hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • vanilyanın fazla konulmasıyla alakalı olabilecek durumdur.
    vanilya kekteki yumurta kokusunu kırmasıyla bilinir lakin keke sertlik kazandırır. trabzon vakfıkebir ekmeği yapıverebilirsiniz :'(

  • bu sehitlerin isimleri neden açiklanmiyor kardeşim.

    biktik sizin herşeyi gizli tutan orten istibdat rejiminizden.

    eskiden sehitlerin hepsinin ismi ve fotograflari televizyonlarda yayinlanirdi.

    sehite saygi boyle olur.

    13 kisi olmus diye haber yapip ismini cismini aciklamadan bu gercegi ortbas edip sehitleri degersizlestiremezsiniz.

    ınsanlar kimlerin sehit oldugunu bilme hakkina sahipler.

    kurtarmayi beceremediniz bari isimlerini fotograflarini paylasmayi becerin.

  • güç yüzükleri aslında gerçekte vardır. yani direkt parmağınıza alıp takamazsınız ama kavram olarak böyle bir şey var. mesela star wars, yüzüklerin efendisi gibi hayranı çok olan bir evrende bir şeyler yazmak tam olarak güç yüzüğü takmaya benzer. eğer iradeniz sağlamsa size muazzam bir güç sağlayabilir, dünya çapında milyonlarca hayrana çok kısa sürede ulaşabilirsiniz. ancak yeterli vizyonunuz ya da yeteneğiniz yok ise o yüzük sizi kontrol eder, zehirler ve en sonunda da yok eder.

    ben de bu nedenle diziden çok umutlu değildim çünkü proje duyurulduğundan beri hikayede ne olacağından çok cast tercihi falan konuşuldu. kimse de çıkıp arkadaşım rahat olun mis gibi senaryo yazdık falan demedi. bir de yayınlanan son fragmanda müzik seçimi falan insanları iyice şüpheye düşürdü haklı olarak. şimdi bu endişelerimiz yerinde mi değil mi bir bakalım.

    ama öncelikle dizinin bir de inceleme videosunu yaptım. onu da incelemek isterseniz linki en alta bırakıyorum.

    --- spoiler ---

    önce senaryodan başlayalım. şimdi uyarlamada şöyle bir durum var. elinize aldığınız kitabı senaryo formatına aktarırken mecburen bazı değişiklikler oluyor. bu kim olursa olsun gerçekleşir çünkü yazım yaratıcılık isteyen bir süreçtir ve o aktarım esnasında aktarımı yapan kişinin düşünce yapısı, hayat tecrübesi, dünyaya bakışı falan ister istemez senaryoya dahil olur.

    bu ufak tefek dokunuşlar bazen iyi de sonuç verebilir çünkü ana metindeki eksikliklerin kapatıldığı da olur. ancak bu durum tolkien için geçerli değil çünkü tolkien zaten mükemmel yazmış. yani bazı kitapları okurken yahu şurası da şöyle olsaydı diye aklınıza gelir ya. birincisi bu tolkien'de gelmez. ikincisi de gelse bile insanın yahu benim ne haddime deyip bu düşünceleri kafasından uzaklaştırması gerekir.

    bu nedenle dizinin senaristlerinin izleyiciyi memnun etmek için yapması gereken şey silmarillion'a olabildiğince sadık kalmaktı. ki zaten orada bir yığın potansiyel var. fingolfin anlat, noldor'un gelişini anlat, valar'ı anlat bir yığın şey önünde hazır duruyor zaten. onun yerine gidip hiçbir yere bağlı olmayan bir senaryo yaratıp onun üzerine oynamışlar.

    ha bakın bu da olabilir. yüzüklerin efendisi ve silmarillion'u alıp bağımsız bir hikaye de yazabilirsiniz. ama bunu yapabilmek için tolkien'i sular seller gibi ezberleyip lore'un dışına bir adım bile çıkmamanız lazım. yoksa sıçış anları başlamış demektir.

