hesabın var mı? giriş yap

  • 45 gün nedir arkadaş!
    kendisi yatırım yapıp para kazanacak diye esnafa zulüm.
    tüketici olarak bilmediğimiz detayların bazılarını gösteren başlık.

  • -"güçlü ol, ben seni bekleyecegim . milletin agzini kapat, bütün sorunlarini çöz' gel.bekleyecegim."
    dedi ve gitti.

    -yalniz hanımefendi...
    köyde cenazeye gelmeyeni, düğünde halaya almazlar.

    edit: beklemedi.

    edit 2: defalarca geri dönmek istedi. elbette halaya almıyoruz beyler.

  • tezgahta yazan:
    - ayranın sırrını söylemem.

    diyalog:
    + ne var abi içinde.
    - biber, nane, kekik, limon, soda, reyhan.

  • capgras sendromu adiyla bilinen psikotik bozukluk, ilk kez fransız psikiyatrları capgras ve reboul-lachaux tarafından 1923’te detaylı bir şekilde tanımlanmıştır. bu iki psikiyatr, mirasına konabilmek ve mülkünü elinden alabilmek amacıyla önce kocasının ve sonra kızının yerini alan sahtekarlardan – ya da gerçeğin tamamıyla benzeri olan kopyalardan – söz eden bir kadının vakasını kayda geçirmişlerdir. bu saplantılı fikir, kendinden başka bir psikolojik rahatsızlık ya da zihinsel bozukluk ile birlikte ortaya çıkmadığı için daha da ilginç bir hal almaktadır.

    sir henry head - isminin isaret ettigi gibi kafa meselelerine bas koymus bir ingiliz nörologu - i. dünya savaşı’nda beyninin ön lobundan derin bir yara almış bir hastayı anlatır. hasta, fransa’da iki bolonya olduğuna inanmaktadır: ilki savaşa giderken geçtiği ve gerçek olan bolonya, diğeri ise ingiltere’ye dönerken yolunun üzerine çıkan ve gerçeğin tam bir kopyası olan sahte bolonya. sir henry, bu hastanın, uzun seneler evvel ölmüş olan annesine hala mektuplar yazıyor olması dışında, diğer açılardan tamamen rasyonel göründüğünü söyler. öyle görünüyor ki, head, bu mektup yazma işini ingiliz egzantrikliğinin bir parçası olarak kabul etmiş ve pek de ciddiye almamıştır.

    capgras sanrisinin baslangic asamasini iceren ilginc bir örnek asagidaki sekilde kaydedilmistir:

    "her şey bana biraz garip görünmeye başlıyor, biraz yapay gibi mesela. kimi zaman, etrafımdaki hiçbir şeyin gerçek olmadığı duygusuna kapılıyorum. sanki her şey bir sahne ve herkes bir rol oynuyor. kime gerçekten güvenebilirim? sonunda cesaretimi toplayıp bu durumdan karıma söz ettim. bana garip bir şekilde baktı ve bir doktora görünmem gerektiğini söyledi. bu davranış pek onun yapacağı şey değil. aslında, kulağa delice geliyor biliyorum ama, gitgide daha sıklıkla, bu kadını gerçekten tanıyıp tanımadığımı düşünmeye başladım. son zamanlarda çok sinirli ve rahatsız görünüyor; eskiden hiç böyle değildi. aslında tam olarak neyin değiştiğini söyleyemiyorum ama bütün bu ufak tefek değişiklikler, bana bazan onun aslında benim karım olmadığını düşündürüyor. evlendiğimiz sıralarda çekilmiş eski bir takım fotograflarla, yakın zamanlarda çekilmiş olanları karşılaştırdığınızda, bu değişikliklerden bazılarını gerçekten görebilirsiniz. parmak izlerini karşılaştırmak bir şeyleri kanıtlayabilir mi diye merak ediyorum. "

  • iş kazası geçirdiği için bankanın özellikle yaptığı bir şey değildir. bankadan kredi çekerken krediler bir miktar sigorta parasıyla sigortalanır. eğer iş kazası gibi bir olaydan dolayı ölürseniz kredi borcunuz sigorta tarafından karşılanır.

    yani bankanın borçları silmesi durumu yok, yasal mevzuatta var olan bir şeyi kendi yapıyormuş gibi nemalanmaya çalışan aşağılık bir banka var.

