hesabın var mı? giriş yap

  • 2002: hesabı hatun kişiye ödetmek

    2006 edit: yapilabilir neden olmasin

    2014 edit: hesabi hatun kisiye odetmek

    uzaydan gelen edit: hesabı sürekli hatun kişinin ödemesi ve bundan memnuniyet duyması

  • ilk madde ülkenin yönetim şeklinin cumhuriyet olduğunu.

    ikinci madde atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğu.

    üçüncü madde dilimiz, bayrağımız, başkentimiz, istiklal marşımız.

    dördüncü madde ise ilk üç maddenin değiştirelemeyeceği, değiştirilmesinin dahi teklif edilemeyeceğini söyler.

    yukardaki anayasanın ilk üç maddesini korumak mı ? halkı savaşa davet etmek. neye karşı alerjiniz var cumhuriyete mi? dilimize mi? bayrağımıza mı? başkentimize mi? yoksa laik olmamıza mı ?

  • tarih: 2005 aralık
    yer: marmara üniversitesi
    kahramanlar: ege: (4 yaş)
    ilay : (2 yaş)
    romica: (yaşı mevzu bahis değil)

    (hem öğrenci hem anne olan romica, o günkü derse devamsızlık problemi yüzünden girmek zorundadır, şansa bakın, o gün çocuklarını satacak güvenilir bir yer bulamamıştır. mecburen çocukları da okula yanında getirir. bakacak gönüllü çok olmasına rağmen, bir derste çocukları emanet edecek kimseyi bulamaz, pişkinliğin dozunu arttırarak 2 ve 4 yaşlarındaki çocuklarını derse sokar.)

    hoca: evet, bugünkü konumuz vesaire...
    romica: ege, sakın yaramazlık yapma, sesini çıkarma, gürültü yapma yoksa öğretmen çok kızar, bizi dışarı atar.
    ege: tamam anne.
    romica: bak oğlum, çıt sesi bile duymak istemiyorum, burası merdivenli çok büyük bir sınıf ve en küçük bir ses yankı yapar tamam mı?
    ege: tamam anne, anne bana da kalem kağıt verir misin?
    romica: tamam, bak ses yapma sakın.
    ege: öf, tamam.

    (bir süre ders devam eder, sorun yoktur, zamanla sınıfta fısıldaşmaların dozu artar, boğuk bir gürültü hali vardır öğrenciler arasında, hoca istifini bozmadan dersi anlatmaya devam ederken ilay parmağı ile hocayı gösterir:)

    ilay: ayu bak!
    romica: şişt, sus!
    ilay: anne bak, ayyuğ!
    ege: (sınıftan atılma korkusu ile en yüksek höykürüşü ile ilay'a bağırır) ilay sus! öğretmen ders anlatıyor, konuşup durursan bizi sınıftan atar!
    ilay: ege, bak ayu!
    ege: ilay, sus diyorum sanaaa!!!! (amfide sesinin yankılanmasından sonra, bir sessizlik ve ardından gülüşmeler olur, öğrencilere döner, biraz hocaya yalakalık olsun diye, biraz da öğrencilerin konuşmalarından rahatsız olduğu için) siz de öğretmeninizi dinleyin, kendi kendinize konuşmayın, derslerinizi de çalışın! (anasının oğlu!)

  • the x-files
    1993-2002 yılları arasında 9 sezon oynamış, 2016'da 10. sezonu ile ekranlara geri dönmüştür. dizide ajan fox mulder ve dana scully, fbı'ın x-files (gizli dosyalar) departmanına atanmış iki ajandır, bu departman çözülemeyen, tuhaf ve paranormal olaylarla ilişkisi bulunan dosyaları araştırmaktadır. ajan fox mulder paranormal olaylara ve uzaylı komplolarına her daim inanırken, ajan dana scully ise bilimi rehber alır ve bu olaylara her zaman kuşkuyla yaklaşır. the x-files fight the future(1998) ve the x files i want to believe(2008) isimli 2 adet filmi de çekilmiştir.