    burada ise lore'un içinden geçmişler arkadaşlar. en büyük hata da gidip galadriel'i ana karakter olarak seçmelerinden geliyor. şimdi ana karakter dediğiniz mücadeleye girer. kimi zaman kazanması kimi zaman kaybetmesi gerekir. bazen süründüğü bazen dayak yediği falan olur ki izleyici hikayeyi takip ederken heyecanlansın. hah işte galadriel bunları yaptırabileceğiniz bir varlık değildir. bakın kişi ya da karakter demiyorum galadriel üstün bir varlıktır ve böyle günlük şeylerin içinde yer almaz. o kadar kadim ve bilgedir. siz tutar da bu karakteri ne bileyim dağ tırmanırken denizde boğulurken falan gösterirseniz olmaz. ayrıca bi kısım elf biz artık seni takip etmeyeceğiz diyor, galadriel gil-galad'dan elrond'dan falan izin alıyor. olm siz kafayı mı yediniz orta dünyadaki en güçlü varlıklardan biri sizce böyle şeyler yapar mı? ha derseniz ki daha ikinci çağdayız galadriel o kadar güçlenmemiş olabilir ama üçlemede gördüğümüz zamanlarda orta dünya iyice ölmek üzereydi. elf çağı bitiyordu orada gücü daha az diye bile düşünebiliriz. üçlemede lady of the wood olarak bu kadar korkulan ve çekinilen biriyken senaristlerden biri bana ikinci çağda nasıl bu kadar zayıf olduğunu açıklasın lütfen.

    bu zayfılık durumu zaten elf'lerin genelinde var dikkat ettiyseniz. o bilgelik, karizmatiklik, hikmetin ve çok şey bilmenin kişinin üzerindeki etkisi özellikle üçlemede çok güzel yansıtılmıştı. burada ise karakterlerin o ağırlığını hissedemiyoruz. elrond'un mesela kalkıp cücelerin ayağına gitmesi, kapıdan kovulması falan dünyada olacak işler değil.

    peki bu iş nasıl düzeltilirdi? aslında bu iş çok basit ve kendileri de bulmuşlar ama devam ettirmemişler nedense. ismael cruz cordova'nın canlandırdığı arondir diye bir elf var bildiğiniz üzere. bu karakter bir gözcü kulesinde görevlendirilmiş durumda. hah işte bu karakteri ana karakter yapsaydınız, elrond'u, galadriel'i falan bu karakterin bir şeyler danışmak için arada sırada gördüğü kişiler olarak düzenleseydiniz hem lore'u karman çorman etmezdiniz, hem bu karaktere özgür şekilde hikaye yazabilirdiniz hem de bu yüksek karakterlerin azametini ve karizmasını elinden almamış olurdunuz. ama onun yerine galadriel'in saldayken insanlar tarafından itilip kakıldığını falan göstermişsiniz. bravo.

    dizinin teknik alanına geldiğimizde ise evet efektlere para gerçekten dökülmüş. hatta o kadar ki neredeyse her sahne çok güzel görünüyor. ama doğal mı? değil. çünkü mesela sahneye baktığınızda arondir'in durduğu kulenin bir kısmının inşa edildiği sahnenin geri kalanının yeşil perde olduğu fark ediliyor. zaten yüzüklerin efendisi filmlerini efsane yapan özelliklerden biri de buydu. her sahne maketle, dekorla, maskeyle falan hallediliyordu. burada ise ver etmişler cgi'ı. mesela üçlemede nazgul'un frodo'yu ağaç altında sıkıştırdığı sahneye bakın. oradaki toprağın ıslaklığı, köklerin uzantısı, nazgul'un atının ayağındaki kurumuş kan bile sahneye çok şey katıyordu. burada da yine geçişler için güzel manzara görüntüleri var ama karakterleri gördüğümüz yerler doğal olmadığı için o gerçekçilik hissi pek yakalanamamış.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak diziyi yapan kişilerin elinde canavar gibi potansiyel varken olmaması gereken karakterlere olmaması gereken işler yaptırdıkları için dizi potansiyelinin çok çok altında kalmış. ha dizi ne bileyim bir wheel of time ya da witcher'ın geralt'ın görünmediği kısımları gibi izlenmeyecek durumda değil. yani yüzüklerin efendisini, silmarillion'u falan nasıl olacak bilmiyorum ama tümden aklınızdan çıkarırsanız keyif bile alabilirsiniz. ancak şu anki haliyle o iş biraz zor gibi duruyor.