    edit:babamı iş kazasından kaybettim oradan biliyorum.

    debe editi:

    a) ing bank'ın açıklamaları yenilenmiş. ben bunu yazdığımda sadece kredi borçlarının silinmesiyle ilgili twit paylaşmışlardı. gelen tepkiler üzerine diğer durumları da eklemişler. hala daha ilk açıklamadan sonra ters tepki oluşmasın diye yapılan bir imaj kurtarma çalışması olduğunu düşünsem de oradaki insanların şu anda ve ileride her türlü maddi yardıma ihtiyacı olacak. yani bu imaj kurtarma çalışmalarını destekliyorum. en azından boş mesaj vermemiş oluyorlar.

    http://i.hizliresim.com/7m68jv.jpg

    b) bank asya da böyle açıklamalarda bulunmuş. diğer bankaların da yapması gerekir. o yüzden bankalara twitter,e-posta ve diğer sosyal medya araçlarıyla baskı yapabilirsiniz.

    c) sgk kazada hayatını kaybeden ve yaralanan işçilerin ailelerine maaşlarını ivedilikle başlatacağını ve bunun için gezici sgk şubeleri açtıklarını duyurdu. siz de bunu paylaşın oradaki vatandaşların haberi olsun. hem manevi hem de maddi sıkıntıda olan ailelerin bir an önce dünyevi sıkıntılarından bir nebze olsun arınmalarını sağlamamız gerekir.

    d) denizbank da bu yönde bir çalışma başlatmış. kredi borcu olan ve hayatını kaybeden işçilerin borçlarının silinmesi, yaşamını devam ettiren ve borcu olan işçilerin de kredi vadelerinin uzatılması, ödemesiz dönem sağlanması ve faizlerinin silinmesi, yakınları vefat etmiş ailelerin hayat sigortalarından yapılan tahsilatların yine ailelerine yardım olarak aktarılması yönünde çalışma yaptıklarının bilgisi geldi.

  • yiğit can akkor adlı bir restoran sahibinin aktardığı skandaldır. beyefendi'nin yazdığına göre yemeksepeti hem müşterileri kerizliyor hem de restoranlar adına alenen yalan söylüyormuş.

    yiğit can akkor'un sözlerini aynen aktarayım:

    "sahibi olduğum restoran pazartesi günleri kapalıyken, şu anda yemeksepeti‘nden sipariş verdim. restoran kapalı. ben kadıköy’deyim. sipariş verdim. yemeksepeti “sipariş hazırlanıyor” diyor. hayır hazırlamıyorum.

    “sipariş veren” olarak aradığımızda, restoranla ileşime geçmek için bekletiyoruz diyorlar. evet bekliyoruz, şu anda sıfatımız: müşteri.

    ardından telefonum çalıyor. yemeksepeti beni restoran sahibi olarak bilgi almak adına arıyor. cevaplıyorum ve sistemlerinde restoranın pazartesi günleri kapalı olduğunu, bunun yeni sisteme geçtiklerinden beri beceremediklerini söylüyorum.

    ardından ekliyorum: “lütfen sipariş veren müşteriye sorunun restorandan kaynaklı değil, yemeksepeti’nden kaynaklı olduğu iletin ki, restoranımız bir itibar kaybı yaşamasın” karşıdaki beyefendi, tabii ki böyle söyleneceğini, teknik aksaklık olarak iletileceğini söylüyor.

    ardından müşteri sıfatımda bana geri dönülüyor. açıklama şu: restoran siparişinizi teknik bir sorundan dolayı iptal etti. kendisine soruyorum: “restorana sipariş ulaşmış ve bir şekilde yollayamadıları için restoran tarafından bir iptal mi var?”

    karşıdaki beyefendi: “evet” diyor. “restoran siparişinizi iptal etti”

    bunu okuyanlardan ricam, ki daha önce böyle bir ricam olmadı, olabildiğince paylaşsınlar bu durumu. çünkü işini iyi yapan restoran sahipleri yemeksepeti‘nin bu zulmünü ve yalanlarını hak etmiyor.

