ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
aşırı hız zaman kazandırmaz hayat kaybettirir
-
az önce egm tarafından tarafıma yollanmış sms. yanlış. newton'ın fizik kurallarını egm'ye hatırlatacak olursak:
d = v.t
yani
mesafe = hız x zaman
buradan hesaplarsak
zaman = mesafe / hız
yani mesafe aynı olduğu zaman hız arttıkça zaman azalıyor bölen olarak değeri arttığından. eğer
aşırı hız > hız
denklemine bakarsak aşırı hızın her zaman zaman kazandırdığını söyleyebiliriz. dolayısıyla doğru cevap:
"aşırı hızla kazanılan zaman, kaybedilen hayatlara değmez"
olacaktı. bir emniyet genel müdürlüğü eğitiminde daha görüşmek üzere.
birini tanımanın en iyi yolu
-
ne birlikte tatile gitmektir, ne birlikte çok vakit geçirmektir, ne de aynı evi paylaşmaktır.
ne yaparsan yap, birini tanıdığını sanarsın, ama günün biri geldiğinde yanıldığını en acı şekilde anlarsın, en sevdiğin en güvendiğin insan bile bir bakmışsın hiç tanımadığın bir insan olmuş çıkmıştır. acı ama gerçek.
boşandıktan sonra erkeğin nafaka ödemesi saçmalığı
-
bir kadın olarak çok anlamsız ve aşağılayıcı bulduğum bir uygulama. bir arkadaşım, yüksek lisans mezunu kendisi, boşandığı eşinden ayda 1000 tl nafaka alıyor, çocukları falan yok isteyerek de boşandılar. erkek olsam vermezdim, kadın olsam almazdım, ne çirkin anlaşmalar, ne aşağılayıcı uygulamalar.
edit: ama benim favorim yine de üniversite bitiminde evlenip, öğrenim kredisi borcunu yağız delikanlıya ödeten kızlar!
11 mart 2018 türk uçağının iran'da düşmesi
-
henüz açıklanan ön rapora göre; 36k feetten 38k feet'e tırmanma esnasında iki pilotun önlerindeki airspeed bilgisinde fark oluşması ve neredeyse aynı anda bir overspeed ikazının alınması ve otopilotun devreden çıkması, olayın karmaşıklaşması, bunları müteakiben uçağın stall denilen duruma girmesi ve bu durumdan çıkılamaması nedeniyle oluştuğu düşünülen kazadır.
olayın özeti:
uçak dubai'den kalkıyor. saat 13.29'da iran hava sahasına girip tahran'daki hava trafik kontrolörü ile iletişime başlıyor ve önceden planlandığı gibi 36 bin feet irtifaya çıkıyor. saat 14.32'de 38 bin feete çıkış için hava trafik kontrolöründen izin istiyor ve bu seviyeye tırmanmaya başlıyor. ancak bu yüksekliğe çıkamadan yeniden kontrolörü arıyorlar ve uçakta bir sorun oluştuğunu, 37 bin feete inmeleri gerektiğini söylüyorlar. bu noktada iki pilotun önündeki hava hızları arasında fark oluşuyor, otopilot devreden çıkıyor. stall yaşanıyor ve hızlı bir şekilde irtifa kaybediyorlar. olayın başlangıcından yaklaşık 5 dakika sonra motorlar duruyor ve akabinde kaza gerçekleşiyor.
raporun satırbaşları şöyle:
- hava şartlarında ciddi bir sorun yok.
- her iki pilotun sağlık durumları uçuşa engel oluşturmuyor ve aldıkları eğitimlerde sorun görünmüyor.
- uçağın bakımları düzgün yapılmış. hava hızını gösteren sistemin en son bakımları; 17 mayıs 2017'de malta'da (functional check yani çalışma kontrolü olarak) ve 23 haziran 2016'da (detaylı bakım) olarak yerine getirilmiş.
- iki airspeed bilgisinde fark oluşuyor.
- o anda overspeed ikazi geliyor.
- hız farkı görülüyor. cross check yapılmadan (yani uçağı doğru airspeed'e ayarlamadan) gaz kolu geri çekiliyor ve akabinde sürat stall hızına geliyor.
