hesabın var mı? giriş yap

  • adana büyükşehir belediye başkanınin, 29 kasım 2016 adana öğrenci yurdu yangını hakkinda yaptigi aciklama.

    simdi biraz empati yapiyoruz ve aklimiza o ani getiriyoruz. devlet babamizin bizi yönlendirdigi bir tarikatin yurdunda yangin cikti, 3.kattayiz ve cikis noktasinda yangin birden o kadar cok büyüdü ki, arkadaslarimizla asagi inemiyoruz. cigliklar, yüzlerdeki korkular, endiseler, panik havasi, kosusturan ögrenciler arasinda yangin merdivenine yöneliyorsunuz, alevler büyüyor ve karbonmonoksit gazi altinda nefes almakta zorlaniyorsunuz. yangin merdiveninin kapali oldugunu biliyoruz ya, bir umut belki yangin öncesinde bu sefer acmislardir. o noktada toplanan arkadaslarini görüyorsunuz, caresizce kapiyi zorluyorlar, bagris, cagris, cigliklar, öksürükler. oraya gidiyoruz, kapiyi bir-iki zorluyoruz, vuruyoruz, kirmaya calisiyoruz, elimiz aciyor, kaniyor, ama acilmiyor. caresizce etrafimiza bakiniyoruz, arkadaslarimiz hickirircasina agliyor, alevler bizim kati sarmis vaziyette, diger odalardaki camlara da ulasamiyoruz. ve cigliklar arasinda, endiseyle, ailemizle ve arkadaslarimizla son bir defa konusamadan, onlarin sesini dinleyemeden bekliyoruz.

    hayal kuralim biraz, empati yapalim. yapalim ki belki biraz utaniriz, belki 2 gün sonra unutmayiz.

  • paradoks bir tuhaftir.

    ornegin, "şu anki" insan (dolayisiyla dünya) teknolojisi ile, degil samanyolunu kolonize etmek, gunes sisteminde içinde bir yerde kucuk bir koloni dahi kurulması imkansizdir. bugüne değin kurabildiğimiz tek dünya dışı koloni, uluslararası uzay istasyonu içinde yaşayan birkaç insandan ibaret. yine de sınırları zorlayalim desek, insanlarin bugunku teknolojileri ile samanyolu galaksisini kolonize etmeleri 4 milyar yildan çok daha uzun bir surec alir.

    elbette teknolojinin gelisecegin farzetmek gerekir. ornegin, insan (veya herhangi bir zeki tür) isik hizinin 10 katina kadar cikabilecek araclar uretti diyelim (isik hizi asilamaz ya, kulagi tersten gosterip bu sinirlamayi asacak bir yontem kesfetsinler. mesela bizim su an hayal edebildigimiz warp drive yahut wormhole teknolojisi) ve bu araclar yoluyla galaksiyi kesfe cikalim.

    en goz alici hedeflerden biri olan orion bulutsusu'na ulasmak, ışıktan 10 kat hızlı hareket ettiğinizde 150 yil surecek. dünyaya haber verme sureciyle birlikte düşünülmesi gerektiği için 300 yil. yani oraya gidecek koloni, en az 450 yil (150 yılda ulaştı, 150 yılda haber verdi, 150 yılda yardım geldi) hayatta kalabilmeyi garantileyecek altyapiya sahip olabilmeli. dahasi var ki, orion oldukca genis bir bulutsu ve onbinlerce yıldız iceriyor. bu yıldızların ve çevrelerindeki gezegen sistemlerinin keşfi ise, oraya gonderilecek koloninin altindan kalkabilecegi bir sey degil. tabi ki binlerce insan ve yuzlerce gemi gönderdiyseniz, birkaç binyıl içinde orayı tamamen kolonileştirmeleri mümkün...

    orion yakin bir hedefti. biraz daha uzaga, daha goz alici bir hedefe, m22 yildiz kumesine yonlenelim. buraya ulasim, ışık hızından 10 kat hızlı giden giden gemimizle 1000 yil suruyor. bu yildiz kumesi 7000 civarinda yildiz iceriyor. gezegen sistemlerini de isin icine katarsaniz, oraya ulasacak insanlarin ziyaret edip incelemesi ve yasama uygun olanlari kesfetmesi gereken 50 binden fazla gezegen var demektir.

    gidip görülebilecek daha yakin yerler var, ornegin m45 de denilen ülker takim yildizina sadece 2.5 yilda ulasabiliriz. burada ise gorece daha az yildiz bulunuyor, 100 civarinda. sanirim burayi kolonilestirmek daha kisa surebilir eger yeterli insan kaynagina sahipseniz.

