hesabın var mı? giriş yap

  • kalabalıkların memnun olmadığı işler yapacaksanız eğer onları sürece ortak edin, görev verin. sizden daha ateşli olduklarını göreceksiniz.

  • bas gitarın grup içindeki öneminin ve etkisinin anlaşılması için konuyu müzik teorisi bakış açısıyla basit örneklerle anlatmaya çalışayım.

    örneği sadece tek bir akor üzerinden veriyorum.
    ritim gitar mi minör triad akoru basıyor olsun.
    mi minör triad akor sesleri: e g b ( mi sol si)
    solo gitar ise bu akorun üstüne e minör gamı kullanarak solo atıyor olsun.
    e minör gamı sesleri: e f# g a b c d e

    iki gitarın çaldığı bu armonik yapıyla hafif hüzünlü, buruk bir duygu hali ortaya çıkar.

    şimdi bas gitarı devreye sokalım. bas gitar, yukarıdaki e minör armonisi üzerine misal sekizlik notlarla do notası seslendirsin.
    bas gitar do'yu basmaya başladığı andan itibaren bütün armoni çok farklı bir duyguya bürünür.
    bas gitar do notasını seslendirdiğinde bas nota daha baskın duyulacağı için diğer iki gitarın çaldıkları do ile ilişki kurup farklı bir fonksiyon kazanır.

    normalde triad akorumuz mi minör idi.
    basta c olduğunda bu akor do maj7 akoru olarak duyulmaya başlayacak.
    em akor sesi: e g b (mi sol si)
    cmaj7: c e g b (do mi sol si)
    minör sound majöre dönmüş oldu. daha pozitif bir sound...

    solo gitar e minör akoru üzerine e minör gamı kullanıyordu. bu gam da do ile ilişki kuracak.

    basta do olduğu andan itibaren solo da e minör değil c lydian soundu verecek.

    em gamı: e f# g a b c d e
    c lydian mod: c d e f# g a b c
    lydian sound minöre göre çok daha pozitif ve parlaktır.

    bas gitarın sadece tek bir nota basması bile diğer bütün enstrümanların genel armonisini kökten değiştirebiliyor gördüğünüz gibi.

    bas gitarın gereksiz olduğunu düşünen arkadaş anlamaz belki ama meraklısı için anlattım ben yine.

    edit 1: müzik teorisiyle ilgili entry serisi çalışmaları yapıyorum, aşağıdaki başlıklardan inceleyebilirsiniz. yukarıda yazdıklarımla ilgili kafasında soru işaretleri oluşanlar cevapların büyük bir kısmını bulacaktır.

    majör gamlar
    majör gam triad akor armonizasyonu

  • yaşanmış bir olay:
    yaşlıca bir amca starbucks görevlisi delikanlıya bir adet sütlü kahve almak istediğini söyler.delikanlı 'latte' mi der,adamcağız sütlü kahve evladım der,bir şekilde anlaşılır,delikanlı:

    beyefendi isminizi alabilir miyim?diye sorar,
    yaşlı amca:
    emekli korgeneral hede hödöoğlu diye cevap verir bünyede alışkanlık yaptığından dolayı.

    az sonra delikanlı imanının gücüne sığınarak yeri göğü inletir:

    emekli korgeneral hede hödöoğluuuuuu,emekli korgeneral hede hödöoğluuuuu kahveniz hazır paşam.

  • osmaniye'de hortumda uçan şemsiyeyi tutmaya çalışanca, şemsiye ile birlikte bir süre uçan adamdır.
    çok sürrealist bir video çok.

    böyle buyursunlar

    edit: ''baktım giderek yükseliyorum, kendimi aşağı attım'' diyerek süreci daha sürrealist açıklamış.

    sağlık durumunu soranlar, ''zamanında kendini boşluğa bıraktığı için bir sorun yokmuş.''

  • babanın tepkisini çok doğal ve haklı bulduğum video.

    buna benzer bir olayı anneme araba sürmeyi öğretirken yaşadım.

    annem düz yolda önüne çıkan çocuğu görünce direksiyonu bırakıp:

    -ayy! çekil yoldan çekil.

    diyerek ellerini sallamaya başladı.

    karşıdaki bisikletli çocuğun suratındaki dehşet ifadesini hala hatırlarım.

  • gece gece kan beynime sıçradı, olay nedir kim haklıdır bilmiyorum ama 7-8 polisin arasındaki kadına sürtünmek nedir yahu nasıl bir hayvanlıktir nasıl bi acizliktir. ne oldu tatmin mi oldun... nasıl bi kafa var amaç ne sürtünurken... ilkel herif, adi, aşağılık...

  • "nasa'nın argeye ayırdığı para kadar biz de diyanete ayırıyoruz, o kadar research ediyoruz ki yeni bir din bulmamız an meselesi"

  • aralık 2007'deki bir röportajında şöyle buyurmuş:

    “ben karapınar’da 20 hanelik bir köyün çocuğuyum. köyler arası maçlarda çok top oynadım. daha o zamanlar yıldızdım. brezilyalı usulü kıvrak oyun stilim nedeniyle bana beyaz zico derlerdi.”

    http://www.aksam.com.tr/…futbolunda_jole_ekolu.html

    ***

    demek ki bülent hocam o yıllarda bir elf köyünde yaşıyormuş. köylü dostlarımızın, doğal görünümü itibariyle zaten sütaş peyniri gibi bembeyaz olan zico'nun rengini bile yeterince beyaz bulmamalarının başka açıklaması olamaz. valla tansiyonum düştü sabah sabah...