    battlestar galactica
    ilk kez 1978 yılında çekilen dizi sadece 1 sezon devam etmiş ve iptal edilmiştir. daha sonra 1980 yılında galactica adıyla yeniden çekilmek istenmiş ama sadece 11 bölüm oynayıp yayından kaldırılmıştır. 2003 yılında 2 bölümlük mini seri ile ekranlara geri dönmüştür. mini serinin ardından da 4 sezon sürecek bir seri ile devam etmiştir.
    1.sezon 2004-2005 - 13 bölüm
    2.sezon 2005-2006 - 20 bölüm
    3.sezon 2006-2007 - 20 bölüm
    4.sezon 2008-2009 - 20 bölüm
    bir çok tv ve sinema filmi ile de desteklenmiş, büyük bir hayran kitlesi edinmiş, mutlaka izlenmesi gereken bir dizidir. (bkz: battlestar galactica seyir rehberi)

    fringe
    2008-2013 arası toplam 5 sezon sürmüştür. bilim kurgu, korku, gerilim ve drama türündeki dizinin yapımında, lost, the x-files, altered states ve the twilight zone gibi dizilerinden ilham alınmıştır. dizide fringe, dünya üzerinde açıklanamayan sıradışı olayları inceleyen ve açıklığa kavuşturmaya çalışan, fbı'a bağlı bir departmandır.

    black mirror
    modern toplumun ve bu toplum içindeki bireyin sorunlarını, yeni teknolojilerin getirdiklerini ve mevcut dünya düzenindeki siyaset, medya, sanat ilişkilerini yer yer hiciv ile yer yer de bilim kurgu ögelerine başvurarak yorumlayan bu muhteşem dizi günümüzde hala deva etmektedir. şimdiye kadar 3 sezon ve 1 adet özel bölüm olmak üzere yanlızca 13 bölüm yayınlanmıştır.
    1.sezon (2011) - 3 bölüm
    2.sezon (2013) - 3 bölüm
    2014- yıl başı özel bölümü
    3.sezon (2016) - 6 bölüm
    dizinin kazandığı başarı sonrasında ünlü bilim kurgu yazarı stephen king'in övgülerine mazhar olmuştur. ünlü oyuncu robert downey jr. ise "the entire history of you" adlı bölümü film olarak çekmeyi düşündüğünü açıklamıştır.

    koukaku kidoutai stand alone complex
    ghost in the shell mangasının production i g şirketi tarafından üretilmiş olan animasyon televizyon serisidir. animasyon sevenlerin mutlaka izlemesi gerektiğini düşünüyorum.
    1. sezon - ghost in the shell: stand alone complex (2002) - 26 bölüm
    2. sezon - ghost in the shell: stand alone complex 2nd gıg (2004) - 26 bölüm
    film ve dizilerinin izleme sırası için (bkz: #55609542)

    star trek
    dizinin çoğu bölümü istisnalar dışında, farklı ellerden çıkan senaryolardan oluşmaktadır ve farklı yönetmenler tarafından çekilmiştir, bu da tekdüzeliği önlemiş her bölüme ayrı bir bakış açısı katmıştır. turist ömer uzay yolunda (1973) filmine ilham kaynağı olmuştur. kronolojik olarak 6 seri halinde ekrana gelmiştir:
    - star trek the original series (1966-1969)
    - star trek the animated series (1973-1974)
    - star trek the next generation (1987-1994)
    - star trek deep space nine (1993-1999)
    - star trek voyager (1995-2001)
    - star trek enterprise (2001-2005)

    doctor who
    1963–1989 yılları arasında 26 sezon çekilmiştir. 2005 yılında yeniden çekilmeye başlanmıştır ve günümüzde hala devam etmektedir. dizi; doktor olarak bilinen, zamanda yolculuk yapan insansı dünya dışı yaratık olan zaman lordu'nun maceralarını anlatmaktadır. yapımda toplam 12 adet doktor rol almıştır bunlar; william hartnell, patrick troughton, jon pertwee, tom baker, peter davison, colin baker, sylvester mccoy, paul mcgann, christopher eccleston, david tennant, matt smith, peter capaldi'dir.

