hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • tomris uyar hukukçu anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya gelir. robert koleji'nde eğitim görmüş çevirmen ve öykü yazarıdır.

    şair ülkü tamer ile evliyken cemal süreya ile yasak aşk yaşar ve bu ilişki de bitmeden turgut uyar ile evlenir. edip cansever ise tomris uyar'a platonik aşk besler.

    dört şairin de tomris uyar'a aşık olmasının sebebinin sadece dayanılmaz cazibesi olduğunu düşünmüyorum. bu kadında farklı olan bir şey var. bu 4 erkeğe çok iyi gelmiş olan bir şey. zeki bir kadın olduğu aşikar ama sadece zeka olduğunu da düşünmüyorum. bu dört erkeğin ortak bir noktası olmalı ama ne?(bkz: tomris uyar).

  • yükseltilen doların, teşvik planı ile yüksek kurdan halka kitlenmesi ve malum çevrelerce yüksek kurdan satılması olayı.

    geçmiş olsun.

    edit: bazı millet düşmanı teröristler mesaj atıp durmuş "almasaydın iyi olmuş diye". dolarda değildim ama diğer insanlar için üzüldüm. siz anlamazsınız empati falan, milletinizi sevmediğiniz için.

  • istanbulda yaşamayana çok gelecektir. bunu istanbulun halini normalleştirmek için değil de amk şehrinin pahalı oluşuna vurgu olarak nitelendirebiliriz.

  • trajikomik görüntülerdir.. bu ülke insanı bu hâle düşecek kadar perişan hâldeyse, vah bizim hâlimize.

    ülkeyi afganistan ve venezuela karışımı ucube bir kabile devleti hâline getiren cahil ve yobazlar sürüsü eserleri ile iftihar etsinler. şu hâle bakın.. türk vatandaşlığı hiçbir zaman bu kadar ayaklar altına alınmamıştı. 5 tane düşman ülke, 10 tane terör örgütü birleşse bu kadar zarar veremezdi bu ülkeye. irtica ve örgütlü cehalet, pkk teröründen bile daha büyük bir tehlikeymiş meğerse. türkiye'nin en büyük varlık sigortası ise ulu önder mustafa kemal atatürk ve türk silahlı kuvvetleri imiş meğerse. ülkemizin itibarını, bayrağımızın ve pasaportumuzun haysiyetini, gençliğimizin istikbâlini ve milletimizin selametini bu güçler tesis edip, koruyorlarmış. ben artık buna iyice ikna oldum.

    fakat şu hususu da belirtmeden edemeyeceğim.. demek ki bir savaş çıksa, düşman bir ülkenin taaruzuna falan uğrasak, nüfusun kahir ekseriyeti buhar olup tüyecek.. alın görün işte. ortada savaş yokken arkasına bakmadan ülkeden kaçan zihniyet, birde savaş çıksa kim bilir ne yapmaz?

  • moderasyona antipati beslenmesinin tek sebebi sanırım guru. mesela guru'nun kimseden çekincesi yoktur ama hiç isim vermez, hep bi gizem hep bi ima gönderme falan. "format aşağı format yukarı ne emrediyosa odur" der, sonra aşındırmaktan falan bahseder. işine geldiği zaman "legal" der dahil olur, keyif almadığında da "suistimal" der. sürekli bir polemik içinde forumun kralını yaparken yıpranmaz o sözlük, guru'yu sıkan şeyler aşındırır. o polemiklerde de elindeki moderasyon gücünü iyi kamufle edip güzel baskı kurar insanlar üstünde. gider olan biten'e tuhaf tuhaf şeyler yazar, sonra sıradan bir yazarmış gibi aramıza iner filan. bu kadar senede sinirlerinin yıprandığını düşünüyorum, bıraksın artık hepimiz kurtulalım. kadim dostu ssg görevine son vermeyi arkadaşlığına sığdıramıyor gibi duruyor, gelip gidenleri de izledikçe çoğu kişinin bu fikirde olduğunu söyleyebilirim. zaten bahse girerim bir yansıması mevcut olsa idi kendisinin farkında olmadığı, en çok zıtlaştığı yazar yine kendisi olurdu. moderasyonunu "işte sapı işte kapı" deme, kulak çekme ve toplu yazar uçurma olarak özetleyebileceğimiz emektar guru'nun bence emekli moderatorler arasına katılma zamanı geldi de geçiyor. süper insandır acayip zekidir facebook onun sayesinde vardır türkiye'nin kaybettiği değerli bir beyindir rakı sofrasında mükemmeldir beni hiç ilgilendirmez; guru'nun mantalite olarak sözlüğün gerisinde kaldığını düşünüyorum ve bu vizyon konusunda ssg'den de daha bilirkişiymiş gibi davranır olmasından oldukça rahatsızlık duyuyorum 4 seneyi bitirmiş bir yazar olarak.