    samanyolu'nun capi 80.000 isik yili kadar. bu, çok buyuk bir rakam. eger gunes cevresinde 10.000 isik yili capinda bir alan dusunurseniz, bu alandaki yıldız sayisi 15-25 milyar kadar olacaktir. bunca yıldızı ve bunlarin cevresindeki yüzlerce milyar gezegen sistemlerini kesfetmek, buralara kesif veya gozlem gezileri duzenlemek ise insanligin yüz milyonlarca yilini alacaktir. ki bu 10.000 isik yili capindaki alan, samanyolu galaksisinin kücük bir bolumunu olusturuyor. bu alani degil kolonilestirmek, sadece temel duzeyde bilgilerini iceren bir katalog olusturmak (şurası yaşam için uygun, burası değil, burada ise mümkün gibi) binlerce yil alacak bir surec.

    görülecegi uzere, sadece yakin cevremizi kesfetmeye calismak bile bize milyonlarca yil kaybettiriyor. kaldi ki, galaksiyi kolonize etmeye kalkismak, milyarlarca yilimizi aliyor.

    haa bi de galaksideki diger zeki canlilar nerede? neden bizi bulmadilar? yukaridaki aciklama yeterli olsa da, onlarca milyar yildizin cevresinde donen yuzlerce milyar gezegenden biri oldugumuzu bilmek yeterli sanirim. bu kadar soluk bir yildizin cevresindeki bir gezegeni kesfetmek, dahasinda, burada yasam oldugunu dusunmek, daha da ötesinde buradaki yasamin zeki varliklar icerdigini anlamak o kadar kolay bir sey degil. bizden cok daha ileri bir zeka formu icin bile bu cok zor.

    bakın bir örnek göstereyim. aşağıdaki linke tıklarsanız, samanyolu düzleminin çok küçük bir bölümünün fotografını göreceksiniz. sanki kumlu bir yüzeyin fotoğrafına baktığınızı sanacaksınız ama, o kum taneleri gibi görülen yüzeyin tamamı yıldızlardan oluşuyor. o üst üste binip birbirine karışmış olan; beyaz, sarı, turuncu, kırmızı, kahverengi noktaların her biri birer yıldız:
    http://www.robgendlerastropics.com/m11jmm.html
    işte çok "yıldız sistemi var, hem de çok fazla" derken bunu kastediyoruz.

    dunyanin zeki yasam formlarinca bulunmasi bu kadar zor iken, bazi bilim adamlari, dunya disi zeki canlilarla iletisime gecmek icin gonderdigimiz sinyallerin aslinda büyük bir tehlike olabilecegini de soyluyorlar. aslinda haksiz sayilmazlar, cunku dunya gibi karbon temelli yasam icin son derece uygun bir gezegen galakside cok fazla sayida bulunmuyor. yabanci varliklarin bariscil olabilecegini dusunmek biraz fazla iyimser bir yaklasim olur. cunku dunya, her yabanci irkin agzini sulandiracak kadar bulunmaz bir nimet. eski dunyanin, amerika kesfedildiginde bolgeyi kolonilestirmek icin ellerindeki ilkel silahlarla yerlilere karsi nasil bir katliama giristigini hatirlamak yeterli olur sanirim.

    bizden teknolojik olarak daha gelismis, yildizlar arasi yolculuk yapabilen varliklar, eger dünyayi kolonize etmek isterlerse, bizleri cekirdek citler gibi yok edebilirler. gelismis silah gucune sahip birkac gemi, sadece yorungesel bir bombardimanla insanligin buyuk bölümünü daha onlari gorme firsatimiz bile olmadan yok edebilir.

    bu arada gunes icin "soluk bir yildiz" dedim. bunu soyle aciklayabilirim; kafanizi yildizlarin muhtesem sekilde goruldugu bir yerde gokyuzune cevirdiginizi farzedin... gordugunuz tum yildizlar gunes'ten daha buyukler ve aralarinda gunes buyuklugunde (cok keskin gozler birkac tane gorebilir) veya daha kucuk bir yildiz yok. bunu biliyor muydunuz?

    2011 editi:
    "dunya gibi karbon temelli yasam icin son derece uygun bir gezegen galakside cok fazla sayida bulunmuyor" demiştim. fakat artık bunun böyle olmadığını biliyoruz. hemen her yıldızın çevresinde bir gezegen sistemi var ve bu sistemler içerisinde dünya benzeri şartlar sahip, güvenli yaşam kuşağında yer alan gezegen sayısının milyarlarca olduğu tahmin ediliyor. anlaşılacağı üzere, dünya öyle bulunmaz nimet falan değilmiş, benzerlerinden milyarlarca var.