    yemeksepeti’ni sipariş veren olarak uzun zamandır kullanmıyorum. en yakın zamanda resotan olarak da kullanmayacağım. kimsenin kimseyi karalamaya, kimsenin kimse hakkında yalan beyan vermeye hakkı yok.

    kandırdığınız insanlar, umarım en kısa zamanda kurtulur sizden."

    tweetler

    dm'den gelen bir başka skandalı da aynen aktarmak istiyorum:

    "merhaba, sizlere yemeksepeti hakkında daha büyük bir skandal aktarabilirim.
    bir kullanıcı mobil uygulama üzerinden hesabınıza erişim sağlarsa. bu oturumu sonlandırmanız mümkün değil. şifre değiştirseniz bile sadece web üzerinden açılmış oturumlar sonlanıyor.

    yaklaşık 1 ay önce hesabımıza giriş sağlandı. konu ile ilgili bütün birimler ile görüşme yapıldı. erişim sağlanan oturumu sonlandıramadığımız için hesabı silmek zorunda kaldık."

    bir başka "yalan" örneği. yemeksepeti müşterilerine yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmiş sanırım.

    "hocam naçizane bir tane de bende var bunlar kadar skandal olmasa da :) basit bir sipariş gecikmesi-iptali gibi görünse de aslında bu hikayeyle birlikte anlam kazanıyor bence. 23.00’te kapanan bir restorandan 22.00’de verdiğim sipariş gelmeyince 23.00’te yemeksepeti canlı yardıma yazdım. siparişin yolda olduğu bilgisini aldım. saat 00.00’da canlı yardımdan başka birine tekrar ulaşıp yolda olan siparişimin nerede olduğunu sordum, “şu an” hazırlandığı bilgisini aldım ve canlı yardım hatalı bilgi için özür diledi. saat 01.00’de siparişim iptal edildi."

  • 19 ocak 2007'de hrant dink’in agos gazetesi önünde silahlı saldırı ile öldürülmesinden bu yana, girift bir adli süreç yaşanıyor. 140journos, kafası karışanlar için bu sürecin akışını ve öne çıkan figürlere ilişkin dava süreçlerini derledi.

    adım adım 2007'den bugüne adli süreç
    22 ocak 2007'de, dönemin istanbul emniyet müdürü celalettin cerrah, suikast için “örgütle bağlantısı yok” dedi.

    ogün samast ile birlikte gözaltına alınan yasin hayal, zeynel abidin yavuz, ersin yolcu ve ahmet iskender, 24 ocak 2007'de tutuklandı.

    temmuz 2007’de ilk duruşma görüldü, davada 18 kişi yargılanıyordu.

    8 ekim 2007’de savcılık, soruşturma dosyasına gizlilik getirdi. dosya, dink ailesi avukatlarına da kapatılmış oldu.

    2008 nisan ayında trabzon’daki jandarma görevlileri hakkında dava açıldı. dava açılanlar arasında jandarma alay komutanı ali öz de bulunuyordu. 2016’daki darbe girişimi sonrası, trabzon jandarma istihbarat görevlisi veysel şahin ve ali öz tutuklandı.

    2008'de dink ailesi avukatları, istanbul 14. ceza mahkemesi ve istanbul savcılığı’na, trabzon ve samsun’da devam eden yargılama ve soruşturmaların ana davayla birleşmesi için dilekçe verdi. dilekçeler reddedildi. 9 yıl sonra, 2016’da, hrant dink cinayeti ve kamu görevlilerine yönelik soruşturmaların tamamı birleştirildi.

    2008'de, dink’in öldürülmesi 1. ergenekon iddianamesinde örgütün işlediği suçlar arasında sayıldı.

    7 temmuz 2008’de davanın sanıklarından, azmettiricilik suçundan tutuklanan yasin hayal’in eniştesi coşkun iğci, mahkemede verdiği ifadesinde, “dink’in öldürüleceğine dair bilgiyi jandarma istihbarat’a verdiğini” söyledi.

    2010'da, dava devam ederken dink ailesi avukatları avrupa insan hakları mahkemesi’ne başvurdu. aihm 10 şubat’ta kararını açıkladı. türkiye’yi mahkum eden aihm’in mahkumiyet kararında, “kamu görevlilerine ilişkin etkin soruşturma yapılmadığı” ve “dink için koruma kararının çıkarılmış olması gerektiği” belirtiliyordu.

