hesabın var mı? giriş yap

  • gunlerdir kardesimin ve arkadaslarinin sop'larini duzeltmekten ici gecmis biri olarak icerikten ziyade sekil-semalle ilgili bir kac nacizane tavsiyem olan omur torpusudur (ben tanimimi yapayim da…)

    ama once su:
    bizim zamanimizda hocalarin bize en buyuk tavsiyesi sop’u bizi calismak istedigimiz konuya iten seyle ilgili kisisel bir hayat tecrubesi, bir olay, bir laf safsatasiyla acmamizdi –hani yani alti yasimdan beri merak ediyorum bu olaylari, icim icimi kemirir durur o gunden beri tarzinda hikaye yazmanin bize sacma gelse de ecnebiyi cok etkileyecegini filan soylerlerdi. ki en cok canimi cikaran ve yazimi sirasinda en cok alkol tukettigim kismisi olmustu kendi sop’umun. simdi dusunuyorum da allasen kim yer ki bunlari, ben o yasimda bile yemezdim, hele ki komite uyesi filan olup da her sene onlarca insanin hayatinda siyaset bilimi doktorasi yapma istegiyle yanip kavrulmalarina yol acacak travmatik tecrubelerini okusam kicimla gule gule bir hal olurum herhalde. neyse, zamane genclerinin sop’larinda boyle kaygilar gormedim ve acikcasi cok seviniyorum. siz gene de saginiza solunuza bir danisin son kararinizi vermeden de sonradan elin zirzobu yuzunden harvard’a neyim alinmadim diye beddualar edilmesin arkamdan…

    evet, gelelim sop’umuzun organizasyonuna:
    - once kompozisyon derslerimizin bir numarali kuralini uyguluyor ve kaaadin en tepesinden baslamiyoruz, birazcik bosluk birakiyoruz.

    - saga dayayacak sekilde tarih atabilirsiniz, hatta atiniz.

    - dear mear kismini ben “dear members of the selection committee” diye yaziyorum, sanki dear sir/madam yazmaktan daha kisisel gibi geliyor, bilemiyorum. bazi bolumler zaten direk olarak hitap etmeniz gereken sahsin adini filan veriyor, aman dikkat!

    - ilk paragraf: oyle langgadanak diye olaya dalmiyoruz. biliyorum cok hevesli ve isteklisiniz bir an once ne kadar muhtesem bir aday oldugunuz anlatmak icin ama sakin, sakin. once genel bir girizgah yapiyoruz. ben sizin bolumunuze sunu bunu calismak icin basvuruyorum, vs denen kisa bir paragraf. opsiyonel olarak ekte de size bu belgeleri gonderiyorum diye bir cumle de eklenebilir.

    - ikinci paragraf: burada bolume basvurmaktaki amaciniz, sizi ilgilendiren sorun nedir, geceleri yastiginiza basinizi koydugunuzda bunun cevabini ogrenmek icin illa ki master yapmaliyim, doktora yapmaliyim diye sizi durtukleyen o uhrevi soru nedir, kisaca acikliyoruz. bu paragrafa ben su anda surada ogrenciyim, ya da mezun oluyorum vs diye baslayip daha sonra egitimim boyunca da (ya da ne bileyim aldigim su derslerde) bu konu kafami karistirdi filan… diye baslamayi, baslatmayi seviyorum ben. ama cok da detaya girmeyiniz, ayrica basvurdugunuz bolumu yikayip yaglamaya gerek yok daha. ilerki paragraflarda yapacagiz butun bunlari.

    - ucuncu paragrafta o alanda calisma yapmak icin yeterli background’unuz oldugunu belirten cumleleri ard arda diziyorsunuz. aldiginiz dersler, gittiginiz kurslar, yazdiginiz paper’lar, stajlariniz, alakaliysa okul disi aktiviteleriniz (misal sozluk yazarligi…) bunlari bir bir anlatiyorsunuz. yalniz tabii ki calismak istediginiz konuyla ilgili olanlari cimbizlayip yaziniz buraya, yoksa kimya doktorasi yapacak adamin bes yasinda resim yarismasinda aldigi odulle pek ilgileneceklerini sanmiyorum komite uyelerinin.

    - dorduncu paragraf: evet derdimizi acikladik, qualification’larimizi siraladik, sirada bolume kabul edildigimiz takdirde neler yapmak istiyoruz, calismak istedigimiz konulari biraz daha detayina inerek anlatiyoruz. burada ne kadar detaya ineceginiz bolumun beklentilerine bakar artik, ama standart 1-2 sayfalik bir sop icin birkac duzgun cumle yeter saniyorum. sonrasinda bu calismak istedigim konular sizin bolume ne kadar da uygun, zaten siz bu isin pirisiniz, sizin bolumde yapilmaz da bunlar nerede yapilir guzel abilerim, ablalarim tadinda bir kac cumle yaziyoruz. aslinda burada amacimiz basvurdugumuz bolumu yikayip yaglamaktan ziyade calismak istedigimiz konularin bolume uygun oldugunun farkinda oldugumuzu belirtmek (pek cok insan basvuru dosyasi iyi oldugu halde sirf calismak istedikleri konulari basvurduklari bolumde calisan olmadigi icin reddediliyor netekim) bazilari belirli insanlarin ismini filan veriyor ama ben biraz killaniyorum bu islerden. belki adam bolumden sepetlenmek uzere, ya da iki seneye emekli olacak. belki adama kil olan insanlar toplasmis komitede. artik bu kismi size kalmis.

