hesabın var mı? giriş yap

  • mecaz falan kullanıldığı yok arkadaşlar, bu insanlar gerçekten tiyatro yüzünden birbirine girdi ve boşandı.

    olayı bilmeyenler ve anımsamayanlar için özetleyeyim:

    levent kırca-oya başar tiyatrosu, oya başar yönetmenliğinde al birini vur ötekine oyununu sahneye koyuyordu. başrolünde levent kırca'nın oynadığı bu oyun, oya başar'ın ilk yönetmenlik denemesiydi (son oldu galiba).

    oyunda, adalet sisteminin çürümüşlüğü ve mahkemelerde görülen trajikomik davalar işleniyordu. meddahlık geleneğine ve kabareye selam çakmayı seven levent kırca, oyun sahnelenirken metne güncel eklemeler yapıyor, doğaçlama takılıyordu. yönetmen oya başar ise, bu eklemelerin trajikomik oyunun gülmece yönünün ağır basmasına neden olduğunu, dramatik ve eleştirel yönünü gölgelediğini düşünüyordu.

    bu iş ikisi arasında inada bindi. levent kırca "kabare böyle oynanır" diyerek doğaçlama güncel esprilere devam etti. oya başar ise oyunun ruhunun bozulmasını ve yönetmenliğine karışılmasını istemediğinden, madem öyle işte böyle diyerek, kapalı gişe oynayan oyunu kaldırdı, artık oynatmıyorum dedi.

    bunun üzerine araları açıldı. birlikte çektikleri televizyon programı olacak o kadar'ın çekimlerine oya başar gelmedi. levent kırca da "öyle mi? o zaman ben de eve gelmiyorum" dedi ve tiyatroda yatıp kalkmaya başladı. oya başar boşanma davası açtı. daha sonra arayı bulmak için hatırlı insanlar girdi devreye, araları tam düzelecekken yine oyun yüzünden bozuldu. levent kırca, bu konuda tiyatronun ve olacak o kadar'ın daimi kadrosundan fatma murat ve ebru kural'ı rollerini beğenmedikleri için laf taşımakla ve oya başar'ı kendisine karşı kışkırtmakla suçladı ve onları kadrodan attı. oya başar da arkadaşlarına yapılan bu muameleyi kabullenemedi ve yolları tümden ayırdılar.

    daha öncesinde levent kırca'nın girdiği tırışkadan açlık grevi falan var da onlara giremeyeceğim.

    özetin özeti: oya başar tiyatroda ilk yönetmenlik denemesinde, sahnede levent kırca'ya bir türlü söz geçiremedi. yönetmenliği ve otoritesi sayılmayınca, oyunu sahneden kaldırdı. dışarıdan anlaşıldığı kadarıyla naz yapıyordu. ama levent kırca bunu anlayamamış olsa gerek ki, evi terk etti. naza karşı naza çekti kendini. ikisi de gurur yaptılar ve bir oyun yüzünden pisi pisine boşandılar. şaka gibi ama gerçek. inatçı keçiler!

  • mantiklidir. zira ımamoglu'na oy verecek saadet partili zaten verir. diger turlu, chp'ye eli gitmeyecek saadet partisi secmeni gidip binali'ye basabilirdi.

  • -gelir ve giderinizi iyi tutun. bunun için hemen bir muhasebe yazılımı almanıza gerek yok. giderlerin çokluğu hemen sizi üzmesin.

    -eğer bir dükkan, mağazayı sıfırdan açıyorsanız 6 ay süre tanıyın. yeni açılan hiç bir dükkanın geleceği 6 aydan önce belli olmaz.

    -internet satışı yapıyorsanız yollayacağınız her ürünü mutlaka kontrol edin. asla kırık çıkık yollamayın. tek ürün satayım, köşeyi dönüp kaybolayım tiplerinden olmayın. bir sms şirketi ile anlaşın. firmanızın adı ile, müşteriniz ürün aldığında ürünün onaylandığına dair ve kargoya verildiğinde kargoya verildiğine dair sms atın. kapıda ödeme olursa mutlaka arayın onay alın. illegal işlerin parası tatlı, sıçması çok acıdır. bulaşmayın.

    -patron oldum lan ben diye hemen firmanızı elemanla doldurmayın. insanlara zamanında size yapılanları yapmayın. elemanlarınızı sömürmeyin. lakin unutmayın ki iyi bir patron iş yapma değil yaptırma becerisine sahip olan kişidir. patronun en önemli görevi işin koordinasyonunu sağlamaktır. elemanlarınıza "biz bir aileyiz ayağı" çekmeyin.

    -bağkuru zamanında yatırın lan. sonra çok pis giriyor. 350 lira civarındaki bağkuru 3 ay yatırmadığında gerisi çorap söküğü gibi geliyor. bir bakmışsın benim zamanında yaptığım gibi faizi ile 8700 lirayı sayıyorsun ellerine.

    -tabelanıza dikkat edin. totem yaptırırken belediyenin bunlardan tebela reklam vergisi aldığını unutmayın.

    -abuk subuk bir muhasebeci ile anlaşmayın. 20 lira fazla verin adam gibi bir muhasebeciniz olsun. sonra çok ağlarsınız.

    -eğer ithalat, ihracat yapıyorsanız mutlaka bir avukatınız olsun.

    -frencayzing midir nedir o işe girecekseniz sağlam bir avukata danışmadan her kağıda imza atmayın. bir bakmışsınız patron olacağım derken başka bir firmanın elemanı olmuşsunuz.

    -tiryakiyseniz bile dükkanınızda, ofisinizde, mağazanızda sigara, içki içmeyin içtirmeyin.

    -hee bak bu önemli. benim arkadaş çevrem çok geniş diye düşünerek bir işe girmeyin. arkadaş çevrenizden dişe dokunur maddi bir hayır görmeyeceksiniz.

    -sürekli araştırın. not alın. firmanızı firma rehberlerine kayıt ettiğinizde bir sürü çakal telefon açmaya başlayacak. yok kosgep 150.000 lira karşılıksız kredi veriyor, yok şöyle reklamınızı yapacağız google'da bir numara olacaksınız vs diye. yemeyin bunları.

    -google'a iyi kastırın. adam gibi bir web sitesi yapın. adam gibi içerik girin. başka sitelerden kopyala yapıştır yapmayın.

    -kendinize güzel, içinize sinecek bir logo yapın veya yaptırın. ona harcayacağınız paraya acımayın.

    -sabit telefon almaktan kaçmayın. lahmacuncu kartı bastırmayın.

    -çook kurumsal şirket havası vereceğim diye, holding gibi davranmayın. ne iseniz osunuz. olmadığınız bir şey gibi gözükmek sizi itici yapar.

    allah yardımcınız olsun.

  • sabah kalkınca aynaya bir bakarsın ki, saçlar hiçbir zaman olmadığı kadar süper bir formda. ama kahretsin ki o gün dışarıda hiç işin yok. dışarı çıkacak kimse de yok. bu durumda malesef üstte pijama, kafada süper saçlar, evde kendi kendine pineklersin. kimse de görmez o muhteşem formdaki saçları.

    (bkz: lanet olsun dostum)

  • günümüzde tek eliyle araba kullanırken diğer eliyle cep telefonundan mesaj atabilen türklerin atalarıdır...