  • ilk bilgisayari oyun yuklu sekilde satin almistik sene 2002. icinde tabiki fifa 2002 var, fakat biz kardesimle hayatimizda ilk defa bilgisayar goruyoruz ve ilk defa fifa oynuyoruz o zaman. bilenler bilir, fifa 2002 world cup da takimlari secip turnuva basladiginda her mac baslarken, klavye ile oynamak istedigin takimi her seferinde isaretlemen gerekiyor. eger bu islemi yapmaz ve taraf secmez isen, biligsayar kendisi oynuyor. biz bir yaz boyunca kardesimle oynadigimizi zannedip ekranin basinda cpu nun yaptigi hareketleri izledik.

  • bir nevi işvereni olan webrazzi'ye sansür yöntemi ile kıyak geçmeye çalışırken çıkan olaylardan sonra "ben naptım yahu" diye oturup düşünmek yerine, neler neler düşünmüş, maşallah.

    öncelikle şu resime bakınız;

    http://imgur.com/hzg5xbg

    görüleceği üzere, kanzuk tarafından hangi entry'ler silinmiş, hangi itibarlar korunmuş, açık şekilde yazıyor.

    ve şimdiki durum;

    http://imgur.com/xdz4sff

    yani kısaca, eskiden kanzuk yazan yerleri "ekşisözlük" şeklinde yuvarlak bir terime çevirerek, bu olaydan sıyrılamayacak olsa bile gelecekte yaşanabilecek bu tip olaylarda isminin yine geçmesini engellemeyi planlamış, geleceğe yatırım yapmış. aferin ona, pek zeki maşallah.

  • narsizim*, makyavelizm* ve psikopati*.

    narsisizm eğilimi olan bireyler, ilgi odağı olmaktan hoşlanırlar, dikkat çekmeyi severler ve kendilerine hayranlık duyarlar. makyavelist bireyler kendi çıkarları için diğer insanları kullanırlar. psikopati eğilimi olan bireyler ise entelektüel kapasiteleri normal olan fakat ahlaki değerleri olmayan, pişmanlık duymayan ve kontrolsüz davranışlarda bulunan bireylerdir.

    dark triad'ın 3 özelliği de kısa süreli ilişkilerde pozitif etkiliyken, uzun süreli ilişkilerde negatif etkili veya önemli ölçüde ilişkili değil.**kaynak

    "in terms of relationships, you can’t always get what you want, but if you are high on the dark triad, you may have sufficient options to get what you need."kaynak

  • insanın default hali olması gerekirken nasıl mantıksız falan addediliyor şaşırıp duruyorum. esas mantıksız olan dünyanın çoğunun binlerce yıldır bulutların üzerinde sihirli bir adamın var olduğuna inanması. enteresan adamlar vesselam neyse ki sayıları yavaş yavaş da olsa azalıyor.

  • konum:ankara
    yıl:2016

    2000 parçalık puzzle'ımı "içki fotoğrafı" olduğu için, günah diyerek çerçevelemeyen; tamam sen çerçeveleme bana ver çerçeveyi ben yapayım dediğimde, sana ona uygun çerçeve satmam diyerek çıtayı çok yükseklere koyan ankaralı esnaf dayı.

    puzzle da şuydu.

    edit: link düzeltme

  • kara murat/malkoçoğlu filmlerinin vazgeçilmez bir ikilemidir. buna göre siyah elbiseli hain bizans askerleri (en az 10 kişi) kara murat'la karşılaştıklarında, kahramanımıza mutlaka sırayla saldırırlar. biri kara murat'ın üstüne atlayıp folloş olurken, elleri silahlı diğer askerler oldukları yerde sallanaıp sıralarını beklemektedirler. biri de demez mi ki arkadaş sen arkadan tut ben vereyim kılıcı, vereyim topuzu. yok olmaz. illa ki teker teker olacaktır. hatta bu öyle bir hal almıştır ki, kendi sırasında kara murat tarafından öldürülen bazı askerler, kara murat başkalarıyla dövüştüğü sırada çaktırmadan yerde yuvarlanarak kadraj dışına çıkmakta ve yepyeni bi asker edasıyla tekrardan saldırmaktadırlar (kalifiye eleman eksikliği var tabi). bu bazen öyle bir hal alır ki karamurat biriyle dövüşürken, arkasını döndüğü sırada bile bu bizanslılar bir şey yapmadan beklerler ellerinde kılıçlarla. sonra yok koca bizans neden yıkıldı, yok istanbul aslında konstantinapolis... iyi valla.