hesabın var mı? giriş yap

  • bir adam bir gün bir petshopa giriyo kendisine en yakın duran papağanı gösterek
    -pardon bunun fiyatı nedir diyor
    -10000$ efendim
    -neden bu kadar pahalı peki
    -efendim o 300 tane kelime biliyor
    biraz uzaktaki papağanı işaret ederek
    -peki bunun fiyatı nedir
    -20000$ efendim
    -peki bu neden pahalı
    -o aynı kelimeleri hem ingilizce hem türkçe söylüyor
    onun yanındaki papağanı göstererek
    -bunun fiyatı nedir
    -30000$ efendim buda kelimeleri her dilde söylüyor
    adam biraz daha bakındıktan sonra dükkanın yüksek bir yerinde asılı olan papağanı görüyor ve soruyor
    -bunun fiyatı nedir
    -100000$ efendim
    -bunun özelliği nedir
    -valla bu pek konuşmuyo ama ordaki 3 papağan buna "hocam" diyorlar

  • mikrosistins ve beta-metilamino-l-alanine denen nörotoksinleri üreten bir siyanobakteriumdur. gastrointestinal rahatsızlıklara ve uzun süreli kullanımı karaciğer tahribatlarına neden olur. bazı organ sistemleri üzerinde zehir etkisi vardır ve kanser riski taşır. spirulinada kurşun, civa ve arsenik kirliliğinin yaygın olduğu bulgulanmıştır. var olduğu söylenen b12 vitamini, pseudovitamidir insanlar tarafından sentezlenemez. verdiğim bilgilerle ilgili akademik kaynaklara ulaşmak isteyenlere adresleri verebilirim.

  • zamanında iki kardeş miras yüzünden birbirine düşmüşler ve anlaşamayınca da oranın kadısının yanına gitmişler. kadı demiş ki ''biriniz bölsün diğeriniz seçsin.''

    adil olmak bu kadar kolay aslında ama sen onu bizim millete anlat.

  • (karismatik)
    - kiminle görüşüyorum?
    - yanlış insanla.

    (sıkıcı)
    - kiminle görüşüyorum?
    - hangi numarayı aradıysanız, o numaranın sahibiyle.

    (çok kişilikli)
    - kiminle görüşüyorum.
    - kimi arzu ederdiniz?

    (paranoyak/asabi)
    - kiminle görüşüyorum?
    - sen kimsin?

    (ev hanımı)
    - kiminle görüşüyorum?
    - hatice sen misin?

    (ev babası)
    - kiminle görüşüyorum?
    - aloo

    (espriktüel)
    - kiminle görüşüyorum?
    - özcanoğulları'nın malikânesi, buyrun. eküki

    (sözlükçü)
    - kiminle muhatap oluyorum?
    - (bkz: kiminle görüşüyorum) (bkz: aramaya inanmak)

  • 18 cocuklu bir ailenin ,resimle ilgilenen iki erkek cocugundan biridir albrecht durer.
    bu buyuk ailedeki 2 kardesin resme olaganustu ilgileri , yetenekleri vardir.her ikiside sanat okuluna gidip buyuk bir ressam olma hayali kurarlar .
    aile ise bu durum karsisinda caresiz...madencilik yaparak gecinmeye calismakta ve karinlarini zor doyurmaktalar.
    bu durum karsisinda iki kardes ; kendi aralarinda kura cekmeye ve kazananin sanat okuluna gitmesine ve geride kalanin daha cok calisip diger kardesi okutmasi yonunda bir karar alirlar.
    albert ve albrecht arasindaki bu kurada kazanan albrecht sanat okuluna gider ve butun ogretim gorevlilerini kendisine hayran birakarak buyuk basarilar elde eder.okulu birincilikle bitirir ve eve gururla doner.ailesi albrecht onuruna bir yemek verir . kendisini oven konusmalardan sonra albrecht soz alir ve kendisine bu basarilari yasatan kardesine tesekkur eder ve artik siranin kardesinde oldugunu, madende calismaktan buyuk gurur duyacagini ve kardesini okumaya gonderecegini söyler.
    kardesinin yaniti ise ;
    imkansiz sevgili kardesim , seni okutabilmek icin madende calistigim senelerde ,butun parmaklarim defalarca kirildi ,degil kalem tutmak serefine kaldirdigim bu kadehi bile zor tutyorum.
    kardesinin bu durumuna gercekten uzulen albrect ise ; kendini dunyanin en unlu ressamları arasina sokacak olan o ellerin ,kardesinin ellerinin resmini cizer.
    butun dunyanin (praying hands ) dua eden eller olarak bildigi ,esas ismi (eller) olan resim albrecht durer in kardesinin elleridir.

