ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
terlik ile metroya binen yüreği zengin insan
-
eğer olay doğru ise bu ekçiciler o kızı yıkar, ömrü billah sosyal medyaya tövbe ettirir.
kendisine geçmiş olsun diliyor, ilerleyen yıllarda hayatını paylaşacağı 3310 ile mutluluklar diliyorum.
zeynep bastık'ın türk müziğine çağ atlatması
-
zeynep bastık'ın menajeri falan burayı okuyorsan lütfen parayla böyle entry girdirmekten vazgeç. kız ilk başlarda deri koltuğunda kendi kendine şarkı söyleyip giderken şimdi herkes ondan nefret etmeye başladı.
50 yıl önce çamlıca'dan çekilen adalar fotoğrafı
-
tam hali: yaklaşık 50 yıl önce, küçük çamlıca tepesi'nin doğu sırtlarından çekilmiş adalar fotoğrafı ve günümüzde hemen hemen aynı noktadan çekilmiş bir fotoğraf.
güzelim istanbul'u ne hale getirmişiz. 50 yıl evvel havanın temizliğinden ötürü samanlı sıradağları net bir biçimde görülebilirken, günümüzde (hava açık olsa bile) hava kirliliği ve inşaat furyasından ötürü adalar bile görülmüyor neredeyse. gözlere zulmeden kentleşme estetiksizliği de cabası.
edit: fotoğrafın çekildiği mevkinin konumunu söyleyen baykustan evrilen yazar'a teşekkürler.
ekşi itiraf
-
iki telefonum var, geceleri can sıkıntısından birinden diğerine -uyudun mu? diye mesaj atıyorum.
didar'ın doktora tez savunması
-
bu 'size ne, mutlu olmuş yapmış' denilecek bir günlük hayat eğlencesi değil. ne bileyim oğlunun sünneti kızının kınası falan değil.
türkiye'deki akademik kurumlar zaten kokuşmuş durumda. bunun sebeplerinden biri işte böyle savunmaya girerken geçeceğinden her nasılsa emin insanlar, lakayıtlık ve ciddiyetsizlik.
bilimde gösteriş olmaz. her alanda oldugu gibi orda da kaliteni mütevazılığın belirler.
anadolu lisesi almancası
-
benim için "ich bin fünf zehn jahre alt"dır. 30 yaşına geldim, almanca yaşım 15'te kaldı.
yozgat'ta kaza yapan sebze kamyonunun yağmalanması
-
donanımhaber ölücülerine rahmet okutan olay.
bunlarınki açlıktan falan değil. karaktersizlikten..
ezkaza oradaki kamyondan yola domates yerine havuz dibi aydınlatması saçılsaydı, hiç ihtiyaçları olmamasına, evde havuzları bulunmamasına rağmen arabayı durdurup o dökülen havuz dibi aydınlatmalarını yağmalarlardı.
sonra bizim ülkenin önünü gavurlar kesiyor..
al işte ülkenin halkı bu. bu halktan bir halt olur mu?
ivy league
-
ozellikle hukuk programlarında ve dıger temel bilimlerde abd nın dogu yakasının en buyuk sekız unıversıtesının basta cesitli spor dallarında yarısmak ıcın kurdugu bır topluluk. tabi asıl onemli olan fraternity ve diger gizli erkek topluluklarının cogu uyesi bu ivy league' e baglı unıversıtelerin birinde okumaktadır. her ne kadar bu bır bırlıktelık gıbı gozuksede bu unıversitelerin arasında inanilmaz boyutlara varan bir rekabet vardır, ozellikle cornell ve harvard'ın hukuk fakultelerı arasındaki ezeli rekabeti uyeler okullarını bıtırseler dahı surdurmektedır bunun nedenıde bu ıvy league dekı topluluk ve gruplasmalardan kaynaklanmaktadır. valilerden tutunda belediye baskanlarına kadar tum onde gelen bıreylerı , senatorleri hatta amerikan baskanlarını bunyelerinde bulundururlar.
yere yatırılan eylemciye yardıma gelen köpek
-
o polise köpeklik dersi vermiştir..
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: insanın kendi boku osuruğu neden
1- kendine kötü kokmaz lan :/
2- panpa annen seni yakışıklı oğlum diye sevmiyor mu ?
öğretmen maaşından kar tatili kesintisi yapılması
-
öyle bir ülke düşünün ki adalet anlayışı; karşı tarafın ayağından asılmak olsun. yoksa kimsenin hak hukuk falan tınladığı yok. mesela şu mantık var "yahu ben çalınca hapse giriyorum ama onlar çalınca bir şey olmuyor". baştaki insanların hırsızlığını bile kendi yapamadığı için eleştiriyor yani. kendisi de çalabilse o zaman o insanların yaptığını görmezden gelecek. %50 gibi yani. kendileri de fırsat buldukları zaman çalmaktan çekinmedikleri için bazılarının hırsızlığını "çalıyor ama çalışıyor" diye savunuyor.
evet bu örnekler ters ve konu ile pek alakasız gibi ama aynı durum olumlu şeyler için de geçerli. bir takım insana uygulanan pozitif ayrımcılık sırf kendisine uygulanmadığı için "bu nasıl adalet ben işe giderken onlar yatmasın evde" şeklinde feryat ediliyor. evet haklısın ortada bir haksızlık var ama bu haksızlık o insanların evde yatması değil senin bu olumsuz hava şartlarında işine zorla çağrılıyor olman. yani örneği ters veriyorsun. şu şekilde söylesen anlarım; "ben de insanım ve insanca muamele görüp insan gibi çalışma şartları istiyorum. nasıl ki öğretmenler olumsuz hava şartlarında evde yatıyorsa ben de bu olumsuz havada canım pahasına dışarı çıkmayı istemiyorum. adalet istiyorum ve insanca muamele görmek istiyorum."
ama çıkıp "herkes benim gibi hayvan muamelesi görürse adalet sağlanır" diyorsan bu işte bir terslik vardır.
not: öğretmenim. şu an okuldayım(teneffüs) evim çalıştığım okuldan tam 70 km uzaklıkta. toplu ulaşım gibi bir şansım yok ve arabamla gidip geliyorum. ayda 650 tl yakıyor. bakım ve diğer masraflar hariç. saygılar.
not 2: tüplü