hesabın var mı? giriş yap

  • -akşam beraber yemek yiyelim mi ordan da bir mekana geçer birşeyler içeriz..
    - ne gerek var o kadar masrafa direk sana geleyim..
    -canım benim..

  • işte kara mizah budur dediğim film. milletin ne düşündüğü umurumda değil…

    son akşam yemeği ve aslında her şeye sahiptik göndermesi ile beni tavladı..

    bir konuya da açıklık getirmek üzere bu yazımı yazıyorum.

    hepiniz general neden 10 ar dolar aldı ki diye merak içerisindesiniz değil mi? bu aslında askeriye ye bi gönderme. penatagonun yıllık bütçesi 700 milyar dolar. evet yanlış duymadınız milyar dolar. 350 milyon amerikalı da olduğunu düşünürsek her amerikalı yıllık 2000 dolar günlük ise yaklaşık 5 dolar ödüyor pentagon denen şeye. su ve atıştırmalık 2 ürün toplam maliyet 10 dolar. peki iyi de en doğal hakkı olan yaşama hakkı bedava iken neden bu para veriş?

    bizde de diyanet bütçesi 16 milyar tl. yaklaşık 80 milyon kişi olduğumuzu düşünürsek her birimiz yıllık 200 tl veriyoruz. ne için? ama bir imam gelip sizde 10 tl alıp çarpsa bunu sonsuza kadar düşünürdünüz değil mi?

  • söylendiğine göre seçim zamanı herhangi bir işe alım ilanı verilmeden alınan fazlalık personelin işten cikarilmasidir.

    bülent turan, işçilerin bu cumaya kadar beklense 6 ayları dolacağı için tazminat alacaklardı ondan şu anda işten çıkarıldı demiş..

    https://odatv.com/…19_08/2019_08_30/fwedcwedwed.jpg

    edit: murat ongun aciklama yapmış..
    "ibb’deki iş akdi fesihleri ile ilgili bir kısım medyada kamuoyunu yanıltıcı bilgiler yer almaktadır. kurumumuzdan 1244 kişinin ilişiği kesilmiş olup, bu kişiler 2 seçim arası ya da seçimden hemen önce yapılan alımlardır."

    "2500 civarı yapılan toplam alımdan, şehit ve gazi yakınları, engelli çalışanlar, vefat eden personelimiz yerine alınan 1. derece yakınları, devam eden projelerde görevi olan çalışanlarımız işlerine devam etmektedir. kamuoyuna saygı ile duyurulur"

    https://twitter.com/…tatus/1167365390005100544?s=19

  • l.p.zamora ve w.b.faris'in magical realism adlı kocaman derleme kitaplarına yazdıkları giriş yazısında belirttiklerine kulak verirsek, "gerçekçilik"le aynı kökenden beslenen, gerçeğin doğası ve temsili göz önüne alındığında "gerçekçilik" akımının (realism) bir uzantısı olarak değerlendirilmesi gereken ancak aynı zamanda aydınlanma sonrası akılcılık ve edebi gerçekçiliğin varsayımlarına da temelden karşı çıkan; zihin/beden, ruh/madde, yaşam/ölüm, gerçek/imgesel, erkek/kadın gibi ikili karşıtlıkların ve bunlar arasındaki sınırların ortadan kaldırılmasını, aşılmasını veya bu kavramların içiçe geçmesini onaylayan ve buna zemin hazırlayan, politik olanla fantastik olanı kaynaştıran, latin amerikanın tekelinde olmamakla birlikte en önemli temsilcilerinin latin amerika edebiyatı içinden çıktığı akım. gogol, kafka, borges, carpentier, paz, calvino, allende, marquez, kundera, rushdie, fuentes, morrison... bu akım içinde adı geçen yazarlardır.

  • "bu teröristlerin türkiye'ye etkileri olacak ve türkiye bunun bedeli ağır ödeyecektir. terörü bir kart gibi cebininize koymanız mümkün değildir. çünkü terör akrep gibidir, cebininize koyduğunda ilk fırsatta seni ısıracaktır. "

    beşar esad - 4 ekim 2013

  • daha önce yazmıştım. tekrar yazayım.

