hesabın var mı? giriş yap

  • sgk müfettişlerinin bu açık ihbarı değerlendirmesi gerekir. burada çalışan garsonlar sigortalı mı, öyleyse kazançları 8400 tl net üzerinden mi beyan ediliyor yoksa asgari ücretten gösterip sahtekarlık mı yapıyorlar ortaya çıkarmalılar.

    kadıköy işkur'a uğrayan işsiz kardeşlerim de doğrudan buraya başvuru yapabilir. nasıl olsa kimse iş beğenmiyormuş.

  • lise. okulda üniforma rengi dışında (siyah ya da beyaz) başka renkli kazak, hırka, sweatshirt vs. giymek yasaktır. sınıfın tiki kızlarından biri o zamanlar moda olan yavruağzı gap sweat'iyle dersi takip etmektedir. tahtaya kilitlenmiş harıl harıl ders anlatan matematik hocası soruyu çözmeyi bitirip arkasına döndüğünde arkadaşı farkeder:

    -kızım o üstündekini çıghar bak.
    -hocam zil çalsın çıkarırım.
    -niye? müziksiz çıkaramıyon mu?

    sınıf iptal...

  • yuh! "2015 hangi ara bitti lan?" diye tepki verdiğim çekiliş.

    edit: 100 ekşi sözlük yazarı diyorlar, 400 verin bu iş huzur içinde çözülsün.

  • kisa donem askerligimin 4. ayi mevsim bahar olmus. dortlu yuruyus kolunda egitime giderken uzman bagirir "saaayyyy"

    boluk her sol adimda baslar saymaya

    boluk: bir
    boluk: kiii
    boluk: ucc
    boluk: dorttt
    kuzgun: bess
    uzman: kim lan o 5 diyen
    kuzgun: benim guray uzmanim (ne bok yedim gene amina koyyim..)
    uzman : sen kadir yarbayin yazicisi degil misin?
    kuzgun: evet guray uzmanim
    uzman: ictimaya, egitime falan gelmiyodun sen. hayirdir?
    kuzgun: cok kilo aldim guray uzmanim. malum bahar da geldi ufak ufak takilicam buralarda musade ederseniz.
    uzman: iii bi daha olmasin.
    uzundonem: ulan ben yapsam olumu dirimi #?!*#$?*diniz...

  • bir cl finali oynattı diye her saçmalığa okey olalım, vefa gösterelim dedirten bir teknik direktördür.

    bu adam cl finali oynattı ama nasıl ? manchester city'i ezilerek ve şanslarının yardımıyla elediler, ajax'a ezilerek ve şanslarının yardımıyla elediler. futbolun adaleti olsaydı eğer bu maçlarda eleneceklerdi ama futbol şansları hep yanlarındaydı. bu şanslarını gören klopp finalde liverpool'a sadece tottenham'a en ufak bir şans verdirmeyen, sıkıcı ve tamamen rakibi bozmaya yönelik oyun oynattırarak, pozisyon bile vermeden tottenham'ı yenmiştir.

    bu sene ? bu sene o şans yok işte, takım dökülüyor. futbolcular altlarını oyuyormuş, olabilir belki de. çünkü bu futbolcular da farkında kendisinin td olmadığının ve şans ile geçen sene final oynadıklarının.

    aynı durum galatasaray'ın başındaki futbol şuurunu tamamen yitirmiş zat için de mevcuttur ve o da kovulmalıdır. o da 2 sene şampiyon yaptı ama takım zerre top oynamadı. ona buna saldırdı, düşman yarattı, bilmem ne yaptı. bu sene de erkenden bi denedi ama papaz hep pilavı yemiyor ve işe yaramadı. bizde de, yani galatasaray'da da o adam kovulmadan galatasaray'a huzur yoktur.

  • bayraksız bir ırkçının yapmaya çalıştığı provokasyonu geri püskürten bir cevaptır. bana kalırsa ilber hoca daha sert bi cevap bile verebilirdi. çünkü önderleri apo'nun da m.ali birand röportajında söylediği gibi bu ve bunun gibiler hoş laftan anlamaz.

    tarihi, bayrağı, vatanı bile belli olmayan, meseleye yekten "dünyada türkler kadar geçmişiyle övünen bir ırk yok, türkler kendi söyledikleri yalana kendileri inanıyor" diye giriş yapması zaten ne denli kompleks sahibi bir ırkçı olduğunu gösteriyor.

  • bu olay kadınlara default olarak geliyor sanırım. nasıl bir erkek olursanız olun bir kadın, karşısındaki erkeği çıldırtmayı çok iyi biliyor. siz çileden çıkıp böyle aşkın ızdırabını demeye başladığınız anda da yapıştırıyor cevabı işte gerçek yüzün. tamamen ince düşünen ve detaycı oluşunuzdan mütevellit bir şey söylersiniz ama onlar bunu evirir çevirir öyle çok başka yerlere getirirki allahta benim belamı versin dersiniz (bkz: ben bir turizm katiliyim allah benim belamı versin). kısacası ne söylerseniz söyleyin yada ne yaparsanız yapın karşınızda resmen çileden çıkarmaya programlanmış biri olduğunu unutmayın.

    kadın : canım çok beklettim mi?
    erkek : önemli değil aşkım, ben de gazetemi okudum.
    kadın : merak etmedin mi?
    erkek : neyi?
    kadın : tam bir saat geç kaldım ve sen beni merak etmedin öyle mi?
    erkek : aslında merak ettim, hem de çok.
    kadın : o yüzden mi oturup gazeteni okudun? ölüm ilanımı falan mı görmeyi umuyordun?
    erkek : ne yapsaydım, seni beklerken tırnaklarımı mı yiyecektim?
    kadın : tabii. bir telefon etmek aklına gelmedi değil mi? öldüm mü, kaldım mi, tinerciler mi saldırdı?
    erkek : tinerciler falan saldırmamış işte.
    kadın : pek bir kinayeli söyledin. keşke saldırsalarmış der gibi.
    erkek : şimdi benim anlamadığım, geç kalan sensin ama suçlu nasıl ben olabildim?
    kadın : şöyle ki; sen beni merak etmedin, arayıp sormadın. aynen böyle oldu.
    erkek : benim bildiğim geç kalacak olan arar, haber verir.
    kadın : ıyi ki de aramamışım. beyefendinin gazete keyfini bölecekmişim baksana.
    erkek : gazete okumasaydım ne saçmalayacaktın merak ettim şimdi.
    kadın : o zaman kesin arardım.
    erkek : yuh! iyice saçma sapan konuşmaya başladın sen.
    kadın : işinne gelmedi galiba.
    erkek : bak garson geliyor, ne içersin?
    kadın : canım bir şey istemiyor.
    erkek : çay?
    kadın : istemiyorum.
    erkek : ıhlamur?
    kadın : istemiyorum dedim ya.
    erkek : kök?
    kadın : ne kökü?
    erkek : zıkkımın kökü.

    edit: taze naftalin geldi uyardı. bu dialog yılmaz erdoğanın "haybeden gerçeküstü konuşmalar" kitabından bir alıntıdır.