hesabın var mı? giriş yap

  • tanım: avrupada bolca tüketilen et türü.

    nerden baksan 4 yıldır bu başlığı takip ederim, öyle düzenli takip etmem denk geldikçe bakarım. sözlükte bir grup var, belli bir dönem gelip bu eti övmeye başlıyor. işte şöyle lezzetli böyle güzel. sonra bu eti övme şenliklerine katılan arkadaşların bir derdi olduğunu anladım. ucuz edebiyat peşinde koşan, kendini elit gören ve farklı fikirlere tahammülü olmayan tipler.
    benim görüşüme gelirsek, bu eti isteyen yer istemeyen yemez. kimin yediği yemediği umrumda değil. misal ben asla yemem ama gelip de yiyenlere sövmem. ama sen gelip yemeyenlere ağza alınmayacak hakaretler edersen sana orda dur derim. bir grup caninin yaptığı katliamı gelip tüm müslümanlara yıkacaksın sonra bu eti yemediklerini söyleyeceksin, zavallısın kardeşim. böyle ucuz provokasyonlarla bir yere varamamakla beraber beyin fonksiyonlarının çalışmadığını ispat ediyorsun.

  • köpekleri öldükten sonra hayata döndürmeyi başardığı söylenen bilim insanı.

    cornish, kaliforniya üniversitesini 18 yaşında dereceyle bitirdi. doktorasını bitirdiğinde ise sadece 22 yaşındaydı. ilk bilimsel girişimi su altında gazete okumayı sağlayan merceklerdi. tahmin edilebileceği gibi bu iş tutmadı. daha sonra ise ölüleri diriltmeyle uğraştı.

    ölüleri diriltme planı bir tahterevalli sistemine dayanıyordu. ölmüş birini çevirerek kan dolaşımının devamlılığını sağlarsa (tabi kan sulandırıcı ilaçlar da kullanarak) bu kişinin hayata tekrar döneceğini düşünüyordu. yaptığı gizli deneylerde ölmüş bir insanı bir saat boyunca bu düzenekte döndürdükten sallandırdıktan sonra yüzde ısınmalar ve titremeler olduğunu görmüştü. fakat kişi hala ölüydü.

    daha sonra çalışmalarını kusursuz hale getirmek için hayvanları kullanmaya başladı*. köpeklerine verdiği isimler lazarus ıı,ııı,vı ve v ise kutsal kitaba gönderme yapıyordu*. lazarus ıı ve ııı hayata döndürüldü fakat saatler sonra öldüler. lazarus vı ve v ise kör olmalarına ve hasarlı beyinlerine rağmen aylarca yaşadılar.

    hollywood bu gizemli öyküyü duyunca hemen 1935 yılında life returns isimli filmi çevirdi. filmin içerisinde cornish'in deneylerinden gerçek görüntüler de vardır.

    aradan geçen 12 yıl boyunca hayvan hakları savunucuları cornish'ten oldukça rahatsızdılar. bu sebeple cornish evinde gizli çalışmalar yürüttü. 1947 yılında gazetelere çıktığında, kusursuz bir yöntem bulduğunu söylüyordu. sistemine ek olarak bir akciğer makinesi geliştirmişti. yani solunumun devamlılığını da sağlayacaktı. bir idam mahkumu cornish'in kobayı olmayı kabul etti. fakat kaliforniya eyaleti bu deneye asla izin vermedi*.

    bu deney bilinen kadarıyla*hiç gerçekleşemedi ve robert cornish isimli dahi 1963 yılında kalp krizi geçirerek hayata gözlerini yumdu.*

  • viski nasıl saklanır?

    en çok merak edilen sorulardandır. öncelikle viski yüksek alkol oranı sebebiyle bozulmaz fakat açılan viski zamanla hava ile temas ettiği için tat ve aromaları kaçar. özellikle şişenin yarısından fazlası bittiyse bu oran yükselir. bazı barlarda, evlerde 2-3 seneden fazla kalmış viskileri içtiğinizde aromalardan çok keskin bir tat geliyorsa bilin ki aromalar yerine acı-keskin tatlara bırakmıştır ve çok keyif alamazsınız. baharat, bitter çikolata ve sert espresso tadı ile karıştırmayacak kadar tecrübe sahibi olmanızı diliyorum bu noktada.

    bu soruya ilk cevap direkt güneş ışığı almayan bir ortam diye cevap verilir, fakat bunu diyen viski eksperleri dahi gördüğüm kadarıyla salonlarında ki raflarda güneş ışığında, ışıklar altında viskilerini saklamaya çalışmaktadırlar. bu insanların binlerce instagram takipçileri, youtube kanalları var hatta kitap yazanları dahi var. önemli olan bilmek değil, bildiğini uygulayabilmektir. göreceksiniz ileride bir kısmının dolabı olacaktır.

    doğru, uzun süre saklama koşulunu çok nemli çok kuru olmayan ortamlarda oda sıcaklığında, dik bir şekilde, ışık almayan dolaplar sağlayabilir. 2-3 ayda bir şişeleri ters-düz yapıp mantarı viski ile ıslatmış olmanız mantarın kurumasını engeller.

    salute!