hesabın var mı? giriş yap

  • 2 aralık 2016 editi: bu entry'i yazdığımdan beri büyük ödül 19 milyon dolar civarından 16 milyon dolar civarına geriledi. 2 milyon dolardan fazla azaldı.
    ------------
    büyük ödülün 60.000.000 tl olarak açıklandığı çekiliştir. bir de son yıllarda katlanarak artıyor yazmışlar.

    nereye katlanarak artıyormuş?

    2013 yılında 50.000.000 tl vermiş milli piyango. 1 ocak 2013 tarihinde dolar 1.7862 tl'ymiş. yani 27.992.386 dolar vermiş. şu anki parayla bu 89.015.000 tl yapar. bu seneki ödül 60 milyon tl. yani miktar 2013'ten bu yana %33 düşmüş (2 aralık itibariyle %40 oldu gerileme). 9 milyon dolar düşüş ile 19 milyon doların altına gerilemiş.

    yok neden doları baz alıyorsun diyeni ise hemen enflasyon hesaplayıcısına alalım: yıllık enflasyona göre 2013 yılı ocak ayındaki 50 milyon tl, şu andaki oranlara göre 2017 ocak ayında 68 milyon tl'ye denk gelecek. yani enflasyon bazında ödül miktarında %12 düşüş yapılmış.

    son on yılda katlanarak artışın nereye yapıldığını gösterebilen yeşillendirsin.

  • yoksul bir ailenin çok sayıda çocuk sahibi olmayı seçmesinin ve yoksul ülkelerin yüksek doğum oranlarına sahip olmasının kültürel değerlerden sosyal adalet konularına kadar birçok nedeni var. bunlardan bazılarına bakalım:

    1) yüksek çocuk ölüm oranları:
    çocuklarınızın hayatının sürekli tehdit altında olduğu bir yerde yaşadığınızı hayal edin. yeterli gıda yok, temiz suya erişim sınırlı, yetersiz barınma, yetersiz sağlık hizmeti ve asgari devlet desteği yok. tüm bu faktörler çocuk ölümü oranını artırır ve yoksulluk çeken ebeveynler bunu çok iyi bilirler. dünya sağlık örgütü'ne göre, çoğu gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere her yıl beş yaş altı 5,4 milyon çocuk ölüyor. bu gerçekle karşı karşıya kalan ebeveynler, bazı çocuklarının hayatta kalamayacağına dair yürek burkan gerçeği anlayarak daha fazla çocuğa sahip olur. 1

    2) aile planlaması hakkında yanlış bilinenler:
    birçok toplulukta, doğum kontrolüne karşı şöylemler hala mevcuttur. doğum kontrolüne karşı çıkan inançlar, halk sağlığı eğitimindeki aksaklıklar, kültürel önyargılar, hatta hükümetlerin aile büyüklüğünü kontrol etme güdülerine ilişkin şüphecilik de dahil olmak üzere çeşitli sebepler aile planlaması yöntemlerinin kullanılmasıyla ilgili korku ve kafa karışıklığına sebep olur.2

    3) sağlık hizmetlerine kısıtlı erişim:
    insanları aile planlaması yapmaktan alıkoyan her zaman yanlış kanılar, inançlar değildir. sağlık hizmetlerine erişimin olmaması da doğum kontrolünün uygulanmamasına sebep olabilmektedir.3 özellikle sağlık hizmetine erişimin daha zor olduğu kırsal bölgelerde doğum kontrolünün uygulanması pek mümkün olmaz.

