hesabın var mı? giriş yap

  • obp(ortaöğretim başarı puanı), öğretimde fırsat eşitliğini en çok zedeleyen kavramlardan birisi. özellikle bu sene olduğu gibi soruların basit ve puanların yığılma yaptığı sınav senelerinde birçok insanın hakkının yenmesine sebep oluyor.

    bir örnekle, en zor fen liselerinden birinden 60 puanla mezun olup üniversite sınavında 5 bine giren öğrenci ile özel berkecan kolejinden 98 puanla mezun olup 25 bine giren öğrenci gün sonunda aynı sıralamayı yapmış sayılıyor. halbuki bu iki öğrenci profili arasında dağlara taşlara bir fark varken birinin tek suçu zor bir okulda kaliteli bir eğitim almış olmak.

    #obpkaldırılsın

  • gerizekalı mallar twitter'da tebrik yarışına girmişler, türk bayrağı emojisi falan atan olmuş. allahın embesilleri, bu karı ermeni soykırımı iddiacısı, pkk destekçisi birisi. bir bok bilmiyorsunuz hadi, en azından 2 dk açın da bakın kimmiş bu yahu diye.

    ulan türk'ün, türkiye'nin hayrına birinin avrupa'da başbakan olma ihtimali var mı hiç, bu kadar mı akıl engellisiniz?

    edit: olamamış zaten. beter olsun.

  • eğitim olarak sağladığı katkıyla birlikte insanın vizyonunu da uçuran süper bir olay.

    bu konuda tecrübeli birisi olarak söyleyeceğim bazı şeyler var. dil eğitimi/lisans/yüksek lisans gibi yollarla gitmeyi düşünenler için dikkat etmeleri gereken en önemli şeyleri şöyle sırayalabilirim:

    1- öncelikle eğitim almayı düşündüğünüz alanda en iyi okullar, ülkeler hangisi? bunu bilmeniz işin en büyük kısmını atlatmanız demektir. mesela teknoloji, mühendislik alanında abd, dil eğitiminde ingiltere, malta gibi seçenekler oluşturarak gideceğiniz ülke seçeneklerini belirleyebilirsiniz. internette küçük bir araştırma yaparak eğitimde hangi okulların hangi ülkelerde ön plana çıktığını da rahatlıkla görebilirsiniz.

    2- kalan ülke seçenekleri arasında yapacağınız eleme ise o ülkenin kültürünü değerlendirmek yoluyla olabilir.mesela avustralya seçeneği olsun elimizde. avustralya'nın eşsiz doğası, farklı kültürü ve belki de seyahat etmek için o kadar uzağa bir daha gitmeme ihtimallerimiz avustralya seçeneğini cazip kılabilirken, envai çeşitte böceği, hayvanı, uzak mesafesi olumsuz bir durum teşkil edebilir. böyle böyle eleme yaparak kendinize en uygun seçeneği bulabilirsiniz.

    3- gideceğiniz ülkede ve seçtiğiniz okulda var olan mevcut türk oranını bilmek. özellikle dil okulunu tercih edenler için çok çok önemli bir nokta bu. uzun veya kısa olsun, unutulmaz bir deneyimi farklı kılacak şeyi orada küçük bir türkiye yaratarak öldürmemek önemli. eğer seçtiğiniz okul veya ülkede türk oranı yüksekse kararınızı tekrar gözden geçirin derim.

    4- ülkeyi, okulu seçtiğimize göre sıra işin maddi boyutunda. yurt dışı için belirli bir bütçeyi gözden çıkarmakta fayda var. öncelikle kalacağınız şehrin aile yanı, daire veya yurt fiyatlarının araştırmasını yapın. daha sonra seçtiğiniz ülkede aylık harcamanızın ne kadar olacağını belirleyin. sonuç olarak batı tarafları bir tık daha pahalıyken doğu tarafları genel olarak türkiye'de yaptığınız harcamalarla aynı. yine de unutmayın: bu sizin bir kere yaşayacağınız eşsiz bir deneyim olacak, her şeye değer!

    5- geriye kaldı valiz hazırlığı :) bunu da es geçmemek gerek, mesafe arttıkça yanınıza almayı unuttuğunuz her şey büyük bir kayıp haline gelebiliyor. kalacağınız sürenin gideceğiniz ülkede hangi mevsime geldiğine bakın. daha sonra o mevsimin o ülkede nasıl geçtiğini öğrenip buna göre bir valiz hazırlığına girişin. daha sonra vazgeçemediğiniz tatları bol bol stoklayın(sigara, türk kahvesi, lokum vs). gideceğiniz ülkede ekstra pahalı şeyler olabilir. bunun için asla vazgeçemem dediğiniz eşyaları kalacağınız süreye göre bol bol alın gitmeden önce. mesela sigara içenler için yurt dışında bir paket sigara 10 euro civarında olabilir.

    şimdiden gitmeyi düşünen/isteyen herkese başarılar dilerim. vizesinden valiz hazırlığına kadar her şeyiyle mükemmel bir yolculuk sizleri bekliyor, tadını çıkarın.