- uçak stall'a girip irtifa kaybediyor. bu noktadan sonra tayyare seri şekilde pitch ve roll hareketleri yapmaya başlıyor.
- ekip olayı çözmeye çalışırken 31.5k feette önce 2 no'lu motor 30k feette 1 no'lu motor duruyor (full power loss, çok sakat bir durum. motor gücü yoksa stalldan çıkmak mümkün değil)
- bu andan sonra uçağın tüm elektriği kesiliyor, fdr kayıt yapmayı bırakıyor. cvr 80 saniye kadar daha kayıt yapıyor. (fdr'ın kaydı kesmesi enteresan. normalde fdr ve cvr uçak jeneratöründen gelen elektriği kullanır. oradan elektrik gelmezse bataryadan gelen elektriği kullanır. burada fdr, motorlar susunca kapanan jeneratörlerin elektriği kesmesi sonucu kaydı durdurmuş. iranlılar böyle yazmış rapora. ama cvr kayda devam etmiş demek ki cvr bataryadan güç almış. acaba iranlılar elektrik kesilince fdr'a kayıt için bilgi yollayan sistemler kapandı o nedenle fdr'da kayıt yapmayı kesti mi demeye çalıştı ben rapordan tam anlayamadım orasını. raporda burası tam olarak şöyle anlatılmış: "engine power began to decrease on both sides until both engines flamed out in stall condition and fdr data was lost at this point due to powering off aircraft electric bus (electric bus kabaca güç hattı demek) which did not continue to receive power from engine generators. cvr recording continued for a further approximately 1 minute and 20 seconds on emergency electric bus by using electric power of aircraft battery.")
- bundan sonra yere vuruncaya dek geçen birkaç dakikada neler yaşandığını asla bilemeyeceğiz.
- uçak yere vuruncaya dek yapısal olarak bütün kalmış, havada parçalanmaya başlamamış. enkazın incelenmesi sonucu varılan netice bu.
dakika dakika bakarsak durum şöyle gelişmiş:
13:29 tc-trb, iranlı hava kontrolörü ile bağlantıya geçiyor ve önceden planlanmış 36 bin feet irtifaya çıkış izni alıyor.
14:28:48 uçak 36 bin feette olduğunu doğruluyor, kontrolör de onaylıyor.
14:32:17 pilot 38 bin feete tırmanma izni istiyor, kontrolör izni veriyor.
14:33:15 tc-trb ile aynı rotada ama uçağın önünde olan olan thy'nin 575 numaralı seferi 36 bin feet irtifaya çıkma izni istiyor ve onayı müteakip o irtifaya tırmanıyor.
14:34:37 tc-trb 37.900 feet civarında kontrolörü arıyor ve bir arıza gördüklerini söyleyip 37 bin feete inme izni istiyor. kontrolör henüz onay vermeden bu seviyeye doğru alçalmaya başlıyorlar. bu anda kontrolör izni veriyor. bu noktada uçağın 36 bin feette 390 knot olarak görünen hızı 37900 feette 316 knot'a inmiş olduğu radar ekranından görülüyor.
14:35:36 uçak 34 bin feet irtifaya doğru inerken hızının 288 knot'a düştüğü görülüyor. pilot 34 bin feete alçaldıklarını söylüyor.
14:37:53 uçak 34 bin feette de tutunamıyor ve kontrolör uçağa çağrı yapıp hangi irtifayı istediklerini soruyor. pilot yanıtlıyor ama yanıtı anlaşılamıyor. bu andan sonra uçak yapılan çağrılara yanıt vermemeye başlıyor.
14:38:43 uçak hala irtifa ve hız kaybetmeye devam ediyor. kontrolör durumun normal olup olmadığını soruyor ama yanıt alamıyor. bundan sonra benzer şekilde çağrı yapıyorlar ama uçak yanıtlamıyor.
14:39:48 kontrolör uçağın önünde olan thy575'e, tc-trb ile bağlantı kuramadığını, kendisine yardımcı olup olamayacağını soruyor. thy575'in pilotu doğrudan tc-trb'ye türkçe çağrıya başlıyor ancak yanıt alamıyor.
