• teşhir demek en saçma şey. illaki istisnalar vardır ama bu güzel giyinen bayanlara teşhirci denilmesine yol açmaz. estetik denilen bir olay var bu sapıklık değildir insanların niyetleriyle alakalıdır.
  • kadınların teşhir sebebi denirken erkekler asla yapmaz dememiş ki kimse?
    evet teşhir edebilen ediyor tabi. sebepse aynı, beşyüz kez yazılmış yukarıda.
    bence itibar edin yani.
  • her türlü kıyafeti teşhir amaçlı diye düşünen zihinlerin, arayıp durdukları birbirinden farklı gerekçelerdir.
  • çok basit;yüzü çirkin ama memeleri güzeldir. kalçaları yada bacakları da olabilir tabi. teşhir seviyor da olabilir,hiçbiri de olmayabilir,bunu yazan ben de olmayabilirim. bilemedim şimdi :)
  • daha karmaşık yazınca kesinlikle kadınların haklı olduğu sebeplerdir. hani böyle uzun uzun cümleler, özellikle ne kadar entelektüel olduğunuzu belirtmek için komplike kelimeler kuruyorsunuz ya, hah tam onunla alakalı.

    teşhir ediyorsunuz.

    millet bakıyor.

    sonra kadının bedeni neden metalaşıyor?

    estetiklik, içgüdüler altında yarı çıplak gezersen,

    bakarlar.

    hah not olarak; bunu dine bağlayacakları da özel olarak tebrik etmek isterim, bu giriyi bir inançsızın yazdığını farzedersek.

    ek olarak; burada "kadın özgürdür!", "ama erkeklerde yapıyor" diyen vajina avcılarına da selam olsun.
  • dna'nın emirlerine uymanın en başta geldiği sebeplerdir.

    aslolan dna'lardır biz canlılar değiliz.
    sonsuza kadar var olmaya çalışan, yok olmamak için her türlü üreme fırsatını kullanarak olabildiğince kopyasını çoğaltmaya çalışan dna'dır.

    dna'ların büyük kısmı "çöp" diye tabir edilen, hiç bir işlevi olmayan (protein kodlamayan) kodlardan oluşur. aslında dna'nın asıl kopyalanmak ve sonsuza kadar var olmak isteyen kısmı bu "çöp" denilen orijinal kodlardır. işlevi olan ve bize fiziksel olarak tüm özelliklerimizi veren kodlar ise (ki toplam dna kodalarında çok az yer kaplar) orijinal kodların varlığını sürdümesi için gereken kodlardır. yani biz canlılar aslında birer konteyner'den (container=taşıyıcı kap) başka bir şey değiliz.

    insan dna'sının %95'ten fazlası çöp (orijinal kodlar), geri kalan ufacık kısım ise bu çöpün varlığını sürdürmesi için (yaşama ve tekrar kopyalanma için) gerekli tüm bilgilerdir. organizma kendi kopyasını üretme yeterliliğine eriştiği anda o dna'lar öyle hormonlar salgılatır ki erkekseniz başlarsınız dişilerin peşinden koşmaya, kadınsanız başlarsınız erkeklerin mümkün olduğunca ilgisini çekmek için uğraşmaya. kodlar hem erkek için hem kadın için karşı taraftan en iyisini bulmak için yönlendirir sizi. dişi ve erkeğin ne kadar en iyi özelliklere sahip olanları bir araya getirelebilinirse kodun sonsuza kadar var olma şansı o kadar artar. en iyi özellikler, kadın için doğurganlıktır ki doğurganlığın belirtileri kadının hatlarında yuvarlıklar olarak belirginleşir, erkekte ise uzun boy, adeleli yapı gibi doğacak çocuğu koruyacak, uzun süre yaşatacak olan güç belirtisi olarak öne çıkar (sanıldığı gibi kadın kendini dölleyecek kişi olarak en yakışıklı erkeği aramaz, doğacak çocuğu en uzun süre hayatta tutacak kadar güçlü erkek arar).

    bu dna'nın taktiğidir. o ne emir verirse ona uyarız. tüm duygularımızı, isteklerimizi o yönlendirir. sen istediğin kadar "yok aga ben evlenmeyeceğim" de. zamanı geldiğinde hormonlarla öyle istediği gibi oynar ki sizi it gibi karşı cinsin peşinden koşturur. dna'nın uyguladığı taktiklere karşı koyamazsınız.

    ha bu arada, din denilen olgu da tamamen dna'nın yarattığı bir ilüzyondur. cennete sonsuza kadar mutlu yaşam hayalinin nerden geldiğini sanıyorsunuz? yoksa sonsuza kadar var olmak isteyenin kendinin olduğunu mu sanıyordun? sen sadece taşıyıcı bir kapsın, kutusun. orijinal kopyayı sonraki nesile ulaştırdığın anda görevin biter. sonraki taşıyıcının mümkün olduğunca güçlü ve uzun bir ömre sahip olması gerekiyor.
hesabın var mı? giriş yap