  • bir galatasaraylı olarak söylüyorum: eğer bu şekilde kendini geliştirmeye devam ederse arda'nın esamesini okumayız.

    neden derseniz? arda'nın oyunun en önemli yönü zekası ve ayağında iyi top tutabilmesi. gökhan töre ise hızlı ve ayakları çabuk bir futbolcu, daha önceden kendisinde göremediğim şut özelliği de gelişiyor günden güne. futbolcular sezon sezon formunda olabilir bunu kabul ediyorum ama bu adam zaten yetenekliydi, şimdi ise üstüne koyuyor. rakip takımda olması bir şey farkettirmez. futbolun zevki burada, bütün iyi oyuncular senin takımında olsa ve daha iyisi olmasa tadı çıkmaz zaten.

    demek istediğim şey arda şanslıydı atletico madrid'e gittiği için. çünkü diego simeone ve takım inanılmaz bir ivme yakaladı. kendisi orada 10 numaralı formayı giyse de hiçbir zaman gerçek bir 10 numara gibi oynamadı. 60'dan sonra oyundan düştü sürekli. ben arda'yı severim. galatasaraylı'dır çünkü ama bence abartıldığı kadar(atletico'nun beyni vs.) iyi bir futbolcu değil.

    bu çocuğa robben diyorlar, demesinler. bu çocuk ister beşiktaş'ta ister başka bir takımda avrupa'da başarılar kazansın. biz ondan sonra gelenlere gökhan töre diyelim. ve isterseniz kızın ama kendisi olmasa demba ba bu etkiyi gösteremezdi bu takımda. bence beşiktaş'ın bu seneki performansının sebebi demba ba değil kendisidir.

    hepinize saygılar.

  • yıllar sonra siyaset okullarında görevi kötüye kullanım dersi olarak okutulması ve gösterilmesi gereken konuşma.

    cumhurbaşkanı çıkmış "koalisyon olmasın haaa", "sakın haaa koalisyon kaos demek", "400 milletvekili istiyorum", "muhalefetin bir çakılı çivisi yok", "ssk'yı batıran adam biliyorsunuz" falan diyor.

    yazık bu yüce makama kimler layık görülüyor.

  • sivas katliamı hakkında şunları söyleyen dallamaların fikir önderi, ibda-c'lilerin sevgilisi olan birinin ölmesi:

    "kendinen zuhur" şeklinde ortaya çıkan şanlı sivas kıyamından alınacak ne çok ders var herkes için! biz sadece çok azının altını çizebildik! sivas'taki "cuma’da ani zuhur"dan, son olarak altını çizmek istediğimiz husus şu: halk, hakkına sahip çıkıyor ve 70 yıldır kendisine hayatı zindan eden işgalci laiklere karşı "kısas"ın hayat veren soluğuna sığınıyor! artık tc'de hayat, yalnız müslümanlar için zor olmayacak, işgalci laikler için de zor olacak! sivas, sadece küçük bir haber! herkes safını doğru seçmekle mükellef! bizden söylemesi!"

    umarım haber doğrudur, bunun gibi biri dünyadan temizlenmiştir.

    edit: yukarıdaki söz mirzabeyoğlu tarafından değil, faruk akıncı denen taraf dergisi yazarı tarafından söylenmiş. taraf dergisi ise ibda-c denen örgütün yayın organı. bunu düzelttim.

    fikir adamı, sevgi dolu mütefekkir(!) mirzabeyoğlu'nun sözleri ise şöyle:

    "sağlam inşa ancak yıkmakla mümkündür (...) ihtilaller, meydandaki kalabalığın gürültüsünde değil, birkaç insanın kafasında ve kalbinde başlar (...) ruhi bir veridir ki, adam öldürmenin tasdik edici bir değeri vardır ve bu aynı zamanda doktrin bağlıları arasında, bunların inançlarını kuvvetlendiren bir çeşit ortak bağın meydana gelmesine yarar (...) düşmanınıza öyle vurun ki bir daha yerinden kalkamasın (...) hiçbir siyasi tasavvur, silahlı kuvvetlere veya bu kuvvetlerin bir kısmına gizli veya açık olarak intikal ettirilemezse, illegal bir harekete kalkışmak mümkün olamaz (...) gerçek bir insan, karnına bir mermi parçası isabet ettikten sonradır ki mutlu olur (...) askeri tekniği iyi öğrenmeye bakın..."

    yani bu adamın fikirleri tamamen türkiye cumhuriyeti'ni yıkmak, gerekirse silah zoru kullanmak ve kendi istediği düzeni getirmek üzerine. getirmek istediği düzen ise hiç öyle hoşgörü düzenine, adil bir düzene benzemiyor.

    özelden veya entryleri ile bunu övenler hangi kafadalar acaba?

    bu kişi hakkında oda tv'de yazılan yazıyı ve kaynakları da şurdan inceleyebilirsiniz.