  • ikisi de kıskançsa bunalırlar yürümez.

    birisi kıskançsa diğerinin yürütmesi beklenir, çoğu zaman yürütemez.

    ikisi de rahatsa başka kollara giderler yürümez.

    herhangi biri istanbul'daysa asla yürümez.

    herhangi biri çalışmıyorsa mümkünatı yok yürümez.

    velhasıl kelam bu koduğumun ilişki türü yürümez, yürüteniniz varsa yeşillendirsin nikah şahidi olurum sağdıç olurum hatta erkek halimle nedime bile olurum lan. belki bikaç da tavsiye falan ateşlersiniz nasipleniriz :)

  • haksız protestodur.

    fakiriz arkadaşlar, şunu artık kafanıza sokun.

    “oturup bir kahve de mi içemeyeceğiz?” diye soracaklara peşinen cevap vereyim: içecekseniz böyle şikayet etmeyeceksiniz. paranızı biriktirip gidip öyle içeceğiz ya da başka yerden kısıp denkleştireceğiz.

    zira 48 lira denen paranın bugünkü kurla karşılığı yaklaşık 2.5 dolar.

    girin bakın amerika’daki starbucks fiyatlarına. bir sürü ürün hala daha amerika fiyatlarından daha ucuz.

    fakirlik, gelişmemiş bir ülke vatandaşı olmak böyle bi şey.

    sahte zenginlik bitti arkadaşlar. dilerim bunlar iyi günler değildir.

    alışsanız iyi olur, yoksa çok ağlar durursunuz.

    editbucks: arkadaşlar bana neden çemkiriyorsunuz? sanki zamları ben yaptım, sanki ben çok memnunum.

    ok, keşke bölgeye göre fiyatlandırsa, keşke burda da 2.5 lira olsa. hepsine ok diyorum. hepiniz haklısınız.

    merciler kontrol etsin diyen arkadaşlar: kontrolünü umduğunuz mercilerde en baştan sağlıklı işleyen bi kontrol sistemi olsa, zaten böyle fakir olmazdınız diye tahmin ediyorum. ama siz daha iyi bilirsiniz tabii.

    lütfen kabul edemediğiniz fakirliğinizden alevlenen ateşli hırslarınızı fakirliğinizin sorumlusu olanlardan çıkarın; ben de siz gibi fakirim.

    editté macchiato: sevgili arkadaşlar, iyi niyetlisiniz anlıyorum. buyrun, edin protestonuzu; ben kimse protesto etmesin demedim. hepinizi destekliyorum gönülden.

    alçak kahve sektörünü yola getirince eliniz değmişken elektronik eşya, et süt gibi temel gıda ve araba/taşıt satıcılarını da protesto etmekten geri durmayın.

    onlar kim köpek de bu millete 40-50bine telefon satmaya kalkıyor?

    kahve sevdasına kapılıp, etin fiyatından daha pahalıya peynir satan alçaklara da bi protesto ayırmadan geçmezsiniz umarım.

    fındık da çok pahallandı bence; hatta duyduğum kadarıyla almanya’ya burdan giden fındık orda daha ucuz(muş). fisko birlik mi kimse sorumlusu o da bi zılgıtı hak ediyor diye düşünüyorum; onu da sakın boş vermeyin.

    ayrıca şahsi ricam, selpak’a da el atmanız. 10 tane selpak mendili 38 liraya aldım dün. tuvalet kağıdını da söyleyecektim de bir an fakir olduğumu hatırlayıp selpak tuvalet kağıdı benim neyime diyerek vaz geçtim.

    böyle böyle teeek tek hepsini yola getirip, o pis iç ve dış güçlerin oyununu da bozmuş olursunuz.

    hadi bakalım; aslansınız, kaplansınız.

    şimdi müsaade ederseniz zar zor aldığım ristretto biancomu içmem gerek daha fazla soğuyup tadı kaçıp param boşa gitmeden.

    siz bir ristretto bianco kaç lira biliyor musunuz?

  • valla bi ekmek kasasının altına bi bilgisayar koyun. sonra bi sopayla kasanın ucunu kaldırın. sopaya ince bi ip bağlayın ve uzakta bi yerde gizlenip beklemeye başlayın. açıkta bilgisayar gördüğünü sanan redhack hayvanı hemen gelecektir. kasanın altına girdiğinde ipi hızla çekin. tebrikler redhacki yakaladınız. emin olun benim yöntemim bazılarınınkinden daha güvenilir.

  • kullandığı araç 350 bin euro civarı. onu o hayatından kurtaralım derken, o bizden 20 kişiyi falan işe alıp, ırgat olarak çalıştırabilir.

  • şurada son bölümdeki savaş sahnesinin kamera arkası görüntüleri var. videoda ejderhalı kızın bindiği, diziyi izlerken sanki ejderhaya biniyormuş gibi göstermek için hazırlanan hareketli bir makine var. eminim sadece bu makinenin bütçesi bile türkiye'deki dizilerin tek bir bölümünün bütçesinden, hatta pek çok filmin bütçesinden bile daha fazladır. adamlar işte böyle dizi yapıyor.