  • şimdi şöyle bir şey var ki, kediler nereye def-i hacet edeceklerini bilmiyorlar. bu alışkanlıklarını yetişkin kedileri izleyerek öğreniyorlar. "hmm bir yere giriyoruz, oraya çömeldikten sonra sabit bir yere gözümüzü kırpmadan bakıyoruz ve işimizi görüyoruz. sonra da böyle fışı fışı kollarımızı oynatıyoruz" şeklinde bir öğrenim söz konusu.

    ancak olayı yanlış anlayanlar da yok değil.
    kum kabına giriliyor, orada hacet gideriliyor. buraya kadar normal. bu noktaya kadar bir problem yok. ders iyi tatbik edilmiş, özümsenmiş. uygulama da kusursuz.
    ancak bundan sonra kritik bir hata var; pisliğin üstünü kapatma maksadıyla yapılan fışı fışı hareketinin kumun içinde yapılması gerekiyor. kum kabından çıktıktan sonra, parkelerin üzerinde değil. o yanlış. orada ezbercilik var.

  • (bkz: batı yakasında değişen bir şey yok)

    - seçimlerden 3 ay önce, akp'nin alamayacağı bütün oyların tek bir partiye/kişiye gideceği hesap edilerek, akp %45-diğerleri %55! seçimi kazandık... şeklinde propaganda yapılır.

    - seçimlere 1 ay kala sosyal medya propagandası en yoğun dönemine girer. geçen seçim ile önümüzdeki seçim arasındaki yolsuzluklar, gaflar, çirkin söylemler tekrar tekrar dile getirilir.

    - seçime 1 hafta kala rte o seçim için yaptığı en gösterişli mitingi yapar. bu mitingin seçim için bir gösterge olmayacağı, 1 mayıs'lara izin verilse o kalabalığın 2 katının taksim meydanı'nda toplanacağı söylenir. doğrudur, taksim meydanı'na izin verilen mitinglerde, gezi eylemlerinde o kalabalık toplanmıştır ama söylendiği gibi seçime etki edecek bir kriter değildir.

    - seçime 5 günden az kala artık ismini ezberlediğimiz konda firmasının anketi yayınlanır. hiç seçim yapılmadan, o ankete göre hükümet/belediye başkanı/cumhurbaşkanı seçebilecekken, yalan, propaganda denir. goebbels'in sözlerinden bir kaçı günün trendi olur. bütün bunların algı yönetimi olduğu söylenir.

    - seçim günü, sosyal medya'nın meşhur sitelerine hakim olan kitlenin ilk kez oy kullanmasından dolayı, saat 17.00 sularına kadar, ''bu sefer bu iş bitti!'' havası yaratılır. sandıklar kapandıktan sonra tedirginlik başlar.

    - ilk sandık sonuçları geldiği zaman, akp çok önde gözükür, ''ilk açılan sandıklar doğu'dakiler olduğu için böyle!'' savunması geldiği zaman bir seçim daha bitmek üzeredir.

    - batıdaki sandıklar açılır, sonuç gene değişmez, ''muhalefet partilerinin güçlü olduğu ilçeler daha açılmadı'' savunması da gelirse, artık bir sonraki seçimler için tahmin yapma vakti gelmiştir.

    - erdoğan balkon konuşması yaparken, ''20xx genel/yerel/cumhurbaşkanlığı seçiminde ... olacak'' yorumları eşliğinde tahıl temelli beslenme eleştirilir ve seçim biter.

    şu anda cumhurbaşkanlığı seçimleri için anketleri reddetme evresindeyiz. dilerim ki bundan sonrası yukarıdaki gibi gelişmez fakat ne olacağı aşağı-yukarı bellidir.

  • biocremation adıyla da bilinen alkalin hidrolizine dayalı bertaraf etme yöntemi. hani ölüleri krematoryumda yakıp külleri kalıyordu ya geriye; ha işte bu yeni yöntemde ölüleri yakmayıp bir takım sıvıların bulunduğu sıcak suda eritip insan vücudundaki doku ve hücrelerin kemiklerinden ayırıp mikromoloküler sıvılara dönüştürüyorlar. ortada bir yanma işlemi olmadığından zehirli gaz çıkışı da olmuyor ve cesetten kalanlar sadece birazcık kemik tozundan ibaret. yani bir nevi çevre dostu bir yok oluş. zaten o yüzden diğer adı bio-cremation.

    ayrıca bkz http://www.muratarslanoglu.com.tr/…anatoloji/?p=309

  • sıra aksaray'a da gelecek kaygısının dile vurmuş hali.

    şimdiden yolunu yapıyor, ben çıkmam, ben iade etmem, siz de etmeyin diye.
    arabada dur diyecek ki iade sırası saraya gelmesin şapşikler.

  • cs_italy'de pazarın oradan geçerken tavukları da kesmiş nesildir.

    edit : uzun bir aradan sonra listenin sonunda da olsa tekrar debe'ye girmişiz.
    ama ben böyle entrylerle gündeme gelmek istemiyorum,o yüzden buradan buyrun : (bkz: #47081572)

    bi daha edit : "aynı linki vermişsin lan asfdfasd" tarzı mesaj gönderen arkadaşlar oldu.