• mümkün olsa sadece çizerek konuşur ya da koparır dilini konuşur elleriyle. sözcükleri sevse de daha çok kalemiyle oynar üzerlerinde. platin kafasına yediği sözlerden kaçkın, yüzlere tutkun, sahnede ölmek isteyebilecek kadar oyuncu, kulağını eline alacak kadar ressam, bedenini bir otel odasında bırakacak kadar yazar, umursamaz bi diyab-etik-siz. kimi zaman saflıktan renk değiştiren bir canlı türü. kimi zaman saçmalıklardan insan evladı olmak istemeyen bir insan! on yaşından beri atlaslarda dünyayı gezip sınırların varlığını hala algılayamayan sürekli homurdanan ama güldü mü ışığı yanan buzdolabı kıvamında bir dokuzuncu nesil yazar.
  • "...açıldım, kapandım, açıldım, kapandım, gördüm
    gelenler kadar gidenleri de,
    hani sabrın sonu, hani gamlı eşek, pervasız nar nerde,
    hani bahçe?"

    der birhan keskin kapı şiirinde...

    savdık sıkıntıları, gördük hepsini, hepsini gördük, sabrın sonunu da. biri gelse dedik, biri görse dedik, şimdi, işte tam şimdi; rüzgar sallıyor bizi!
    hep böyle aynı zamanda içimizdeki denizin coşkulu ama bir o kadar da berrak olmasını dilediğim, pırıl insanın; ışıltılı dostu.
  • fikrinin ince gülünü taktığı miğferine tez zamanda kavuşması dilenen; tembel sözlük yazarı.*
hesabın var mı? giriş yap