    17 ocak 2012 günü mahkeme kararı açıklandı, “örgüt yoktur” denildi.

    12 kasım 2012’de dink ailesi avukatları anayasa mahkemesi’ne başvuruda bulundu. iki yıl sonra, 17 temmuz 2014’te anayasa mahkemesi dink cinayeti davasında ihlal kararı verdi.

    13 mayıs 2013’de yargıtay 9. ceza dairesi, dink cinayeti davasında istanbul 14. ağır ceza mahkemesi’nin verdiği kararı bozdu; “örgüt var” dedi ve dosyayı yerel mahkemeye gönderdi.

    2013 yılının nisan ayında ‘dördüncü yargı paketi’ olarak anılan yasal değişikler yapıldı. aihm tarafından etkin soruşturma yürütülmediğine karar verilen davalarda, soruşturma açılmasına olanak sağlandı.

    temmuz 2013’te dink ailesi avukatları, trabzon emniyet, jandarma, istanbul valilik ve emniyet görevlileri hakkında soruşturma açılması için istanbul cumhuriyet başsavcılığı’na başvuruda bulundu.

    22 ocak 2014’de bölge idare mahkemesi de bu kararı onayladı. neticede 21 şubat’ta da istanbul cumhuriyet başsavcılığı, ‘kovuşturmaya yer olmadığı’ yönünde karar verdi.

    21 mayıs 2014’te bakırköy 8. ağır ceza mahkemesi, istanbul cumhuriyet başsavcılığı’nın kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararını kaldırdı, ve mahkemede alınan karara göre, artık kamu görevlileri de yargılanacaktı.

    17 temmuz 2014’te anayasa mahkemesi dink cinayeti davasında ihlal kararı verdi: “kamu görevlileri yeterince soruşturulmadı.”

    8 ocak 2014'te cizre emniyet müdürü olarak görev yapan, yine dönemin trabzon emniyet müdürlüğü istihbarat şubesi görevlisi ercan demir tutuklandı.

    13 ocak 2015’te ilk olarak dönemin trabzon emniyet müdürlüğü istihbarat şubesi görevlisi polis memurları muhittin zenit ve özkan mumcu soruşturma kapsamında tutuklandı.

    6 mart’ta dönemin emniyet istihbarat dairesi başkanı ramazan akyürek; 28 mayıs’ta da emniyet istihbarat dairesi c şubeden sorumlu emniyet müdür yardımcısı ali fuat yılmazer tutuklandı, haklarında “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet istendi.

    savcı gökalp kökçü, daha önce 3 kez gönderdiği ve reddedilen iddianameleri düzenleyerek 26 kamu görevlisi hakkında aralık 2015’te dava açtı. böylece kamu görevlilerini yargı karşısına çıkaran ilk savcı oldu. savcı, 11 ocak 2016'da görevden alındı ve 15 temmuz sonrası tekrar atandı.

    26 ocak 2016'da yargıtay, hrant dink suikasti ana davasını, kamu görevlilerinin ihmali davasıyla birleştirdi. önceki davada görülen 25 duruşma boyunca kamu görevlilerin mahkemeye gelmesi yönündeki talepler reddedilmişti.

    15 temmuz darbe girişimi iddianameleri ışığında savcılık, dink cinayetini, “darbe kalkışmasına giden süreçte bu yolda bu amaç için attırılan ilk kurşun” olarak kabul ediyor.

    2016 yılı boyunca, darbe girişimi sonrasında dink cinayetiyle ilişkisi olduğu iddiasıyla, aralarında üst düzey rütbelilerin de bulunduğu 30'u aşkın jandarma görevlisi gözaltına alındı, 15 jandarma görevlisi tutuklandı.

    adli süreçte öne çıkan figürler: ogün samast, yasin hayal, erhan tuncel, celalettin cerrah, ramazan akyürek ve ali fuat yılmazer. bu kişiler ile ilgili, hrant dink davası’nın yanı sıra; 15 temmuz darbe girişimi, dink suikastinin öncesinde yaşanan olaylar ve ergenekon davası gibi dosyaların çerçevesinde edindiğimiz bilgileri derledik:

    ogün samast
    babası ahmet samast, oğlunu televizyonda cinayet zanlısı olarak görünce polisi arayıp oğlunu ihbar etti

    20 ocak 2007’de gözaltına alındı, 24 ocak 2007'de tutuklandı.