    - son paragraf… toparliyoruz: bakin gordunuz iste hevesli, caliskan, cevval bir insanim. sizin bolume kabul edilirsem gece-gunduz calisacagim, kendimi ilim-irfana adayacagim. benden iyi aday nah bulursunuz. bir an once haber verin da ona gore ben de planimi programimi yapayim koduklarim (sinirler iyice lacka olmus artik burada)

    sincerely
    adiniz soyadiniz

    bir kac ufak nokta daha:

    - allasen edebiyat filan parcalayacagim diye kasmayin. bir kere ne kadar uzun cumle kurarsaniz o derece anlatim bozulugu, gramer hatasi vb yapma riskiniz artiyor. hele ki yurt disi basvurusu yapiyorsaniz kendinizi komik duruma dusurebilirsiniz. korkmayin, bolun o cumleleri! dedigim gibi adamlarin derdi sizin ne kadar da uzun ve edebi cumleler kurabildiginiz degil, sadece motivasyonunuz ve birikiminizle ilgili bilgi edinmek.

    - bitirdiginiz bolumden, onceden calistiginiz konudan bambaska isle yapmak pesindeyseniz ikinci ve ucuncu paragraflari biraz uzatmakta hatta ek paragraflar yapmakta beis gormeyiniz. ben bu bolumu bitirdim ama aklimda hep su vardi, ya da kendi bolumumu okurken bir de baktim ki su da cok alakaliymis aslinda vs.. gibi cumlelerle olaya nasil motive oldugunuzu anlatin. daha sonra bu konuyla ilgili birikim edinmek icin ne tur saklabanliklar yaptiniz, sayin dokun.

    - muhakkak ki ingilizcesi’ne guvendiginiz arkadaslariniza, hatta mumkunse hocalariniza okutun. sadece word’un spell-check’ine guvenip de basinizi yakmayin.

    kolay gelsin.

  • af niye var bir allahın kulu açıklayabilir mi?

    af çıkarmanın yasadışı olması lazım, önermenin bile yasadışı olması lazım. af önereni "sen de onlardansın" deyip içeri atmalıyız.

  • iki farkli meslegin az bilinen farklaridir.simdi oncelikle psikologlar hasta kabul edemezler dolayısıyla yaptıklari isin adi tedavi degil gorusmedir. psikiyatristler hekimdir ve tedavi etmekle yukumludurler. dolayısıyla psikiyatrik hastalığı olanlar psikiyatriste giderlerse olmayanlar ise psikoloğa giderlerse daha çok fayda görürler. ne yazıkki toplumda psikiyatrik rahatsizliklarin tedavi edilmedigi gibi bir inanis vardir. psikiyatrik hastaliklar kronik hastaliklardir ve tedavileri diger kronik hastaliklarla kiyaslanmalidir.

    ornegin gunumuzde sizofreni yeni tani kondugunda tama yakin tedavi edilebilen bir hastaliktir. bunun yaninda diabet (seker hst.) sadece kontrol edilebilen ve tedavisi genellikle basarisiz olan bir hastalktir.

    bipolar affektif bozukluk (manik depresif) tama yakin tedavi edilebiliyor ve kisinin ataksiz (free of disease) zamani 10-20 yillara yukseltiliyor bunun yaninda örneğin kalp yetmezligi tedavi edilemiyor sadece ilerlemesi durdurulabiliyor.

    obsesif kompulsif bozukluk (eskiden beyin kanseri diye bilinirmis) tedaviye en az cevap veren psikiyatrik hastaliklardandir. (cevap oranı % 40-45 civarıdır) ayn oran akciger kanserinde % 10 u gecmez.

    major depresif bozukluk ilacsız 6 ayda ilacla 1 ayda gecer ve ilac kullanımının devamıyla nuksu % 80 lere varan oranlarla engellenmektedir bunu kıyaslayabilecegimiz ornegin sinuzit cok daha sık nuks etmekte ve antibiyotik tedavisine ragmen gecmeyebilmektedir.

    anksiyete bozuklukları (panik bozuklugu, jeneralize anksiyete vs.) ilac tedavisine ilk donemde %80 e yakin cevap verirler terapi + ilaçla uzun zamanda gidisleri de yine benzer oranlarda kontrol altina alinabilmektedir. tedavi basarisi orani kronik bronsit, anfizem gibi kronik akciger hastaliklarindan daha yuksektir.

    psikiyatri kliniklerinin basarisi sifa/basvuran vaka orani , hematoloji, endokrinoloji, noroloji, kardiyoloji, gogus hastaliklari, onkoloji kliniklerinden daha yuksektir. dogal olarak ortopedi, kbb gibi branşlardan da daha dusuktur.

    simdi bu durumda psikiyatrik hastaliklarin iyilesmedigi ya da psikiyatrik tedavilerin basarisiz oldugu inanısı ne derece dogrudur? psikiyatriste basvurma nedeni kiz arkadastan ayrilma ise psikiyatristten kiz arkadasi geri getirmesi mi beklenmektedir? psikiyatriste gitmenin sebebi icindeki varolussal catismalara felsefi bir son vermekse psikiyatrist ne derece bunu yapabilir? cevresinde kisilik ozellikleri sebebiyle hic sevilmeyen bir insani psikiyatrist sevilen bir insan haline ne derece getirebilir. sonuc olarak psikiyatriste gitmeden once iyice dusunulmeli, gidilen kisinin super felsefeden anlayan, hayatimizi degistirecek ak sacli super kahraman olmadigi (her ne kadar buna özenen psikiyatristler olsa da), hastaliklari tedavi eden bir hekim oldugu akilda tutulmalidir.