hesabın var mı? giriş yap

  • gece 2-3 maçı.. nakkaştepe'deki halısahada maç yapılmaktadır ve halısahanın hemen dibinde villalar vardır*

    -ulan skecem oynayacağın topu pas versene lan!
    -abi top iste sen de!
    sibel can: çocuklar biraz sessiz lütfen..

  • platonik aşık olmayı hayat felsefesi edinmeye o yaşta başlamıştır.
    üniversiteyi de öyle bitirmiştir.

    muhtemelen hayatını da aynı gazla bitirecektir.

  • varlığından emin olmadığım bir platformun açıklaması.

    apple bu işe girsin bizim millet para verir, taksit yaptırır yine takar o çipi.

    "ilk buluşmada çipli kolu masaya koymak"

  • hollandalı taraftarlara bak amk gözlerinin içi bile gülüyor. dert tasa yok, esrar serbest, tribünde bira serbest, özgürlük var, siyasal islam yok ve milli takımları rakiplerini eziyor.

    bizim ise, dert tasa var. bira 15 birim para, özgürlük yok, eğlence yok, fahrettin altun var, siyasal islam var, insanlarımız mutsuz ve yetmezmiş gibi milli takımımız eziliyor.

  • kötü demeyeyim de, misafirlikte akşam yemeği olarak çilek ekmek yemişliğim var.

    iki belçikalı arkadaşım yatılı kalmaya gelmişlerdi bize. annem döktürmüş yine, anteplidir kendisi, kebaplar, kilis tavalar, mantılar... annecim dedim, hiç gerek yoktu bunlara menemen de yapsak değişik gelecek. yoğurdu sadece tatlıyla yemeğe alışık misafirlerimiz mantıyı yoğurtsuz yemek için ısrar ettiler, engel olamadık :(

    neyse bir iki yıl sonra ben gittim belçikaya, bunları ziyarete. birisi sordu "siz türkler et yiyor muydunuz tam hatırlamıyorum?". ben şok. türkiyede yediği yemekleri hadi unuttu diyelim. kızın evinin önünde "istanbul döner kebap" var :( biraz saflardı, evet. et yediğimizi, sadece pek domuz tüketmediğimizi falan hatırlattım. emin olamadığım için annem sebze yapacak akşam dedi. sorun olmayacağını, sebze de yediğimizi söyledim. bir süre sonra çilek sevip sevmediğimi sordu. sevdiğimi söyledim. sevindi. çilekli bir tatlı yapacaklarını düşünüp mutlu oldum.

    akşam evlerinin bahçesinde ailecek masaya oturduk. annesi marketten sapları koparılmış olarak alınan çilekleri yıkayıp, kocaman bir kasenin içine koyup masaya getirdi. herkesin önünde bir tabak, küçük boy bir yoğurt. hepimiz çilekleri tabağımıza aldık, kestik, üzerine yoğurdu döktük, üzerine toz şeker ve ekmekle yedik.

    türkler yoğurt sevdiği için böyle bir şey düşünmüşler. önce anlamadım akşam yemeği olduğunu, daha sonra yemek gelicek sandım. baktım durum öyle değil ikinci tabağı aldım, bol ekmekle yedim. sevdin mi diye sordular. evet elinize sağlık, çilek çok sevdiğim bir meyve dedim. babası, bak sevdi ki ikinci tabağı alıyor dedi :(

    arkadaşım ailesine "türklerin tuhaf yoğurt yeme alışkanlığını" anlattı. yemeklerle, tuzlularla yoğurt yiyormuşuz, olacak iş değil. tatlımm dedim, yoğurdu bizden öğrendiniz, bir de yeme alışkanlığımıza tuhaf diyorsun. aferin tatlılarla yemeği öğrenmişsiniz, bikaç yüzyıla yemeklerle de yemeği öğrenirsiniz. babası hak verdi, adı bile türkçe dedi. kız şok.

    bu da böyle bir anımdır.

  • - oğlum bi kapat onu teyzenleri arıycam.
    - mp3 indiriyorum, 4 hafta 3 gün 19 saat sonra arasan olmaz mı anne?

  • oldu olacak kuzey yarımküre bizim olsun, güneyde kadınlar kalsın. senede bir kez ekvatorda buluşalım, çiftleşelim. çocuklara da ronaldinho baksın.