    terminator the sarah connor chronicles
    sinema tarihinine yön veren film serilerinden biri olan terminator hayranlarının, teminator 2 ile terminator 3 arasındaki zamanda geçen bu diziyi kesinlikle izlemesi gerekiyor diye düşünüyorum. yanlızca 2 sezon 31 bölüm oynadıktan sonra iptal edilmiştir. iptal edilen diziler arasında beni çok üzenlerden birisi olmuştur. her ne kadar kısa sürse de terninator evrenine farklı bir bakış açısı getirmiştir. siz de benim gibi ara ara tüm terminator filmlerini sırayla izleyip hasret gideriyorsanız ve eğer diziyi izlemediyseniz, bir şans verin, pişman olmayacaksınız.

    edit: gelen tepkiler üzerine açıklama ihtiyacı hissettim; person of interest'i izlemediğim için yazmadım, ilk fırsatta bu muhteşem diziyi izleyeceğim, o zaman burayı bir kere daha editlerim.

  • haklıyı haksızı geçtim de bir çok motorcu haklı bile olsalar tiksindiriyorlar kendilerinden. adama gerizekalı diye bağırmak nedir ya?
    bu öfke nedir onu anlamıyorum, insan kendisi iyiyse yaya için panik yapar. geçenlerde aynı şey arabayla giderken başımıza geldi. bir kadıncağız, belli ki bir yere yetişmeye çalışıyor, sola bakmadan pat diye atlayıverdi. çok da hızlı gitmiyordum ama hemen farkedip durdum. kadın eliyle tuttu kaportayı. acaip panik yaptık iyi misiniz diye. kadın ben hatalıyım, hakkınızı helal edin dedi. hayır o kadına bir şey olsa da ben haklı olsam ne olur? evet yasal olarak haklı bile olsan bir insana bir şey oldu mu diye korkmamak nasıl bir ruh hali acaba?

  • ülkedeki maaş adaletsizliğinin en güzel göstergesi. lise mezunu, torpille iş başına gelmiş vasıfsız adamlar bekçi yapılıp ellerine üniversite mezunu maaşı veriliyor. yaptıkları iş de tunalıda elinde birayla gezen gençleri uyarmak, kimlik sorup insanları rahatsız etmek. yeni üniversite mezunlarının çoğuna teklif edilse hiç düşünmeden kabul edeceği parayı lise mezunu kendini geliştirmemiş adam her ay cebine atıyor. sözlükteki mallar da doktor, öğretmen, pilot maaşı eleştirmeye devam etsin.

  • göğsümüzü kabartan üniversitedir. öğrencisiyle, hocalarıyla çok yaşasınlar. en son nuri bilge ceylan altın palmiye aldığında yaşadığım bir gururu yaşattılar. birkaç entry yukarıda da bahsettikleri gibi times listesi ve qs listesi üniversitelerin (en azından kuzey amerikadakilerin) kendilerine baz aldığı ve birkaç basamak olsun yükselmek için bir taraflarını yırttıkları ranking listeleridir.

    kıçıkırık bir kuzey amerika üniversitesine hasbelkader yolu düşen bir adam olarak yerinden bildireyim; daha liste açıklanır açıklanmaz, yememiş içmemişler koştur koştur gidip rektörden demeç almışlar, birkaç saat içinde de e-news olarak herkese mail atmışlar: " okulumuz sağlık ve klinik alanlarında iki basamak yükselmiş, genel sıralamada yerimizi koruyoruz.. oley.." şeklinde.

    yani öyle "benim kafam yatmadı yaaaa, odtü şimdi tufts'dan, purdue'den daha mı iyi.." şeklinde mabadından yorum sallamakla olmuyor o işler. listeye girip de üniversitenin hangi parametrelere göre değerlendirildiğine ve odtü'nün hangi parametreye göre nasıl bir performans gösterdiğine bakarsanız, bu güzide okulumuzun nasıl bir başarı ortaya koyduğunu görürsünüz.

