• radyasyonlu çayları içen kişi dönemin sanayi ve ticaret bakanı cahit aral'dır.
  • "pripyat" 1970 de çernobil nükleer santralinde çalışan işçiler için kurulmuş santrale 4 km uzaklıkta bir şehir. patlamadan sonra tamamen boşaltılan şehir şuan hayalet durumdadır. burada radyasyonun öldürücü etkisinin 900 yıl sonra geçeceği teorik olarak kabul edilmektedir. bazı uyanık turizmciler bu bölgeye turlar düzenleseler de, turistler şehirdeki ölüm sessizliğine ancak 15 dk dayanabilmişler.
  • hiroşima'ya ve nagasaki'ye atılan bombaların etkisinden 200 kat daha fazla olduğu ve bu etkinin 2016 yılına kadar süreceği söylenen facia.
  • discovery channel da 0 seconds from disaster adlı bölümde tüm ayrıntıları ile anlatılmış olan facia. rus bilim adamları reaktörde acil bir durum yaşandığında nasıl davranmaları gerektiğini test için bir tatbikat yapacaklardır. bu tatbikatın kiev elektriksiz kalmasın diye gece yapılmasına karar verilir ancak deneyimli bilimadamlarına bu gece mesaiye kalın denmez. gece mesayi de sadece stajyerler vardır. reaktörün ilginç özelliği kendi çalışmasını sağlayan elektriği kendi üzerinden alması aynı zamanda soğutma işlemini sağlayan su devir daiminin aynı zamanda buhar tirbünlerini döndüren su olmasıydı. bilim adamları reaktörde denemeye başlamadan evvel devir daim deki su miktarını arttırırlar. bunun sonucunda reaktörün için aşırı soğur ve tirbünlerin dönmesi için gerekli su buharını üretemez. reaktördeki su buhar basıncının düştüğünü gören başka bir bilim adamı toplamda 52 tane olan ve hiç bir suretle asla 26 nın altına düşmemesi gereken kontrol çubuklarının sayısını niye bilinmez 6 ya düşürür. muhtemelen buhar basıncının düşmesini hızlı bir şekilde kontrol altına almak için yapmıştır bunu. bu olaydaki en önemli ve kritik noktalardan biri su buharını ayarlayan bilim adamıyla kontrol çubuklarını ayarlayan bilim adamı arasında iletişim olmamasıdır. kontrol çubuklarının sayısının 6 ya düştüğünü bilmeyen su buharı denetçisi bilim adamı bir anda devir daim sistemine çok su verdiğini fark eder ve çok kritik bir kararla sistemden su çeker. bir anda azalan su seviyesi, 26 nın altına düşmemesi gereken kontrol çubuklarının sadece 6 adet olması sonucu az evvel aşırı ısı kaybeden reaktör çekirdeğinin çok hızlı bir şekilde aşırı ısınmasına neden olur. hemen arkasından çok büyük bir patlama gelir. ilk anda olaya müdahale eden 300 e yakın itfaiyeci ölür. eriyen radyoaktif çekirdeğin önce toprağa sonra da yer altı sularına karışmaması için bir hafta içinde gece gündüz çalışan askeriye çekirdeğin hemen altına kalın beton duvar çeker. daha sonra da amerikalılar çekirdeğin olduğu reaktörün üzerini tamamen beton ile kaplarlar.
  • etkileri son be$ senedir kendini iyice hissettirmeye ba$lami$ olan nukleer faciadir. zira son senelerde ozellikle karadeniz bolgesinde kanser vakalarinin sayisi inanilmaz derecede yukselmi$tir.
  • patlamanın ardından yayılan radyoaktif serpinti sovyetler’in kuzeybatısını geçerek iskandinavya ülkelerine ulaşmış ve olayın farkına varan norveç hükümeti tarafından dünyaya duyurulmuştur. patlamanın etkisiyle oluşan yangının kontrol altına alınması fakat kullanılan kurşun ve grafit gaz yüzünden ikinci bir patlamanın meydana gelmesi üzerine şehir boşaltılmış ve diğer ülkelerden yardım istenmiştir. lakin çabalar yetersiz olmuş, sonuç olarak reaktör merkezinden dışarıya çıkan radyasyon hiroşima’ya atılan bombanın bıraktığının 1000 katı büyüklüğünde bir etki bırakmıştır.
    patlamanın sebebi olarak gece görevlisi memurlar ve bilim adamları gösterilse de, çernobil’de kullanılan rbmk-1000 tipi su soğutmalı reaktörlerin (dünyadaki en güçlü reaktör modeli) dünyadaki en tehlikeli ve güvensiz reaktörler olduğunu unutmamak gerekir. sadece bu tesiste 1998 yılında 20'nin üzerinde küçük çaplı kaza gerçekleşmiştir.
    aslında konu üzerinde çok fazla düşünmeye gerek yok. zira 1991’de sovyetlerin çöküşüyle bağımsızlığına kavuşan ukrayna, elektrik ihtiyacının %40’ını hala nükleer santrallerden karşılamakta ve çernobil bu parçanın %10’unu oluşturmaktadır.