14:40:58 tc-trb iranlı kontrolörün radar ekranından kayboluyor. kontrolör durumu thy575'e bildiriyor ve yeniden uçağa çağrı yapmasını istiyor. thy575'in pilotu defalarca uçağa sesleniyor ama yanıt alamıyor. sonunda pilot kontrolöre yanıt alamadığını ve uçağı en son kendi tcaslarında 6 bin feet altlarında hızlı bir şekilde irtifa kaybederken gördüklerini söylüyor.
çok üzücü bir kaza. detayları okumak çok çok çok ızdırap verici. yani motorlar durduğunda uçağın burnu neredeyse 34 derece yukarıdaymış ve kontrolsüzce düşmekteymiş. neden airspeed farkı emercensisi uygulanmadı, neden stalldan çıkış emercensisi uygulanmadı?.. sorular çok.
konu kadın pilot mevzusu değil. olayı oraya çekmek çok yanlış. ortada birkaç faktörün etkisi var. şöyle düşünün herşey normal giderken bir anda 2-3 tane alarm çalıyor, çok geçmeden kumanda kolları titremeye, uçak anormal şeyler yapmaya başlıyor. bu anda sorunu tespit edip düzeltici işlem uygulamak, kokpitte iletişimi sağlamak, arkada panikleyen insanları teskin etmek durumundasınız. biz dışarıdan bakıp "a bak irtifası yeterliymiş, ama şöyle yapsaymış, ama böyle etseymiş" diye rahat bir anımızda düşünüyoruz ancak o anda o baskı altında seri karar verip uygulamak cidden çok zor. o nedenle uçak kazalarının kadını erkeği olmaz. eleştiri yaparken bunu da akılda tutmakta fayda var. evet gerçekler ortaya çıksın, hatalardan ders alınsın buna kimse birşey demiyor ama olayı farklı boyuta taşıyıp "ama kadın bik bik bik..." demek de yanlış bana göre.
edit: olayın kronolojisi eklendi.
edit-2: olayın resmi raporu daha önceki entry'mde yazdığım gibi şu adreste. yalnız sitede mi sorun vardır nedir ulaşmak mümkün değil. ben vpn kullanarak girdim ve raporu indirebildim.
şuna (bkz: #82147244) birkaç kelam etmek lazım.
bak güzel kardeşim cahilsin, ayrıca saygısızsın. birincisi birgen air'de düşenlere keko diyemezsin. sana 5000 saat eğitim verelim, üzerine 5000 saat uçuralım, kalkışta unreliable airspeed (iki pilot önündeki hızların farklı olması) arızası yaşayan kocaman bir boeing 757'yi düşük irtifada içine girdiği stall'dan çıkaramazsın. çünkü hem irtifan yetmez, fizik denen bir durum var, hem de tecrüben yetersiz kalabilir. kalkışta yaşanacak en boktan arızalardan biridir unreliable airspeed çünkü o anda neye güveneceğini seçemezsin. tamamen refleks hareket etmen lazım. şunu diyebilirsin, birgen air kokpiti seri davranamadı eyvallah bu bir eleştiridir. ama keko diyemezsin. dünyanın en sağlam pilotlarını koy oraya %80'i düşer, geri kalanının da ne şekilde tayyareyi indireceği meçhuldür.
gelmişsin buraya cahil cahil yazıyorsun, raporu okumadan insanları suçluyorsun daha arızayı anlamamışsın. bu kazada da asıl sorumluluk kimde belli tamam. buraya tek tek konuşmaları yazmıyorum, var raporda konuşmalar. yardımcı pilot klasik bir hava kuvveti eğitimi aldığını belli edercesine hemen çekliste sarılmış duruma müdahale etmek için. farkına varmış uçağın stall olduğunu. 3 defa çekliste başlamış bitirememiş. kaptana "neden burnu tutuyorsun, bırak burnu" demiş. dünyada stalldan çıkış prosedürü bellidir uçaktan uçağa minör farkeder; stall olunca burnu aşağı ver, gazı kökle, kanatlarını düz tut. zaten uçak aerodinamiği gereği stalldan çıkacak böyle. yardımcı pilot uyanmış mevzuya. ne bilip bilmeden insanları genelliyorsun yok dubai'den gelince hava atılacakmış yok işlerini bilmiyorlarmış!
arkadaşım basiret bağlanması diye bir durum var havacılıkta. kaderin yazılmış, olmuyor, çıkamıyorsun dışarı. bu kokpit bunu yaşamış maalesef. o atmosferi bilmeden yazmayın böyle yaralayıcı ifadeler, ayıp oluyor. evet hatalar var evet ders alınması lazım. buna itirazımız yok. ama böyle dangır dungur da yazılmaz ayıptır, günahtır!