    1) işten çıkaracağın elemanı ücretsiz izne yolluyorsun.
    2) işten çıkarmadığın için, tazminat ödememiş oluyorsun.
    3) ücretsiz izne gönderilen kişi işsizlik maaşı yerine işsizlik maaşından kesilmek üzere günlük 39 tl alıyor. işten çıkarılsaydı asgari ücretten fazla alıyorsa bu paradan daha fazla alacaktı.
    4) işveren işten çıkarmadığı için istediği zaman gel diyebilecek. eğer siz gitmezseniz kendi sözleşmenizi fesih etmiş olacaksınız. doğal olarak tazminat alamayacaksınız. dolayısıyla iş aramanızın da önüne geçilmiş oluyor. hatta sözleşmeyi siz fesih ettiğiniz için işsizlik maaşı dahi alamayacaksınız. (tasarıda işçi de istifa edemez diye değiştirilmiş. yani boynunuzu eğip 3 ay kovulacak mısınız kovulmayacak mısınız onu bekleyeceksiniz. para alamıyorum o zaman başka yerde çalışayım deme hakkınız yok)
    5) işveren işten çıkarmadığı için işler düzelince yeni personel aramak zorunda kalmayacak.
    6) işsizlik rakamları artmayacak.
    7) kısa çalışma ödeneği böylece hikaye olacak.
    8) işten çıkarmayacak firmaları bile ücretsiz izne çıkarmaya teşvik ediyorsun.

    kime yaradığını anlamadığım tasarı.

  • 1962 yılında ingiliz faşistler birliği kurucusu oswald mosley, bertrand russell'a bir dizi mektup gönderir. onu karşılıklı yapacakları bir tartışmaya davet eder, bunu yaparken onu sözleriyle provoke etmeye çalışır.

    fikirlerin, hem net hem de nezaketle ifade edilebileceğinin bir vesikası olması nedeniyle, russell'ın yanıtını bu başlık altında paylaşmayı uygun buldum.

    "dear sir oswald,

    thank you for your letter and for your enclosures. i have given some thought to our recent correspondence. it is always difficult to decide on how to respond to people whose ethos is so alien and, in fact, repellent to one’s own. it is not that i take exception to the general points made by you but that every ounce of my energy has been devoted to an active opposition to cruel bigotry, compulsive violence, and the sadistic persecution which has characterised the philosophy and practice of fascism.

    i feel obliged to say that the emotional universes we inhabit are so distinct, and in deepest ways opposed, that nothing fruitful or sincere could ever emerge from association between us.

    i should like you to understand the intensity of this conviction on my part. it is not out of any attempt to be rude that i say this but because of all that i value in human experience and human achievement.

    yours sincerely,
    bertrand russell

    /

    sevgili sir oswald,

    gönderdiğiniz mektuplar ve yaptığınız açıklamalar için teşekkür ederim. son yazışmamız üzerine epey düşündüm. insanın, kendi değer yargılarına son derece yabancı ve hatta itici bulduğu değer yargılarına sahip birine nasıl yanıt vereceğine karar vermesi her zaman zor olmuştur. sadece belirttiğiniz fikirlere karşı olmamdan değil, ben enerjimin her damlasını, faşizmin felsefesi ve pratiğinde görülen acımasız yobazlık, takıntılı şiddet ve sadistik kötücüllük ile mücadeleye adadım.

    şunu belirtmek zorundayım, sizin ve benim duygusal evrenlerimiz birbirine öyle uzak ve öyle derin bir zıtlık içinde ki aramızdaki olası bir işbirliğinden verimli ya da samimi bir şey ortaya çıkamaz.

    sizden bu konudaki kanaatimin kesinliğini anlamanızı rica ediyorum. bunu ifade etmemin nedeni, size kabalık etmek niyetinde olmaktan değil, insanlık deneyimine ve insanlığın başarılarına verdiğim değerden kaynaklanıyor.

    saygılarımla
    bertrand russell"

    kaynak: https://www.brainpickings.org/…ssell-oswald-mosley/

  • ciddi anlamda yaran bir tanesiyle karsilastim ve hala gulmekteyim.

    trafik polisi arabayi durdurmus ve egilip sormus:
    > -ehliyet ruhsat lutfen
    > -tabi buyrun demis sofor ve vermis. polis bakmis bi
    > problem yok.
    > -pekii demis polis, cevre vergisi pulu?
    > -burada, buyrun demis adam.
    > -ilk yardim cantaniz var mi? demis polis.
    > -tabii deyip bagaji acmis adam. polis bakmis icinde
    > eksik yok.
    > -yangin sondurucu?
    > -burada buyrun.
    > -zincir?
    > -derhal
    derhal cikarayim buyrun.
    > polis daha sonra tekrar sormus:
    > -mezdeke kaseti var mi?
    > sofor cok sasirmis.
    > -evet var buyrun demis.
    > polis: tamam siz onu takin teybe ve sesini acin
    > demis ve baslamis polis oynamaya. soforun saskinligi
    > daha da artmis
    ve dayanamamis sormus. -hayrola memur
    > bey?
    > polis cevap vermis:
    > -ee essek degilsin artik takarsin bi 20 milyon...

  • kadınlar için viagra üretilmiş. iyi de, zaten bunu lidyalılar bulmamış mıydı yüzyıllar evvel?