    https://youtu.be/qcjjsyakdts

  • şu fotoğrafta da fantastik duran akp'li bakanın garip açıklamasıdır.

    tamam anladık, tanrınız o adam olmuş da, her söze başlayınca onun adıyla başlamanız da suyunu çıkarıyor artık.

    +sayın nebati, bugünkü sporunuz nasıldı?
    -öncelikle liderimiz, önderimiz, biricik varlık nedenimiz olan sayın cumhurbaşkanımızın destekleriyle sporumuzu yaptık. onun talimatları doğrultusunda kültür fizik hareketleri yaparak, yine onun gözlemleri, bakın altını çiziyorum: sayın cumhurbaşkanımızın bizzat kendi gözleriyle bizi izlemesi yoluyla sporumuzu çok şükür tamamladık. bu konuda sayın cumhurbaşkanımıza liderliği için sonsuz şükranlarımı sunuyorum. o yarattı bizi.

  • kendisi çok iyi teknik direktördür. ne yaptığını bilen ve sözünü sakınmayan birisi.
    son ropörtajında fenerbahçe ve türk futbolu hakkında şunları söylemiş.

    --- spoiler ---

    fenerbahçe günlerini değerlendiren advocaat, "fenerbahçe kariyerimde oyuncuların çoğu beni sevmezdi. bazı kalitesizlikleri yüzlerine söylüyordum. bu taraftara bu mücadele yakışmıyordu çünkü. yönetimle problemler oldu. kalsaydım takımda tahmin edilmeyecek değişiklikler olacaktı." dedi.
    özellikle bu sözleri tam futbolun özeti:
    advocaat, "türk futbolunda oyunculara aşırı romantiklik ve duygusallık yüklenmiş, kalitesizlik gizlenmiş. gerçekler sezon sonu acı tecrübe oluyor. bu paraların döndüğü alanda oyuncuların başarısız olması salaklıktır" ifadelerini kullandı.
    --- spoiler ---

    https://www.haberler.com/…nerbahce-13167314-haberi/

  • atilla taş'ın yamyam style videosunun altına

    -işte sizin gibiler yüzünden biz de helak olan kavimler arasına karışacağız.

  • gelin gerçekçi olalım;

    iyi bir görüntün, iyi bir kariyerin, iyi bir tahsilin, iyi bir iletişim becerin, iyi bir ekonomik durumun yoksa o yalnızlık o kadar da tercih edilmiş değildir.

    lise mezunu, iş bulduğunda asgari ücretle çalışan, vücudu yüzü vasatın altında, iletişim becerisi zayıf birinin yalnızlığı pek öyle "tercih edilmiş" değildir örneğin, o daha ziyade "tercih ettirilmiş" yalnızlıktır.

    hayatta ne kadar başarılı iseniz, (ama tek bir yönden değil, yukarıda saydım kıstasları), insanlar o kadar hayatınızda olmak isterler (çünkü insanoğlunun tamamı 'beleşçidir'). ona rağmen yalnızsanız, muhtemelen bunu tercih ediyorsunuzdur.

    ama insanların etrafınızda olmak için ölüp bitmeyeceği bir profildeyseniz, o yalnızlık size tercih "ettirilmiştir". kendimizi kandırmayalım. kandırmayalım ki, ayaklarımız yere sağlam bassın, en azından oradan bir güç alabilelim.