7 temmuz 2023 vergi zammı yağmuru
-
ötv zammı ve gelir vergisi dilimlerini de değiştirip onları da bizden aldılar mı, her şey tamamdır. kocaman bir resesyon ile bir- iki sene gideriz. sonra erken seçim muhabbetleri falan falan.
belliydi bu günlerin geleceği de insana şey koyuyor; ben hep düzenli vergi veren, harami gibi her kurumu oyup yemeyen, düzgün çalışan, ortalama bir vatandaşım. ha bire neden benim sırtıma biniyorsunuz?
barış manço
-
ön not: verdiğim youtube linkleri sürekli öldüğündan uğraşılamayacak bir hal aldı. siz şarkı isimlerini aratıp buluverin artık.
doğum günü hatrına, diğerlerinden daha az bilinen 10 harika şarkısı da benden olsun:
1-flower of love (1968-kaygısızlar)
http://www.youtube.com/watch?v=rdnlnmgr2l4
2-anadolu (1969-kaygısızlar)
https://www.youtube.com/watch?v=h1wvby-ah5g
3-dağlar dağlar 2 (1970-ve)
https://www.youtube.com/watch?v=7hzontbe9bc
4-binboğanın kızı (1971-moğollar)
http://www.youtube.com/watch?v=j86ymys3zhq
5-kol bastı (1975-kurtalan ekspres - 2023 albümünden)
http://www.youtube.com/watch?v=vqnibvejc4g
6-yol verin ağalar beyler (1975-kurtalan ekspres - 1975 tarsus konserinden)
http://www.youtube.com/watch?v=jtrku1qbdkq
7-vur ha vur (1976-kurtalan ekspres)
https://www.youtube.com/watch?v=5jdrnph-mj0
8-selahaddin eyyubi (1983-kurtalan ekspres - estağfirullah ne haddimize albümünden)
https://www.youtube.com/watch?v=pr1yt3rxvl0
9-dön desem döner misin (1985-kurtalan ekspres - 24 ayar albümünden)
http://www.youtube.com/watch?v=jc9fk9sehmw
10-rüya (1992 - mega manço albümünden)
http://www.youtube.com/watch?v=vcxawhibgjc
edit: "kol bastı" için 2 adet itiraz geldi. biri eserin adının dere boyu kavaklar olduğunu, kol bastı'nın ise bu türküyle yapılan oyunun adı olduğunu belirtiyor. diğeri de albümde de dere boyu kavaklar olarak geçtiğini söylüyor. ilk itiraz türkünün genel anlamıyla haklı. dere boyu kavaklar, yaylanın çimenine gibi farklı isimleri var ve kol bastı bu türküyle yapılan oyunun adıdır. hatta faroz kesmesi, metelik gibi adlarla da söylenmiştir. lakin burada şarkıları incelerken albümde adı nasıl geçmişse öyle incelemek gerekir. bu eseri o dönem ersen, esin engin ve arif sağ metelik adıyla, orhan gencebay, metelik oyun havası, üç hürel ve barış manço ise kol bastı adıyla plaklaştırmıştır.
ikinci itirazda geçen "albümde de öyle geçiyor" kısmı maalesef yanlıştır. yazarın bahsettiği albüm daha sonra çıkmış olan ben bilirim toplamasıdır. o toplamada ve almanya'da çıkan bazı toplama albümlerde şarkının adı dere boyu kavaklar olarak geçse de barış manço'nun eseri seslendirdiği ana albüm olan 2023'te adı kol bastı olarak geçer.