    buradan times higher education'ın sıralama yaparken kullandığı metodolojiye bakabilirsiniz: http://www.timeshighereducation.co.uk/…/methodology

    buradan da odtü'nün performansına:
    http://www.timeshighereducation.co.uk/…l-university

    görüldüğü gibi üniversiteyi rakipleri karşısında aşağı çeken iki temel parametre var: international outlook ve research

    bunlardan ilki üniversitenin uluslararası bağlantılarına göre yapılan değerlendirme. yani üniversitedeki uluslararası öğrenci ve akademisyen sayılarının, yerli öğrenci ve akademisyen sayısına oranına göre hesaplanıyor. haliyle bir ortadoğu ülkesinde kurulmuş, ismi de ortadoğu olan bir üniversitenin listedeki rakip üniversiteleri de göz önünde bulundurursak yabancı öğrenciler ve akademisyenler için ilk tercih olmayacağı aşikar.

    research kısmındaki puanlama ise üç temel kıstasa göre yapılıyor. tanınırlılık (reputation), üniversitedeki öğretim üyelerine araştırmaları için sağlanan ödenek ve fonlar, son olarak da üniversitedeki öğretim üyelerinin ortalama yayın sayısı. değerlendirme puanının %30'u da bu kriterler üzerinden hesaplanıyor. evvela türkiyede kurulmuş bir üniversite tanınırlık açısından bir amerikan yahut avrupa üniversitesine göre zaten mücadeleye 1-0 geriden başlıyor. yine başta kuzey amerikan üniversitelerinde olmak üzere batı üniversitelerinde hem devletten hem de özel kaynaklardan sağlanan araştırma fonları bizin gariban odtü'müzün fersah fersah üzerinde. sanırım tayyip'in odtü'ye örtülü ödenekten para aktardığını düşünmüyor hiçbirimiz. son olarak yayın sayısı ise yine kuzey amerika üniversitelerinin olmazsa olmazlarından. yani üniversitedeki hocalardan yayın yapmaları bekleniyor, hatta zorunlu kılınıyor. üniversiteye kabul ettikleri akademisyen eğer yayın üretmede performans gösteremiyorsa aynen şutlanıyor. (bkz: publish or perish) gerçi bizde de 5 yılda 270 makale yazan akademisyenler var ama bu numunelerden odtü'de olmadığını varsayıyoruz. dolayısıyla yök benzer bir yayın yapma zorunluluğu da getirmediği için, yayın ortalamalarının düşük çıkması çok anormal değil.

    kısacası puanlamanın %37.5 luk kısmında çok da elde olmayan sebeplerle yarıştığı üniversiteler karşısında epey düşük performans gösteren odtü, citation yani akademik dünyada yarattığı etkiden 100 üzerinden 92 puan çekmiş, canlar. eldeki imkanlarla daha iyisini yapabilen varsa buyursun çıksın ortaya.

    demem o ki, şu güzel müessese tayyib'in yönettiği ülkeden, ışid çatışmalarının yaşandığı bölgenin sadece 800 km kuzeyinde melih gökçek'in 25 yıldır belediye başkanlığı yaptığı kentten kaldırılıp, aynı hocalar ve öğrencilerle amerika'nın doğu yakasında bir şehre taşınsa bugün o listede çok rahat ilk 20'ye hadi bilemedin 30'a girer.

    ben de bu vesileyle başta odtü olmak üzere o listeye giren boğaziçi, itü, sabancı, bilkent ve koç üniversitesilerinde öğrenci-akademisyen-idareci olarak kim varsa gözlerinden öperim. gururumuzsunuz.

    bir de islamcı bir dangalak vardı geçenlerde, odtü, boğaziçi, bilkent yıkılmalı diyordu. hah işte o dallamalar da biliyor ki bu kurumlar ayakta kaldığı sürece bu ülkeyi teslim alamayacaklar. o sebeple:

    diren odtü
    diren boğaziçi
    diren bilkent