    30 ekim 2007’de samsun’da ogün samast’a “kahraman” diyen iki polis memuru hakkında dava açıldı ve beraat ettiler. samast’la birlikte poz veren iki polis şefi, 2016'da, fetö/pdy soruşturması kapsamında önce açığa alınacak, ardından meslekten ihraç edilecekti.

    2010’da samast’ın dosyası, yaşı nedeniyle diğer sanıklardan ayrıldı. çocuk mahkemesinde yargılandı ve 22 yıl 10 ay hapis cezası aldı.

    cinayet günü, samast’a eşlik eden jandarma görevlilerinin görüntüleri basına yansıdı. 2015 yılının kasım ayında, jandarmanın olay yerinde olduğuna dair kanıtlar savcılık dosyasına girdi. ancak gözaltına alınan veya ifadeye çağırılan olmadı.

    yüzbaşı muharrem demirkale’nin, olay yerindeki jandarmalarla sık sık telefon irtibatı kurduğu ve istanbul emniyeti istihbarat şube müdür yardımcısı metin canbay’ı aradığı belirtildi. canbay, ‘paralel devlet yapılanması soruşturmaları’ kapsamında şüpheli olarak halen aranıyor. demirkale, canbay’dan iki dakika sonra ali fuat yılmazer’i de aradı.

    yasin hayal
    cinayet öncesinde trabzon’da bir katolik rahibe saldırı düzenledi, 2004'te mc donald’s bombalı saldırısını gerçekleştirdi, 11 ay cezaevinde kaldı. 2005’te cezaevinden çıktı ve 2006'da trabzon istihbarat şubesi tarafından takibe alındı.

    19 ekim 2005’te ‘hayal’in ermenilere karşı büyük bir kin beslediği, istanbul’da ermenilere karşı eylem yapmayı planladığı,’ 2006 yılının ocak ayında hayal’in tnt bulmak için bazı kişilerle irtibat kurduğu bilgileri istihbarat raporlarına yansıdı. hayal’in ‘istanbul’a giderek hrant dink’i öldürmek istediğine’ dair istihbarat raporunun düzenlenme tarihi 15 şubat 2006’ydı.

    hrant dink cinayetin ardından açılan ilk davada azmettirici olarak yargılandı.

    mahkeme 2012'de verdiği kararla, tutuklu sanık yasin hayal’in, “hrant dink’i tasarlayarak öldürmeye azmettirmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırmış, ‘silahlı terör örgütü yöneticisi olmak’ suçundan ise beraatini kararlaştırmıştı.

    erhan tuncel
    karadeniz teknik üniversitesi’nde öğrenci, yasin hayal ve grubundan emniyet istihbarata bilgi getiren kişi.

    mc donald’s’ın bombalanmasının ardından polis muhbiri yapıldı.

    hayal’in dink’i öldüreceğine dair bilgi polise bilgi veren tuncel’in, aynı zamanda hayal’e de cinayet tasarısı sırasında dink’in fotoğraflarını verdiği iddia edildi.
    dava dosyasına yansıyan bilgilere göre tuncel, görevden alındıktan sonra istihbarat şubesi’ne ait telefonla 34 görüşme yaptı. duruşmalarda, dink cinayetiyle ilgili bilgi vermek istediğini ancak kendisine dönüş yapılmadığını iddia etti.

    trabzon istihbarat polislerinin sorgulandığı duruşmalarda, tuncel’in telefon iletişim kayıtlarıyla kanıtlanmış bu görüşmeleri kiminle yaptığı ortaya çıkartılamadı; polisler görüşme yapmadıklarını iddia etti.

    tuncel, 2007 yılında açılan dink cinayeti davası süresince tutuklu kaldı. 17 ocak 2012’de mahkemenin ‘örgüt bulunamadı’ kararıyla beraat etti ve serbest bırakıldı. yargıtay, yerel mahkemenin kararını bozdu ve tuncel hakkında yeniden tutuklama kararı verdi.

    24 ekim 2013’te yeniden tutuklanan tuncel, 7 mart 2014’te tutukluluk sürelerini 5 yılla sınırlandıran yasa değişikliğinin ardından yeniden tahliye edildi.