    4) ataerkil değerler:
    birçok ülkede ataerkil değerler ve baskılar hala yaygındır. bu koşullarda erkekler, doğum kontrol yöntemi kullanıp kullanmama da dahil olmak üzere çoğu konuda eşleri ve aileleri adına kararlar verirler. bunun sonucunda kadınlar, kaç çocuk sahibi olacakları konusunda herhangi bir söz sahibi olamazlar.4

    5) erken evliliğe zorlanmak:
    zorla evlilik, taraflardan en az birinin 18 yaşın altında olduğu ve evlilik için rıza göstermediği evliliklerdir.5 bir çok nedenle gerçekleşebilir ve kızlar bu durumda açıkça daha savunmasız kalır/bırakılırlar. bir kız genç yaşta evlendiğinde çocuk sahibi olacağı süre çok daha erken başlar ve diğer komplikasyonların yanı sıra yüksek ihtimalle daha fazla çocuk sahibi olur.

    6) eğitimsizlik:
    genç yaşta evlendirilen kızların eğitim hayatını tamamlama ve çocukları için eğitim konusunda rol model olma olasılıkları çok daha düşüktür. ayrıca daha fazla çocuk sahibi olma ihtimalleri de yüksektir. bu da, çocuklar için eğitim maliyetini karşılamayı zorlaştırır. 6öte yanda eğitim hayatı daha uzun süren kadınlar daha az çocuk sahibi olma eğilimindedir. genellikle daha geç evlenirler ve kendi çocuklarının eğitiminin gerektireceği finansal yatırıma sahip olma ve eğitimlerine öncelik verme olasılıkları daha yüksektir.

    7) dini inançlar:
    birçok inançta çocuklar büyük bir nimet olarak görülür. dini metinler ve kutsal yazılar bu fikri güçlendirebilir ve çoğu zaman insanların yaşamlarında güçlü bir yol gösterici etki olarak hareket eder.7 "çocuk kısmetiyle gelir" gibi inançlar ve çocukların kendilerine verilmiş bir hediye olduğu düşüncesi kalabalık aile fikrinin benimsenmesine sebep olur.

    8) sosyal itibar:
    çocukların nimet olarak görüldüğü bir kültürde veya toplumda, aile ne kadar büyükse, o kadar kutsanmış olursunuz. (bizdeki aşiretler buna örnek olanilir) küresel güney'in (global south) birçok yerinde, çocuksuz çiftler damgalanır ve hor görülür. büyük aileler güçlü olarak görülür ve bir kadın çocuk doğuramıyorsa, kocasının onu terk etmesi ya da başka biriyle aile kurması alışılmadık bir durum değildir.8

    9) aile mirası:
    birçokları için soyu, tarihi ve bir soyadını devam arzusu doğal, insani bir içgüdü gibi gelebilir. ebeveynlerin aile miraslarını sürdürmek için kendi genetiklerini aktarma konusunda meyilli olmaları alışılmadık bir durum değildir.

    10) sınırlı finansman:
    yoksulluk içindeki aileler, özellikle geçimlerini tarımla sağlayanlar, ailenin geçimini sağlamanın bir yolu olarak daha fazla çocuk sahibi olmayı benimserler. çocuklara genellikle çok küçük yaşlardan itibaren bahçıvanlık, tarlada çalışma ve hayvan bakımı gibi görevler verilir. daha vahimi çocuklar yasadışı şekilde, çocuk işçi olarak işgücüne katılmak zorunda bırakılabilir ve aileye gelir sağlar. bu da çok çocuk sahibi olma motivasyonu sağlar.

    11) yaşlılığa yatırım:
    fakir toplumlarda çocuklar büyüdükçe sadece aile soyunu sürdürmekle kalmaz ayrıca ebeveynlerin ve kardeşlerinin geçimini ve güvenliğini sağlama gibi sorumluluk da taşırlar. bu, devletin güçlü olmadığı ülkelerde özellikle önemlidir. ebeveynler daha fazla çocuğa sahip olarak bir gün çocuklarından birinin yoksulluktan kurtaracak kadar başarılı olabilme ihtimalini ya da kendilerine bakacak bir çocuk sahibi olma ihtimalini artırmak isteyebilirler.9

    kaynak: world vision canada

    yazıya biraz daha ekleme yapmak istedim. cia world factbook verilerine göre doğum oranı en yüksek olan 10 ülkenin kişi başına düşen milli geliri ve sıralamaları aşağıdaki gibidir:

    doğum oranına göre yüksekten düşüğe sıralanmıştır.