http://images.gittigidiyor.com/…_1.jpg?_=1374663615
ve hatta (bkz: #43615102)
şarkı ismi demişken, selahaddin eyyubi olarak kastedilen şarkının da asıl adı "selahaddin eyyubi'nin yeğeni, aslan yürekli rişar'ın kız kardeşine karşı" olarak geçer. barış manço'nun böyle bir kaç şarkısının ismi çok uzundur. sonradan toplama albümlerde vs... kısaltılmıştır.
hangisinden hamileyim bilmiyorum
-
"kocam çok iyi biridir, onunla bir problemim yok" dediğin adamı 2 yıl aldatmandan problemin kimde olduğunu anladık biz zaten.
tanım : ruh hastası beyanı.
ösym'nin nisan tus 2016 sınav ücreti rezaleti
-
bugün açıklanan 2016 nisan tus klavuzuyla haberdar olduğumuz rezalet. çok değil daha 6 ay önce yapılan bir önceki sınav 100 lira iken pek sevgili kurumumuz 220 lira yapmışlar sınavı. neyin bedeli allahınızı severseniz bu aradaki 120 lira fark? her sınavda en az 5 tanesi hatalı çıkan sorularınızın mı? 2 ayda sonuç açıklayamamanızın mı? yanlış soruların iptali için açılan davaların paraları mı bunlar? neyin parasını bizlerden çıkarıyorsunuz? nerede görülmüş %120 zam yahu! sınav değil düpedüz soygun!
edit: hiç sevmem bu edit olayını ancak doktor olup 220 lirayı fazla bulan insanların varlığını gösteren vs. vs. demiş bazı yazar arkadaşlar. şimdi ortada bir rezalet var ve bu rezalet maaştan tamamen bağımsız. konumuz doktor maaşı değil ama madem konu buraya gelmiş benim de söyleyeceklerim var o vakit. yeni mezun oldum ben. 1 yıldır intörn doktordum. pek bilmezsin intörn doktorluğu anlatayım. ayda en az 6-7 gecemi hastanede geçirdim; birçok kez 36 saat boyunca hastanede kaldığım oldu; acilde, serviste, yoğun bakımda, ameliyathanede, poliklinikte her yerdeydim. çocuğun hastalandığında ben bakıyordum, reçetesini yazan bendim, kafanı yardığında dikişini atan da bendim, öykün alınırken sekreterlik yaparak bilgisayara geçiren de bendim. herhangi bir sektörde çalışan herhangi bir insandan daha az çalışmıyordum. hastanede etrafımda benden yaşça küçük hemşireler, personeller, teknikerler vardı. her biri maaşlarını alırken ben 340 lira harçlığımı alıyordum. 2 aydır mezun, işsiz, gelirsiz, sadece tus çalışan bir doktorum. benim gibi yüzlercesi binlercesi var inan bana. 25 yaşındayım babamdan para istemeye utanıyorum. ve sen gelmiş burada bana neden 220 lirayı, %120 zammı çok bulduğumu soruyorsun öyle mi?
edit 2: doktor olduğunu her yerde belirtme ihtiyacı! demiş bir yazar arkadaş. "tus"la ilgili bir konudan bahsederken benim ve başlıktaki diğer birçok yazar arkadaşın doktor olduğunu anlamasına sebebiyet verdiğimiz için ben şahsım adına bu naif, kırılgan arkadaştan özür diliyorum.
kızların ayrıldıktan sonra hemen başkasını bulması
-
ısınmaya gönderdiklerinden çağırır hemen bir tane :d
m. kemal'in zannedildiği kadar büyük olmaması
-
edit: olum entry girmeyin diyoruz, ısrarla entry giriyorsunuz. bu trollere destek veren sizsiniz amk. sazan gibi atlıyorsunuz başlığa.
cübbeli ahmet müridi birinin açmış olduğu başlıktır. entry girmeye gerek yok. eksi verip engelleyin.
bir erkek olarak yaşanılan en büyük kız tacizi
-
bir keresinde yolda biri "merhaba" demişti.
"oha sikseydin" deyip oradan uzaklaştım.
insanda biraz utanma olur. tesadüfen yaşıyoruz yemin ederim.