    edit : reaktör kapatılmış.
  • sovyetler birliginin olayi 3 gun boyunca gerek dis dunyadan gerekse kendi vatandaslarindan saklamasi, o gunun kosullarinda iletisim teknolojisi bugunku kadar modern ve hizli olmasa da rejimin kapaliligini ve gucunu gostermesi acisindan ibret vericidir. kaldı ki 3 gün sonrasında da isveç farketmese büyük ihtimalle hiç açıklamazlardı.
  • buyuk dramlara sebep olmus bir faciadir. ilk patlama aninda ölen kişi sayısı çok gibi görünmese de (30 civarında) patlamadan sonra (pek de "aciklanamayan" sebeplerden dolayi) iki yil icinde binlerce insan daha olmustur. ancak bu olumlerin kacinin facia ile dogrudan baglantili oldugu arastirilamamistir. tabii bu olumler disinda meydana gelen hasarin veya cevre tahribatinin boyutlarinin belirlenmesi ise ayri bir hikaye.

    ama bence en buyuk dram patlama sonrasi enkaz kaldirma calismalari sirasinda yasanmistir.

    patlamanin ardindan radyoaktif enkaz yaklasik 1.5 km capinda bir alana yayilmis. alinan karar ise bu enkazi tesis icinde toplamak ve butun bir tesisi ozel bir beton ile tamamen ortmek. ayrica radyoaktif cekirdegin altinda da buyuk bir beton yatak olusturulmasina karar verilmis. evet ama radyoaktif enkaz nasil tasinacak? cekirdegin altina beton nasil dokulecek? gerekli ekipman ve zaman yok? ve butun isin 15 gun icinde tamalanilmasi dusunuluyor.

    enkazi tesis icine tasimak ve de radyoaktif cekirdegin altini beton ile kapatmak icin itfaiyecilerle birlikte askerlerin kullanilmasina karar verilmis ve 1500 kadar asker kullanilmis. (kac itfaiyeci kullanilmis bilmiyorum) basit bir gaz maskesi, eldiven ve cizme disinda bir koruma ekipmani kullanmayan asker ve de siviller bolgede calismaya baslamislar. bir askerin (veya sivilin) gunde en fazla 3 dakika calismasina izin veriliyormus. ama bu sure icinde alinan radyasyon miktari bile omur boyu alinabilecek radyasyon esiginin uzerindeymis. ve adamlar orada 15 gun boyunca calismislar. evet calismalar planlandigi gibi 15 gun icinde bitirilmis. butun radyoaktif moloz tesis icine tasinmis ve tesis beton bir zirh ile tamamen kapatilmis. ayrica radyoaktif cekirdeginin alti da (acilan tuneller sayesinde) beton ile doldurulmus.

    peki bu radyoaktif enkaz kaldirma isinde calisan askerlere (ve de sivillere) ne olmus?

    bu temizlik calismalarina katilan askerlerin buyuk bir kismi ise -ki hepsi 20'li yaslarda saglikli insanlar- bir yil icinde olmusler. (bu sayi (asker+sivil) kimi kaynaklara gore 4000 civarinda.)

    gercekten buyuk bir dram. bile bile olume gitmisler. ama birilerinin de bu isi yapmasi gerekiyordu. evet saniyorum savasarak olmeseler bile, gene de ulkelerindeki insanlari korumak adina olume gitmisler.
  • biz ağustos böceği misali türkü çığırırken olaydan etkilenme ihtimali olan ülkelerin ellerinden gelen tüm önlemleri alarak yıllar içinde ortaya çıkabilecek radyasyon zararlarını önlemeye çalıştığı kaza.

    çernobil kazasından üç ay kadar sonra çalıştığım iş yerine yugoslavya ’dan bir mühendis gurubu gelmiş bana da konukseverliğimizi göstermek görevi düşmüştü. misafirlerin ilk gün öğle yemeğinde görmemiş gibi tüm yiyeceklere saldırmalarının anlamını çözememiş "allah allah ! bunların ülkesinde de mi kıtlık var ? "diye düşünmüştüm. lisansı altında çalıştığımız bulgar firmasından gelenlerden kıtlık çekmenin ne menem bişey olduğunu biliyordum az buçuk. yugoslav ziyaretçilere bunu nasıl soracağımı düşünürken onlardan gelen bir soru ile durumu kavrayıverdim.
    "siz çernobilden etkilenmediniz mi? ne güzel... biz aylardır kuru bakliyat yemekten perişan olduk. ne taze sebze yiyebiliyoruz ne de et..."
    eyvah ne diyim ben bu adamlara şimdi.
    "biz şerbetliyizdir radyasyon falan vız gelir. ya da bizi yönetenler öyle zanneder. boşverin yiyin. sonrasına allah kerim" desem hiç olmayacak. gülümsemekle yetindim.

    ülkemizde son yıllarda kanser hastalığının artış hızındaki anlam sadece tıp alanında çalışanların değil herkesin dikkatini çekecek boyutta. geçmişte bu konuda hiç önlem almayanlar sanırım bu anlamlı artış konusunda da bir istatistik çalışması yapmıyorlar. o gün arabistanın radyasyonlu diye iade ettiği çayımızı televizyonlarda höpürdetenlerle bugün volkan konak’ı cerrahpaşa şarkısı için topa tutanlar hep aynı zihniyetin ürünü.
hesabın var mı? giriş yap