karışsın,ne olduğunu anlamasınlar zorlaması.evet ben ne olduğunu anlamadım.bence kimse ne olduğunu anlamadı.ama imgelem simgelem,freuddu,bilinçaltındıydı,sürrealizmdi falandı filandı diyelim de,sanattan anlamayan bir öküz olduğumuzu belli etmeyelim.ilk izlemede kendinden emin bir şekilde bu filmi anlayıp,beğeneni de ayakta alkışlarım.filmden bir bok anlamayıp,abi lynch işte yaa offf adam yönetmen kasanlar için de (bkz: bsg)
    --- spoiler ---
  • ımdb'den yedim spoilerı ona göre de kafamda fikir oluştu az çok , ama detayları farketmem bazı yerleri kaçırdıysam tekrar görmem için baya bi araştırma yaptım.10 üzerinden 8 veriyorum teşekkürler
  • gerçekle gerçekdışının iç içe geçtiği film. zaman karmakarışık. olaylar bir zaman örgüsü halinde akmıyor.
    anlaşılmaması normal. hatta david lynch dışında kimse tam olarak kavrayamaz. belki o bile tam olarak kavrayamamıştır sadece çekmiştir.

    sanat filmi dediğimiz işte budur. sinemaya neden 7.sanat denildiğinin hakkını verir. iki buçuk saat boyunca heyecanla, kopmadan izledim. her şeyi çözüp kavradığımdan değil. beni büyüsü altına alan oydu. nasıl ki picasso'nun dali'nin dürer'in cezanne'ın tabloları içinde kayboluyorsanız, tarkovsky'nin kurosawa'nın lynch'ın filmlerinde de öyle büyüleniyorsunuz.
  • her seyrettiğimde farklı bir detay yakaladığım efsane lynch filmi.
hesabın var mı? giriş yap