    1) nijer: doğum oranı 1.000 kişide 47.28, kişi başı milli gelirde 1.200 dolar ile 229 ülke arasında 225. sırada.
    2) angola: doğum oranı 1.000 kişide 42.22, kişi başı milli gelirde 6.200 dolar ile 229 ülke arasında 161. sırada.
    3) mali: doğum oranı 1.000 kişide 41.60, kişi başı milli gelirde 2.200 dolar ile 229 ülke arasında 210. sırada.
    4) uganda: doğum oranı 1.000 kişide 41.60, kişi başı milli gelirde 2.200 dolar ile 229 ülke arasında 211. sırada.
    5) benin: doğum oranı 1.000 kişide 41.55, kişi başı milli gelirde 3.300 dolar ile 229 ülke arasında 192. sırada.
    6) chad: doğum oranı 1.000 kişide 41.05, kişi başı milli gelirde 1.500 dolar ile 229 ülke arasında 220. sırada.
    7) kongo demokratik cumhuriyeti: doğum oranı 1.000 kişide 40.53, kişi başı milli gelirde 1.100 dolar ile 229 ülke arasında 226. sırada.
    8) güney sudan: doğum oranı 1.000 kişide 38.26, kişi başı milli gelirde 1.600 dolar ile 229 ülke arasında 219. sırada.
    9) somali: doğum oranı 1.000 kişide 38.25, kişi başı milli gelirde 800 dolar ile 229 ülke arasında 228. sırada.
    10) mozambik: doğum oranı 1.000 kişide 38.03, kişi başı milli gelirde 1.200 dolar ile 229 ülke arasında 224. sırada.

    123) türkiye: doğum oranı 1.000 kişide 14.54, kişi başı milli gelirde 28.400 dolar ile 229 ülke arasında 68. sırada.

    not: veriler cia world fact book'daki verilerdir. bazıları güncel olmayabilir. kaynak sayfada verilerin tarihi belirtilmiştir.

  • oğuz adında yeni tanıştığım bir arkadaşımla galatasaray-fenerbahçe derbisini izlemek üzere maçı yayınlayan bir mekana gitmiştik. maç başlamadan bir fotoğraf çekip, derbiyi unutmadığımızı facebook'ta ilan edelim dedik.

    neyse çektim fotoğrafı yükleyeceğim, oğuz "ne yazacaksın?" dedi, ben de şöyle bir etrafa baktım, kimse bağırmıyor etmiyor diye, "bağırmayan taraftar gelsin" yazdım yükledim.

    akabinde maç başladı, 10-15 dakika geçti.

    oğuz; abi bir arkadaşın yorum yaptı galiba.
    ben; yapsın?
    oğuz; pek hoşuma gitmedi ama.
    ben; ne yazmış?
    oğuz; ben söylemeyeyim sen bak. ben pek sevmem bu tarz konuşanları.

    dipnot arası; yorum yapan annem. gurbetteyiz falan diye annemin facebook profil fotoğrafında, benim şimdiki halime hiç benzemeyen eski bir fotoğrafım var. arkadaşımda fotoğrafa bakıp, ismi okumadığı için gördüğü erkeği* benim arkadaşlarımdan biri sanıyor.

    gelelim annemin kısa süreli bir gerilim yaşatan yorumuna;

    "annen de gelsin mi?"

  • dedem babaannemin saçını hem tarar hem örerdi. o görüntü hiç silinmez hafızamdan. siyah beyaz bir fotoğraf karesi sanki. çok özledim sizi.
    tanım: derin anlamlar yüklenebilecek hareketlerden bir tanesidir.