    şu anda davada tutuksuz yargılanan tuncel, ifadelerinde ergenekon soruşturmasının başladığı dönemde dink cinayetinin ergenekon tarafından tasarlandığını söylemişti. 15 temmuz darbe girişiminin ardından cinayetin fetö/pdy tarafından işlendiğini söylemeye başladı.

    celalettin cerrah
    dink ailesi avukatları, istanbul emniyet müdürü celalettin cerrah’ın da aralarında bulunduğu istanbul emniyet müdürlüğü görevlisi polislerin ve emniyet istihbarat dairesi başkanlığı görevlisi polis memurlarının tanık olarak dinlenmesini istedi. mahkeme heyeti talepleri reddetti.

    28 kasım 2013'te istanbul valisi hüseyin avni mutlu; cerrah ve cinayetle ilgili soruşturma açılması istenen diğer isimlerle ilgili soruşturma izni vermedi.

    22 ekim 2014'te soruşturmayı yürüten savcı gökalp kökçü; aralarında dönemin istanbul emniyet müdürü celalettin cerrah, istanbul istihbarat şube müdürü ahmet ilhan güler, emniyet istihbarat dairesi başkanı engin dinç ve ramazan akyürek’in de sanık olarak bulunduğu iddianameyi mahkemeye gönderdi.

    aynı gün iddianame teknik gerekçelerle geri gönderildi. kökçü, 25 ekim’de bir kez daha iddianamesini mahkemeye gönderdi. başsavcılık, 3 kasım’da iddianameyi savcıya geri gönderdi; ‘kasten öldürme’ suçu ile şahıslar arasında illiyet bağını yeterli düzeyde delillendirilmemesi gerekçe gösteriliyordu. savcı kökçü, 4 kasım’da iddianamesine bir isim daha ekleyerek yeniden mahkemeye gönderdi.

    2016'da bu soruşturma, diğer soruşturmalarla birleştirildi.

    cerrah’ın bugün, ‘görevi kötüye kullandığı’ iddiasıyla 6 aydan 2 yıla kadar hapsi isteniyor.

    cerrah tutuksuz yargılanıyor.

    ramazan akyürek
    dink 2007’de öldürüldüğünde akyürek, emniyet istihbarat dairesi başkanıydı.

    2012’de emniyet genel müdürlüğü teftiş kurulu başkanlığı’na terfi ettirilen akyürek, 17 aralık yolsuzluk operasyonunun ardından görevden alındı ve 22 temmuz 2014'te emniyet mensuplarına yönelik yapılan operasyonda tutuklandı.

    akyürek şubat 2015'te dink cinayetinde sorumluğu olan kamu görevlileri hakkındaki soruşturma kapsamında tutuklandı. akyürek hakkında ayrıca fetö/pdy soruşturması kapsamında tutuklama kararı bulunuyor.

    ali fuat yılmazer
    cinayet işlendiği sırada istihbarat daire başkanlığı c şube müdürü
    yılmazer, 22 temmuz 2014'te emniyet mensuplarına yönelik yapılan operasyonda tutuklandı.

    şubat 2015'te düzenlenen operasyonda, “terör örgütü kurmak ve yönetmek”, “kurulan örgüte üye olmak”, “terör örgütünün faaliyeti kapsamında siyasal veya askeri casusluk”, “türkiye cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs’’ suçlarından dördüncü kez tutuklandı.

    yılmazer hakkında ‘tasarlayarak kasten öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’ isteniyor. bunun sebebi; dink’e dönük tehditler, dink’i öldürmeyi tasarlayan yasin hayal ve ekibi, dink’e karşı eylemler organize edenler yılmazer’in başında olduğu şubenin çalışma alanına girmesi

    yılmazer, tutuklanma sürecinde verdiği ifadelerde istihbarat olarak “70’lerden bu yana dink’i takip ettiklerini” belirtti.

    yılmazer şu anda dink, yasadışı dinleme ve selam tevhid’de kumpas davaları kapsamında tutuklu.

    yazının tamamı ve sürece dair grafikler, zaman akışları için orijinal haber linki: https://haber.140journos.com/…2b7222e7f1#.aw2w9jxa0